Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
2008-2009 yılında İçişleri Bakanlığı
tarafından İngiltere’ye kamu yönetimi
mastırı yapmak için gönderildim.
Yurt dışı inceleme ve araştırmalarım,
kamu da yenilikçi yaklaşımların ne
denli önemli olduğunu bir kez daha
anlamama ve uygulamaya geçirmeme
yardımcı oldu.
“İstanbul’a atanmama çok
şaşırdım, bu görevlendirmeyi hiç
beklemiyordum”
Konya’nın bir ilçesinde kaymakamlık
yapar iken gelen bir teklif üzerine
İstanbul Büyükşehir Belediyesi
bünyesinde Basın Yayın Halkla İlişkiler
Daire Başkanlığı ve İstanbul Finans
Merkezi Projesi’nin koordinatörlüğünde
göreve başladım. Eş zamanlı olarak
genel sekreter danışmanlığı da yaptım.
İstanbul’da yaklaşık dört buçuk yıl
kaldım. 2010-2014 yılları içerisinde
İstanbul’da bulundum. 2015’te İçişleri
Bakanlığı’na geri döndüm.
Ben aynı zamanda hukukçuyum,
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
mezunuyum. Kısa bir dönem bakanlıkta
hukuk müşavirliğinde çalıştım. O ara
doktora yapmak için burs başvurusu
da yapmıştım. Başvurum İçişleri
Bakanlığınca kabul edilince tekrar
İngiltere’ye gittim. Uluslararası Hukuk
alanında doktoramı tamamladım.
Ardından da İstanbul’a tayinim çıktı,
yaklaşık iki yıldır da Vali Yardımcısı
olarak çalışıyorum. Yaklaşık iki yıl
Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığının İstanbul’daki iş ve
işlemlerinden sorumlu idim. Ekim
ayının başından bu yana da İstanbul’un
Turizmden Sorumlu Vali Yardımcısı
olarak görevime devam etmekteyim.
Kahramanmaraş, Adıyaman, Konya
derken İstanbul’a atanmak aklınıza
gelir miydi hiç? Bu haberi ilk
aldığınızda ne düşündünüz?
İstanbul’u çok seviyorum. Buraya her
gelişimde“acaba bir gün bu şehre
hizmet etme şansını bulabilecek
miyim?” diye kendi kendime sorardım.
Hatta valiliğin önünden geçerken, “ne
kadar güzel bir bina, keşke burada
çalışabilsem” dediğim çok zamanlar
olmuştur.
Atama haberini ilk duyduğumda tabii
çok şaşırdım. Böyle bir görevlendirmeyi
hiç beklemiyordum. Hatta o dönemde
doktora çalışmamı yürütmek üzere
İngiltere’deydim. Çalışmamın bitmesine
daha vakit vardı. İlk olarak bir şaşkınlık
yaşadım, onu heyecan ve mutluluk takip
etti. Biraz önce de ifade ettiğim üzere,
İstanbul’a geldikten sonra öncelikle
Aile Çalışma Sosyal Hizmetler ve Sosyal
Yardımlaşma Vakfı bana bağlandı. Bu
iki yıllık süreçte de çok güzel çalışmalar
yaptığımızı düşünüyorum.
“Turizm işletmecilerimiz neyi, ne
zaman yapacağını çok iyi biliyor”
İstanbul turizmi için yapmak
istedikleriniz neler? Yeni
görevinizde şehrin potansiyelini
arttırmak adına ne tür bir çalışma
yürütmeyi planlıyorsunuz?
Dünyadaki konjonktürel değişimler
ve de ülkemizin içinde bulunduğu
coğrafi durum bizi ve özellikle de
turizmi çok derinden etkiliyor.
Baktığımızda 2015’e kadar çok iyi gelen
eğri, güvenlik endişeleriyle beraber
olumsuz bir seyir aldı. Her ne kadar
İstanbul ve Türkiye’miz dünyada çok
popüler de olsa, güvenlik endişeleri
nedeniyle istenilen noktada olmadığını
görüyorum.
İstanbul’un ciddi bir potansiyeli var.
2023 hedefimiz, İstanbul’u dünya
sıralamasında ilk beşe yerleştirmek.
Otel sayımız, alt yapımız bunun için
yeterli. Çok kaliteli otellerimiz var.
Serbest piyasa ekonomisinde turizm
işletmecilerimiz nereye ne kadar
yatırım yapacağını gayet iyi biliyorlar.
O noktada çok fazla müdahaleye gerek
yok. Bizim görevimiz onların işlerini
kolaylaştırmak.
“Taksiciler, hanutçular,
dilenciler, servis sektöründeki
denetimlerimizi arttırdık”
İstanbul’un uluslararası arenada daha
iyi bir seviyeye taşınabilmesi ve ilk
beş şehir arasındaki yerini alabilmesi
için geliştirmemiz gereken alanlar
var. Bu süreçte onlara yoğunlaştık.
“İki çocuk annesi olan Hülya
Kaya, makamından arta kalan
zamanlarda ailesiyle yurt
içi ve yurt dışı seyahatlere
de çıktığını anlatan Kaya’nın
öncelikli rotaları arasında
Avrupa, Asya ve Uzak Doğu
ülkeleri var. Seyahat tercihlerinde
mesleki hastalıklara kapılmaksızın
gittiği destinasyondan
maksimum keyif almaya
odaklandığını belirten Kaya
için önemli olan kaliteli zaman
geçirmek! Seyahatlerinde bir
alışveriş merkezi yerine şehrin
yerel değerleri ve ürünlerini
bulabileceği pazarları gezmeyi
tercih ettiğini söyleyen Kaya,
bir şehir veya ülkeyi ziyaret
etmeden önce mutlaka bir
yazarının gözünden tanımaya,
kültürel ve sanatsal etkinliklerine
katılmaya, özel lezzetlerini
tatmaya çalışıyor. Bir kitabını
da çantasına koymadan o şehirden
ayrılmıyor.”