Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
2- Avukatları şüphe altında tutmak;<br />
Zaman gazetesinde 22 Temmuz<br />
2013 tarihinde çıkan haberde “Tanıklara<br />
göre avukatlar, pişman olup<br />
ifade veren üyeleri örgüte bildiriyor.<br />
Üzerinde baskı kurulan kişinin böylece<br />
eylemi deşifre etmesi engelleniyor”<br />
şeklindedir.<br />
İfade veren kişi hakkında örgüte<br />
bilgi verince eylemin deşifre edilmesi<br />
önlenmiyor öyle mi? Haber böyle diyor.<br />
İşte haber dikte edilince anlamsız<br />
çelişik manalar çıkıyor. İfade veren<br />
kişi eylemlerini deşifre etmiş olmuyor<br />
mu? Kaldı ki, gözaltındaki<br />
kişi emniyettedir zaten, avukat ya da<br />
örgüt onun üzerinde nasıl bir baskı kurabilir.<br />
Asıl baskının kaynağı polistir<br />
avukat değil. Gözaltında bulunan kişinin<br />
özel avukatı ile görüştürmemek<br />
için onlarca oyun geliştirmiştir polis.<br />
Gözaltı aşamasında sadece bir avukat<br />
ile görüşme yapma kısıtlamasını onlar<br />
dayatmıştır.<br />
Bir diğer habere bakalım; avukatların<br />
örgüt üyeleri tarafından da bilindiğini<br />
söyleyen gizli tanık ifadesi<br />
şöyle: “Bu avukatlar gelince yakalanan<br />
kişi susar. Bir örgüt mensubu gözaltına<br />
alınırsa mahalle sorumlusu’<br />
olayı Halkın Hukuk Bürosu’na aktarır.<br />
Olayı öğrenen avukat yakalanan<br />
kişinin haberi olmadan emniyete gider,<br />
bazen aileler de ikna edilir ve birlikte<br />
gidilir. Ayrıca örgütsel toplantılarda<br />
örgüt üyelerine gözaltı durumunda<br />
Halkın Hukuk Bürosu’ndan avukat isteneceği<br />
talimatı verilir.”<br />
Bu haber bir gizli tanığın beyanına<br />
dayanmaktadır. Muhtemel ki bir<br />
polisin ya da polisleşen bir kişinin beyanıdır.<br />
İddianamede iki yıl içerisinde<br />
470 kişinin DHKP/C suçlaması<br />
ile gözaltına alındığını bunların<br />
288’ine yani yüzde 61’ine Halkın<br />
Hukuk Bürosu avukatları katıldığı<br />
belirtirmiş. Asıl rahatsızlık budur.<br />
Gözaltına alınan kişinin yasal hakkı<br />
olan susma hakkını kullanması ve<br />
avukat olarak büroyu talep etmelerinden<br />
rahatsız olan emniyet bunu engellemek<br />
için gizli tanıkları devreye<br />
sokmuştur. Çünkü büro avukatlarının<br />
katıldığı soruşturmalarda polis gözaltına<br />
aldığı kişiyi istediği gibi yönlendirememekte,<br />
bir piyon gibi kullanamaktadır.<br />
Emniyetin büromuza<br />
yönelik öfkesinin nedenide budur.<br />
Örgüt Üyesine<br />
Cezaevinde Sorgu<br />
Asuman Akça isimli DHKP-C terör<br />
örgütü üyesinin Avukat Taylan Tanay<br />
tarafından cezaevinde sorgulandığını<br />
anlatan yüzleşme, Asuman tutuklandıktan<br />
bir hafta sonra örgüt<br />
ona Taylan Tanay’ı avukat yaptı. Örgüt<br />
adına sorgulamayı Tanay yapıyor.<br />
Akça’ya sen kendini yakalatmışsın.<br />
Neden yanında silah yoktu. Neden çatışmaya<br />
girmedin? şeklinde sorular soruyor.<br />
Bu soruları Taylan Tanay soruyor<br />
ama aslında yurtdışından geliyor.<br />
şeklinde konuşuyor.<br />
Bu haberin kaynağı yine bir gizli<br />
tanık. Gizli tanık, bu bilgiye nasıl ulaşmış<br />
bilinmez, bu gizli tanık Asuman<br />
Akça mı? Eğer öyle ise kendini kurtarma<br />
derdine girmiş bir itirafçı elbette<br />
kendini kurtarma çabasına girecektir<br />
ve iftira atacaktır. Bu kişinin söylediklerine<br />
inanılabilir mi? Niyet komplo<br />
kurmak ise evet, her şey kullanılabilir.<br />
Bir diğer dikkat çekiçi husus<br />
ise gizli tanıkların ifadelerinin operasyondan<br />
sonra alınmış olmasıdır.<br />
Yani once operasyon yapıldı, sonra<br />
delil elde edemeyince, gizli tanık<br />
beyanlarına başvurulmuş. Ve bu gizli<br />
tanıklar dışında dosyada delil niyetine<br />
hiç bir şey eklenememiş.<br />
Besleme İslamcı medya haberlerine<br />
devam ediyor. İhlas Haber Ajansı’nın<br />
yaptığı haber şöyle;<br />
“DHKP-C'ye yönelik hazırlanan<br />
iddianame, kaos planını ortaya çıkardı.<br />
Kaos oluşturmak için CHP'li başkanı<br />
öldürüp MHP'nin üzerine atacaklarmış.<br />
Sanık avukatlardan Ebru<br />
Timtik'in örgütün eylem talimatlarını<br />
tetikçilere ulaştırdığı iddia edildi.<br />
Çanakkale E Tipi Cezaevi'nde yatan<br />
İsmet Özdemir, ifadesinde dönemin<br />
CHP Kağıthane İlçe Başkanı Fevzi<br />
Şit'e DHKP-C'nin talimatıyla suikast<br />
düzenleyeceklerini anlattı. "Timtik<br />
verdiği pusuladaki talimatları yerine<br />
getirmemi ve CHP seçim aracını<br />
kullanan Şafak Korkmaz'ın, ilçe<br />
başkanını öldürdükten sonra, olay yerine<br />
MHP bayrağı koyacağını söyledi.<br />
DHKP/C'nin eylemi üstlenmeyeceğini,<br />
MHP'yi hedef göstererek örgüt<br />
mensuplarının MHP binaları ve<br />
MHP'lilere saldırarak kaos yaratacağımızı<br />
belirtti.<br />
Komik olduğu kadar amatörce uydurulmuş<br />
bir yalanı anlata anlata insanların<br />
inanmasını beklemek aptallıktır.<br />
Birincisi DHKP/C isimli örgütün<br />
stratejisini devlet de halkta çok iyi<br />
bilir. İddianamede de örgütün stratejisi<br />
anlatılmış, DHKP/C’nin kaos çıkartıp<br />
bundan yararlanmaya çalıştığından<br />
bahsedilmemiş iddianamede. Bu yanıyla<br />
bu iddia iddianamenin kendisi ile<br />
çelişmektedir. İkincisi eğer örgüt gerçekten<br />
kaos çıkartmak isterse kaosun<br />
CHP’li birini öldürüp oraya MHP<br />
bayrağı bırakarak olmayacağını bilir.<br />
Bu çok komik ve ucuz bir yöntemdir.<br />
Bu kurgu ile kimseyi inandıramaz.<br />
Üçüncüsü ifade verdiği söylenen İsmet<br />
Özdemir yalancının birisidir. İsmet Özdemir<br />
yıllardır ifade verip durmaktadır.<br />
Son dört yıldır nedense her dosyada<br />
ifadesi var. Ve bir ifadesi diğerini tutmamaktadır.<br />
İlk ifadesinde yüzlerce kişiyi<br />
örgüt üyesi olarak ilan etti. Nasıl<br />
olduysa ilk ifadesinden dört yıl sonra<br />
ve üstelik operasyonun yapılmasından<br />
sonra Av. Ebru Timtik’in ona talimat<br />
verdiğini hatırlayıp ifade veriyor. İsmet<br />
Özdemir yalancının, ahlaksızın tekidir.<br />
Polisin istediği şekilde ifade verip<br />
Av. Ebru Timtik üzerine komplo kurmaya<br />
çalışmaktadır. Bu sahtekarlığın<br />
açığa çıkması eminiz fazla uzun sürmeyecektir.<br />
Türkiye gazetesi ve İhlas Haber<br />
Ajansı’nın 21.07.2013 günkü haberleri<br />
devam ediyor. Bu gazetelerde<br />
Çagdaş Hukukçular Derneği’nin Suriye’de<br />
yaptığı incelemelerden ve<br />
açıklamalardan rahatsız olmuşlar.<br />
Onlarda haberlerinde iddianamedeki<br />
polisin bu kurgusunu ön plana çıkartmışlar.<br />
DHKP-C avukatları Şam ve Beyrut'ta<br />
toplanmış.<br />
İddianamedeki en çarpıcı iddialardan<br />
biri de şüphelilerden Selçuk<br />
Kozağaçlı ve Oya Aslan'ın, Çağdaş<br />
Hukukçular Derneği (ÇHD) adına Suriye<br />
ve Lübnan'a gidip Şam ve Beyrut'ta<br />
bir dizi toplantılara katıldığının<br />
<strong>Sayı</strong>: 376<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
4 Ağustos<br />
2013<br />
ADALET DE UYUYOR, ADALET İSTİYORUZ!<br />
13