13.01.2021 Views

İstanbul Sanat Dergisi/ Sayı 2

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

hep sanatta büyük patlamalar oldu. Orta Çağ karanlığının

ardından Rönesans dönemi patlak vermiş, veba salgınından

sonra en iyi oyunlar yazılmış, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra

sanat bambaşka bir noktaya evrilmiştir. Elbette oldukça

sıkıntılı ve yaşanmaması gereken bir zaman dilimindeyiz

ama yine de umudumuzu koruyalım. Dünya üzerinde kapanılan

evlerden yeni yeni üretimler gelmeye başlıyor. Yeniden

keşfetmeye başlıyoruz.

Pandemi sürecinde iptal edilen tiyatro oyunları,

online olarak gösterime giriyor. Bu gelişmeleri nasıl

değerlendiriyorsunuz? Online olması tiyatronun ruhuna

aykırı mı yoksa bu çağımızın gerekliliği mi?

Tiyatro elbette canlı bir performanstır ve asla seyircisiz olmaz.

En basit hâliyle, bir seyirci ve oyuncunun buluşması

anlamına gelir tiyatro... Ancak böyle bir dönemde alternatif

yaratılmasına da olumlu bakıyorum. Normalde oyunlar oynanırken

mutlaka kayıt altına alınır. Bu kayıtlar, gelecekte

birileri oyunlarla ilgili bilgi almak ister diye arşivlenir. Şimdiki

süreçte oldukça işimize yaradı bu arşivler. Ancak tabii

canlı izlemek kadar büyük bir tat ve haz vermiyor. Oyunlar

hakkında genel bilgi edinebilir, pandemi sürecinin ardından

canlı izlemek için bir ön bilgiye sahip olabiliriz bana kalırsa.

Tiyatro, özü itibariyle seyircisiz olamaz. Geçmişi 3 bin yıl

öncesine dayanan bir sanattan bahsediyoruz.

Devlet Tiyatroları’nın yeni dönem oyunlarını anlatır

mısınız? Bu sezon ne gibi yenilikler yer aldı?

Pandemi süreci, Devlet Tiyatroları olarak repertuvar anlayışımızı

yeni bir bakış açısıyla ele almamızı sağladı. Çünkü

kalabalık oyunları ve büyük prodüksüyonları düşünürken,

bütün dünyada olduğu gibi daha az kadrolu; bir, iki, en fazla

üç-dört kişilik oyunlara yöneldik. Kalabalık oyun projelerimizi

biraz ötelemek durumunda kaldık

sonları bir gün perde açabiliyorduk. ‘’Oda’ ve ‘Aziz Nesin’ sahneleri

ise güzel salonlardı, ancak depodan bozma alanlardı.

Yeni projede yaklaşık 820 kişilik bir ayrı salonumuz var. AKM

oldukça iyi bir kültür adası projesine dönüşmüş durumda.

Sinema ve sergi salonlarıyla, kafeleriyle, ayrı tiyatro ve opera

binası ile şehre farklı anlamda bir vizyon kazandıracak. Tamamlanmasını

büyük bir heyecanla bekliyorum.

Özellikle Aziz Nesin Sahnesi’nde deneysel çalışmalar

yapılıyordu. Bu bağlamda alternatif sahneler hangileri

olacak?

AKM’nin bu yeni hâliyle birlikte Aziz Nesin Sahnesi de doğal

olarak yok oldu. Fakat onun yerine yine deneysel işlerin

yapılabileceği Taksim’deki Garibaldi Sahnesi hayata geçirildi.

Bunun yanında, deneysel yenilikçi işlere yönelik iki ayrı

sahnemiz daha var. Bunlardan biri, dijital sahneye dönüştürdüğümüz

Üsküdar’daki ve Mecidiyeköy’deki Stüdyo Sahneler...

Ayrıca yine İstiklal Caddesi üzerindeki Tarık Zafer

Tunaya Kültür Merkezi içerisinde de 100 kişilik bir cep

sahnemiz olacak. Bu haberlerle birlikte Beyoğlu’nun eski

günlerine döneceğine olan inancımı da paylaşmak isterim.

69

TİYATRO

Tiyatronun ‘İstanbul’ hâlini de sormak istiyorum.

Pandemiden önce bazı yeni sahneler açılmıştı. Sizce bu

sayılar yeterli mi? Şehrin tüm semtlerine ulaşabilmek

adına neler yapılabilir?

Evet doğru, pandemi öncesinde İstanbul’un pek çok yerine

yeni tiyatrolar açıldı. İstanbul Devlet Tiyatrosu olarak bizler

de Zeytinburnu Sahnesi, İstiklal Caddesi üzerindeki Garibaldi

Sahnesi ve Mecidiyeköy’de yeni sahneler ile birlikte

toplamda beş yeni sahne açtık. Tabii ki 20 milyonluk bir şehir

için bu sahneler yeterli olmayacaktır. Yenilerini açmayı

ve tüm semtlere ulaşabilmeyi bizler de çok istiyoruz. Ancak

bu anlamda gerekli teknik, idari ve sanatçı personelimizde

artış olması gerekiyor. Özellikle teknik personel anlamında

yetersizliğimiz var. Bunun yanında, düzenli olarak belediye

sahnelerini ziyaret ediyoruz. Ancak yine de sanatın yaygınlaştırılması

açısından hemen her semtte birer tiyatro olması

şart. Bu bağlamda elimizden geleni yapıyoruz.

Atatürk Kültür Merkezi (AKM)’nin yıkımından önce

Devlet Tiyaroları’na ait Büyük Salon, Oda Sahnesi ve

Aziz Nesin Sahnesi bulunuyordu. Yeni projede sahnelerde

bir değişiklik olacak mı?

Atatürk Kültür Merkezi (AKM), çok büyük ve heyecan verici

bir proje. Eskiden tiyatro, opera ve bale tek bir bina içerisinde

yer alırken, şimdi ayrı ayrı binalarımız var. Bence en önemli

noktalardan bir tanesi bu... Örneğin, biz AKM Büyük Salon’u

opera ve bale ile birlikte ortak kullandığımız için sadece hafta

“Üsküdar’da biri Tekel, diğeri Stüdyo Sahne olmak üzere

hâlihazırda iki farklı sahnemiz var. Tekel Sahnesi’nde oyunlarımız

devam ederken, Stüdyo Sahne’yi de dijital sahneye

çevirdik ve özel tiyatroların kullanımına açtık. Bizim sağladığımız

kamera, ses, ışık sistemini kullanarak, özel tiyatrolar

kendi oyunlarını çekebilecek. Üstelik kurgusunu da biz

üstleneceğiz. Sanıyorum dünyadaki ilk dijital sahne olacak.

Seyirciler, bir ücret karşılığında dijital platformlarda oyunları

izleyebilecek. Özel tiyatrolara gelir sağlayabilmek adına

önemli bir hamle olduğunu düşünüyoruz.”

İstanbul Sanat | Ocak / Şubat / Mart 2021 / 02

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!