Kullandığımız kelimelere,kavramlara dikkat etmeliyiz.Burjuva basında kullanılan ya ka lan -ma, kok teyl, korsan gösteri, eylemciler,göstericiler gibi kavramlardan,küçük burjuvazinin kullandığı <strong>ve</strong>bizim dergimizin her sayısında“Kelimelerin Savaşı”nda örnekleri<strong>ve</strong>rilen kavramlardan uzak durmalıyız.Mese la kav ram lar, ke li me ler ko -nu sun da ki has sa si ye tin ye ter siz li ği -ni dü şü nün. Birçok kavram, çeşitliyazılarımızda ideolojik olarak mahkumedilmesine karşın, insanlarımızın yer yer onları kullanmayadevam edebildiklerini görüyoruz.Ha ber le ri miz le hal ka ger çek le riaçık la ma yı he def le riz. Ancakgerçeğin anlatımı, onu anlatanınbakış açısına, stratejik düşünce <strong>ve</strong>hedeflerine göre farklı farklıdır. Bufark kendini en açık biçimde,katliamların, karşı <strong>devrim</strong>in vahşetininanlatımında gösterir.Bir saldırıyı nasıl yansıtacağız?O saldırıda insanlar yaralanmıştır,kaşı gözü patlamıştır, kolu kırılmıştır...Bir başkasında insanlarağlamıştır.. vb. Nasıl anlatacağız.Burada, haber yazımında da,vahşette sadece vahşeti gören reformisttarz ile, vahşette de direnişi,kararlılığı gören <strong>ve</strong> gösteren<strong>devrim</strong>ci tarz birbirinden ayrılır.Bu tip durumlarda tereddütduyan insanlarımız, yayın geleneğimizebakmalılar. Bunun dışında,<strong>devrim</strong>ci duygular <strong>ve</strong> düşüncelerneyi nasıl yazacağımız konusundayol göstericidirler. Devrimci duygularımıza,ideolojimize gü<strong>ve</strong>nelim.Nasıl yazacağım tereddütü duyanher arkadaş bunlara gü<strong>ve</strong>nsin.Haber konumuza vakıfolmalıyız. Haberini yaptığımızeyleme vakıf değilsek, iyi bir haberyapma şansımız yoktur.O eylem içinde kimin ne savunduğunu,kimin neye karşı çıktığını,kimin neyi eleştirdiğini kavramazsak,doğal olarak onları doğru <strong>ve</strong>özlü bir biçimde yansıtamayız. Haber, mücadelenin birparçasıdırHalk mı anlamıyor, biz mi anlatamıyoruz?Hep kendimize sormamızgereken bir soru. Amacevabını da şimdiden söyleeyelim:Doğru cevap 2’ncisidir.Her koşulda böyle bakmalıyız.Bir haberi de bu bakış açısınınışığında şekillendirmeliyiz.Biçimsel olarak da habere böylebakmalıyız. Metni yazdığımızdaokuyanın yerine kendimizi koyup,şöyle düşünmeliyiz. Bu metniokuyan bir okur, bu eylemin neden,niçin, nerede, nasıl yapıldığını anlarmı?.. İkincisi, bu haberi okuyanokur, burada bizim bu eylemimizdekiortamı, atmosferi, kararlılığı,sorumluluğu, coşkuyu hisseder mi?Şimdi dergimizi sahiplenmeninbirçok boyutu vardır. Ama bunlarıniçinde üçünü temel olarak belirtebiliriz:Birincisi; dergimizi en genişkitlelere, yeni okurlara ulaştırmaktır.İkincisi; dergimizi iyi okumaktır.Üçüncüsü; dergimize öne ri, ya -zı, ha ber, re sim gibi açılardan kat kı -da bulunmaktır.Çünkü haber propagandadır,haber siyasal çalışmanın birparçasıdır.Bu yüzden, şişirme, yüzeysel birhaber yazmak da, haberi zamanındagöndermemek de, o katkıdangeri durmak, kendi eylemini önemsizleştirmekdemektir.“Ma dem hal kı ik na et mek,onun sı nıf sal tepkilerini ortaya çı -ka ra bil mek zo run da yız, o hal de kit -le le re hi tap ede bi le cek yol, yön tem<strong>ve</strong> ça lış ma tar zı nı bu la bil me li, bualan da ki ek sik le ri mi zi gi de re bil me -li yiz.” Haberler de kendi açısından,kendi çapında bu işlevi üstlenmelidir.Sevgili okurlarımız, dersimiziburada noktalıyoruz. Umuyoruz ki,birer muhabir olarak hepiniz haberkonusunda soruna biraz dahasorumluluk üstlenerek bakacaksınızdır bundan böyle. Bir sonrakidersimizde buluşmak üzere şimdilikhoşçakalın.Sayı: 248<strong>Yürüyüş</strong>26 Aralık2010“Amerika defolbu vatan bizim”vatan bizim” demeye demeyedevam ediyor. Hem de linç saldırısınauğradğı o meydanda.AKP’nin polisi de parasız eğitimistediği için Gençlik Derneği üyelerinesaldırmaya devam ediyor.***Gençlik Derneği üyeleri 13Aralık 2010’da saat 12.30’daEdirne Merkez Postanesi önünde 14Mart'tan beri “Parasız Eğitim” istedikleriiçin tutuklanan Ferhat Tüzer<strong>ve</strong> Berna Yılmaz'ın serbest bırakılmasıiçin bir basın açıklaması yaptı-Edirne Gençlik Derneği üyeleriböyle dedikleri için AKP’ninAmerikancı polisleri tarafındangözaltına alınıp tutuklanmışlardı.Tutuklanan arkadaşlarına sahipçıkan Gençlik Derneği üyeleri“Amerika defol ...” demeye devamettikleri için polis bu kez onları sivilfaşistlere linç ettirmeye kalkıştı.E<strong>ve</strong>t, Gençlik Derneği “Bular. Baskılar Bizi Yıldıramaz" diyenGençlik Derneği üyeleri FerhatTüzel <strong>ve</strong> Berna Yılmaz’a Özgürlükistediler.GELECEK DEVRİM VE SOSYALİZMİNDİR!3 5
Tekelci patronlarınDiyarbakır halayıSayı: 248<strong>Yürüyüş</strong>26 Aralık2010TÜSİAD Başkanı, geçen haftaDiyarbakır’daydı. “Türk Girişim <strong>ve</strong>İş Dünyası Konfederasyonu'nunDiyarbakır’da düzenlediği toplantıyakatılan TÜSİAD Başkanı ÜmitBoyner, buradaki konuşmasınınaçılışını Kürtçe yaptı, daha sonra daDiyarbakır Belediye Başkanı OsmanBaydemir’le birlikte halay çekti.Patronlar, konuşmalarında Diyarbakır’da,“Doğu’ya” yatırımlar yapmaktan,istihdam sağlamaktan,bölge hakkında önyargıları kırmaktanbahsettiler.Kürt sorunu konusunda tümdüzen partileri riyakardır. Ama bukonuda sanırız en riyakar olanı belirlemekgerekirse, onların başınatekelci burjuvaziyi koymak gerekir.Çünkü, Kürt halkına karşı uygulanantüm baskı <strong>ve</strong> asimilasyon politikasındansorumlu olan da onlardı,sık sık “demokratikleşme paketleri”açıklayan da.Şimdi de aynı riyakarlık vardıDiyarbakır’da. Onlarca BDP’libelediye başkanını tutuklatan iktidarınbaş destekçisi olan TÜSİAD,sanki belediye başkanlarının, 1800’eyakın BDP’linin tutuklanmasındahiçbir sorumlulukları yokmuş gibi,Osman Baydemir’le halay çekiyor(Baydemir’in onlarla o halaya girmeside elbette ayrıca eleştirilmesigereken bir başka yanı oluşturuyor.)Kürsüde iki cümlelik Kürtçe’yledemokratlık şovu yapan Boyner,AKP iktidarının, Genelkurmay’ınKürtçe konusundaki tehditlerini duymazlıktangeliyordu.Geçen yıl, BDP’yle, İçişleriBakanlığı’yla (Kürt açılımınındüzenleyicisi olarak) görüşüp çözümdoğrultusunda adımlar atılmasınıisteyen TÜSİAD, AKP’nin birsüredir Kürt sorunu konusundaki hertürlü demokratik talebi reddedenpolitikası karşısında tamamen sessizliği seçmiştir.Tekelci burjuvazi, oligarşik diktatörlüğedamgasını vuran sınıf olarak,sınıfsal çıkarlarını en açık, enper va sız şekilde savunan, ken di çı -karları için her yola başvuran sınıfdurumundadır.TÜ Sİ AD tarafından temsil edilentekelci burjuvazi, ba rı şı da, sa va şıda, “demokratikleşmeyi” de, kendiçıkarları için istemiştir. TÜSİAD oçıkarları paralelinde, “demokratikleşme” pa ket le ri de ha zır la mış tır,saldırı paketleri de. Şu çok açıktır;12 Ey lül’den bu ya na 30 yıl dır Kürthalkına karşı sürdürülen politikalarTÜSİAD dışında belirlenmemiştir.TÜSİAD Kürt halkına karşı uygulananpolitikaların hemen her aşamasında var dır <strong>ve</strong> her biçimindensorumludur.TÜSİAD, 1997, 2001 <strong>ve</strong> 2008’deKürt sorunu <strong>ve</strong> demokratikleşmeüzerine raporlar hazırlatmıştır. 1997tarihli “Türkiye’de DemokratikleşmePerspektifleri” başlıklı rapor ilebaşlayan süreç daha sonra çeşitli raporlar,tartışmalar ile sürdürülmüştür.Bu raporların önemli bir kısmı,Avrupa emperyalizmi paralelinde,Kürt halkının mücadelesini tasfiyeetmeye yönelik bazı hak kırıntılarıtanınması doğrultusundaki raporlardır.Dolayısıyla bu raporlar, sankitekelci patronları, Kürt sorunundadaha “demokratik” bir politikayısavunuyor gibi göstermiştir.Nitekim, bizzat Kürt milliyetçi hareketde zaman zaman “TÜSİADçözümden yana” tespitleri yapmış,emperyalizm işbirlikçisi, halk düşmanıSabancılar’ı, “ilerici” ilan edebilmiştir.Ancak tekellerin gerçeğininbunlarla ilgisi yoktur.“Demokratikleşme” paketleri hazırla tan TÜ Sİ AD, aynı zamanda“Terörle mücadele” adına, 1990’lıyıllar boyunca köylerin yakılması <strong>ve</strong>boşaltılmasını, faili meçhulleri, kaybetmeleri, kat li amları sa vu nandır.Hizbullah’ı silahlandırıp halkın üzerinesalan hükümetlerin baş destekçisiTÜSİAD’dır. Koruculuk teşkilatınıkuran, itirafçılardan kontraçeteler oluşturan iktidarların destekçisiTÜSİAD’dır.Bunların hepsinden birinci derecedesorumludur tekelci patronlar.İnfazlar, kayıplar, Hizbullah, kontraçeteleri, faili meçhuller, bunlar ozaman TÜSİAD’ın çıkarına olandı.Sonra, De mok ra tik leş me Pa ket le -ri’ni, AB’ye uyum yasalarını belirleyende yine ken di çı kar la rıdır.Geçen yıl, İçişleri Bakanı BeşirAtalay ile görüşen TÜSİAD BaşkanıAr zu han Do ğan Yal çın dağ, şöylediyordu: “... Hiç şüphesiz yaklaşıkçeyrek yüzyıldan fazla bir süredir onbinlerce insanımızın hayatına malolan terör olgusunu, çözülmesi gerekenen önemli problem olarakgörmekteyiz.’’ (Taraf, 19 Ağustos2009)TÜSİAD’ın çıkarları bugün, Kürthalkının direnme dinamiklerini ortadankaldırmaktan geçmektedir. Zirabunu başardıkları ölçüde patronlarındeyimiyle “O bölge”de yağma <strong>ve</strong> talanıdaha da boyutlandırabileceklerdir.Ümit Boyner’in geçen haftatoplantısına katıldığı Türk Gi ri şimVe İş Dünyası Konfederasyonu’nunbaşkanlarından Ce lal Bey sel, şöylediyordu: “Bir sanayici yatırım yapmadanönce defalarca düşünür. Bubölgede gü<strong>ve</strong>nlik sağlandığı zamanben yarın sabah yatırıma giderim.Çünkü bü yük bir pa zar var orada.Irak <strong>ve</strong> Suriye ile ilişkiler düzelmeyebaşladı.” (Milliyet, 7 Ağustos 2009)İşte Ümit Boyner’in konuşmasınaKürtçe başlamasının da,Baydemir’le halay çekmesinin deaçıklaması o cümlededir: Oradaki“büyük pazar”ı yağmalamak.Tekelci patronların meselesi budur.3 6İDDİAMIZI, SAVAŞIMIZI UMUDU BÜYÜTELİM !
- Page 4 and 5: İçindekiler4 Yoldaşlarımız,Dos
- Page 6 and 7: politikleştirip devrimcileştirmel
- Page 8 and 9: da, Kars’ta eylemler yapıldı.-
- Page 10 and 11: Malatya, Adana, Antalya, Dersim,Kar
- Page 12 and 13: zorlamasıyla olduğu ortadadır.Ka
- Page 14 and 15: Bayrampaşa için yazdığı bir ş
- Page 16 and 17: duğu panel marşlarla sona erdi.17
- Page 18 and 19: ÜNİVERSİTELER ŞİRKETLERİ AĞI
- Page 20 and 21: Ülkemizde GençlikAntakya Polisi N
- Page 22 and 23: Onlar, “...yıkmaktan dahagüzel
- Page 24 and 25: DİRENMELİYİZ,çünkü;- 2009 yı
- Page 26 and 27: Yıkıcılar yiyicilerdirİstanbul
- Page 28 and 29: Hükümet bu yasalardan, bu politik
- Page 30 and 31: EME KTorba Yasa Tasarı sıİzmir
- Page 32 and 33: Devrimci İşçiHareketiBirleşelim
- Page 34 and 35: Şundan emin olalım:“Herkes yaza
- Page 38 and 39: Burjuvaziye uzanan ellerkirlenir, k
- Page 40 and 41: 11) Faşizm kendine kitletabanı ya
- Page 42 and 43: Tayyip Erdoğan:“Polisimin sabrı
- Page 44 and 45: Halkın Hukuk Bürosu,Nurtepe Çaya
- Page 46 and 47: len Bilgesu Erenus gibi aydınlarva
- Page 48 and 49: Avrupa Polisi, faşizminpolisinden
- Page 50 and 51: Alman emperyalizminin yargısıTür
- Page 52 and 53: değinmeleryeniLayığınızzıkkı
- Page 54 and 55: “ANADOLU’NUN KAYIPŞARKILARI”