15.12.2012 Views

Vankomisine Dirençli Enterokoklar (VRE) - EKMUD

Vankomisine Dirençli Enterokoklar (VRE) - EKMUD

Vankomisine Dirençli Enterokoklar (VRE) - EKMUD

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Viral Enfeksiyonlarda Direnç:<br />

HIV<br />

Kombine antiretroviral tedavi ile virüsün tam<br />

eliminasyonu mümkün olmasa da, virüs<br />

baskı altında tutularak insan immünyetmezlik<br />

virüsü (HIV) infeksiyonuna bağlı mortalite ve<br />

morbiditeyi büyük ölçüde azaltmıştır. Ancak<br />

HIV-1’in tedavisinde kullanılan antiretroviral<br />

ilaçlara karşı direnç, HIV-1’in başarılı tedavisinde<br />

karşılaşılan önemli bir sorun olarak karşımıza<br />

çıkmaktadır.<br />

HIV’ın replikasyonunda rol alan revers transkriptaz<br />

enzimi, özelliği nedeniyle çok sık hata yapar.<br />

Revers transkriptazın bu hataları kontrol<br />

edecek düzeltme mekanizması yoktur. İşte bu nedenle<br />

rastgele oluşan mutasyonlarla doğal bir<br />

varyasyon söz konusudur. Büyük miktarda günlük<br />

virüs üretimi (günde yaklaşık olarak 108- 10 10 viral partikül oluşturulur) ve bunun uzun<br />

süreli oluşu (10 yılın üzerinde), HIV-1 genomunun<br />

büyüklüğü (10.000 nükleotid), serbest virüsün<br />

yarı ömrünün 2 saatten kısa oluşu ve mutasyonların<br />

sık olarak oluşması çok sayıda farklı genetik<br />

yapıda suşların ve türümsülerin oluşmasına<br />

yol açar. Bunun sonucu olarak da tek konakta dolaşan<br />

farklılık gösteren farklı viral türümsüler bulunacaktır.<br />

Bu türümsüler içinde de azalmış ilaç<br />

duyarlılığı olan virüsler de yer alacaktır. Yapılan<br />

çalışmalar, kronik enfekte kişilerde tedavi sırasında<br />

ortaya çıkan ilaca dirençli mutantların aslında<br />

tedavi öncesinde düşük miktarlarda bulunduklarını<br />

göstermektedir. Tedavi sırasında dirençli olmayan<br />

yabanil tipteki suşlar ortadan kalkmakta<br />

ve zamanla mutant suş hakim olmaktadır.<br />

Antiretroviral tedavinin uygulandığı ülkelerde<br />

dirençli suşların bulaşabildiği gösterilmiştir.<br />

Yani direnç primer olabilir: İlk alınan virüs dirençlidir.<br />

Özellikle batı ülkelerinde ARV’nin yaygınlaşması<br />

ile birlikte primer dirençli infeksiyonların<br />

prevalansı %0.5-21 arasında değişmektedir.<br />

Avrupa’da 1996-1998 yılları arasında primer direnç<br />

prevalansı %2 iken, 2000-2001 yıllarında<br />

%8.2’ye çıkmıştır. New York’da primer direnç<br />

1995-1998 yılları arasında %13.2’den, 2003-<br />

2004 yıllarında %24.1’e yükselmiştir. Farklı ülkelerden<br />

verilere dayanarak, dirençli HIV bulaşmasının<br />

monitörizasyonu için her ülkenin kendi<br />

sürveyans sisteminin olması gerektiği ileri sürülmektedir.<br />

Antiretroviral tedavi sırasında gelişen<br />

ilaç direnci daha sık görülmektedir. Bu arada antiretroviral<br />

tedavi yaygın uygulandıkça ve direnç<br />

testleri uygulanabilir oldukça gerek primer, ge-<br />

90<br />

rekse antiretroviral tedavi sırasında saptanan direnç<br />

problemi, düşük kaynaklı ülkelerde de ortaya<br />

çıkacaktır.<br />

HIV direnç testi Amerika Birleşik Devletleri’nde<br />

ticari olarak ilk kez 1997 yılında kullanıma<br />

girmiştir. O tarihlerde HIV ile infeksiyonu tedavi<br />

için mevcut çok sınırlı sayıda ilaç vardı ve<br />

çeşitli ilaçlara dirençle ilişkili mutasyon paternleri<br />

ile ilgili bilinenler çok azdı. Direnç testlerinin<br />

ilk kullanıma sunulmasından bu yana yeni<br />

çok sayıda antiretroviral piyasaya çıkmıştır ve<br />

HIV direncini anlamada çok aşama kaydedilmiştir.<br />

Direnç testlerinin kullanımı, enfekte hastaların<br />

tedavisini olumlu yönde etkilemektedir. Ancak<br />

farklı sınıflardan yeni ilaçların geliştirilmesi,<br />

direnç tayininde kullanılan testlerin standardizasyonu<br />

ve viral tropizm testlerinin uygulanmaya<br />

başlanması gibi yeni gelişmeler, bu konunun<br />

uzmanlarının bilgilerini sık sık güncellemelerini<br />

gerektirmektedir.<br />

Direnç testleri, gelişmiş ülkelerde yaygın olarak<br />

kullanıma girmiştir. Bu arada erişkinler arasında<br />

ve anneden bebeğine dirençli suşların bulaştığı<br />

gösterilmiştir. Bu da tedavi öncesi direnç<br />

testlerinin yararlı olabileceğini düşündürmüştür.<br />

Yeni direnç mutasyonlarının identifikasyonları<br />

devam etmekte, yaygın kullanılan nükleozid/nükleotid<br />

revers transkriptaz inhibitörleri<br />

(NRTİ)’ne, nonnükleozid revers transkriptaz inhibitörleri<br />

(NNRTİ)’ne ve proteaz inhibitörlerine<br />

yenileri eklenirken, tüm bunlara ek olarak integraz<br />

strand transfer inhibitörleri (INSTI) ve giriş<br />

inhibitörleri gibi yeni sınıf ilaçların tedavide kullanım<br />

için onaylanması bu konunun daha da<br />

karmaşık hale gelmesine neden olmaktadır. Direnç<br />

test yöntemleri hızla geliştirilmekte, daha<br />

duyarlı hale gelmekte ve viral koreseptörler (tropizm)<br />

için de yeni testler geliştirilmektedir. Gelişmekte<br />

olan ülkelerde artan sayıda hastaya antiretroviral<br />

uygulandıkça dirençli suşlarla ilgili<br />

problemlerle burada da karşılaşılmaktadır. Ayrıca,<br />

özellikle Kuzey Amerika ve Avrupa dışında B<br />

subtipi dışındaki virüslerde antiviral direnç gelişimi<br />

ile ilgili deneyimler de artmaktadır. Gelişmekte<br />

olan ülkelerde sadece direnç testinin uygulanması<br />

yeterli olmamakta bu testlerin doğru<br />

yorumlanarak tedaviyi yönlendirmesinin bu işin<br />

uzmanlarınca yapılması gerekmektedir.<br />

Mutasyonlar, tipik olarak vahşi virüsteki aminoasitin<br />

kodu + pozisyon + yeni gelen aminoasi-<br />

2. TÜRKİYE <strong>EKMUD</strong> Bilimsel Platformu 2009

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!