Yukarılara doğru güverc nler g b kanat çırpalım ve çok ... - Yeni Ümit
Yukarılara doğru güverc nler g b kanat çırpalım ve çok ... - Yeni Ümit
Yukarılara doğru güverc nler g b kanat çırpalım ve çok ... - Yeni Ümit
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ük seferi, düşmanın saldırı yapacağı bilgisinin alınması<br />
üzerine sevk edilmiştir. Sayıca fazlalığı dikkate alındığında,<br />
gaza <strong>ve</strong> seriyyelerin çoğunun saldırı haberinin alınması neticesi<br />
meydana geldiği görülecektir.<br />
9. Zulme uğrayan Müslümanlara yardım etme<br />
Savaşların bir kısmı, inançları sebebiyle Müslümanlara<br />
baskı <strong>ve</strong> işkence yapan kabile <strong>ve</strong> devletlerin din <strong>ve</strong> inanç<br />
hürriyetine uyguladıkları baskıya son <strong>ve</strong>rmek maksadıyla<br />
yapılmıştır. Hz. Peygamber <strong>ve</strong> Müslümanlara düşmanlık<br />
duyguları ile dolu olan kişi, kabile <strong>ve</strong> devletler, düşmanlıklarını<br />
sahip oldukları her fırsatı değerlendirerek fiiliyata<br />
dökmüştür. Bu eylemler, bazen başka devletlerin sınırları<br />
içerisinde yaşayan Müslüman azınlığa baskı <strong>ve</strong> işkence<br />
yapmak şeklinde de tezahür edebilmiştir.<br />
Kur’ân’da, zulme maruz bırakılarak inanç <strong>ve</strong> ibadet<br />
hürriyetleri engellenen, inandığı dinin öğretilerine uygun<br />
hayat yaşamasına engel olunan Müslüman fert <strong>ve</strong> toplumlar,<br />
bütün güçleriyle bu zulmü ortadan kaldırmakla<br />
sorumlu tutulmaktadır. 19 “Size ne oluyor da ‘Rabbimiz!<br />
Bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, katından bize bir<br />
sahip çıkan gönder, tarafından bize bir yardımcı lütfet’ diyen<br />
zavallı çocuklar, erkekler <strong>ve</strong> kadınlar uğrunda <strong>ve</strong> Allah<br />
yolunda savaşmıyorsunuz!” 20 âyetiyle, zulme maruz<br />
kalan insanlara yardım için savaşılacağı hükmü temellendirilebilir.<br />
Yardım talebinden sonra Hudeybiye Anlaşması<br />
döneminde Kureyş’in saldırılarına karşı Hz. Peygamber’in<br />
Huzaa Kabilesi’ne yardım etmesi, 21 bu âyetteki emrin yerine<br />
getirilmesine örnek olarak anlaşılabilir. 22 Bi’r-i Maûne<br />
seriyyesi <strong>ve</strong> Dûmetü’l-Cendel gazası, Hz. Peygamber’in<br />
zulme maruz kalan Müslümanlara yardım için yapmak zorunda<br />
kaldığı askerî müdahalelerdir.<br />
10. Tebliğin önündeki engelleri bertaraf etme<br />
Tebliğ, Hz. Peygamber <strong>ve</strong> Müslümanların aslî vazifesi<br />
olduğuna göre, her durumda Allah’ın adının bütün dünyaya<br />
barış şartlarında ulaştırılması hedeflenmiştir. Düşmanın<br />
kaçınılmaz olarak savaşın içine çektiği durumlarda bile,<br />
tebliğ görevi ihmal edilmemiştir. 23 Bu sorumluluğun bir<br />
gereği olarak Hz. Peygamber, çevre kabile <strong>ve</strong> devletlere<br />
tebliğ heyetleri göndermiştir. Tebliğ maksadıyla yapıldığı<br />
iddia edilen gaza <strong>ve</strong> seriyyelerin gerekçeleri incelendiğinde,<br />
bunların tamamen tebliğ gayesiyle gönderilen heyetlere<br />
saldırı yapılması durumunda, heyetlerin nefs-i müdafaada<br />
bulunmalarının bir sonucu olarak meydana geldiği<br />
görülür. Bir başka ifadeyle savaş, muhatabın İslâm’ı kabul<br />
etmemesinden değil, Müslümanlara saldırı söz konusu olduğu<br />
için gündeme gelmiştir. Dolayısıyla Hz. Peygamber<br />
insanların zorla İslâm’ı kabul etmeleri için değil, tebliğin<br />
önündeki engelleri kaldırmak için savaşmıştır.<br />
Allah Resulü’nün (sallallahu aleyhi <strong>ve</strong> sellem) da<strong>ve</strong>t<br />
maksadıyla gönderdiği seriyyeler arasında Ka’b b. Umeyr’in<br />
başkanlığındaki Zât-ı Atlah 24 Amr b. Âs’ın Zatü’s-Selasil 25 ,<br />
Abdurrahman b. Avf ’ın Dûmetü’l-Cendel <strong>ve</strong> Halid b.<br />
Velid’in Cezime seriyyeleri 26 sayılabilir. Yine da<strong>ve</strong>t maksadıyla<br />
gönderilen İbn Ebi’l-Evca, Süleym oğullarını İslâm’a<br />
da<strong>ve</strong>t etmiş ancak onlar “Senin da<strong>ve</strong>tine bizim ihtiyacımız<br />
yoktur.” diyerek Müslümanlara oklu saldırıda bulunmuş <strong>ve</strong><br />
İbn Ebi’l-Evca dışındakilerin hepsini şehit etmişlerdir. 27<br />
Hz. Peygamber, bazen bir talep karşısında bazen de herhangi<br />
bir talep olmaksızın, sırf İslâm’ı tebliğ gayesiyle bazı kabile<br />
<strong>ve</strong> devletlere heyetler göndermiştir. İslâm’ı tebliğ etmenin<br />
dışında hiçbir maksadı olmayan bu heyetler, pusuya düşürülmek<br />
<strong>ve</strong> ihanete maruz kalmak suretiyle şehit edilmiştir. Reci’,<br />
Bi’r-i Maûne, Süleym oğulları, Zât-ı Atlah, Zâtü’s-Selasil,<br />
Cezîme oğulları, Uman, Bahreyn <strong>ve</strong> Dûmetü’l-Cendel seriyyeleri,<br />
değişik sebepleri olmakla birlikte, ağırlıklı olarak İslâm’ı<br />
çevre kabile <strong>ve</strong> devletlere tebliğ için gönderilmiş tebliğ heyetlerinin<br />
öldürülmesi ile sonuçlanmıştır.<br />
Kendi iradeleriyle, kabilelerinin İslâm’a meyilli olduklarını<br />
ileri sürerek Hz. Peygamber’den (s.a.s.) tebliğ heyeti<br />
talep ede<strong>nler</strong>in, gönderilecek tebliğ heyetini emanla koruyacaklarını<br />
taahhüt etmelerine rağmen, heyeti pusuya düşürerek<br />
şehit etmeleri, bazı gaza <strong>ve</strong> seriyyelerin sebebini<br />
oluşturmuştur. Bütün insanların ebedî kurtuluşunu temin<br />
edecek dinamiklere sahip bir dinin insanlığa duyurulmasından<br />
başka bir maksat taşımayan bu tebliğ heyetleri, pusuya<br />
düşürülerek hain saldırıların hedefi olmuştur. Hz. Peygamber<br />
de şahsında İslâm’a düşmanlık yapan bu kimselerle nefs-i<br />
müdafaa gayesiyle mücadele sürecine girmiştir. Zâtu’r-Rika’<br />
gazası ile Cemum, Meyfaa, Âmir oğulları, İkinci Sîfü’l-Bahr<br />
<strong>ve</strong> Hayber seriyyeleri, barışçı tebliğ heyetine karşı yapılan<br />
saldırıları etkisiz hâle getirmek için yapılmıştır.<br />
11. Elçilere kötü muamele yapılmasını <strong>ve</strong><br />
onların öldürülmesini cezalandırma<br />
Allah Resulü (sallallahu aleyhi <strong>ve</strong> sellem), Hudeybiye<br />
Anlaşması’ndan sonra bölge ülkelerin hükümdarlarına,<br />
İslâm’a da<strong>ve</strong>t maksadıyla elçiler göndermiştir. Bu<br />
hükümdarlardan bazıları tebliğ çağrısına olumlu cevap<br />
<strong>ve</strong>rmiş, bazıları da sadece olumsuz cevap <strong>ve</strong>rmekle kalmamış,<br />
elçilere <strong>ve</strong> gıyaben Hz. Peygamber (s.a.s.) <strong>ve</strong><br />
Müslümanlara nezaket sınırlarını zorlayan hattâ hakarete<br />
varan davranışlarda bulunmuştur. 28 Tebliğ vazifesini îfâ<br />
için yakın <strong>ve</strong> uzak kabile <strong>ve</strong> devlet başkanlarına gönderilen<br />
bu elçiler, bazen İslâm’a da<strong>ve</strong>t edilen devlet <strong>ve</strong>ya<br />
kabile başkanı tarafından hakarete maruz kalmış, bazen<br />
öldürülmüş, bazen de farklı kişiler tarafından saldırıya<br />
uğrayıp yağmalanmıştır. Oysa tarih boyunca <strong>ve</strong> günü-<br />
28