13.01.2021 Views

İstanbul Sanat Dergisi/ Sayı 2

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

dirirken eğiten bir sanat biçiminin yaratılmasına yönelik bir

uygulamaya konu olmuş, Batı’daki toplumsal gerçekçi sanat

anlayışından ayırt edilmesi amacıyla Toplumcu Gerçekçilik

(Sosyalist Realizm) adıyla anılmıştır.

Günümüzde sosyal gerçekçi üretimler

Toplumcu Gerçekçiliğin tanımı ve tarihsel gelişimine bu şekilde

bir özet bakıştan sonra, güncel sanat ortamında sosyal

gerçekçi anlayışla üretim yapan sanatçılardan birkaç örneğe

yer verelim:

Claes Oldenburg

İsveç asıllı ABD’li heykeltıraş, pop art akımı içerisinde gerçekleştirdiği

yumuşak heykellerle tanınır. Pop art sanatçılar

gibi tüketim ürünlerine ve günlük olağan nesnelere ilgi duymuş,

bunları büyük boyutlu heykellere dönüştürmüştür.

Genellikle patiska ya da branda gibi bezleri kâğıt ve paçavralarla

doldurup, nesnenin biçimini verdikten sonra alçıya

batırmış ve sentetik boyalarla renklendirmiştir. Yumuşak

heykeller adını verdiği bu yapıtları, 1970’lerde Soft Art’a

(Yumuşak Sanat) öncülük etmiştir.

dondurma, gelişmiş Batı dünyasının aşırıya kaçan hâline ve

bir yandan görgüsüzlüğüne bir eleştiri yapıyor. Diğer pop

sanatçıları gibi konularını günlük kullanım objelerinden

seçen Oldenburg’un bu işinde, aynı zamanda alışveriş merkezinin

tepesine yerleştirilmiş olması bir yandan tüketime

teşvik ederken, diğer yandan eğlenceli bir durum yaratması

da söz konusu.

Bu fotoğraftaki model, Batı’da çalışan bir İranlı olan sanatçının

kendisidir. Kara çarşaf giymektedir ve peçenin yerini

alan bir Arapça metinle kaplıdır. Önünde duran tüfekle, bakışlarını

doğrudan izleyiciye dikmiştir. Gördüğümüz herşey

etnik kimlik ve cinsiyete referansta bulunur ama dini inanç

ve örtülü şiddet anlamları da çıkarılabilir.

Birçok Batılı için İslam dünyasındaki cinsiyet rollerine ilişkin

algı, kadınların uğradığı baskı ve teslimiyete ilişkin bir

yorum getirilmesine neden olabilir; silah ve olası terörizm

iması, radikal İslami köktenciliğin stereotiplerini oluşturabilir.

Ancak bu okumalar basın, politika, edebiyat, reklamcılık

ve dilin pekiştirdiği bir Avrupa söylemine mi dayalıdır?

Aslında Neshat’ın görüntüsü, bu okumaların her ikisini de

destekler ve her ikisiyle de çelişir. Arapça bir yazı, bir Batılı

için İslam göstergesidir ama aslında çarşaf giymekle ilgili

farklı görüşler sunan bir İran feminist şiiridir. Keza, bu kıyafetle

ilgili basmakalıp Batılı görüş, bunun ‘iktidar kurumları’

tarafından –erkekler ve din- kurumsallaştırılan kadın itaatinin

bir göstergesi olduğudur. Bu kurumların içinde bu kıyafet

kadınlara özgürlük sağlarken, kadınlar çarşafsız kamusal

hayata giremezler. Feminist söylem göz önünde bulundurulduğunda

silah, radikal İslami köktenciliğin işareti olmak

yerine ataerkil ‘iktidar kurumu’na karşı çıkan feminist bir

sembol olabilir (Whitham, G. Ve Pooke, G. (2013).

51

SANAT AKIMLARI

Köln’de bir alışveriş merkezinin tepesine yerleştirilmiş bu

heykel, kocaman bir dondurma külahı. Heykelin formuna

baktığımızda ters durduğu zaman mimariye katılan sivri

form, Köln’ün gotik yapıdaki konik kilise kuleleriyle dolu

görünümüne benzer bir katılım sağlaması amacıyla bu şekilde

yerleştirilmiş. Düşmekte olan ve eriyen bu kocaman Shirin Neshat, Rebellious Silence, 1994.

İstanbul Sanat | Ocak / Şubat / Mart 2021 / 02

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!