ce2f0619a556421a63338ed4a4d69de0847c0699
ce2f0619a556421a63338ed4a4d69de0847c0699
ce2f0619a556421a63338ed4a4d69de0847c0699
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
9<br />
ADA<br />
Başını çevirdiğinde karşısındaki karanlık artmağa başlıyor. Andronikos<br />
neden sonra anlıyor karanlığın niye arttığını. Adaya çok<br />
yaklaşmıştır artık. Kayalık tepenin karanlık kütlesi arkasında<br />
gökyüzü belli belirsiz aydınlanıyor. Yorgun kollan artık düşüncesiz,<br />
istemsiz, katılaşmışlığın duyuşuz kolaylığı içinde kürekleri<br />
kaldınp indirmeğe devam ediyor. Kulaklan işitmiyor artık. Kürekler<br />
suya girip çıkıyor, sular sabahın dinginliği içinde sandalın<br />
iki yanında yırtılıyor, yamanıyor.<br />
Başını çevirdiğinde ada hızla büyüyor şimdi karşısında. Işıma<br />
arttıkça da küçülüyor gibi. Işık artık denizin yüzünü yalamağa<br />
başlayacak neredeyse. İnce bir yel ürpertiyor şimdi Andronikos'u;<br />
adadan getirdiği bir çam uğultusu ile, bir çam kokusu ile<br />
ürpertiyor onu. Ne zamandır böyle bir koku gelmemişti burnuna.<br />
Günlük kokusundan, bu gecenin balık, yosun, tuz kokusundan<br />
ayrı, yeni. Andronikos'un böyle yeniliklerle oyalanacak vakti yok<br />
oysa... Canı oyalanmak istiyor. Ama vakti yok. Olmamalı. Niye<br />
olmamalıymış sanki? Andronikos'un ağzı biraz çarpılıyor. Manastırda,<br />
başkentte, Bizans'ta, insanlar arasında, bu çarpılma bir<br />
çeşit gülümseme sayılırdı; bir zamanlar... İnsanlar arasında yaşadığı<br />
zamanlar; düne değin... Düne değin; insanlar arasında yaşadığına<br />
inandığı, yaşadığına kendini inandırdığı, inandırmağa çalışarak<br />
aldattığını anladığı güne, düne değin. Dün değil, önceki<br />
gün. Sabah oluyor şimdi, dün de bir günlük geride.<br />
Vakit bol bundan sonra. Vakit çok. Ölmek için de, bir şeyler