Sayı: 363<strong>Yürüyüş</strong>5 Mayıs2013şinin ortaklaştığı genel kanı, ödüllüfilmlerin çok sıkıcı olduğudur. Neden?Çünkü bizi, halkı anlatmıyor.Bu filme ödül verenler, zaten buyüzden ödül veriyorlar. Bunalımıanlatsın, çaresizliği, bencilliği anlatsındiye para ödülü veriyorlar.Dolayısıyla genç yönetmenler, bağımsızyönetmenler, filmlerinde gerçeklerianlatmak yerine, jüriyi iknaetmeye çalışan filmler yapıyorlar.Yani düşünün, yüz binlerce, milyonlarcainsan bu filmden ne anlayacak,nasıl etkilenecek diye düşünmüyor.Jüri koltuğunda oturanon beş, yirmi kişiyi etkilemeye yönelikbir baskılanma altında kalıyoryönetmen. Bu yönden de kuşatmaaltına alıyor.Bütün sanat dallarını gözümüzünönüne getirirsek, benzer örneklerbulmak mümkün. Sermaye sahipleriyazar ve sanatçıların büyük bir bölümünükendi kapısına çekmeyi buyolla başarmışlar. 1960, 70’li yıllarınentellektüelleri, sermayenin denetimialtına girmiş, bu kanala akmaya başlamıştır.Böylece sömürünün, baskınınmeşrulaştırması bu eski solcularınçabasıyla da sağlamıştır. Geçmişlerinieleştirmek adına, sol değerlere küfrederekyükselmek geleneksel halegelmiş; solculuğu eleştirmek, suçlamakher koşulda prim ve kazançkaynağı olarak meşrulaşmıştır. Yakınzamanda, birçok televizyon dizisiarka arkaya “solcu” diyerek pazarlandı.Ancak, orada izlediğimiz karakterlerin,gerçek solcularla hiçbirbenzerliği var mıdır?Halktan kopuk, yoldaşlarına kabadavranan, insan sevgisi olmayan,suratı asık, kirli, pasaklı… Aklınızagelecek kötü insan karakteri neysebu “solcuları” öyle gösterip karalıyorlar.“İnancınız bazen yarı yoldakaybolur” diyerek dönekliği meşrulaştırıyorlar.Örgütlü çıkış yerine,bireysel çıkışı vaaz ederek, sermayeninönerilerini meşrulaştırıyorlar.“Bu yolla sermayenin politik iktidarınaideolojik meşruiyet sağlanmaktadır,gönüllü kulluk üretilmektedir.”Bankaların, holdinglerin sanat ilebu kadar ilgilenmelerininsebebibudur. Kültür sanatvakıfları kurmaları,yayınevleri kurmalarınıntemel nedenibudur. Avrupafonlarıyla sanat kurumlarıaçmaları,sanatçılara paravermelerinin nedenibudur? Aklımızdançıkarmayalım,kapitalistler “günahlarını bileparayla satarlar”Hal böyle iken, “ben özgürüm”demek sadece lafta kalır. Çekeceğinizfilmler, yayınlayacağınız klipler, buholdinglerin televizyonlarında gösterilecek.Bu yarışmalarda yarışacak.Bütün sinema salonları Hollywoodtekeline ait, birkaç tanesi bağımsız…Amerikan film şirketi izin vermediktensonra hiçbir film bu salonlaragiremez. Bu sanatçıya baskıdemek değil midir? Hangi müzisyenen iyi bestesini, çektiği klibi bütüntelevizyon kanallarında, “adil” birşekilde izletiyor?Bu piyasanın içinde kalıp, mütevazıbir sanat yaşamı sürmenize bileizin vermiyor sistem. Ya sermayeninistediği eserleri üreteceksiniz ya daaç kalacaksınız, ara yol bırakmıyor.Açlık çeken, hastaneye gidemeyen,sokakta yoksulluktan ölen birçok sanatçıyı,zaman zaman “dram” olsundiye gösteriyorlar. Ama hiçbir iş kolundaolmadığı gibi, sanatçılar içinde, sosyal haklar, emeklilik vb. haklarvermiyor sermaye.İşine kim yarıyorsa onu kullanıyor,köşe yazıları yazdırıyor, lüksaraçlara bindiriyor, aynı uçaklardaseyahat etmesine izin veriyor… Amaişi bitince, anında kapı dışarı ediliyor.Son bir yıl, işinden kovulan gazetecilerebaksak bile, sermayenin nasılkullanıp kullanıp, kapı dışarı ettiğinianlamak için yeterlidir.Bütün bu tartıştıklarımızdan şusonuç çıkıyor: Tekeller, holdingler,kültür ve sanatı sevdikleri için, sanatçıyasaygı duydukları için değil;sömürüyü meşrulaştırmaya hizmetettiği için, kültür ve sanatı kullanıyorlar.Sanatçı dostlarımız yüzünü halkadönmelidir. Özgürleştirecek olanhalkın beğenisi, halkın talebi halkınihtiyacı olacak. Grup Yorum konserleribunu gösterdi. Nasıl ki, halkedebiyatı, binlerce yıllık birikimiylebugün hala dipdiri ayakta. Yorumda pratiğiyle, halklaşmış, kökleriAnadolu topraklarının derinlerinekadar inmiştir. Yüzbinlerce kişilikkonserler halk için sanat yapmanındoğru olduğunu gösteriyor. Her türlübaskıya rağmen, halkın kendi sanatçısınıyalnız bırakmayacağının,yanında olacağının teminatıdır.Bizim, halkın, sanatçılarımızdanistemeye hakkımız var. Bizim olanı,halkın olanı istiyoruz. Yeteneklerinizi,üretimlerinizi bizim için yapın.Yüzünüzü bize dönün, yüzünüzühalka dönün. Üç beş tekelci sermayenin,sahte övgülerine, şişkin cüzdanlarınaaldanmayın. Ne size, nesanatınıza zerre kadar değer vermezler.Onlar kendileri dışında hiçkimseyi sevmezler. Onlara göre, sanatçısıda, yazarı da, müzisyeni de,sadece onları eğlendiren birer köledir.Her şeyin fiyatı vardır, sanatçıyı dasatın almak ister.Gelin sizi bağrına basacak halktanyana sanat yapın, sizin yanınız halkınyanıdır. Ürettiğiniz eserlere verilendeğeri gördüğünüzde, dünyalara değişmeyeceğinizbir mutluluk duyacağınızaeminiz. Sanatçıya en büyüködül, halkın vereceği ödüldür. Buödül, dünyada hiçbir paranın satınalamayacağı kadar büyük bir ödüldür,halk sizi, kalbinde ve beyninde yaşatacak,ölümsüzlük kazandıracaktır.52<strong>TAKSİM</strong> 1 <strong>MAYIS</strong> ALANI’DIR!
AVRUPA’dakiBİZONURSUZ ALMAN POLİSİ NEONAZİ“KATİLLERİNİ” TÜRK İSİMLERİYLE KAYIT EDİYOR!NSU davası sürecinde yaşadıklarımızbize açık açık şunu göstermeyedevam ediyor; Alman devletiölümlerimizle dalga geçiyor. Bizzatbu cinayetleri desteklemiş ve desteklemeyedevam ediyor.Son olarak yaşanılan ise bizimledalga geçer gibi. Eğer ırkçılığın birideoloji bir devlet politikası olduğunubilmiyor olsak gerçekten inanılırgibi değil deriz. Ama demiyoruz artık.Artık Merkel’in çocuklarından herşeyi bekliyoruz.Berlin polisi, NSU'nun yaptığıkatliamların sorumlusu üçlü çete hakkındabilgi aldığı muhbir neonazilerekod adı olarak Türk isimleri vermiş.NSU davasıyla ilgili Alman polisininırkçılığı bizzat desteklediğine kanıtolarak bir yenisi daha eklenmişoldu.Hürriyet gazetesinin elde ettiğiBerlin Asayiş Şubesi’ne ait üzerindekırmızı ‘Geheim’ (Gizli) damgasıbulunan 149 numaralı belgede NSUçetesini ve neonazileri takipte kullanılanmuhbir neonaziler Türk isimleriylekayıtlıymış. Berlin Asayiş Şubesi(LKA) gizli belgede ‘güvenilirkişi’ olarak adlandırdığı üç ajan neonaziyekod adı olarak İbrahim, Murat,Adnan gibi Türk isimleri vermiş.Bu muhbir neonazilerden biri üçlü çeteyiyakından tanıyan, çeteye patlayıcımadde tedarik eden ve Beate Zschaepeile ilişkisi olduğu söylenen ThomasS. oluyor.Polis muhbir olarak hizmete aldığıkişileri kısa adı VP olan ‘Vertrauensperson’(Güvenilir Kişi) olarakadlandırıyor. VP dosyasında bu kişilerebir kod adı ve bir de numara veriliyor.Berlin polisinin gerçek adını henüzaçıklamadığı VP 620 numaralımuhbir neonazi ise dosyada Muratadıyla kayıtlı. Polisin adını gizli tuttuğuVP 672 numaralı üçüncü ajanınadı ise Adnan olarak geçiyor. İbrahimolarak adlandırılan neonazi muhbirThomas S. ile Murat kod adlı 620 numaralıneonazi muhbirin NSU terörçetesine silah temin eden Jan W. ilebağlantısı var. Adnan olarak adlandırılanüçüncü muhbirin Jan W. ilebağlantısı ise polis sakladığı ve korumayaaldığı için açık değil. Çocuklarınıkoruyorlar. Bu üç neonazimuhbir, polisin kendilerine kod adıolarak Türk isimleri verdiğinden habersizmiş.Irkçılık Alman devletinin genlerinekadar işlemiştir. Son yaşanılan olaydabunun bir göstergesi daha olmuştur.Bu ajanlara bu isimleri veren polislerve müdürleri istifa etmeli ya dagörevden alınmalıdır.Ne kadar basit katillere bizimisimlerimizi veriyorlar. Bu şekilde kayıtediyorlar ki dosyaya bakıldığındabunların NEO Nazi dahi olduğu anlaşılmasındiye olabilir. Aynı zamandakendi aralarında konuşmalardabu isimleri kullanarak bir nevi bu katillerikorumuş oluyorlar.Çekin o onursuz dilinizi isimlerimizden.Katillerinize Hitlerin isimlerinikoyarak kodlandırın, önlerinebir numara ekleyin daha isabet olacaktır.NSU'nun onların torunu olduğukesin, peki Alman polisi kimin torunuacaba?Alman devleti şunu çok iyi bilmelidir;Halkımızı aşağılamanıza izinvermeyeceğiz.Örgütleneceğiz ve halkımızakarşı uyguladığınız her ırkçısaldırı karşısında bizi göreceksiniz.Halkımız sahipsiz değildir. Çekinelinizi onurumuzdan.Sayı: 363<strong>Yürüyüş</strong>5 Mayıs2013Cephe Düşmanlığına KarşıCephe Dostları Sessiz KalmıyorAnkara'da Yenimahalle Pir Sultan Abdal Cemevi'nde23 Nisan günü Ankara Üniversitesi öğretimgörevlisi Ayhan Yalçınkaya Alevilerin nasıl bir siyasetyapması gerektiği üzerine ders verdi. AyhanYalçınkaya, Alevilerin CHP ile, PKK ile ilişkisinianlattıktan sonra, Cephelilerle ilişkisini “anlatmaya”başladı.Ayhan Yalçınkaya Cepheliler için direk, “Neidiğü belirsiz 3-4 çapulcu işbirlikçi bunlar” diyerekkonuşmasına başladı. Ardından “Burada onlardanvardır ama” der demez, orada bulunan Cephelilerindostları, Ayhan Yalçınkaya'ya, “Sen kim oluyorsunda, böyle hakaretleri yapıyorsun, bedel ödeyenmücadele eden insanlara böyle söyleyemezsin"diyerek konuşmasına müdahale ettiler.Adalet Bakanlığı’na Adaletİçin YürüyoruzÇağdaş Hukukçular Derneği 18 Ocak’tabaşlatılan operasyonları protesto etmekamacıyla 3 Mayıs'ta Ankara Adalet bakanlığınayürüyeceklerini bildirdi.ÇHD'nin yaptığı açıklamada, "Bizler biliyoruzki, bu saldırılara maruz kalan veyargılama konusu yapılan esasında devrimciavukatlık pratiğidir. Ancak bizi operasyonlarla,dize getiremeyecekler, boyun eğmeyeceğiz!"vurgusunu yaptı.Açıklamanın devamında, "Savunma mesleğine yönelen saldırılarıprotesto etmek, siyasal iktidarın baskıcı politikalarındanvazgeçmesi ve tutuklu meslektaşlarımızın derhal serbest bırakılmasınıtalep etmek için 3 Mayıs günü saat 12.00'de AnkaraAdliyesi önünde buluşup Adalet Bakanlığı’na yürüyoruz" denildi.<strong>TAKSİM</strong>’İ YASAKLAMAYA GÜCÜNÜZ YETMEZ!53