15.02.2021 Views

BEDAAT

Trabzon Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Klinikleri Kulübü öğrencilerinin çıkardığı Trabzon Üniversitesi Hukuk Fakültesini'nin ilk dergisi.

Trabzon Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Klinikleri Kulübü öğrencilerinin çıkardığı Trabzon Üniversitesi Hukuk Fakültesini'nin ilk dergisi.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Üçüncüsü : Doksanlı yılların sonu. Ünye’deyim. Uzaktan bir akrabam ortağıyla birlikte trafik kazasında

vefat etti. İlkokul öğrencisi olan küçük kardeşimle beraber Ünye merkezindeki büyük camide

cenaze namazını kıldık. Ölenlerden biri akrabam ama uzaktan. Tanıdığım kişi bir elin parmakları

kadar. Diğer öleni ve yakınlarını ise hiç tanımıyorum. Neyse işte, namazı eda ettik, sırada

defin merasimi var. Mezarlık Ünye’nin bir tepesinde diye biliyorum. Namazdan sonra ortalık bir

anda karıştı. Alelacele mevtalar cenaze aracına yüklendi. Mezarlığa gitmek isteyenler kendi araçlarına

hücum etti. Bende araç yok. Öyle kalakaldım. Yürüme mezarlığa gidilir, nerden baksan yirmi

dakikada oradasın ama hava sıcak ve nemli, yürümeyi göze alamadım.

Gözüme bir pikabı kestirdim. Defin merasimi için yola çıkmakta iken, pikabın arkasına kardeşimle

beraber yerleştik. Pikap hareket etti. Biz cenaze konvoyunun ortasındayız. Konvoy, camiden çıkıp

Niksar Caddesine saptı ve cadde boyunca devam etti. Niksar Caddesi bitti, Ünye bitti ama konvoy

yoluna devam etti. Gidiyoruz. Nereye bilmem? Tanımadığım bir adamın pikabındayım. Etrafa bakıyorum.

Diğer araçlara. Kimseyi tanımıyorum. Bir anda içine düştüğüm “tuhaf” durumun farkına

vardım: Yanlış konvoya katılmışım. Benim akrabamın cenazesi Ünye merkezdeki mezarlıkta defnedilecekti.

Oysa ben, ölen diğer kişinin cenaze konvoyuna katılmışım ve nereye gittiğim hususunda

en ufak bir bilgim yok. Kardeşimin kulağına “Ömer, yanlış cenazedeyiz, çaktırma” dedim.

Olan olmuştu. Yapacak bir şey yok. Hiç tanımadığım birini defnetmek için, Ünye’nin dağ köylerinden

birine, hiç bilmediğim bir yere gidiyordum. Etrafa bu kez başka nazarla bakındım. Allahım

bu nasıl bir güzellikti! Yemyeşil ormanlar. Adeta görsel şölen! İnsanın burnunu sızlatan çimen, ot

ve ağaç kokusu. Caddeden sağa saptık. Yol iyice yol olmaktan çıkmaya başladı. Pikabın içinde

sağa sola savruluyoruz. Fakat ben, içinde bulunduğumuz tuhaf durumu çoktan kanıksamışım, hatta

“cenaze konvoyunda olduğumuz halde” durumun tadını çıkardığım bile söylenebilir. Irmaklardan,

köprülerden geçtik. Manzara beni benden aldı, sarhoş etti. Sanki cenaze konvoyunda değil de, turistik

gezideyim. Üstelik bedava. Açık havada pikapla gezinti. Yarım saatten çok sürdü bu müthiş

güzel yolculuk. Hayatımda unutamayacağım müthiş bir tat aldım. Nihayet cenaze evine vardık.

Kadınlar ağlaşmaya başladı. Uzaktan sessizce olup biteni izledim. Mevtayı evin bahçesine

gömdüler. Güzel bir bahçeydi. Hemen altında bir dere akıyordu. Pırıl pırıl bir dere. Dualar edildi.

Allah mekanını cennet etsin rahmetlinin. Akşam üzeri, kardeşimle beraber geri dönen araçlardan

birine atladık ve Ünye’ye sağ-salim ulaştık. Kardeşime bu yaşadıklarımızdan, yanlış cenazeye gittiğimizden

kimseye söz etmemesini tembih ettim, hatta yemin verdirdim. O sözünü tutmuştur. Benim

dilim gevşek.

ÖĞR.GÖR.HÜSEYİN CEM ÇÖL

TRABZON ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

TİCARET HUKUKU ABD

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!