31.12.2014 Views

Yukarılara doğru güverc nler g b kanat çırpalım ve çok ... - Yeni Ümit

Yukarılara doğru güverc nler g b kanat çırpalım ve çok ... - Yeni Ümit

Yukarılara doğru güverc nler g b kanat çırpalım ve çok ... - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Muhammedî kitabı işte tam bu sırada <strong>ve</strong> şartların Müslümanlar<br />

için böyle ağırlaştığı bir ortamda milletin mânevî<br />

değerlerini <strong>ve</strong> dinî düşünceyi koruma adına yazıldı.<br />

Kitap, Çağatay Türkçesinde, Arap alfabesiyle önce müs<strong>ve</strong>dde<br />

olarak kâğıt evraklara yazılmış, sonra temize aktarılmıştır.<br />

Müellifin hüsnühat sahibi olan oğlu Muhammedyâr<br />

sonradan o defterlerden iki ciltli bir kitap oluşturmuştur.<br />

Tarih-i Muhammedî’nin basımında bu iki ciltli elyazması<br />

esas alınmış; ancak basım aşamasına ulaşıncaya kadar 30 yıldan<br />

fazla saklanmıştır. Matbaa, fotokopi <strong>ve</strong> daktilo makinelerinin<br />

kontrol altında tutulması sebebiyle de basılamamış,<br />

çoğaltılamamıştır. Gü<strong>ve</strong>nilir bir hattatla anlaşarak, yedek<br />

nüsha oluşturma girişiminde bulunmuşlar; ama müellifin<br />

1976’da <strong>ve</strong>fat etmesinden sonra bu iş yarım kalmıştır. Geniş<br />

kitlelere hitap edebilmesi için eserin Kiril alfabesine aktarma<br />

teşebbüsleri olmuş; ancak bu da mümkün olmamıştır.<br />

Müellifin <strong>ve</strong>fatından hemen sonra, bu elyazması esere<br />

<strong>ve</strong> Sağunî’nin kütüphanesine Özbekistan İlimler Akademisi<br />

talip olmuş; fakat vârisleri bunu kabul etmemişler.<br />

Zorla almaya kalkışırlar korkusuyla oğlu Kutlukhan Bey<br />

teneke kutu yaptırarak kitabı <strong>ve</strong> diğer el yazılarını içine koyup,<br />

avlunun bir kenarında toprağa gömmüş. Her yağmur<br />

yağdığında, tedirgin olmuş, gece yarılarında toprağı kazarak<br />

gömüle<strong>nler</strong>in ıslanıp ıslanmadığını kontrol etmiş, daha<br />

sonra topraktan çıkararak un çuvalları içinde de saklamış.<br />

1988 yılında bir gün evin salonunda uyuya kalmış olan<br />

Kutlukhan Bey sertçe bir sesle uyanmış. Bakmış ki, babasının<br />

duvarda asılı olan portresi hemen başının yanına düşmüş,<br />

ağır resim çerçe<strong>ve</strong>si divana saplanmış, başı kıl payı<br />

kurtulmuş. O bunu, kitap için harekete geçme zamanına<br />

bir işaret olarak kabul edip, kitabın basımı için çalışmaya<br />

koyulmuş. Gece yarılarından sabahlara kadar sürekli çalışarak<br />

eseri Kirilceye aktarmış <strong>ve</strong> basıma <strong>ve</strong>rmiş. Bu işi yaparken<br />

hiçbir yorgunluk <strong>ve</strong> bıkkınlık hissetmemiş, aksine<br />

sahifeden sahifeye, başlıktan başlığa geçerken inanılmaz<br />

bir zevk ü şevke kapılmış. Bu işi yaparken eşi Merhametay<br />

Osmankızı da kendisine destek olmuş.<br />

Kitap baskı aşamasına geldiğinde Özbekistan’da şartlar<br />

müsait olmadığı için bir Eston-Amerikan firması olan<br />

“Bulak” yayın şirketiyle anlaşma yapılarak yayın evinin<br />

Taşkent’teki şubesi tarafından Özbekistan’da 80 bin adet<br />

bastırılmış. Basımdan sonra depolama <strong>ve</strong> dağıtım işi de<br />

vârislerine düşmüş. Kutlukhan Bey yayın şirketiyle anlaşarak<br />

evini depo, kendini de depo müdürü yaptırmış. Kitapları<br />

garaja <strong>ve</strong> evin odalarına depolamış, sonra da gizlice<br />

dağıtmaya başlamış. Kısa süre sonra Özbekistan devlet televizyonunda<br />

eser hakkında bir söyleşi olmuş. Vârisler kısa<br />

bir istişareden sonra, “sırrımız” artık fâş olmuşken gizlenmekte<br />

fayda yok diyerek kendilerini ilân etmişler. Büyük<br />

ilgi toplayan bu eser dört defa neşredilmiş, ayrıca Kazakçaya,<br />

Tacikçeye <strong>ve</strong> Uygurca'ya da tercüme edilmiş. Şimdi ise<br />

Özbekçe beşinci baskısının hazırlıkları yapılmaktadır.<br />

Tarih-i Muhammedî adlı kitap, adından da anlaşılacağı<br />

üzere Peygamberimiz’in hayatını anlatmaktadır. Şüphesiz ki<br />

İslâm’ın 1400 küsur yıllık tarihi boyunca Efendimiz’in (sas)<br />

hayatı <strong>ve</strong> faaliyetleri konusunda çeşitli dillerde muhteşem bir<br />

külliyat oluşmuştur. Ancak bu eser, fıkhu’s-sire türündendir.<br />

Yani tarihî hâdiseler anlatıldıktan sonra yer yer onlardan çıkarılacak<br />

derslere de temas edilmiştir. Müellif, Hz. Peygamber’in<br />

ümmeti olduğunu ikrar eden herkesin kendi ana-babasını tanıdığı<br />

gibi Peygamber Efendimiz’i tanıması gerektiği inancından<br />

hareketle bu eseri kaleme almıştır. (Sağunî, Tarih-i Muhammedî, s.<br />

11). Eser ihlâsla yapılmış bir “salih amel” ürünü, Resulü Ekrem<br />

sevgisiyle yoğrulmuş bir kalbin semeresidir. Müellifin<br />

eserin Hâtime kısmında yapmış olduğu duada söylediği “Ey<br />

fazl u kerem Sahibi, Rahman u Rahim sıfatlı, esirgeyen Rabbim!<br />

Bu kitapta adı geçen iyi kulların hürmetine, ben garip<br />

kulunu yalancı çıkarma, okuyucuların günahlarını bağışla, onları<br />

belalardan esirge, imanlarını koruyarak ahiretlerini âbâd<br />

eyle. Benden sonra evlâdımı yolundan şaşırtarak beni Resul-i<br />

Ekrem’in nezdinde mahcup etme. Onların di<strong>nler</strong>ini, dünya <strong>ve</strong><br />

âhiretlerini Sana emanet ediyorum.” sözleri, onun kalbî titreşimlerinin<br />

<strong>ve</strong> dinî hassasiyetlerinin bir göstergesidir. Kısacası<br />

kitapta, onun gönlünün derinliklerinde yatan düşünce <strong>ve</strong> duyguları<br />

ifade ettiği görülüyor.<br />

Merhum müellif bu eserini hiçbir vakit yanından ayırmaz,<br />

kaybetmemek için çok dikkatli davranırmış. Aile içinde<br />

<strong>ve</strong> arkadaşlarıyla perşembe gü<strong>nler</strong>i düzenlediği sohbetlerde<br />

devamlı bu kitabı okurmuş. Basımından sonra da kitaba ilgi<br />

bir hayli fazla olmuş. Tarih-i Muhammedî’ye olan ilgi okuyuculardan<br />

yayıncılara gelen mektuplarda da çok açık ifade<br />

edilmiş. Vârisler gerek ilmî <strong>ve</strong> gerekse dinî çevrelerden eserin<br />

kendilerinde güzel bir tesir bıraktığına dâir mesajlar almışlar.<br />

Hattâ hapishanelerde bu eseri okuyan bazı mahkûmlar bu<br />

eser vasıtasıyla Efendimiz’i tanıyıp namaza başladıklarını ifade<br />

etmişler. Şimdilerde “Tarih-i Muhammedî” Özbekistan<br />

medreselerinde ders kitabı olarak okutulmakta <strong>ve</strong> üni<strong>ve</strong>rsite<br />

talebeleri için de “Marifet <strong>ve</strong> Maneviyat” dersleri için kaynak<br />

kitap olarak resmen tavsiye edilmektedir.<br />

*Araştırmacı-Yazar<br />

mtoprak@yeniumit.com.tr<br />

Kaynaklar<br />

1. Tahir Taner, “Hazan Yıllarında Peygamber Sevgisi (s.a.s)” Yağmur Dergisi,<br />

sayı: 31 Mayıs-Haziran 2006.<br />

2. Alihan Töre Sağunî, Tarih-i Muhammedî, Taşkent 1997.<br />

3. Kutlukhan Şakirov, “İki Türkistan Gururu”, Şark Yıldızı Mecmuası, sayı:<br />

7, Taşkent 1993.<br />

4. Yılmaz Polat, “Alihan Töre Sağunî: Türkistan’ın son yüzyılında önde gelen<br />

mücadeleci ilim <strong>ve</strong> devlet adamı”, Altay Dünyası Beynelhalk Jurnalı,<br />

sayı 1-2, Bakı 1997.<br />

5. Baymirza Hayıt, Türkistan Devletlerinin Milli Mücadeleleri Tarihi, s.<br />

327-328.<br />

6. http://en.wikipedia.org/wiki/Elihan_Tore<br />

66

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!