tirdiği gibi dış payanda sistemi ile kubbe ağırlığını toprağakadar götüren kadem<strong>el</strong>i teşkilatı gerçekleştirmiştir.Mimarimizde en üst noktayı teşkil eden ve klasik devirmimarisinin bir sentezi olan Mimar Sinan, kubbe inşasındada bazı yenilikler getirmiştir. Erken devirdeki Türküçgenleri ve bunu takip eden sarkıtlarla süslü pandantiflerinyerine, kubbeye geçişte daha yumuşak olan tromplarıkullanmıştır.Kubbe, mimaride evreni temsil eden bir simgedir. Tüminanç sistemlerinde bu sebep ile dini yapıların çoğundakubbes<strong>el</strong> örtü sistemleri tercih edilmiştir.Asya toplumlarının mimarisinde tem<strong>el</strong> olan merkezi mekâng<strong>el</strong>eneğini taçlandıran S<strong>el</strong>imiye Camii'nin kubbesi, gökkubbenin altına toplanan tüm insanlık gibi birliği, bütünlüğütemsil eder. Kubbe, Osmanlı medeniyetinin merkeziyetçidünya görüşüne uygun olarak, bu düşünce tarzınınmimari karakterde yansımasıdır. S<strong>el</strong>imiye Camii'nin muhteşemkubbesi ise Osmanlı devletinin kuruluş ve g<strong>el</strong>işmef<strong>el</strong>sefesiyle birebir örtüşen bir zihniyetin ürünü olarak bumedeniyetin en ihtişamlı dönemlerini anlatmaktadır.“S<strong>el</strong>imiye'nin mekân büyüklük, yükseklik, topluluk ve ışıketkisi bakımından yeryüzündeki bütün yapılardan üstünolduğu” söylenir (Prof. Dr. Ernst Diez). Bu kanaat bir anlamdaSinan’ın başarısının kanıtıdır, çünkü ondan istenen“benzeri olmayan bir camii, bir eser yapması”dır. Aslındayenilik, değişim, hiç olmayanı, hiç görülmemişi yapmak isteğiher dönemde, her topumda değişmeyen bir olgu amabaşarmak herkese nasip olmuyor.Mostar KöprüsüMostar Köprüsü, Bosna-Hersek Cumhuriyeti'nin Mostarşehrinden geçen Neretva Nehri üzerinde Mimar Sinan'ınS<strong>el</strong>imiye Camii iç mekanöğrencisi Mimar Hayreddin tarafından 1566 yılında inşaedildi. Neretva Nehri'nden 24 m yüksekte 30 m uzunluğunda,4 m genişliğinde olan Mostar Köprüsü, döneminegöre g<strong>el</strong>işmiş bir teknolojiyle inşa edildi. Köprü inşaatında456 kalıp taş kullanıldı. Köprü, inşa edildikten sonra yakınındakişehre ismini verdi, şehirde ticareti canlandırdı vezenginleştirdi. Böylece Mostar, Hersek bölgesinin önemlibir şehri haline g<strong>el</strong>di. G<strong>el</strong>eneğe göre şehrin erkekleri, nişanlılarınacesaretlerini ispatlamak için düğün öncesindeköprüden atlarlardı.Güz<strong>el</strong> günlere de savaşlara tanık olan bu eşsiz köprüBosna-Hersek'te başlayan iç savaş sırasında yıkıldı. MostarKöprüsü'ne ilk saldırıyı 1992'de Bosnalı Sırplar düzenledi.1993'te Hırvat tankları köprüye daha büyük bir zarar verensaldırılarını başlattı. Kasım ayının sonunda köprü tamamenyıkıldı. Dev taşları, nehrin sularına gömüldü.Savaş sonrasında İngiliz güçleri yıkılan köprünün yerinegeçici bir demir köprü yaptı. Mostar civarındaki diğer köprülerde tahrip edildiğinden, nehrin iki yakasını birleştirentek yapı olarak bu köprü kaldı.Yüzbinlerin hayatına mal olan, canını yakan, evlerindensürülen, tecavüze ya da toplu kıyıma uğrayan insanlarındramıyla Bosna–Hersek’teki bu yüzkarası savaşın hafızalardakalan en manidar görüntülerden biride Mostar Köprüsüyıkılışıdır. Hemen her siyasi görüşten insanın oradayaşananların bir insanlık suçu olduğunda hemfikir olduğubu iğrenç savaşta sadece orada yaşayanlar değil tanık olantüm insanlık izleri geçmeyecek derin yaralar aldı. Bir ülkeninyazılı tarihi Saraybosna’daki Üniversite Kütüphanesiatılan bombalarla kül oldu. Evler ve ibadethan<strong>el</strong>er bombalandı,hatta dozerle yıkıldı. Savaşı uzaktan izleyenlerin aklındabu vahşetten geriye, sadece ayrıntılarından arınmışbir dehşet hissi kaldı. Ve b<strong>el</strong>ki bir de Mostar köprüsününyıkılış anına ait görüntüler.80
Mostar KöprüsüMostar Köprüsü'nün eski haline uygun olarak yeniden inşasıçalışmaları (TİKA) UNESCO ve Dünya Bankası'nın desteğiyle1997'de başladı. Köprünün inşaatını bir Türk şirketiüstlendi. Macar ordusundan dalgıçlar orijinal taşları bulupvinçlerle çıkardı. Civardaki taş ocaklarından yeni taşlar dagetirilerek inşaatı tamamlanan Mostar Köprüsü, aralarındaTürkiye'nin de bulunduğu çok sayıda devletin temsilcilerininhazır bulunduğu bir törenle, İngiliz Prensi Charlestarafından 23 Temmuz 2004 tarihinde açıldı. Açılışı çok sayıdat<strong>el</strong>evizyon ekibi naklen yayınla seyircilerine ulaştırdı.Mostar Köprüsü, eski Mostar şehriyle birlikte 2005 yılındaDünya Kültür Mirası Listesi'ne eklendi.Adını etrafına kurulan şehre veren Mostar köprüsünü bukadar öz<strong>el</strong> kılan şey neydi? Eskiliği mi? Güz<strong>el</strong>liği mi? Birmühendislik harikası olması mı? Adına yazılan şiirler mi?Ülkesinin en önemli turistik sembollerinden biri olmasımı? Muhtem<strong>el</strong>en bunların hepsi. Ve bunların da ötesindedaha önemli bir şeyler.Üzerinden insanların araçların geçtiği sıradan köprülerdenbiri gibi değil Mostar köprüsü bir simgeydi. Sanki tek gözlüsivri kemeriyle ve mimarinin başarısını yansıtan yüksekliğiile geçmişi g<strong>el</strong>eceğe uzatan, eskileri yenilere ulaştıranbir gökkuşağı gibi. Sanki manevi bir mertebe, yüc<strong>el</strong>ten birmerhale, bir yiğitlik, kahramanlık efsanesi gibi. Sanki biriktirdiğitüm zenginlikleri, asaleti, bilg<strong>el</strong>iği, güz<strong>el</strong>liği kendindensonrakilere cömertçe sunan, altından akan sularıngeçiciliğine inat kalıcılıkları simg<strong>el</strong>er gibi. Sanki saygı duyulanbir otorite gibi bağlayan, birleştiren bir güç gibi.Onu inşa eden medeniyetin hiç ard niyetsiz diğerlerineulaşmak için inşa ettiği bir köprüydü Mostar, yüzyıllarboyunca Bosna'da hoşgörü ve kültür<strong>el</strong> çeşitliliğin sembolüydü.Şehrin Müslüman ve Hırvat kesimini, birbirine bağlıyordu.Köprünün yıkımı, Mostar'ın çok uluslu mirasınınreddedilmesi anlamına g<strong>el</strong>iyordu. Bombalanan aslında birmühür gibi görünen bu ruhtu.Bu köprü aynı köprü mü? Değil. Mostarlılar için hayatlarınınbir parçası olan ve yapıldığı medeniyet çevresi içindeyaşayan tüm toplumları birbirine ulaştırmayı amaçlayanbu köprünün artık o eski ruhu yok çünkü. Bugün çokuluslu bir yönetim tarafından idare edilen Mostar'da savaşdöneminde başlayan bölünm<strong>el</strong>er hala devam etmektedir.Hırvatlar nehrin batısında, Müslümanlar ise doğusunda yaşıyor.Savaş sırasında şehirden ayrılan Sırplarsa bir dahageri dönmedi.Sanat da bir köprüdür. İşlevs<strong>el</strong>liğin ve b<strong>el</strong>ges<strong>el</strong> nit<strong>el</strong>iğin önplanda tutulduğu Türk sanatında amaç, sadece mimari, estetikbir öge olmanın veya bir duvarı süslemenin ötesinde,olguları, hayatı, inancı b<strong>el</strong>g<strong>el</strong>emek olmuştur. Binlerce yıllıkgeniş ve zengin g<strong>el</strong>eneks<strong>el</strong> kültüründe bu tarz bir sanatanlayışının hâkim olduğu Türk klâsik <strong>sanatlar</strong>ının mimari,süsleme ve dekorasyon boyutları yanında, asıl düşüns<strong>el</strong>boyutuyla günümüzün sanat eğitimine yansıması önemlibir husustur.Sonuç olarak mananın dengesinin madde lehine bozularakinsanlık için olumsuz bir hayat tarzını da beraberindegetirdiği günümüz dünyasında maddeyi tamamlayan manalaravurgu yaptık. Görüneni bütünleyen, onu anlamlandıranve çok derin süreklilikler barındıran simges<strong>el</strong>likleredikkat çektik.*Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi**Sanatçı-Sosyolog81
- Page 2:
BUSAYIDA061622Türk Hat veCilt Sana
- Page 9:
dan Emin Barın’ın pergament cil
- Page 12:
Rahmetli Necmettin Okyay üstadın
- Page 17:
Kutsal kitabı yazan hattatların r
- Page 21 and 22:
min üzerine yeşil renk altın kul
- Page 23 and 24:
Resim 3- Kur’an-ı Kerim’den ik
- Page 25 and 26:
Resim 8- Mekke’de Kabe’nin bir
- Page 27 and 28:
Resim 11- Sandık, Kahire, Memluk d
- Page 29 and 30: Resim 15- Aslan şeklinde süslü e
- Page 31 and 32: Resim 18- Erzurumlu Mustafa Darir
- Page 33 and 34: Her sanatkâr kendi devrinden konu
- Page 35 and 36: yeni hayat tarzı arasındaki amans
- Page 37 and 38: midir? Düşüncemize göre meselen
- Page 39 and 40: Çemberlitaş’ta bir atölye...Ö
- Page 41 and 42: dığının altını çizenSevan B
- Page 43 and 44: konudaki çizgileri çok keskin. Ö
- Page 45 and 46: Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver, T
- Page 47 and 48: *** SÜNBÜL EFENDİMNÂME ***[1] S
- Page 49 and 50: nin” demiş. Fakat [Mehmed Bey] a
- Page 51 and 52: ---Bu cihân bâğına geldim bir m
- Page 53 and 54: çabuk geçtiği nişâneleri. Meza
- Page 55 and 56: lâne-i fakîrânesine eczâcı Uğ
- Page 57 and 58: Çanakkale’nin tarihi yaklaşık
- Page 59 and 60: iki yakasında da tarih boyunca bir
- Page 61 and 62: Bir kahramanlık örneği olan 57.
- Page 63 and 64: Çanakkale seramikleri, Avrupa’da
- Page 66 and 67: “Bugün yüzlerce yıldır yaşam
- Page 68: anlıyorsunuz. Emek ve uzunca bir s
- Page 72 and 73: Çağdaş Sanatı DönüştürenKla
- Page 74 and 75: la bu halının desenini tasarlayan
- Page 76 and 77: leyen, genellikle kuşlar ve kartal
- Page 78 and 79: Hoca Ahmet Yesevi Türbesidan Müsl
- Page 82 and 83: Âsâr-ı KadîmeHatice ÜRÜN*Geç
- Page 84 and 85: Hoca Ali Rıza tablosuzele duyulan
- Page 86 and 87: si düz ve küçük deliklidir. Bu
- Page 88 and 89: Hamdullah’ın üslubunu oğlu ve
- Page 91 and 92: Modern Masallar Diyarı:Dubai ve Ab
- Page 93 and 94: Bedevilik’ten Modernizme Uzanan Y
- Page 95: dislik harikası bu şehir nasıl o
- Page 98 and 99: Dubai Körfezi, Rüzgar Kuleleri, a
- Page 100 and 101: İSMEK Hat Usta Öğreticisinden El
- Page 102 and 103: kıraatine hizmet etmesi için ilah
- Page 104 and 105: 104
- Page 106 and 107: Geçmişten GünümüzeTürk El San
- Page 108 and 109: lanmış traş önlükleri ve ört
- Page 110 and 111: gelen saat, porselen gibi eşyalar
- Page 112 and 113: neksel Sanatlar Bölümü’nce 20.
- Page 114 and 115: Kitaba İşlenen Medeniyet;Türk Ci
- Page 116 and 117: “Divân”, Niyazi Mısrî, A 384
- Page 118 and 119: “Takvîm al-Tevârih”, Mustafa
- Page 120 and 121: Galata Mevlevîhânesive Kitabeleri
- Page 122 and 123: Galata Mevlevîhânesi, kuruluşund
- Page 124 and 125: Adile Sultan SarnıcıMevlevîhâne
- Page 126 and 127: Ağacın KalbineHat İstiflerini Do
- Page 128 and 129: Kadim ZamanlarınKadim Şehri:Ahlat
- Page 130 and 131:
geçen Ahlat, 1040 yılından Selç
- Page 132 and 133:
isi göz önünde yapılarak var ed
- Page 134 and 135:
Kahramanmaraş'taCeviz Oyma Sanatı
- Page 136 and 137:
caktır.” diyen Gülaçtı, minbe
- Page 138 and 139:
Ebru; milli kültürümüzün ve ge
- Page 140 and 141:
Tarih Kokan Bir Mekan:Kayseri EviYa
- Page 142 and 143:
leri gözden kaçmıyor... Bebek ka
- Page 144 and 145:
Fırçasız RessamMetin AKARSLANAy
- Page 146 and 147:
tarzı resim kopyaları yapar. Deko
- Page 148 and 149:
Mimar Sinan'ın Osmanlı veBizans'
- Page 150 and 151:
ir yerleşim sonucu işyerlerinin
- Page 152 and 153:
Eser: Vildan BaydemirBarış, Aşk,
- Page 154 and 155:
Büyülü Resim SanatıHatZübeyde
- Page 156 and 157:
İstanbul 2010’a İSMEK'tenGöz K
- Page 158 and 159:
Kadim ŞehirlerİSMEK'te BuluştuHa
- Page 160:
İSMEK EL SANATLARI DERGİSİ YAZI