08.11.2014 Views

çocukluk çağında kronġk florozġsġn kardġyak etkġlerġ - Süleyman ...

çocukluk çağında kronġk florozġsġn kardġyak etkġlerġ - Süleyman ...

çocukluk çağında kronġk florozġsġn kardġyak etkġlerġ - Süleyman ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Flora maruz kalındığında sempatik sinir sisteminin aktivasyonu, dolaşan<br />

katekolaminlerin seviyesini yükselterek kalp hızı ve kasılmasında artışa neden olurken,<br />

anjiyotensin salınışı ise sistemik damar direncini artırmakta ve hayati organlara kan<br />

akımını sağlamaktadır. Aynı zamanda aldesteron seviyesindeki artış da su ve tuz<br />

tutulumunu sağlayarak kan hacminin artışına ve dolayısıyla, Frank-Starling<br />

mekanizmasının işlevinin artmasına neden olmaktadır (10). Bu bilgiler bize florozisin<br />

kalp hızı değişkenliğine etki edebileceğini göstermektedir. Literatürde florun kalp hızı<br />

değişkenliğine etkisi ile ilgili bilgiye rastlayamadık. Çalışmamızda kalp hızı<br />

değişkenliği değerlendirilmesinde minimum kalp hızı, ortalama kalp hızı, maksimum<br />

kalp hızı, PNN50, PNN30, değişkenlik indeksi, RMSSD, ASDNN ve SDANN incelendi<br />

ve kontrol grubu ile karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı.<br />

Sonuç olarak, literatürde kronik florozisin kalp ritmine etkilerini ve kalp kasında<br />

yaptığı zedelenmeyi inceleyen çalışmalar bulunmasına rağmen, kronik florozisin<br />

çocuklarda P, QTd, QTc dispersiyonu, kalp hızı değişkenliğine etkilerini inceleyen bir<br />

çalışmaya rastlayamadık. Çalışmamızda kronik olarak flora maruz kalmanın, kalsiyum<br />

düşüklüğüne neden olduğu ve bunun QT ve QTc sürelerini uzattığı, fakat QTd ve QTc<br />

dispersiyonunu etkilemediği, P dispersiyonunda anlamlı bir farklılığa neden olmadığı,<br />

PR mesafesini uzatmadığını ve kalp hızı değişkenliklerine etki etmediği saptandı.<br />

Çalışmamızdaki olgu sayısının az olması ve çok ağır florozisli olguların olmaması<br />

kısıtlayıcı faktörlerdir. Klinik olarak daha ağır olguların bulunduğu ve hasta sayılarının<br />

daha fazla olduğu çalışmalara ihtiyaç olduğu kanaatindeyiz.<br />

46

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!