You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Gidip gördüğünüz ülkelerde en çok etkilendiğiniz
müzeler hangileri?
O kadar çok ki… Müzelerden dışarı çıkmam ben. Orada
yaşarım, kahvemi orada içer, kitabımı müzelerde okurum.
Antikacılar, sahaflar da en çok sevdiğim mekânlardır. Birini
söylemem gerekirse, Nürnberg Oyuncak Müzesi’nin adını
verebilirim. 1990’ların başında ziyaret etmiştim ilk kez.
O kadar çok etkilenmiştim ki, bir hafta sonra yeniden gitmiştim
Nürnberg’e. Oyuncağın, tarihi mimarinin, modanın,
sanayi devriminin, uzayın fethinin tarihidir. Hiçbir
müze, bir oyuncak müzesi kadar uygarlığın tarihini bir araya
getiremez. Çünkü oyuncak, üretildiği dönemin tanığıdır.
21
KENT MÜZESİ
ziyaretçilerimize. Sonra sergilenme biçimi... Sahne tasarım sanatçılarıyla
kurguladık müzeyi. Ayhan Doğan ile iki yıla yakın bir çalışmanın
sonunda doğdu. Bir şair ve bir sahne tasarım sanatçısının
hayallerini birleştirmesiyle oluşan bir sergi dili var müzenin,
bu özelliğiyle de bir farkındalık oluşturuyor.
Sayenizde pek çok müzemiz oldu. Oyuncak Müzesi dışında Masal
Müzesi (Kartal), Oyun Müzesi (Ataşehir) ve Okul Müzesi’nin
(Ataşehir Enstitü Koleji) kapılarını açtınız. Ayrıca Gaziantep’te,
Antalya’da ve Samsun’da Oyuncak Müzeleri ile Barış Manço
Müzesi’ni kurdunuz. Özel müzelerin kurulması ve yaşatılması,
oldukça emek isteyen bir süreç. Zorluklar yaşadınız mı?
Zorluklar elbette yaşadım ama şikâyetçi değilim. Özel müzecilik
konusunda ülkemde bir kar makinesi gibi yol açmaya çalıştığımı
biliyorum. Zorlukların ne olduğunu anlatmak istemiyorum; sorunları
çok iyi biliyor ve bilginin ışığıyla çözmeye, daha doğrusu çözüm
üretmeye çalışıyorum. Elinde ışık taşıyan, karanlığın üstüne yürüsün.
Çünkü karanlık dediğimiz yer, birileri ışığı oraya taşımadığı
için vardır.
“Müzeler toplumun hafızasıdır. Bunu anlayamayan bir ülke,
bilin ki Alzheimer olmuştur. Bu hastalığa yakalanan bir ülke,
nereden geldiğini ve nereye gideceğini bilemez. Türkiye,
Alzheimer olma yolundadır’” diyorsunuz. Alzheimer
olmamamız için farklı müze projeleriniz var mı?
Çok var. Kültür politikası konusunda ülkemde ne yapılması gerektiğini
biliyorum. Hayvan sevgisi ve doğa korumacılığını içeren bir
müze kurmak için 10 yılı aşkın bir süredir çalışıyorum. Bir “Kedi Müzesi”
kazandırıyorum ülkeme. Masal, çizgi roman, oyun ve oyuncak
tarihindeki kediler, ilk kez bir müzenin çatısı altında buluşacak.
Müzenin içinde ayrıca bir müze daha olacak: “Nuh’un Gemisi Müzesi”
Sanat ve oyuncak konulu bir müze için de belge ve bilgi topluyorum.
Çocukların hayatında sanat, oyun ve oyuncak kültürüyle
nasıl bir yer edinmiş? Bu sorunun yanıtını hafızaya kaydedecek ve
benzeri olmayan bir müze olacak “Sanatın Oyuncakları Müzesi”.
Unutmadan bir de çevre duyarlılığı, ekoloji konusunda bir müze
üzerinde çalışıyorum. O da “Kardan Adam Müzesi” olacak. Dedim
ya, yüzlerce müze gezdim ben. Araştırmalarda, incelemelerde bulundum.
Sadece ülkem için değil, bu alanda dünyada eşsiz ve yeni
olabilecek müze içeriklerini düşünüyor ve hayata kazandırmak istiyorum.
Daha da çok müze hayalim var.
Birçok okulda, sivil toplum örgütlerinde ve hatta
hapistanelerde söyleşiler yapıyorsunuz. Dinleyicilerin
anlattıklarınıza yaklaşımı ve tepkisi nasıl oluyor?
Ne yazık ki bu tür davetlere zaman olarak yetişemiyorum.
Gitmek çok istiyorum ama 100 tane olsam, yine de pek
çoğunu geri çevirmek zorunda kalırım. Oysa hayır demeyi
hiç sevmem, gitmek isterim ama davetlerin çokluğu bunu
olanaksız kılıyor. Hapishanelerden gelen davetleri ayrı tutuyor
ve gerekirse davet ettikleri günde bir başka programım
varsa erteliyorum. Çünkü dedim ya, bilginin ışığını sanatın
gücüyle karanlığa taşımam beni çok mutlu ediyor. Sanırım
bu yoğunluk, dinleyicilerin anlattıklarıma tepkisini de somut
olarak ele veriyor.
Corona günlerinde hepimiz farklı dönüşümler,
farkındalıklar yaşadık. Sizdeki etkisini merak ediyoruz?
Dünyanın neresinde olursa olsun, kaybettiğimiz insanlar
için çok üzüldüm. Ve her zaman takdir ettiğim, değerini
bildiğim sağlık çalışanlarımıza hayran oldum. Onlara çok
şey borçluyuz. Hep derim; hayatın zenginliği hisse senetlerinde
değil, hissi senetlerdedir. Sanırım bu gerçek daha da
ışıldadı.
Pandemi sonrası yurt dışı kısıtları kalktığında
ilk gitmek istediğiniz yer neresi olacak?
Değil saatlerce, günlerce içinden çıkamayacağım müzeleri,
kitapçıları, antikacıları ve sahaflarıyla Paris…
İstanbul Sanat | Ocak / Şubat / Mart 2021 / 02