19.11.2014 Views

ce2f0619a556421a63338ed4a4d69de0847c0699

ce2f0619a556421a63338ed4a4d69de0847c0699

ce2f0619a556421a63338ed4a4d69de0847c0699

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

alakoymanın artırdığı sevinci bir top gibi, bir güvercin gibi, bir<br />

gülle gibi, ellerinden, göğsünün kafesinden, gözlerinin mancınığından<br />

atardı karşıya doğru, karşıda yüzyıllardan beri esneyen<br />

ağızlara doğru.<br />

Oysa şimdi, değneğine tutuna tutuna her doğruluşunda, her<br />

içten gelen ürperişte, dışarıdan ensesine yapışan buzlu yelin her<br />

pençe atışında biraz daha ufalarak, boynunu biraz daha kısarak,<br />

bakıyor karşıya, her bakışıyla sevincini artırdığını bilerek. Her<br />

bakışın daha öncekilere katıldığını, daha sonrakilere bir açılış olduğunu<br />

duyarak, her bakışı bir kez daha artırma pintiliğinden haz<br />

alarak. Artırılan şeyin eksilmesi korkusu ile her kezinde daha da<br />

büyük bir yılgıya kapılarak.<br />

Orada, ağaçlığın orada, top olacak, güvercin olacak, gülle<br />

olacak gene.<br />

Tilkicik olacak.<br />

Olgun havanın, olgun ışığın, yemiş tadındaki, olmuş, çatlamağa<br />

bile başlamış yemiş tadındaki akşamın durgun, saydamlaşan,<br />

incelen havasının, ışığının içinde, tilkicik gibi olacak.<br />

Yumulu gözlerini kırıştırıyor, kısıyor, sıkıyor.<br />

Aradaki bağın ne olduğunu, utanarak bile olsa nasıl sorduğunu,<br />

kendi kendine de olsa nasıl sormağa cesaret ettiğini anlayamıyor.<br />

O sabah hücresinin penceresinden o kapkara saçlı, kapkara<br />

entarili, kapkara bıyıklı, kapkaranlık suratlı, sakalsız hırpaninin<br />

önünden boynuna takılı ipin uzunluğunca kaçmağa, uzaklaşmağa<br />

uğraşan, çocukların seslerinden zaten çılgına dönmüş, kahkahalarının,<br />

attıkları taşların artık farkına bile varmayan, varmaz gözüken,<br />

budundan akan kandan habersiz, uzun burnunu bir duvara<br />

yapıştırmak için uzatıp duran o tilki yavrusunu gördüğü zaman<br />

içinde duyduğu acıma mıydı, öfke miydi, her ikisi miydi, bilmiyordu<br />

ama kapının önünde, gençliğinin bütün isyan gücüne sırtındaki<br />

urubasınm gücünü ekleyerek çıkışmasıyla adamı alıklaştırdığı,<br />

tilki yavrusunu kucağına alıp kapıyı adamın karanlık suratına<br />

çarptığı anı, bugün, şu anda, şu yerde, denizlerce, dağlarca, ülkelerce,<br />

şehirlerce ötede ansıyıp utancının köklerini eşeceğini,<br />

daha dün, akima getirebilir miydi hiç?<br />

66

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!