13.07.2015 Views

el sanatlar dergisi(7) MATBAA.indd - İSMEK - İstanbul Büyükşehir ...

el sanatlar dergisi(7) MATBAA.indd - İSMEK - İstanbul Büyükşehir ...

el sanatlar dergisi(7) MATBAA.indd - İSMEK - İstanbul Büyükşehir ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kutsal kitabı yazan hattatların ruhu, sanki kutsal harflerdenoluşan bir kaide ile örülmüştür. Müzehhipler adetakendilerinden geçip, ibadet eder gibi, stilize motiflerleAllah’ın k<strong>el</strong>âmını sarıp onu en güz<strong>el</strong> ciltlerle koruma altınaaldılar.XIV. yüzyıla dek yazılan Kur’ânlarda tek başına kûfi, muhakkak,reyhâni sülüs ve nesih gibi yazılar veya muhakkakreyhâni,muhakkak-nesih ve muhakkak-sülüs-nesih gibiikili ya da üçlü yazı grupları ortaklaşa kullanılıyordu. Ama,Kur’anlar için Osmanlı beğenisine en uygun olan ve ençok tutulan hat nesihtir. Bu nedenle bazı Osmanlı kaynaklarındanesihten “hâdim-ül Kur’ân” (Kur’ân’a hizmeteden) olarak söz edilir (1) . Rahat okunması için güz<strong>el</strong> veokunaklı yazılması gereken Kur’ân-ı Kerîm’in süslenmesigerekli görülmüyordu. Ayrıca, metni herhangi bir biçimdeetkileme kaygısından dolayı, süsleme uzun süre denetimaltında tutuldu. Bu yüzden tezhip, hat sanatından dahayavaş g<strong>el</strong>işti.Kur’ân, zaman içinde tezhip sanatçılarını davet edermişcesinebirçok imkân doğurdu ve bu imkânlar tezhibin g<strong>el</strong>işmesindetem<strong>el</strong> etken oldu. VIII. ve IX. yüzyıllarda âyetbitiminde kullanılan, bazen üzerine âyet numaraları yazılıolan noktalar ve sûre başları, altın ve zaman zamanlacivert ve kırmızımsı bir renk ile süslenmiş olarak karşımızaçıkar. Küçük şemse (2) görüntüsündeki bu noktalar,güneşin parlaklığını simg<strong>el</strong>eyen altın ile boyanmıştır. Sûrebaşlarında sûrenin adı yazılıdır ve tezyinat başlangıçta geometrikbiçimler içerir. Aynı dönemlerde Kur’ân’ı okurkendurulacak ya da secde edilecek ayetlerini b<strong>el</strong>irleyen vebu âyetlerin hizasında bulunan k<strong>el</strong>im<strong>el</strong>er de şemse formlarındatezyin edilmiştir ve bu süslem<strong>el</strong>ere “gül” adı verilir.Metnin başladığı ilk sayfalar olan, Fâtiha ve Bakarasûr<strong>el</strong>erini içeren serlevha (başlık) sayfaları ve zahriye adıverilen tanıtım sayfaları müzehhiplerin bütün hünerlerinisergiledikleri bölümlerdir. Zahriye sayfaları serlevha sayfasındanönce g<strong>el</strong>en, kimi zaman yazısız bırakılıp tamamısüslenen sayfalardır. Gerektiği zaman satır araları sırf altınile ya da zengin motifler ile süslenirdi. Bu süslemeye“beyn-es sütur” (satırlar arası) adı verilir. Kutsal metnisüslerken son derece cömert davranan sanatçılar, Kur’ân-ıKerîm hazırlayanların isminin geçtiği sayfalarda son derecemütevazi olmuşlardır.En erken örneklerini VIII. ve IX. yüzyıllarda görmeye başladığımızKur’ân-ı Kerîm tezhiplenmesi, XIII. ve XIV. yıllardanbaşlayarak küçük bir g<strong>el</strong>işme sergiler. Kur’ân-ı Kerîmlerinhat ve tezhibi hazırladıkları dönemin toplumsal ve ekonomikkoşullarını ve bu konulardaki anlayışıyla, beğenileriyansıtır. Osmanlı İmparatorluğu’nun en güçlü olduğu, XV.yüzyılın sonunda ve XVI. yüzyılda hazırlanan ve bugünmüze, kitaplık ve öz<strong>el</strong> koleksiyonları süsleyen Kur’ânlar,izleyenlerde hayranlık uyandıracak, hatta şaşkınlık yaratacakgüz<strong>el</strong>lik ve zenginliktedir. İstanbul ÜniversitesiKütüphanesi’nde bulunan, 6662 envanter numaralı SultanII. Bayezıd için Şeyh Hamdullah’ın yazdığı ve tezhibinimüzehhip Hasan bin Abdullah’ın yaptığı, Topkapı SarayıMüzesi Kütüphanesi yy.999 envanter numaralı AhmetKarahîsâri’nin 1546-47’de yazdığı ve Topkapı Sarayı MüzesiHırka-i Saadet K.5’te bulunan ve yine Karahisâri’ninyazdığı Kur’ân-ı Kerîmler, gerek yazı gerekse tezhib ve ciltkapakları açısından bu gerçeği gözler önüne serer. Kur’ân-ıKerîmleri sanki Allah’ın seçtiği ve görevlendirip yönlendirdiğisihirli <strong>el</strong>ler hazırlamıştır.Birçok Kur’ân-ı Kerîm’in tezyinatında karşımıza çıkan, XIV.yüzyılın sonundan XVI. yüzyılın ortalarına değin etkin olmuş,stilize edilmiş rûmi, hatayi ve bulut motifleriyle, altınile laciverdin görkemli bir uyum içinde kullanıldığı tarzaek olarak, XVI. yüzyılın ortalarına doğru ilk kez müzehhipKaramemi’nin uyguladığı, saray bahç<strong>el</strong>erinde yetiştirilenlâle, karanfil, gül ve sümbül gibi çiçeklerden oluşan17

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!