13.07.2015 Views

el sanatlar dergisi(7) MATBAA.indd - İSMEK - İstanbul Büyükşehir ...

el sanatlar dergisi(7) MATBAA.indd - İSMEK - İstanbul Büyükşehir ...

el sanatlar dergisi(7) MATBAA.indd - İSMEK - İstanbul Büyükşehir ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

lerde Yemen’e kadar uzanan çok geniş bir coğrafya- eskidünyayı ve kimliğimizi bize tekrar hatırlattı. Bu bir eskibiçimdi, binlerce yıl süreg<strong>el</strong>di. Bunun deniz boyutu vardı,kara boyutu vardı. Bu büyük hadise bizim hem ruhsalhem fiziks<strong>el</strong> dünyamızı biçimlendirdi. Ama artık bu yok,doğru. Aslında bu yok değil, bu yok gibi görünüyor. Pekibunun yerine ne var? Onu da sizlere söyleyeceğim. Bununyerine küres<strong>el</strong>leşme adını verdiğimiz bir büyük olguvar. Bu noktada öz<strong>el</strong>likle Lizbon ve Ukrayna’nın enteresantartışmaları oldu. Bu küres<strong>el</strong>leşme ile kültür<strong>el</strong> kimliği nereyekoyacağız, nasıl uzlaştıracağız? Bendeniz, bu konudakifikrimi kendime saklayacağım. Ama şunu hatırlatmakistiyorum; bu dünya faniler dünyasıdır, küres<strong>el</strong>leşme debâki kalacak bir şey değildir. Globalleşme de hızlı yaşananbu çağda bir süre sonra mutlaka tarihe intikal edecektir.Ama insanlık kalacak, insani değerler devam edecek.Merhametimiz, saygımız, hoşgörümüz, sevgimiz ve paylaşımcıyanımız devam edecektir. Globalleşmeden sonra bizne yapacağız? Bir büyük enkazın altında yok mu olacağızveya yıpranacağız? Yahut da onun bıraktığı boşluğu dolduracak,hatta ondan çok daha etkin bir şekilde dolduracakyeni bir uygarlık düzeyine mi geçeceğiz? Bu noktayıda arz etmek istiyorum. Hiç unutmayınız ki küres<strong>el</strong>leşmeninde bir kimliği vardır. O bir biçimler hiyerarşisisidir. Birbiçimler kompozisyonudur. Bir ayağı iletişimle, bir ayağıborsayla, bir ayağı uluslararası şirketlerle ilişkilendirilebilir.Çok detaya girmeye gerek yok, o size bir takım biçimlerleg<strong>el</strong>iyor. İlk defa Türkiye’ye g<strong>el</strong>diği biçim 50’li yıllarda blucinidi. Biz ondan evv<strong>el</strong> bilmezdik blucini. Ya normal pantolonya da şalvar giyerdik. 60’lı yıllarda Coca Cola ile g<strong>el</strong>di.80’li yıllarda da Mc Donalds ile g<strong>el</strong>di. G<strong>el</strong>ecektir de, amaarkasında bir hayat f<strong>el</strong>sefesi vardır. O f<strong>el</strong>sefeyi iyi bilmemizlazım. O f<strong>el</strong>sefe ile bizim İpek Yolu f<strong>el</strong>sefesinin, İpekYolu zenginliğinin, İpek Yolu birikiminin, İpek Yolu neşesininne olduğunu mukayese etmemiz lazım. Eski dünyanınbirikimi ile küres<strong>el</strong>leşmenin hayat f<strong>el</strong>sefesi arasındaki kalitefarkını -tabii varsa eğer- görebilmemiz ve tercihimiziiyi yapmamız lazım.Varşova ve Halep üzerinde duruldu şehir bazında. Bu daçok önemlidir, çünkü kültür insanlarla kâindir. İnsan daöz<strong>el</strong>likle çağımızda artık şehirde vardır. Şehri ortadan kaldırdığınızzaman insan unsurunu muhafaza etmeniz, diriltmenizve ona yeni açılımlar vermeniz mümkün değildir. Ohalde kültürümüzün dış kabuğu olarak ben ona bir büyükfanus diyorum. Bir büyük fanus olarak işe şehirlerimizdenbaşlamak lazımdır. Şehirlerimizi küres<strong>el</strong>leşmeyle birlikteyeni bir evreye taşırken çok iyi düşünmek ve kendi kültür<strong>el</strong>kimliğimizi şehirlerimize yansıtan unsurları çok dikkatlekorumak mecburiyetindeyiz. Zaten sempozyum dabize yapılanın bu olduğunu göstermiştir. Her şehir banagöre bir büyük kitaptır. Bazı şehirler kalın, meşin ciltli, eskibir kitaptır. İçinde ne olduğunu bilmezsiniz ama açtığınızzaman ayrı bir macerayı, ayrı bir tutkuyu, ayrı bir ufku,zaman zaman ayrı bir ihtirası, ama zaman zaman da büyükidealleri görürsünüz ve o şehirlere hayran olursunuz.Bir takım şehirler de renkli, çok iyi baskılı ama resmin arkasındaçok fazla bir şey olmayan kitaplara benzer. Bizimeski dünyanın şehirleri biraz evv<strong>el</strong> söylemeye çalıştığımgibi dıştan bir şeye benzemeyen kalın ciltli kitaplara benzer.İşte bu kitaplar korunmak mecburiyetindedir. Bunlarıkoruduğumuz zaman bir sonraki zaman diliminde karşımızaçıkacak problemleri çözmek mümkün olabilecektir.Kısaca bu gen<strong>el</strong> sözlerden sonra olayı biraz daha öz<strong>el</strong>eindirgemek istersek her şehirde bir çarşıdan bahsettiler.Her şehirde bir eski bölgeden bahsettiler. Her şehirde bueski çarşıdaki dükkanlardan bahsettiler. Bu dükkanlardakiöz<strong>el</strong> insanlardan ve bu insanların sattığı öz<strong>el</strong> eşyalardanbahsettiler. Bu öz<strong>el</strong> eserler Levis fabrikasında imal edilenpantolonlar değildi. Yer<strong>el</strong> emekle, yer<strong>el</strong> zevkle, yer<strong>el</strong>göz nuruyla, yer<strong>el</strong> kapitalle üretilmişlerdir, özgündürler…Yer<strong>el</strong> derken biraz evv<strong>el</strong>ki açıklamalarıma bir atıfta bulunmakistiyorum. O da şudur; İpek Yolu bir semboldürama eski dünya kesinlikle yer<strong>el</strong> değildir. Aradaki büyükiletişim, büyük kültür<strong>el</strong> alışveriş bize o yer<strong>el</strong>liğin uzakÇin’den dost Lizbon’a kadar, Varşova’dan St. Petersburg’a,Şam’a, Kahire’ye, Yemen’e kadar bir büyük evrens<strong>el</strong>liğinkatkılarını gösterir. Kesinlikle yer<strong>el</strong>i sadece lokal,küçük bir mahalle kasvedilmiş bir öz<strong>el</strong>lik olarak görmey<strong>el</strong>im.B<strong>el</strong>ki Grankov’dan bir küçük bebek alırsınız, b<strong>el</strong>kiBudapeşte’den bir kart almışsınızdır, bir yerde bir yemekyemişsinizdir. Yahut güneye doğru uzanmışsınızdırbir lokum, bir baklava yemişsinizdir Şam’da. Bu yer<strong>el</strong>liğinötesinde başka renkler vardır bunun içinde. Bu dükkan,bu satılan ürün, bu çarşı ve bu şehir yukardan aşağıyadoğru bir öz<strong>el</strong>likler yumağıdır. O eski dünyadır, orda insanideğerler ön plandadır. Bu fırtınalı günlerde krizdenbahsettiler, kriz g<strong>el</strong>ir geçer, birkaç yıllık periyotlardır bunlar.Kapitalizmin krizleridir. Ama küres<strong>el</strong>leşme daha uzunsoluklu yaklaşımdır. Yapılacak olan şey gayet net. Zatenbu işleri yapanlar var. Örneğin Budapeşte Festivali çokenteresan g<strong>el</strong>di. Muhakkak diğer dost şehirlerde de bunabenzer etkinlikler vardır. Esnaf ve sanatkârlar var. Bunlarbirebir eserle temasta olan insanlardır. Bu çok önemli birşey. Herhangi bir şehirde bir başka ülkede üretilmiş ürünüalmak yerine bizzat o insanın <strong>el</strong>inden çıkmış menşei b<strong>el</strong>li,insanın gönlünün kokusu sinmiş eserlerle muhatap olmakayrı bir tat. Bu sanatkârlar iyi ki varlar ve hâlâ çalışıyorlar.Ama bu küres<strong>el</strong>leşme etkisi altında çok fazla ortadagörünmüyorlar. Yapacağımız şey bu insanları görmek, buinsanları tanımak ve bu insanlara saygı yetmez sevgi duymak.Bunun için bir takım çalışmalar da var. Biraz da onlardanbahsed<strong>el</strong>im. Destek faaliyetleri, bu artık şart. Kamudestekleyebilir. Merkezi hükümet veya yer<strong>el</strong> hükümetler,bunlar kamudur. Öz<strong>el</strong> kurumlar destekleyebilir ve eğitimkurumları destekleyebilir. Gönlüm isterdi ki bugün buradasayısı onları geçen eğitim kurumlarının bireys<strong>el</strong> olarak değil,kurumsal olarak aktif katılımları olsun. Dolayısıyla destekverilmesi noktasında eğitim de çok önemli. Esnaf vesanatkârlar ve onlara destek olan kurumlar zaman zamantopluma kendilerini anlatıyorlar. Bu anlatılanlara da dostolmak lazım. Mes<strong>el</strong>a içimden geçti Ağustos ayında bende Budapaşte’de olabilir miyim, hasat zamanında yeni ekmektenben de yiyebilir miyim diye. Ama isterseniz dahaönce bizim ülkemizde var olan iğne oyalarına, dokumalara,Erzurum işi oltu taşlarına, t<strong>el</strong>karilere bir uzanalım, birbakalım. Buldan dokumalarına bir bakalım. Ama fabrikalardaüretilene değil <strong>el</strong>de dokunanlara…”Sempozyum bildirileri yakında İSMEK tarafından kitap olarakyayınlanacak ve bu kitap www.ismek.org adresindentüm İSMEK yayınları gibi ücretsiz olarak indirilebilecek.159

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!