Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
✩ <strong>Sanat</strong> <strong>Cephesi</strong><br />
Öykücü, kenara çekilmifl gözlem içindeyken kendine karanfil veren iflçinin<br />
karfl›dan el sallad›¤›n› gördü;<br />
Koflarak öykücünün yan›na gelen iflçi, kuflkuyla soruyordu;<br />
“Neden yan›m›zda de¤ilsin?”<br />
Öykücü’nün ifli, gözlemleyerek eylemin izini sürmekti, ama sonunda dayanamad›;<br />
copuna, biber gaz›na, boyal› suyuna ve kravat›na da bir küfür sallay›p<br />
iflçilerin aras›na kat›ld›.<br />
Polisler biyonik robotlar gibi kurgulanm›fl, sald›r› düzeninde bekliyorlard›.<br />
‹flçilerse coflkulu ve toplumsal reflekslerin güdümüne girmifl, ›l›k bir rüzgâr›n<br />
esintisiyle, tarladaki bu¤day baflaklar› gibi dalgalan›yorlard›. Yürümek<br />
istiyorlard› ama polis çemberinin içinde kalm›fllard›. Belli ki inceldi¤i yerden<br />
kopacakt› duygular›.<br />
Önce itifl kak›fl, sonra gö¤üs gö¤se, kap›flt›lar birden.<br />
Onlar ki çevik güç, coplar›, biber gaz› ve panzerleri vard›. Beyinlerine<br />
kaz›nm›flt› sanki nefretleri ve öfke içindeydi güçleri. Ne açl›k ve yoksulluk,<br />
ne de kardefllik dinliyor, ac›mas›z bir h›rsla inip kalk›yordu coplar›.<br />
K›yamet sanki, toz duman içinde yaflam...<br />
Ve can pazar›nda bir 盤l›kt› emek...<br />
Nas›l oldu¤unu anlayamad›, kolundan tutmufl götürüyorlard›.<br />
“Ben öykücüyüm” dese de ifle yaramad›. Daha bir s›k› tuttular kolundan.<br />
“Eylem içinde iflin ne?” diye ç›k›flt›lar. Gerçek suçluyu bulduklar›n› düflünüp<br />
daha bir h›rsla zorlay›p polis otosuna bindirdiler.<br />
Yan›na oturan polis;<br />
“Ben seni tan›yorum” dedi.<br />
“Nereden tan›yorsun?”<br />
“Kravat›ndan.”<br />
Ne ifltir bu anlayamad›, kravat› ihbarc› m›yd› onun?<br />
Sorguya al›nd›¤›nda, gözlerini kravattan ay›rm›yordu komiser ve dayanamad›<br />
sonunda;<br />
“Kravat›ndan da m› utanm›yorsun?” diye ç›k›flt› öykücüye.<br />
Serbest kalm›flt› ama olanlar› içine sindiremiyordu. “Kravat›ndan da m›<br />
utanm›yorsun?” demiflti ve utans›n diye onu ba¤›fllam›flt› komiser.<br />
“Parlak ve renkli bir kumafltan kesilip biçilen bu bez parças›na kimler<br />
efendilik ve sayg›nl›k yüklemiflti? Nas›l da anlamad›k ve aptalca boynumuzu<br />
uzatt›k ona” diye düflünürken, yüzünü ekflitip güldü. Sonra da boynundan çekip<br />
ç›kard›, buruflturup cebine koydu kravat›n›.<br />
112<br />
* * *