19.11.2014 Views

ce2f0619a556421a63338ed4a4d69de0847c0699

ce2f0619a556421a63338ed4a4d69de0847c0699

ce2f0619a556421a63338ed4a4d69de0847c0699

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

lemeyecekti. Bir duvara gelip dayanmış olduğunu anlamıştı. Alnı,<br />

burnu, dizleri, tırnaklan duvara dayanmıştı. Duvann ötesine<br />

geçemedikten sonra bir ömür boyu onu süslemişti, neye yarar?<br />

Duvann ötesine geçmek için geri dönmesi şarttı. Ancak dönerek,<br />

dönmek de yetmeyecekti, neden kaçmışsa ondan kaçmağa<br />

devam ederek, daha daha, devam ettiğini açıkça, herkesin görüp<br />

işitebileceği, kimsede en ufak bir ikircik bırakmayacak biçimde<br />

açıklayarak, sonunda da, yaratacağı durumun, başına getirebileceği<br />

her şeyi kabul ederek, her şeye boyun eğerek, ilerleyebilirdi.<br />

Attığı adıma bir anlam kazandırabilir, bütün bu yaptıklannı boş<br />

işler olmaktan kurtarabilirdi.<br />

Andronikos bunlan söylerken karşısındaki çocuk, her dediğini<br />

kabul etmişti; soru sormamış, soracak soru gelmemişti aklına.<br />

Soracağı bile olsa, konuşamayan, konuşması yasaklanmış bir insan<br />

nasıl soru sorabilirdi? Andronikos onun gözlerine bakmaktan<br />

vazgeçmişti yavaş yavaş, sonra bakışlanm yüzüne doğru çevirmeği,<br />

ona doğru dönerek konuşmağı da bırakmıştı akıp giden saatlerle.<br />

İkinci günün akşamına doğru Îoakim, yılgı içinde farkına<br />

varmıştı ki Andronikos artık ona da söylemiyordu sözlerini. Nöbetçi<br />

askerlere de söylemiyordu, duvarlara, yere, tavana da söylemiyordu.<br />

Boşluğa bile söylemiyordu. Üçüncü günün akşamında<br />

ise kendi kendine bile konuşuyor sayılmazdı artık.<br />

Yoksa îoakim mi uyuşmağa, İoakim'in beyni mi karıncalanmağa<br />

başlamıştı? Yalnız kafası, yalnız duyulan, yalnız etleri değil,<br />

bütünü, bütün varlığı mı keçeleşmişti?<br />

Oysa, işkenceyi paylaştığı söylenebilse, belki, o günden sonrası<br />

için söylenebilirdi. Ceza gören adam yiyor, içiyor, dolaşıyor,<br />

oturup kalkıyordu. Karşısında, Îoakim, aynı yemeklerden yiyor, o<br />

da oturup kalkıyordu. Arada bir uyukluyordu, tek aynm buydu.<br />

Daha doğrusu, uyuklamasına izin veriliyordu. Uyukladığı -günler<br />

geçtikçe bu uyuklama saatleri artıyor, sıklaşıyor, sürece kısalıyordu-<br />

sırada, Andronikos'un gerçekten konuşup konuşmadığını, konuşmağa<br />

devam edip etmediğini bilmiyordu ama nöbetçilerin -<br />

nöbetleşe uyuyup kalkan nöbetçilerin- tek görevi bu olduğuna göre<br />

onu konuşturmağa devam ediyor olmalılar, çok çok, dürtüyorlar,<br />

tartaklıyorlardı onu. Ama onların da yorulduğu oluyordu. Bir<br />

89

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!