13.07.2015 Views

EROL ÜÇER: Biz mühendisliğin altın çağını yaşadık REKTÖR PROF ...

EROL ÜÇER: Biz mühendisliğin altın çağını yaşadık REKTÖR PROF ...

EROL ÜÇER: Biz mühendisliğin altın çağını yaşadık REKTÖR PROF ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

seyretmek, bir romandaokumak hoşumuza gidebilirama hiç birimiz böyle bir yaşambiçimine dönmeyi istemeyiz.İşte bu yüzden alternatifenerji kaynakları devreyesokulmaktadır. Yeni arayışlar dasürekli devam etmektedir.Petrol ve doğalgaza alternatifolabilecek enerji kaynaklarınınen verimlisi nükleer enerjisantralleridir. Bugün ABD enerjiihtiyacının yüzde 25’ini, Fransayüzde 75’ini nükleer enerjisantrallerinden karşılamaktadır.Ancak nükleer santrallerinyapımı çok dikkat, bilgi veteknoloji gerektirmektedir.Hammaddesinin teminikolay değildir. Elde edilenatıklar yıllarca radyasyonyaymaya devam ederler,bu yüzden atıkların doğayazarar vermeyecek şekildesaklanması gerekmektedir. Busantraller inşa edilirken güvenlikkatsayılarının yüksek tutulmasıgerekir. Çünkü santraldekiküçük bir sızıntı bile milyonlarcacanlının ölümüne neden olur.Özellikle Çernobil santralindeyaşanan kazadan sonra nükleerenerji santrallerinin yapımınabir çok kişi karşı gelmektedir.Ancak bilinmesi gereken önemlibir husus vardır. Nükleer enerjisantralleri elektrik üretirkendiğer enerji santrallerinekıyasla daha az miktardakarbondioksit açığa çıkarırlar.Bilindiği gibi karbondioksitgazının atmosferdeki miktarınınartması küresel ısınmanınen önemli sebeplerindenbiridir. Küresel ısınmada bugaz yüzde 50 etkiye sahiptir.Üstelik karbondioksit gazınınatmosferdeki ömrü 100 yıldır.Yani bugün atmosfere salınankarbondioksit miktarı tamamenkesilse bile küresel ısınmadevam edecektir.Elbette bu yazının amacınükleer enerji santrallerinisavunmak değildir. Ancakyaşadığımız ve hızla ilerleyenteknoloji çağında acı daolsa kendi gerçeğimizinfarkına varmak zorundayız.Çevreci arkadaşlarımınhassasiyetini takdir ediyor,ilgiyle karşılıyorum. Çünkü bugezegen yalnızca bize değilgelecek nesillere de aittir. Ancakyaşadığımız çağın gerektirdiğibir takım zorunluluklar var.Bunların başında da artanenerji ihtiyacı ve bunun nasılkarşılanacağı sorunudur.Bir diğer alternatif enerjikaynağı ise hidroelektriksantrallerdir. Hidroelektriksantraller nükleer ve termiksantrallere kıyasla atık maddeoluşturmazlar. Atmosferekarbondioksit gazı salmazlar.İşletme maliyetleri düşüktür.Üstelik ülkemiz bol sukaynaklarına sahiptir. Buyüzden hidroelektrik santralyapımına çok elverişlidir. Bu biravantajdır, bir fırsattır. Yeterincehidroelektrik santral yapılırsanükleer enerji santralı kurmayada gerek kalmayabilir.Ancak çevrecilerin açtığıdavalar yüzünden bir çokhidroelektrik santralininyapımı askıya alınmıştır. Buda bir zafermiş gibi toplumasunulmaktadır. Anadolu’da birsöz vardır. “Nereden geliyorbu değirmenin suyu?” diyesorarlar. Bu çevreci arkadaşlarda hiç düşünmüyorlar mı,sormuyorlar mı nereden geliyorbu elektriğin kaynağı diye.Elektrik enerjisi üretimindekullandığımız enerjinin yüzde75’ini ithal etmekteyiz. İthalettiğimiz doğalgaz ve petrolödemelerini döviz cinsindenyaptığımız için milli gelirimizinönemli bir kısmı yurt dışınagitmektedir. Türkiye İstatistikKurumu (TÜİK) verilerine göre2011’de enerji ithalatı 54,1 milyardolar olarak gerçekleştirilmiştir.Cari açığın yüzde 70,2 sini enerjiithalatı oluşturdu. Türkiye’nin104 milyar dolara ulaştığı dışticaret açığının yüzde 51’i enerjiithalatından kaynaklandı. Oysakendi suyumuzu, kömürümüzü,jeotermal kaynaklarımızıkullanarak elektrik santrallerikursak enerji kullanımı hemdaha ekonomik olacak hem dedışa bağımlılıktan kurtulacağız.Kabul etsek de etmesek dehepimiz teknoloji <strong>çağını</strong>nesirleriyiz. Hiç birimiz daha azelektrik tüketmek amacıylateknolojinin bize sunduğunimetlerden vazgeçmekniyetinde değiliz. Aksineher gün bir yenisi eklenengerekli gereksiz yeni cihazlarıhayatımıza sokmak konusundageri durmuyoruz. Elbettebunun bir bedeli olacaktır. Hiçbedel ödememek diye bir şeysöz konusu olmadığına görebu bedeli en aza indirmeyeçalışmak sanırım en akıllıcahareket olur.Sevim Reşat 1966 Kayseridoğumlu. 1987’de İstanbulTeknik Üniversitesi’nden inşaatmühendisi olarak mezun oldu.1989’da İstanbul Üniversitesiİşletme İktisadı Enstitüsü İnşaatİşletmeciliği bölümünü bitirdi.Daha sonra Amerika BirleşikDevletleri’nde Johns HopkinsÜniversitesinde dil eğitimialdı. Bir süre mühendis olarakçalıştıktan sonra edebiyatçalışmalarına ağırlık verdi. İlkromanı Nisan’a Veda İnkılaproman yarışmasında ikincioldu. 1998’de Mutluluk SanaYakışırdı, 2002’de DüşlerinZaferi, 2006’da kendi ailesinianlattığı Rüzgâr Kokulu Atlılaryayınlandı. Bir süre günlük birgazetede (1999-2000 ) köşeyazarlığı yaptı. İTÜ Mezunlarıdergisinde yazar ve yayın kuruluüyesi (1999-2006 ) olarak görevaldı. Çeşitli dergilerde makaleleriyayınlandı.101

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!