18.05.2017 Views

HOTEL RESTAURANT MAGAZINE MAYIS 2017 SAYISI

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

durumlar da var. Mesela biz verimli bir<br />

2015, 2016 geçirdik. Sektörde 2016 yılında<br />

sıkıntılar başlamışken biz ne iş ne de<br />

finansman anlamında olumsuzlukları çok<br />

fazla hissetmedik. Fakat ülke olağanüstü<br />

bir dönemden geçiyor tabii. Biz de onun<br />

yansımalarını tüm diğer sektör paydaşları<br />

gibi görüyoruz. <strong>2017</strong> ise bütün firmaların,<br />

işletmelerin ayakta kalmaya çalışacakları<br />

bir yıl olacak.<br />

Bu yılki etkinlik takviminde<br />

neler var? Gelecek yıl için tespit<br />

ve öngörüleriniz neler olabilir?<br />

Önümüzde 16 Nisan Referandumu gibi<br />

bir milat var. Herkes doğal olarak o<br />

tarihe kilitlenmiş durumda. O tarihi<br />

aştıktan sonra sektörde biraz daha<br />

hareketlenme bekliyorum. <strong>2017</strong> gibi 2018<br />

de çok kolay bir yıl olmayacak. Çünkü<br />

biliyorsunuz uluslararası kongrelerin<br />

yapılma süreçleri en az iki yıl. İki yıl<br />

önceden tarihin ve yerin belirlenenlerin<br />

dahi bir şekilde gerçekleşmesi için çaba<br />

sarf ediyoruz. Ancak 2019’dan sonra bu<br />

manada hareketlenmenin oluşacağını<br />

düşünüyorum. Bu yılın en önemli<br />

kongrelerinden biri şüphesiz temmuz<br />

ayında gerçekleştireceğimiz Dünya Petrol<br />

Kongresi olacaktır.<br />

Pervin Hanım sizi biraz daha<br />

yakından tanıtmak isterim. Bize<br />

kendinizi nasıl anlatırsınız?<br />

Erkek egemen bir dünyada kadın olarak<br />

bir yerlere gelmeniz çok zor. Yani her<br />

zaman erkek meslektaşlarınıza göre<br />

bir adım geridesiniz. Fakat ben hiçbir<br />

şekilde yılmadığımı düşünüyorum.<br />

Bugünlere tırnaklarımla kazıyarak, çok<br />

şeyin mücadelesini vererek geldim.<br />

Çok iyi hatırlıyorum, 24 yaşımdaydım,<br />

patronumdan zam istedim. Hakkım<br />

olduğunu düşündüğü için bana herkesten<br />

daha fazla zam yaptı. Ona aynen şunu<br />

söyledim: “siz benden bu 50 TL’yi alın,<br />

satış pazarlama müdürüne verin. Çünkü<br />

o bunu benden daha fazla hak ediyor.”<br />

ne kadar şaşırdığı hala hatırımdadır.<br />

Hayatımın her döneminde adil olmaya<br />

çalıştım. Çalışanı aşırı önemsediğimi<br />

görüyorum. Bu bazen zaafım da olabiliyor.<br />

Ben çalışma hayatım boyunca ekip<br />

ruhuna ve gücüne çok inanmışımdır. Bu<br />

sektörde o kadar görünmeyen insanlar<br />

var ki… Daima satış ekipleriyle çok<br />

yakınız ama teknik kadrolar, gece gündüz<br />

masalarından kalkmayan muhasebe<br />

çalışanları, operasyon ekipleri daha az<br />

farkedilir .. En kötü ve kritik zamanlarında<br />

onlar bu işin içindedirler.. Gerek ücret<br />

artışlarını yaparken gerek şirket içindeki<br />

sosyal ilişkilerde çalışan memnuniyetini<br />

önemserim. Bu manada bazen insanlara<br />

fazla yakınlaştığımı düşünüyorum. Çünkü<br />

Türk çalışanı masaya yumruğunu vuran<br />

yönetici istiyor. Bense hep konuşarak,<br />

anlatarak yaklaşıyorum, sakıncasını<br />

da görmedim. Çünkü yakın işbirliğinde<br />

olduğunuz insanlar samimiyetle<br />

samimiyetsizliği anlıyor. Hepimiz aynı<br />

ortak amaç için bir aradayız, bana düşen<br />

en önemli görev ise üretken ve birleştirici<br />

olmak.<br />

Biraz da özel yaşamınızdan<br />

bahsedelim. İşten kalan<br />

zamanlarınızda neler<br />

yapmaktan hoşlanırsınız?<br />

Ben aileme vakit ayırmayı ve gezmeyi<br />

çok seviyorum. Şimdi artık işlerden fırsat<br />

buldukça kendimize kaçacak yerler arayıp<br />

buluyoruz. Seyahat anlamında biraz aşmış<br />

durumdayım. Anadolu’yu neredeyse<br />

bitirdim diyebilirim. Görmediğim Çorum,<br />

Eskişehir, Antakya kalmıştır herhalde.<br />

Oralara da gitmeyi çok istiyorum.<br />

Hatta bununla ilgili sizinle şöyle bir<br />

anekdotu da paylaşmak isterim, Lütfi<br />

Kırdar’dan genel müdürlük teklifi<br />

gelmeseydi yeminli mali müşavir<br />

olacaktım. İki yıldır Yeminli sınavlarına<br />

hazırlanıyordum. Hiç unutmam, Veysi<br />

Seviğ Hocam bana “Hemşire önce<br />

Anadolu’yu bitirmen lazım. Doğu<br />

Anadolu’yu, Karadeniz’i gördünüz mü?”<br />

demişti. Yıl 2006… Temmuz sonunda<br />

Karadeniz’e gittim. Ağustos başında<br />

Doğu Anadolu’yu gezdim ve bir anda<br />

bende bir ışık yandı. Anadolu’yu ne<br />

kadar ihmal ettiğimi gördüm. Ruhumda<br />

acayip bir zenginliktir o... Aslında benim<br />

çok da yabancı olduğum yerler değildi.<br />

Ama o güne kadar ailemin memleketini<br />

görmemiştim mesela. O zaman<br />

Anadolu’nun benim yaşadığım yıllardan<br />

çok daha farklılaştığını görmekten mutlu<br />

olmuştum.<br />

Günün birinde Anadolu’nun bir<br />

bölgesi için çalışmayı düşünür<br />

müsünüz?<br />

Hayatın insanı nereye götüreceği hiç<br />

belli olmuyor. Türkiye’nin jeopolitik<br />

konumu sebebiyle elbette ki endişelerimiz<br />

var. Gelin görün ki orada yaşayan pek<br />

çok vatandaşımız da var. Hani niye<br />

olmasın? Günün birinde çalışmak için<br />

olabilir belki ama devamlı yaşayacağımı<br />

düşünmüyorum. Yine de hiçbir konuda<br />

peşin hükümlü olmamak gerek.<br />

Hep söylerim, benim merkez üssüm<br />

İstanbul. Bu şehir benim için her şey.<br />

Evim Anadolu yakasında. İşe gidip gelirken<br />

hiçbir zaman şikayet etmedim. İstanbul’da<br />

her an farklı bir şey keşfedebiliyorsunuz<br />

çünkü. Gerçek manada yaşadığınızı<br />

anlıyorsunuz. Köprüden geçerken sağınıza<br />

solunuza baktığınızda o güzellikleri<br />

görüyorsunuz. Elbet bu çirkin yapılaşmaya<br />

birisi dur diyecek ama sonuçta İstanbul<br />

çok özel bir şehir. Bugüne dek dünyanın<br />

pek çok yerini gezdim, dolaştım ama<br />

dönüp baktığımda İstanbul’u dünyanın<br />

hiçbir yerine değişmem. Resim yapmak<br />

bana iyi geliyor. Hatta bir eğitim almamın<br />

zamanının geldiğini düşünüyorum artık.<br />

Geç bile kaldım. Bir de çiçek yetiştirmeyi<br />

seviyorum. Bütün bunları söylerken<br />

benim bariz, net şöyle bir hobim var<br />

diyemiyorum. Bundan sonra inşallah<br />

olacak…<br />

35 yıllık bir çalışma hikayesi<br />

sizinkisi. Üstelik de soluksuz<br />

devam ediyor. Peki merak<br />

ediyorum, emeklilik sonrası için<br />

planlamalarınız var mı?<br />

Ben çalışma hayatını seviyorum. Bir<br />

şekilde mutlaka iş hayatının içinde<br />

olmalıyım. Çünkü üretmeyi, birikimlerimi<br />

paylaşmayı, problem çözmeyi seviyorum.<br />

İşin aslı, Allah akıl, sağlık verdiği sürece<br />

profesyonel iş dünyasının içinde olmak<br />

istiyorum. Ancak tabii tüm hayatımı<br />

kapsayacak şekilde değil!.. Bu tempoyu<br />

belki haftada 2-3 güne indirebiliriz.<br />

Şimdi bu söylediklerimi genç<br />

meslektaşlarım duyunca “eyvah bu<br />

kadın buradan hiç gitmeyecek mi?”<br />

diyebilirler ama tabii ki de gideceğim. Her<br />

ne yapıyorsak onu en iyi noktasındayken<br />

bırakmalıyız. Kafamda onunla ilgili de<br />

birtakım planlamalar yaptım. Herhalde<br />

İstanbul Kongre Merkezi’nden sonra<br />

profesyonel çalışma hayatımı bitiririm diye<br />

düşünüyorum.<br />

“Çikolata, kahve ve kitabı<br />

buluşturan bir dükkan açmak<br />

istiyorum”<br />

Sonrasında da çikolata, kahve ve kitap<br />

satan bir dükkanım olsun istiyorum.<br />

Butik tarzda, çok büyük olmayacak…<br />

Orada kendi yaptığım kekleri, dantel<br />

örtüler eşliğinde sevdiklerimle paylaşmak<br />

istiyorum.. Çok iddialı değilim ama işin<br />

içine girdiğimde küçük de olsa bir farklılık<br />

ortaya koyacağımı düşünüyorum. Yeri<br />

büyük bir ihtimal Kadıköy veya Şile olur.<br />

Yani yine yüreğimin insana değeceği bir<br />

mekan…

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!