Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Sayı: 267<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
8 Mayıs<br />
2011<br />
Kendini Geliştirmeyen Düzeni Geliştirir<br />
Yanlışın Yerine Doğruyu<br />
Koymak Emektir...<br />
Birden fazla doğru olduğu düşüncesi,<br />
doğrunun göreceli olduğunu, herkese<br />
göre değişebileceğini söyler. Bu, doğrunun<br />
yok edilmesi için burjuvazinin icat<br />
ettiği bir düşüncedir. “Eleştiri özgürlüğü”,<br />
“farklılıkların kabulü” gibi süslerle<br />
pazarlanıp dilimize, yaşantımıza sokulmak<br />
istenir. Biz bu düşünceyi reddederiz.<br />
Çünkü biz bilimin, somutluğun, maddi<br />
gerçeklerin, yalın diliyle konuşuruz.<br />
Herkese göre ayrı doğrular, her bireyin<br />
çapına, kişiliğine, zevkine göre eğilip<br />
bükülecek gerçekler yoktur.<br />
Doğruyu bulmak, gerçeğin bilgisine<br />
sahip olmak, emek isteyen süreçlerdir. Ve<br />
aklın yolu birdir; özel bir subjektivizmi<br />
yoksa herkes doğruda buluşur. Fakat<br />
emek harcamaktan haberi olmayan veya<br />
kaçan, ve kendi fikirlerini eşsiz sananlar<br />
için durum farklıdır. Onlar çoğu zaman<br />
akıllarına geldiği gibi konuşur, kafalarından<br />
fışkıran o cümlelerde bir keramet var<br />
sanırlar... Bunu değişik düzeylerde görebiliriz.<br />
Bu, özellikle burjuva kültürün<br />
yoğun etkisi altında kalmış, bireyselliğinin<br />
kutsallığına inanan kişiliklerde çok<br />
daha bariz olabilmektedir. Bu tür kendini<br />
beğenmişlikleri, ucuz tespitçilikleri, yüksekten<br />
atıp tutmaları sol saflarda sık sık<br />
görebiliriz; bunlar, oportünizmin,<br />
reformizmin de tipik davranışlarıdır bir<br />
bakıma.<br />
Yanlışın yerine doğruyu koymak zorundayız.<br />
Doğruları egemen kılabilmek için yanlışların<br />
tespit edilmesi gerekir. Yanlış<br />
olan nedir Niye öyledir Ve nasıl<br />
düzeltilecektir<br />
Mücadelenin gelişme kaydetmediği,<br />
ilişkilerin ve örgütlenmelerin<br />
genişlemediği yerde yanlış giden bir<br />
şeyler muhakkak vardır. Ve biz doğruların<br />
ikame edilmesi derken işte bunların aşılmasını<br />
anlarız.<br />
"Eğriye eğri, doğruya doğru." diye bir<br />
söz vardır. Bu sözle anlatılan her şeyden<br />
önce açık konuşmak gerektiğidir.<br />
Gördüğümüzü söylemeli<br />
ve hiç kimse ve hiçbir şey<br />
hakkında oluşmuş yanılsamalara<br />
aldanmamalıyız.<br />
Öncelikle yapılması<br />
gereken, yanlışa yanlış<br />
demektir. Yeter ki kafa yormuş<br />
olalım, düşünerek söz söylemiş<br />
olalım. Öyleyse hiç tereddüt etmemek<br />
gerekir. Yanlış, başka türlü değişmez.<br />
Yanlışa yanlış demek insanın kendine<br />
saygısıdır bir yerde. Kişilikli olmanın<br />
gereğidir. Yanlışları şu ya da bu hesapla<br />
görmezden gelmek, burjuvaziye özgü bir<br />
davranıştır. Biz kendimizi kişi olarak bu<br />
kültürden korumayı bilmeliyiz, yoksa<br />
burjuva ikiyüzlülüğüne sapılmış demektir.<br />
Yanlışa yanlış demek doğrunun önerilmesini<br />
de içermelidir. Yoksa hiçbir şey<br />
beğenmeyen aksi ihtiyarlar olunur. Yanlışın<br />
yerine doğruyu koymak için emek harcamak<br />
gerekir. Bu süreç emeğin tanımıdır da<br />
aynı zamanda.<br />
Yanlışı görmemek körlükten, değilse<br />
çoğu zaman liberallikten, kişisel<br />
hesaplardan, kaygılardan kaynaklanır.<br />
Rahatını kaçırmamak, başına iş almamak,<br />
kimsenin tekerine taş koymamak ve<br />
durumları idare edip herkesi hoş tutmaya<br />
çalışmak, iyi geçinmek ve benzeri düşünce<br />
ve davranışlar, yanlışın dostlarıdır. Yanlış<br />
bu zaaflarla yaşatılır ve çürütür. Böyle<br />
davranmak korkaklara hastır. Yanlışla<br />
uzlaşır, çünkü onu yenebileceğine inancı<br />
yoktur. Bu ise daha büyük bir yanlıştır.<br />
Emek harcamadan hiçbir yanlış<br />
düzelmez. Yanlış pratikler, yanlış<br />
düşüncelerle iç içedir ve birbirlerini<br />
durmadan beslerler. Eleştiri- özeleştiriyi<br />
işlettiğimizde, kendimize ve doğrularımıza<br />
güvendiğimizde, aklımızı ve cesaretimizi<br />
kullandığımızda, yanlışlar giderek soluk<br />
alamaz olur.<br />
Doğrularımızda yılların emeği, ödenen<br />
büyük bedellerin tecrübesi vardır.<br />
Doğruları hakim kılmak emeğimize, üzerimizde<br />
o güne kadar harcanmış tüm<br />
emeğe saygıdır. Defalarca kendimizi<br />
sorgulayacak, nerede ne yanlış var, bulacak<br />
ve üzerine gideceğiz. Defalarca anlatacak,<br />
kafa yoracak ve düzelteceğiz, örnek<br />
olacağız. Yanlışların bizi tüketmesine izin<br />
vermeyeceğiz.<br />
Bir 1 Mayıs<br />
günü canını<br />
halkına feda<br />
eden bir<br />
Direnişçi’den<br />
Halkına:<br />
“Halkım,<br />
sizin için yanıyorum.<br />
Bu yangını Irak’taki,<br />
Filistin’deki halkların<br />
bağrında da görebilirsiniz.<br />
Bu yangın tek<br />
benim bedenimde değil.<br />
Düşmanımızın saldırdığı<br />
her ülkede büyüyor.<br />
Sarıyor dünyayı, saracak.<br />
Ahımız yerde<br />
kalmaz, kalmayacak. Bu<br />
güç sizin içinizden çıkıyor.<br />
Bu gücü yaratan<br />
sizlersiniz.<br />
Halkım!<br />
Sizi uğrunda<br />
yanacak, kül olacak<br />
kadar seviyorum. Buna<br />
değersiniz. ‘Değmez’<br />
diyenlere değil, bize<br />
kulak verin. Sizin için<br />
yanıyoruz. Küllerimizi<br />
vatanımıza gömün.<br />
Külümüzden doğacak<br />
dünyaya bakın. Uzak<br />
değil yakın, mutlu<br />
günler gelecek. İnanın,<br />
bize güvenin. Ben halkıma<br />
güveniyorum, sizlere<br />
güveniyorum. Gözüm<br />
arkada kalmayacak.”<br />
Selma Kubat<br />
20<br />
<strong>YÜRÜYORUZ</strong>... <strong>ZAFERE</strong> <strong>KADAR</strong>