01.11.2014 Views

Sayı - Yürüyüş

Sayı - Yürüyüş

Sayı - Yürüyüş

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

çaları da içeren Kürt dinamiği bölgesel<br />

taşeronluk heveslisi Türkiye<br />

denetiminde emperyalist nüfuz mücadelelerinin<br />

yedeğine almıştır. Uzun<br />

vadede Misak-ı Milli projesi de bu<br />

hesaba dayanıyor” (Kızıl Bayrak,<br />

<strong>Sayı</strong>: 17, 26 Nisan 2013, Syf: 21)<br />

Kızıl Bayrak, bu değerlendirmesinden<br />

önce, “PYD’nin ÖSO ile 11<br />

maddelik bir anlaşma imzalayarak<br />

BAAS yönetimine karşı ortak hareket<br />

edeceklerini ilan ettiler” şeklinde<br />

burjuva basında yer alan bilgiyi aktarmakla<br />

yetinmiştir. “PYD’den Gerici<br />

Muhalefete Katılma Sinyalleri”<br />

başlıklı yazılarında ise (<strong>Sayı</strong>: 16, sf:<br />

21, 19 Nisan 2013) Şu belirlemeyi<br />

yapmışlardı:<br />

“Belirtmek durumundayız ki,<br />

SUK’a (Suriye Devrimci Güçler Ulusal<br />

Koalisyonu) katılmak, Kürt halkının<br />

özgürlüğü uğruna mücadele<br />

etmek için kurulan bir hareketin meşruluğunu<br />

ilerici devrimci güçler nezdinde<br />

tartışmalı hale getirecektir.<br />

“PYD’nin bu talihsiz yönelimi,<br />

ister İmralı’da devam eden pazarlıklardan<br />

kaynaklansın, ister alanda<br />

yaşanan sıkışmanın sonucu olarak<br />

gündeme gelsin sonuç değişmiyor.<br />

Dinci-gerici AKP iktidarı ve emperyalistler<br />

güdümündeki SUK’la aynı<br />

mevziye girmektedir.”<br />

Kızıl Bayrak’ın PYD ile ilgili aktardığımız<br />

değerlendirmeleri yapması<br />

olumluluktur. Ancak PYD’nin neden<br />

tavır değiştirmemesine değinmemesi<br />

yanıyla eksiktir. Zira PYD’nin, A.<br />

Öcalan’ın MİT ile görüşmelerinden<br />

çıkan kararın PYD’ye talimat olarak<br />

gönderilmesi nedeniyle tavır<br />

değişikliğine gittiği de bilinmektedir.<br />

Kızıl Bayrakçılar, “AKP’nin güncel<br />

ihtiyaçları” çerçevesinde ise şunları<br />

söylüyorlar:<br />

“İktidar mevzilerini sağlamlaştırmak,<br />

Türkiye’nin anayasal düzenini<br />

kendi eğilimleri doğrultusunda dizayn<br />

etmektir. Bunu ise yeni anayasa ve<br />

2013-2015 seçimlerinin garantiye<br />

alınması sağlayabilir. Dolayısıyla<br />

Kürt hareketini (ve elbette yedeğinde<br />

hareket eden sol çevreleri) masada<br />

oyalayabilmesi AKP için hayati önem<br />

arzediyor. Yoksa onun temel taleplerini<br />

kısmen de olsa karşılıyor. Kürt<br />

sorununu çözmek gibi bir yaklaşımı<br />

hiçbir zaman yoktur. ” (Kızıl Bayrak,<br />

<strong>Sayı</strong>: 17, Syf: 21)<br />

Evet, Kızıl Bayrakçılar doğru söylüyor.<br />

AKP’nin “Kürt sorununu çözmek”<br />

gibi bir derdi yoktur. Zira hala<br />

“terör sorunu”, “PKK’nin tasfiyesi”<br />

sorunu olarak değerlendirmektedir.<br />

Yanlış olan Kürt milliyetçilerinin ve<br />

kayıtsız-şartsız destek veren solun estirdiği<br />

“Barış gelecek, her şey güzel<br />

olacak” yalanıyla halkı aldatmak için<br />

ellerinden geleni yapmalarıdır.<br />

Sonuç olarak: K. Bayrak’ın “İmralı<br />

sürecini”, “tasfiyecilik” olarak tanımlaması<br />

ve başta HDK bileşenleri olmak<br />

üzere tasfiye sürecine destek verenleri<br />

“kuyrukçu sol” olarak tanımlayıp, yaşanacakların<br />

sorumluları olacaklarını<br />

söylemesi olumluluktur. Tasfiye süreci,<br />

tüm sola, özellikle de gerçekleri şu<br />

veya bu ölçüde görenlere devrimci<br />

mücadeleyi yükseltme görevini yüklemektedir.<br />

Bu aynı zamanda söz konusu<br />

örgütlerin geleceğinin de belirleyeni<br />

olacaktır. K. Bayrak da, bu gerçeklerden<br />

hareketle yapabildiklerinin<br />

azamisini yapmakla yükümlüdür.<br />

Özgür Gelecek: Amaç<br />

Silahlı Güçlerin<br />

Tasfiyesidir! Ama Tasfiye<br />

Diye Diye Tasfiyeciliğe<br />

Güç Taşımayalım<br />

A.Öcalan’ın “Newroz çağrısı”yla<br />

ilgili olarak, “bilinen paradigmanın<br />

tekrarından ibarettir. ” “Yeni bir şey<br />

yok” diyorlar. Peşi sıra da, Ancak,<br />

“Tüm bunlar bir yana” ile başlayan<br />

cümleler kuruyor paragraflar yazıyorlar.<br />

İşte bunlardan ikisi:<br />

“Ancak bir noktaya dikkat çekmek<br />

gerekir. Öcalan, Newroz’da okunan<br />

mektubunda, ‘İslam hukukuna dayalı’<br />

birliktelikten bahsediyor. Misak-ı Milli<br />

çerçevesi çiziyor Çanakkale ve Kurtuluş<br />

Savaşı güzellemesi yapıyor.<br />

“Tüm bunlar bir yana, asıl dikkat<br />

çekici olan şudur: A. Öcalan kimilerince<br />

“dağ fare doğurdu” olarak yorumlanan<br />

mektubunda (kendileri de<br />

“tekrar”, “yeni bir şey yok” diyorlar-bn)<br />

“Silah değil siyaset önce<br />

çıksın” çağrısı yapmaktadır. Bu tavır,<br />

Öcalan’ın bilinen çizgisinde ısrarlı<br />

olduğunu gösteriyor. ” (Özgür Gelecek,<br />

<strong>Sayı</strong>: 55, Syf: 3, 27 Mart<br />

2013)<br />

Oligarşinin Kürt milliyetçi hareketle<br />

neden ve ne karşılığı masaya<br />

oturduğuna ilişkin şunları söylüyorlar:<br />

“Tüm hakim sınıflarının Kürt ulusal<br />

sorununa dair attıkları adımlar,<br />

“Kürt kardeşlerini” düşündüklerinden<br />

değildir. Asıl olarak, Öcalan’ı “bebek<br />

katilliği”nden “muhatap” aşamasına<br />

getiren tam da bölgede yaşanan gelişmeler<br />

ve açığa çıkan kimi olanaklardır.<br />

Ne yazık ki, Kürt ulusal hareketin<br />

kendi önderleri, “Kürtleri<br />

tanıyın”, “bazı kırıntı haklar verin<br />

ve birlikte Orta Doğu’yu fethedelim”<br />

anlayışı içindeler. Hal böyle<br />

olunca, Türk hakim sınıfları, “büyümek”ten<br />

bahsediyorlar, bölgeye<br />

yönelik gündüz düşleri görüyorlar.”<br />

(Özgür Gelecek, sayı: 51. Sf: 3)<br />

“Eğer Kürt ulusal hareketi tasfiye<br />

edilecekse, bunu en az hasarla (örneğin<br />

silahlı temelde kopuşlar yaşanmadan)<br />

yapabilecek kişi A. Öcalan’dır.”<br />

(Özgür Gelecek, sayı: 51)<br />

Özgür Gelecek’in de belirttiği<br />

gibi oligarşi için önemli olan Kürt<br />

milliyetçi hareketin tasfiyesidir. Bunu<br />

kırıntılar karşılığı, üstelik “demokratikleşme”<br />

demagojisiyle birlikte<br />

başaracak olması hem ülke içi, hem<br />

de bölgesel yanıyla önemlidir. Tasfiye<br />

hedeflerine de ancak A. Öcalan vasıtasıyla<br />

ulaşabilirlerdi ve onu tercih<br />

etmişlerdir. Kürt milliyetçi hareketin<br />

kendisini kullandırması ise vahimdir.<br />

Silahlı Güçlerin Tasfiyesinin Sınır<br />

Dışına Çıkarılmasının “Arka Planı”…:<br />

Özgür Gelecek’e göre AKP<br />

yerel seçimlere hazırlanıyor. Bunun<br />

için bütün amaçları ülke içindeki silahlı<br />

güçlerin tasfiyesi, mümkünse<br />

sınır dışına çıkarılmasıdır.” (Ö. Gelecek,<br />

sayı: 51)<br />

Ö. Gelecek, ABD ve AB’nin tasfiyedeki<br />

rolünü “arka plan” olarak<br />

tanımlamaktadır. ABD “arka planda”<br />

değildir. Tasfiye projesinin sahibidir.<br />

Yürütücüsüdür. Bundan sonrası<br />

için de belirleyici durumda olacaktır.<br />

Aksi de mümkün değildir.<br />

<strong>Sayı</strong>: 376<br />

<strong>Yürüyüş</strong><br />

4 Ağustos<br />

2013<br />

ADALET DE UYUYOR, ADALET İSTİYORUZ!<br />

33

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!