münü engelleyen bölge hakları değil,yine emperyalistler ve işbirlikçi devletlerdir.Bölgedeki tüm halkların çıkarlarıortaktır. Kürt milliyetçi hareketinyapması gereken de bölgedekihalk güçleriyle ittifak yapmak veemperyalistlere ve işbirlikçilere karşımücadele etmektir.Karayılan açıklamasında “Bölgedekitüm devletleri ve bölge demokrasigüçlerini” PKK’nin girdiği uzlaşmasürecini desteklemeye çağırıyor.Amerika ve Avrupa emperyalistlerisürece desteklerini açıkladılar. AncakAmerika ve Avrupa emperyalistlerinindesteklediği bir süreç asla bölgedekidemokrasi güçlerinin çıkarına olamaz.Eğer emperyalistler destekliyorsaorada halkların çıkarı yoktur...Karayılan yine geri çekilme açıklamasındaABD, AB ve Rusya gibiülkelerden çözüm için açıktan destekistedi. Yani Kürt sorununun çözümüemperyalistlerden bekleniyor. Emperyalistlerinhalkların sorununu çözdüğüdünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir.Sorunun çözümü emperyalistlerehavale edilince, emperyalizmin çözümününne olacağı sır değildir. Hangikoşullarda emperyalist devletlerKürt milliyetçi harekete destek verirlerbunlar sır değildir.Emperyalistler Orta Doğu ve tümhalkların baş düşmanıdır. Kürt milliyetçiharekete verecekleri destekancak ve ancak Orta Doğu halklarınakarşı açılan savaşta yanlarında yeralması koşuluyla olacaktır.Bu durumda Kürt milliyetçi hareketin“bölge barışı”, “bölgede yenibir kardeşlik” gibi söylemleri karşılığıolmayan sözlerdir. Emperyalizminolduğu yerde barış da kardeşlik deolmaz...Sayı: 363<strong>Yürüyüş</strong>5 Mayıs2013Tecrit İşkencesine Son27 Nisan günü Galatasaray Lisesi önünde, TecriteKarşı Mücadele Platformu (TKMP), hapishanelerde yaşananNisan ayı hak ihlalleri raporunu açıkladı.“Tecrit İşkencesine Son!”, “Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur!”,“Kahrolsun Faşizm Yaşasın Mücadelemiz!”sloganları ile eyleme başlayan TKMP üyeleri, Nisan ayıhak ihlalleri raporunu açıkladılar.TKMP adına yapılan açıklamada;Ankara Sincan F Tipi Hapishanesi'nde tutsak görüşünegiden arkadaşların görüşü keyfi dayanaksız bir şekildeengelleniyor. Deniz Bakır ve Cihan Karaçölün arkadaşlarısavcılık ve hapishane idaresiyle kararlaştırarak görüşhakkından men edildiler. Bundan sonra siyasi davalardanyargılanmış veya yargılanıyor olanlar görüşçü olma hakkındanmen ediliyor. Böylece siyasi tutsaklar tecritin enüst boyutta uygulanmasıyla karşı karşıya bırakılıyor.Tekirdağ 2 No'lu F Tipi Cezaevi'nde hafta da 10 saatolan sohbet hakkı 1 saate düşürülmüş.Gebze M Tipi Hapishane’de devrimci kadın tutsaklarınsohbet alanına kamera yerleştirildiği bildirildi. Kameralaraltında sohbeti red eden tutsaklar protesto için sohbeteçıkmıyorlar.Kırıkkale F Tipi Hapishanesi'nde sohbet hakkı 10saat olması gereken, sohbet hakkı 6 saat uygulanmaktadır.11 Mart’ta varikusel ameliyatı olan Yusuf KenanDinçer ameliyat sonrası hijyenik olmayan sağlıksız koşullardatutulması ve bir gün kaldığı hastanede mahkumkoğuşunda kirli nevresim ve battaniye verilmiş ve diyetraporuna rağmen diyet verilmemiştir.Tekirdağ 2 No'lu F Tipi Hapishane'de 25 Mart'tan buyana21 yurtsever tutsağın 34 gündür süresiz-dönüşümsüzolarak yürüttüğü açlık grevi devam ediyor. Yurtsevertutsakların başladıkları açlık grevine iki devrimci kurumdava tutsakları da destek açlık grevine başladı.Açıklama 34 gündür sürdürülen açlık grevinin taleplerininkabul edilmesi istenerek sonlandırıldı.Evlatlarımızı F TiplerindeKatlettirmeyeceğiz!Hasta Tutsak Mete DİŞ'in serbest bırakılması için,TAYAD'lı Aileler 26 Nisan günü İstanbul Adliyesiönünde eylem yaptılar. “Kanser Hastası Mete DİŞSerbest Bırakılsın!” dövizleri ve “HapishanelerdeHasta Tutsak Evlatlarımızın Katledilmesine İzin Vermeyeceğiz!”pankartının açıldığı eylemde: “GülerZERE'yi katlettiniz SUÇLUSUNUZ! Mete'yi bırakmayaraksuçlarınızı büyütüyorsunuz" vurgusu yapıldı.36 kişinin katıldığı eylemin sona ermesiyle, 3 TA-YAD'lı Kırıklar 2 No'lu F Tipi Hapishanesi'nde dörttutsağın darp edilip, süngerli odaya atılmalarına ilişkinsavcılığa suç duyurusunda bulundular.Özgür Tutsaklara İşkenceYapılmasına SessizKalmayacağız!İzmir'de TAYAD'lı Aileler Kırıklar 2 No'lu F TipiHapishanesi'nde özgür tutsaklara yapılan işkenceyiprotesto etmek için yürüyüş ve basın açıklaması yaptılar.27 Nisangünü KonakYKM önündenbaşlayan yürüyüşünardından Kemeraltıgirişindebasın açıklamasıyapıldı. 14 kişininkatıldığı eylemsloganlarlasonlandırıldı.50<strong>TAKSİM</strong> 1 <strong>MAYIS</strong> ALANI’DIR!
HALK İÇİN SANATÖLÜMSÜZDÜR14 Nisan 2013 tarihinde yapılanGrup Yorum’un Bağımsız TürkiyeKonseri, sanatçıların, aydınların, yazarlarıntercihlerini, amaçlarını tekrartartışmak gerektiğini ortaya koydu.Hiçbir büyük holdingden destekalmadan, gazetelerde, televizyolardareklamları dönmeden, belediyelerinbüyük reklam tabelalarınıkullanmadan, 550 bin kişinasıl toplandı? Bu kitleyi bir arayagetiren sebep nedir? Onlarca sanatçıyıbu büyük halk korosunun mütevazıbirer elemanı olmaya çağırangüç nedir?Bu güç halkın gücüdür, halk kendisanatçılarını sahipleniyor. 2010’dayapılan 25.Yıl Grup Yorum konserindensonra, istikrarlı bir şekilde,Bağımsız Türkiye konserlerinde kitlelerinikatlayarak artıran Grup Yorum,ülkemizde ve dünyada, halk içinsanat yapmanın ne kadar doğru olduğunugösteren önemli bir iş yapıyor.Koca koca holdinglerin başaramadığını,hiçbir maddi destek almayanGrup Yorum başarıyor. Buincelenmesi gereken, araştırılmasıgereken bir konudur. Tek başına birmüzik grubu sermayenin büyük maddigücüne karşı ne yapabilir? İlericisanatçıların bunu düşünmesi ve tercihlerinihalktan yana yapması gerektiğinidüşünüyoruz.Öncelikle “Piyasa”ya Bakalım,Holdingler Kültür ve SanataNasıl Bakıyor, Hedefleri Nedir?Herhangi bir sanatçı eğer dahafazla tanınmak istiyorsa, sürekli gündemdekalmak istiyorsa, televizyonlaraçıkmalı, gazetelerde haberleriçıkmalı, belediyelerin büyük reklampanolarında rekamları yayınlanmalı…Yani halktan bir insanın bu parayıödemesi mümkün değil. Eğerreklamları yapılıyor, gösteriliyorsa,karşılığını isterler. Bir şeyler vermesigerekiyor, bedel ödemesi gerekiyor.Bu düzenin içinde yer alan hiçbirholding, karşılığını almadan paravermez.Sistemi öyle kurmuşlar ki, diyelimki, roman yazdınız yayınlamakistiyorsunuz… Küçük yayınevlerinehiç gitmeyin, bu kitabı basabilecekekonomik güce sahip değiller. Kitapyayını işini yine büyük Bankalarele geçirmiş, tekel kurmuşlar. MeselaNazım Hikmet’in bütün yayın haklarınıYapı Kredi Yayınları almış.Herhangi bir yerde Nazım’dan birşiir yayınlarsan vb. sana telif davasıaçma hakkı var. Ya da, müzisyenbir dostumuz Nazım’ın şiirini bestelemek,albümünde yayınlamak istiyorsa,bu bankaya para ödemekzorundadır. İstediğin kadar çok güçlübir beste yap, “piyasaya” girmek istiyorsan,parasını ödemelisin, değilseyayınlanmaz.Müzik albümü yapmak istiyorsan,iş daha da zor. Stüdyo lazım, enstrümanlarıprofesyonel çalacak müzisyenlazım. Yayınlayacak firma,reklam, klip vb. Yani eseri, baskıyahazır hale getirme süreci de ekonomikolarak yük bindiriyor, birçoksanatçı albüm yapmaktan vazgeçiyor.Ya da çok daha amatör koşullardakaydediyorlar.Holdingler işin her aşamasını birücrete, bağlamışlar. Kayıt yapılacakstüdyolar bu büyük firmalara ait.Kitap için matbaalar, yayınevleri bubüyük holdinglere ait. Amaçları,bankalar aracılığıyla, sanatı da tekellerinealmak. Ki büyük orandada bunu başarmış durumdalar. Sanatve yayın dünyasının tümünü basımdan,dağıtıma kadar denetim altındatutmaya çalışıyorlar.Televizyonlar, sinema yapımcıları,eğlence sektörü… aklımıza gelecekher şeyin patronu bu holdingler. Tiyatrocular,metin yazarları, seslendirmesanatçıları, müzisyenler, dizioyuncuları, yazarlar… sermayeyegöbekten bağımlı hale getirilmiş durumdalar.Bu çarkın içerisinde bir sanatçı“Ben özgürüm, sanatıma kimse karışamaz”dese bile, bu mümkündeğildir. Film çekecekse, bu tekellerdenbirine bel bağlamak zorundadır.Filme para veren holding,daha senaryo yazılırken müdahaleetmeye başlıyor. Az çok film çekenler,dizileri takip edenler, bu sektörünnasıl işlediğini bilirler. Neredeyse,yönetmene, senariste siparişüzerine film yapıyorlar. Yönetmen,oyuncu seçimini de, yine özgürceyapamaz. Çünkü, oyuncular da, bellibaşlı firmalarla sözleşme yapmakzorunda kalıyorlar.Müzik yapmak isteyen de benzersorunları yaşıyor. Müziğini tanıtabileceğitek alan olarak, televizyonlar,magazin programları, müzik televizyonlarıvar karşısında. Şarkısınınklibini yayınlamak için, çok fazlapara ödemek zorunda. Verdiği parayagöre “Top 10” listesine girebilir, üstsıralara tırmanabilir. Haftalarca klip“liste başı” yayınlanabilir. Eğerparası yoksa, hiçbir kanal yayınlamaz.Bestenin çok güzel olması sermayeninumurunda değil, çok para verenlistenin üst sıralarına tırmanıyor.Bu çark içinde, özgür bir bestecilikten,özgür sinemacılıktan sözetmek mümkün değil. Mutlaka buçarkın dışına çıkmak gerekiyor ki,özgürleşmeye bir adım atılabilsin.Yarışmalarla, ödüllerle bir başkayönden kuşatıyor sanatçıları. Kısmenbağımsız sinema yapanları, bağımsızmüzik yapanları, ödül yarışmalarıylahizaya sokmaya çalışıyor. Dikkatedilirse, en az politik olan, en karmaşıkolan, ne olduğu belli olmayanfilmler ödül alıyor. Hatta birçok ki-Sayı: 363<strong>Yürüyüş</strong>5 Mayıs2013<strong>TAKSİM</strong>’İ YASAKLAMAYA GÜCÜNÜZ YETMEZ!51