14.11.2023 Views

2020 Paralel Ufuklar

Çoklu Evren İddiaları Özelinde Popüler Bilime Teolojik Bir Bakış

Çoklu Evren İddiaları Özelinde Popüler Bilime Teolojik Bir Bakış

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

KUR'AN REHBERDİR

P U T D EĞİLDİR

Kuran muhteşem bir rehberdir.

Ama bizim keşfetmediğimiz

konularda verdiği mesajlar,

keşfedişimizin ardından

doğmaktadır ve hep yeniden

doğacaktır. Bilimsel iddiaların

doğruluğu veya yanlışlığı kitapla

değil bilimsel gelişmelerle ortaya

konulacaktır. “Suya elini uzatmakla

su sana gelmez” diyen bir kitap

olarak doğru yolu göstermekte,

bize çalışarak, aklı kullanarak

delilleri görüp bilgiyi elde

edeceğimizi yazılı yüzlerce ayetle

hatırlatmaktadır. O kitap bir hokus

pokus kitabı değildir.

Teori üretmek emin oluşun veya

emin oluşu kuvvetlendirmenin

giriş yoludur. Kur'an’ın verdiği

bilgiyi kendi hayatımızda biçim

kazandığında ancak delillendirmiş

oluruz. İman budur, emin olmaktır.

Bir konuya kitapta yazdığı için

iman edilmez, o konu gerçeğe

dönüştüğünde o konuya gerçek

anlamda iman edilmiş olur.

Kur’an put değildir, olmamalıdır.

Dışındaki deliller ancak o kitabın

doğru olduğunu gösterir.

Kaçmadan, körlemesine teslim

olunmaz, kaçacak yeri kalmayan

teslim olur. Zihnimizde kirli bir

inanç varken o inanca rağmen

iman ettiğimizi söylemek yalan

söylemektir. O kirli bilgiden

kurtularak gerçeği fark

ettiğimizde emin olmuş oluruz.

Kendi kirli inancımızdan kaçarken,

yanlıştan kaçarken doğru bizi

yakalar. Teslim olmak budur. İnkâr

etmek de işte o anda olası hale

gelen; geçmiş kirli bilgiye yeni

gerçeğe rağmen sahip çıkma

yanılgısıdır. Gerçeklerin akılla

farkına varılır, o gerçeklerle yol

alınır. Bir yoldur, süreçtir, emek

ister. Kardan adam yapmayı haram

sayan din adamlarıyla robot

yapamazsınız.

PARALEL UFUKLAR | DİNDE KOZMİK ÇOĞULLUK

"ALEMLERİN RABBİ"

"EVRENLERİN RABBİ" OLABİLİR Mİ?

Dindar olsun, dine mesafeli bir duruşu olsun, toplumumuzdaki

hemen her bireyin ezbere bildiği bir ifadedir Fatiha suresinin

besmeleden sonraki ilk ayeti:

"El hamdülillahi RABBİL ÂLEMİN"

1 Fatiha 2.ayet: Övgü Âlemlerin Rabbinedir.

Buradaki “Alem” tabiri çoğunlukça yeryüzündeki farklı canlı türleri

olarak alınsa da veya cinler ve insanlar olarak anılsa da sonuç

değişmiyor. Öyle ya da böyle farklılıkları olan yaratılmış

toplumlardan bahsedilmiş olunuyor. Alemler demekle evrenler

tabirinin örtüştüğünü iddia eden tefsir sahipleri de var. Kur’an’ın

genel yapısına baktığımızda da “alemler” kelimesini “evrenler” olarak

alabileceğimiz ve çok daha kesin biçimde gökyüzüyle ilişkilendirilmiş

kozmik bir içeriğe sahip olduğu açık birçok ayet görüyoruz. Hatta ve

hatta kitap anlamak isteyene o kadar anlaşılır bir içeriğe sahip ki

“Alemlerin Rabbi” kavramının Kur’an’ın içinde açık biçimde tanımının

yapıldığını bile okuyoruz. Aşağıdaki ayetleri yavaş ve dikkatlice

okuduğunuzda ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız. Musa

peygamber kardeşi Harun ile birlikte, halkını kandıran ve onlara

zulmeden Firavun’a giderek kendisinin “Alemlerin Rabbi’nin elçisi”

olarak geldiğini söyleyince bakın Firavun ona ne soruyor?

26 Şuara 23.ayet:

Firavun dedi ki: ÂLEMLERİN RABBİ de nedir?

Kur'anı "sen anlayamazsın, günaha girersin" diyerek bugün

anlaşılmaz yapanlar din tüccarlarıdır. Çünkü herkes anlarsa onlara

gerek kalmayacaktır. İşte açık biçimde merak ettiğimiz bir tabirin

tanımı bile kitapta veriliyor.

26 Şuara 24.ayet:

(Musa) dedi ki; Göklerin, yeryüzünün ve bu ikisinin arasında

olan her şeyin rabbidir. Eğer kesin bilgiyle iman edecekseniz.

Yeryüzü, gökler ve bu ikisinin arasındakiler! Bu ifade tek başına bile,

bu evrende (ya da evrenlerde) en azından yalnız olmadığımızın kitabi

cevabı değil mi?

15 Hicr 85.ayet:

Biz gökleri, yeri ve her ikisi arasındakileri hakkın dışında bir

amaçla yaratmadık. Hiç şüphesiz o saat de yaklaşarak

gelmektedir. Öyleyse güzel davranışlarla davran.

Konunun "saat"le ilişkilendirilmesi komple bir kıyamet senaryosuna

değil de bir evrenler (ya da mekânlar) arası (zorunlu ya da gönüllü)

taşınıma mı tekabül ediyor acaba? Bilim insanları bunları düşünüyor

da bizim (kitabımızda geçtiği halde) düşünmemiz neden haram veya

inkâr olsun?

47

PARALEL UFUKLAR

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!