Vankomisine Dirençli Enterokoklar (VRE) - EKMUD
Vankomisine Dirençli Enterokoklar (VRE) - EKMUD
Vankomisine Dirençli Enterokoklar (VRE) - EKMUD
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Çoklu <strong>Dirençli</strong> Tüberküloz:<br />
Direncin Belirlenmesinde Laboratuvar Tanı<br />
Avrupa’daki modern tüberküloz laboratuvarları<br />
için yapılan öneride; kültür pozitifliğini takiben<br />
üreyen suşun M. tuberculosis kompleks tanımının<br />
yapılması ve RIF’a direncinin 1-2 gün<br />
içerisinde belirlenmesidir. INH direncinin kısa<br />
sürede saptanması da önemli olmakla birlikte,<br />
RIF direncinin belirlenmesi kadar kritik değildir.<br />
Avrupa’daki laboratuvarlar için önerilen; mikroskopisi<br />
pozitif balgam örneklerinin %90’dan fazlasından<br />
moleküler yöntemlerle M. tuberculosis<br />
tanımının yapılabilmesi ve RIF direncinin belirlenebilmesidir<br />
(14).<br />
Direnç tayininde kullanılan fenotipik yöntemler;<br />
direkt ve indirekt olarak uygulanabilir.<br />
Katı besiyerinde uygulanan direkt duyarlılık testinde;<br />
dekontaminasyon, homojenizasyon ve<br />
santrifüj işlemleri yapılmış, mikroskopisi pozitif<br />
olan klinik örneklerden ilaçlı ve kontrol besiyerlerine<br />
ekimler yapılmaktadır. Kontrol besiyerindeki<br />
koloni sayıları ilaçlı besiyerlerinki ile karşılaştırılarak,<br />
suşun duyarlılığı hakkında erkenden<br />
sonuç alınabilmektedir. Direkt duyarlılık testleri<br />
katı besiyerlerinde veya standardizasyon çalışmaları<br />
tamamlanmış sıvı ortamlarda çalışılabilir.<br />
Avantajları:<br />
1. Mikroskopisi pozitif olan örneklerin büyük<br />
çoğunluğunda 3 hafta içerisinde sonuç alınabilmektedir.<br />
2. Saptanan dirençli bakteri popülasyonu,<br />
hastadaki gerçek bakteri popülasyonunu daha<br />
doğru oranda temsil etmektedir.<br />
3. Maliyeti daha düşüktür.<br />
Dezavantajları:<br />
1. İnokülum yoğunluğu ayarlanamadığından,<br />
kontrol besiyerinde yetersiz veya fazla miktarda<br />
üreme olabilmektedir.<br />
2. Normal florada bulunan bakterilere bağlı<br />
kontaminasyon olabilmektedir.<br />
3. Bu yöntemin sonuçları M. tuberculosis<br />
kompleks ve M. kansasii için güvenilir olmakla<br />
birlikte, diğer atipik mikobakteriler için indirekt<br />
yöntemlere gereksinim vardır (13). İndirekt duyarlılık<br />
testlerinde, besiyerlerinde üretilmiş olan<br />
mikobakterilerden duyarlılık testleri yapılmaktadır.<br />
Bu yöntem “altın standart” olarak kabul edilmektedir<br />
(15).<br />
76<br />
Tüberküloz basillerinin antitüberküloz ilaçlara<br />
duyarlılıklarının saptanmasında direnç oranı,<br />
mutlak konsantrasyon ve proporsiyon yöntemleri<br />
gibi geleneksek yöntemler uzun süreden beri<br />
kullanılmaktadır. Bunlardan ilk ikisi standardizasyon<br />
zorluğu, emek yoğun işlem gerektirmeleri<br />
ve hata oranlarının yüksek olması nedeniyle<br />
sınırlı merkezlerde çalışılabilmiştir. Proporsiyon<br />
yöntemi; katı ve sıvı besiyerleri için gerekli standardizasyon<br />
çalışmaları yapılmış ve güvenilirliği<br />
onaylanmış referans bir yöntemdir (16). En<br />
önemli dezavantajı kültürdeki üremeden sonra<br />
BACTEC 460 veya BACTEC MGIT 960 sıvı besiyerlerinde<br />
yapılan duyarlılık testlerinin 7-12<br />
gün, Löwenstein-Jensen gibi katı besiyerlerinde<br />
yapılan testlerin ise 21-42 gün kadar süre alabilmesidir<br />
(16,17). İkinci seçenek ilaçlara duyarlılık<br />
testleri, yalnızca proporsiyon yöntemi kullanılarak<br />
sıvı veya katı ortamlarda yapılabilir (18).<br />
Geleneksel duyarlılık testlerinde yaşanan süre<br />
sıkıntısını elimine etmek amacıyla yeni fenotipik<br />
yöntemlere yönelme olmuştur. Faj bazlı yöntemler,<br />
kolorimetrik yöntemler, nitrat redüktaz<br />
testi ve mikroskobik gözleme dayalı ilaç duyarlılık<br />
[microscopic-observation drug-susceptibility<br />
(MODS)] deneyi yeni geliştirilmiş, hızlı sonuç<br />
verebilen fenotipik yöntemlerdendir (16). Fajamplifikasyon<br />
testi ve lusiferaz raportör mikobakteriyofaj,<br />
tüberküloz basillerinde ilaç direncini<br />
kısa sürede saptamak amacıyla geliştirilmiş<br />
faj-bazlı yöntemlerdir. Genelde faj deneyleri 2-3<br />
günde tamamlanmaktadır (17,19). Faj amplifikasyon<br />
testinde; M. tuberculosis ve çabuk üreyen<br />
bir mikobakteri olan M. smegmatis suşlarını enfekte<br />
eden fajlardan yararlanılarak direnç kısa<br />
sürede saptanabilmektedir. Bu sisteme dayanan<br />
ticari kit olan FastPlague (Biotec Laboratories)<br />
testi kültürlerde ve klinik örneklerdeki M. tuberculosis<br />
suşlarının RIF’a direncini saptamak üzere<br />
tasarlanmıştır. Diğer bir faj kullanım yöntemi<br />
olan “lusiferaz raportör mikobakteriyofaj” ise<br />
tüberküloz tedavisinde kullanılan ilk seçenek<br />
ilaçlardan 4’üne karşı direnci belirlemek amacıyla<br />
geliştirilmiştir. Yöntemde M. tuberculosis basilleri<br />
lusiferaz geni içeren mikobakteriyofaj ile enfekte<br />
edilmektedir. İlaç varlığında üreyebilen dirençli<br />
kökenlerde lusiferaz geni aktive olarak lusiferini<br />
oksitler ve ışık üretimi gerçekleşir. Oluşan<br />
ışığın luminometrede ölçülmesiyle bakteri<br />
2. Türkiye <strong>EKMUD</strong> Bilimsel Platformu 2009