31.12.2014 Views

Yukarılara doğru güverc nler g b kanat çırpalım ve çok ... - Yeni Ümit

Yukarılara doğru güverc nler g b kanat çırpalım ve çok ... - Yeni Ümit

Yukarılara doğru güverc nler g b kanat çırpalım ve çok ... - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Hüsn-ü iltifatıyla halâs mümkün oluyor.<br />

Güneş nur saçıyorsa hep O’nun nurundandır<br />

Güldeki ter damlası gül yüzünden geliyor.<br />

Hicriden odun ağlar sen ise ölmüyorsun<br />

Mert isen bu yaşaman sana çok ar geliyor.<br />

Keza Hindistan’a giderken İran’da uğradığı bazı şehirlerdeki<br />

İmam Ali Rıza, Bayezid-i Bistamî, Câmi gibi âlim<br />

<strong>ve</strong> <strong>ve</strong>li zatların kabirlerini ziyaret edişinde onlara kasideler<br />

yazmıştır. Onun Ehl-i Beyt imamlarından Ali Rıza’nın<br />

kabrini ziyaret edip ayrıca bir kaside inşad etmesi Mevlâna<br />

Halid’in Şia’ya karşı taassup <strong>ve</strong> ön yargı içinde olmadığını<br />

ayrıca göstermektedir.<br />

Ahlâkî yönüne gelince Mevlâna Halid Hazretleri beş tarikattan<br />

icazet sahibi olması itibariyle ‘Câmiu’t-turuk’ olarak<br />

kabul edilmiştir. Kendileri sabırlı <strong>ve</strong> kanaatkâr; üzerlerinde<br />

dâima cezbe, ağlama, tefekkür hâli bulunan ilim <strong>ve</strong> güzel<br />

ahlâk sahibi örnek bir şahıstı. Son derece heybetli bir kişiliğe<br />

sahipti <strong>ve</strong> hiç kimse yüzüne dikkatle bakamazdı. Yeme-içme,<br />

oturup-kalkma, giyme, uyuma gibi bütün günlük işlerinde<br />

Sünnet-i Seniyye’ye son derece riayet eden <strong>ve</strong> mensuplarına<br />

özellikle bunu tavsiye eden bir Sünnet âşığıydı. O müntesiplerine<br />

Ehl-i Sünnet çerçe<strong>ve</strong>si içinde ‘meşreplerini geniş tutma<br />

<strong>ve</strong> kardeşlerin sürçmelerini görmeme’ ilkesini şiar edinmelerini<br />

tavsiye ederek çeşitli toplum kesimlerini kucaklayan<br />

bir çizgide bulunmuştur. Bununla birlikte kendi hayatında<br />

ise azimetle amel etmiştir.<br />

Son derece istiğna <strong>ve</strong> tevazu içinde bir hayat sürdürmüş,<br />

resmî ders hocalığını kabul etmemekle birlikte dışarıdan<br />

pek çok talebeye ders <strong>ve</strong>rmiştir. Keramet <strong>ve</strong> cezbe<br />

sahibi bir müceddid-<strong>ve</strong>li olmakla birlikte dinde asıl olanın<br />

Kur’ân <strong>ve</strong> Sünnet merkezli istikamet üzere yaşamak olduğu<br />

üzerinde ısrarla durmuş, her <strong>ve</strong>sile ile bunu vurgulamıştır.<br />

Nitekim onun ‘Bir istikamet bin kerametten evlâdır.’ <strong>ve</strong><br />

“Zevk, şevk, keşif <strong>ve</strong> keramet peşinde olan Allah Teâlâ’yı<br />

arayıcı değildir.” sözleri buna işaret etmektedir.<br />

Eserlerinden bazıları şunlardır: Risale fi’t-tarîk; Risale<br />

fî adâbi’z-zikr li’l-mürîdîn; Mektubat; İrade-i cüziyye Risalesi;<br />

Risale fî tahkîki’r-rabıta; Allah Teâlâ’nın 99 ismini<br />

<strong>ve</strong> Bedir mücadelesine katılan 373 sahabinin sadece isminden<br />

bahseden Câliyetü’l-ekdâr <strong>ve</strong>’s-seyfu’l-beytâr’; İslâm’ın<br />

iman <strong>ve</strong> İslâm şartlarını açıklayan Farsça İtikadnâme (Kemahlı<br />

Hacı Feyzullah Efendi bu eseri Ferâidü’l-fevâid adıyla<br />

Türkçeye kazandırmıştır.); Cem‘u’l-fevâid min Câmii’lusûl<br />

Haşiyesi; bir akaid <strong>ve</strong> kelâm eseri olan el-Ikdu’l-<br />

Cevherî fi’l-farkı beyne kesbeyi’l-Mâtürîdî <strong>ve</strong>’l-Eş’arî’si;<br />

keza yine akaid <strong>ve</strong> kelâm kitabları olan Akâidu Adudiyye<br />

Şerhi, Hayalî Haşiyesi <strong>ve</strong> Siyalkûtî Haşiyesi.<br />

Talebe <strong>ve</strong> Halifeleri<br />

Bağdadî Hazretleri birçok talebe yetiştirip onları Orta<br />

Doğu, Arabistan, Anadolu, Balkanlar, Hindistan, Endonezya,<br />

Dağıstan, Afganistan, Ma<strong>ve</strong>raünnehir, Mısır, Umman,<br />

Mağrip <strong>ve</strong> Girit gibi ülke; Mekke, Medine, Kudüs, İstanbul,<br />

Şam, Halep, Bağdat, Basra, Kerkük, Erbil, Mardin,<br />

Antep, Urfa, Diyarbakır gibi önemli şehirlere temsil, tebliğ<br />

<strong>ve</strong> irşad vazifesiyle göndermiştir. Talebeleri içinden birçok<br />

büyük simalar yetişmiştir. Bu talebeleri arasında kendi medrese<br />

arkadaşları <strong>ve</strong> hemşerileri de bulunmaktadır ki insanın<br />

arkadaşları <strong>ve</strong> hemşerileri tarafından kıskançlık, haset, çocukluğunun<br />

onlar tarafından bilinmesi gibi sebeplerle kolay<br />

kolay üstat <strong>ve</strong> şeyh kabul edilmediği düşünüldüğünde,<br />

Mevlâna Halid’in ilmî <strong>ve</strong> ahlâkî kişiliğinin yetkinliği daha<br />

iyi anlaşılacaktır. Anadolu’nun mânevî mimarlarından günümüzde<br />

tanınmış birçok sima da halifeleri kanalıyla Mevlâna<br />

Halid Bağdadî’ye bağlanmaktadır. Meselâ Muhammed Esad<br />

Erbilî, Abdulhakim Arvasî <strong>ve</strong> Sıbgatullah Arvasî Mevlâna<br />

Halid’in talebelerinden Tâhâ el-Hakkarî’nin halifelerindendir.<br />

Mahmut Sami Ramazanoğlu ise Esad Erbilî’nin halifelerindendir.<br />

Keza “Alvarlı Efe” olarak tanınmış Erzurumlu<br />

Muhammed Lütfi Mazlumoğlu Efendi (ö. 1376/1956)<br />

de Bitlisli Muhammed Pir Küfrevî’nin halifesidir <strong>ve</strong> onun<br />

silsilesi de Küfrevî, Seyyid Tâhâ Hakkarî yoluyla Mevlâna<br />

Halid’e dayanmaktadır. Yine Türkiye’nin mâneviyat büyüklerinden<br />

Abdülhakim Arvasî’nin (ö. 1943) silsilesi de Seyyid<br />

Fehim <strong>ve</strong> Seyyid Tâhâ Hakkarî vasıtasıyla Mevlâna Halid’e<br />

ulaşmaktadır. Necip Fazıl <strong>ve</strong> Hüseyin Hilmi Işık gibi zâtlar<br />

da Abdülhakim Arvasi’ye bağlanmış ünlü simalardandır.<br />

Kafkas Kartalı Şeyh Şamil de Mevlâna Halid’in halifelerinden<br />

İsmail Şirvanî (ö.1270/1853) talebesi Muhammed<br />

Yeraği’nin halifesidir.<br />

Anadolu’nun önde gelen mânevî büyüklerinden<br />

Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevî (ö.1311/1883), Halid<br />

Bağdadî’nin halifelerinden Ahmed b. Süleyman el-<br />

Evradî’nin talebesidir <strong>ve</strong> Gümüşhanevî <strong>ve</strong>silesiyle Halidîlik<br />

Karadeniz bölgesinde yayılmış; İstanbul’da birçok devlet<br />

büyüğü kendisine intisap etmiştir. Gümüşhanevî’nin halifesi<br />

Ömer Ziyauddin Dağıstanî (1920), ülkemizin önde<br />

gelen mânevî dinamiklerinden Mehmet Zahit Kotku’yu<br />

(ö.1980) yetiştirmiş olduğu gibi; Türkiye’nin önemli<br />

fikir önderlerinden Nurettin Topçu’nun mürşidi Abdülaziz<br />

Bekkine’nin (ö. 1952) silsilesi de Gümüşhanevî’ye<br />

uzanmaktadır. Keza Şeyh Nazım Kıbrisî’nin silsilesi de<br />

Mevlâna Halid’e ulaşmaktadır. Öte yandan Şeyh Abdurrahman<br />

Tagî <strong>ve</strong>silesiyle Halidîlik Doğu Anadolu’da<br />

<strong>ve</strong> Bitlis <strong>ve</strong> Nurşin’de etkili olmuş; Abdurrahman Tagî<br />

Nurşin’de tekke inşa ederek burayı ilim <strong>ve</strong> tarikat merkezi<br />

hâline getirmiştir ki, Bediüzzaman Said Nursî <strong>ve</strong> Şefik<br />

Arvasî gibi Anadolu’nun mânevî büyükleri de burada<br />

eğitim görmüşlerdir. Burada almış olduğu eğitimin etki<br />

<strong>ve</strong> bereketinden olsa gerek ki Bediüzzaman Hazretleri,<br />

Halid Bağdadî’den yer yer ‘Mevlâna Halid Zülcenaheyn<br />

44

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!