28.03.2017 Views

Hikayeler_Designed

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Eğer onun ne kadar iyi bir programcı olduğunu da anlamak<br />

istersen, önce kendine bak. Gözünle göremediğin küçücük<br />

bir hücrene bütün kodunu save etmiş ve yine o küçücük<br />

hücrende execute ettiriyor. Madem ki DNAʹnın bir program olduğu<br />

apaçıktır, ve bir program programcısız olamaz demek ki,<br />

senin programcılığın ancak o büyük zâtın programcılığına ancak<br />

bir ayna hükmündedir.<br />

Yine senin bütün hücrelerinden oluşturduğu networkʹün<br />

içinde hadsiz protokollerle o hücreleri konuşturduğu gibi, madem<br />

ki senin de diğer insanlarla türlü dillerde ve protokollerde<br />

konuşabilmen için gerekli donanımı yanına vermiştir,<br />

öylece de gördürüyor, konuşturuyor ve dinletiyor. Ve madem<br />

ki sen etrafındaki bütün cisimlerden haber alasın diye ışık, ses<br />

gibi türlü mediayı hazırlamış kullandırıyor, ve sen bunları keşfeder,<br />

kullanır fakat upgrade edemezsin, o halde öyle büyük<br />

bir network uzmanı zât vardır ki senin her türlü ihtiyacını<br />

bilir, ona göre teçhizatını verir. Senin networkçülüğün ancak<br />

onun, sonsuz ilminden sana verdiği bir küçük parça ve bir<br />

büyük nimettir.<br />

Arkadaş, aldanma! Şu güzel dünya hayatı programı bir<br />

limited trial versionʹdur, görüyorsun ki elde ettiğin malı mülkü<br />

hiç bir surette save edemiyorsun. Öyle ise, bu kâinat yazılımını<br />

yazanı tanı. Hem hiç mümkün müdür ki bir programcı<br />

bu kadar güzel bir program yapsın ve yaptığı programda<br />

about kesimi koyup kendini tanıttırmasın. Öyle ise bu kainatın<br />

en büyük donanımcısı, programcısı, networkçüsü ve sistem<br />

yöneticisi olan zâtın her yere işlediği about kesimlerini gör,<br />

öğren, full versiyonunu kazanmak için çalış.<br />

Unutma ki hiç bir hareketin atlanmadan çok dikkatli loglar<br />

tutuluyor. Bu loglar her şeye gücü yeten o sistem yöneticisi<br />

tarafından open edilip check edilecektir. Amann ha diccat!...<br />

BORÇ<br />

Oldukça yaşlı bir adam, kendisi gibi kamburalaşıp yere<br />

yanaşmış bir ağacın altında ağlıyordu. Biraz önce irikıyım bir<br />

genç yanına sokulmuş ve kendisinden içki parası istedikten<br />

sonra bir de tokat atmıştı. Yaşlı adamın yere yıkıldığını görenler,<br />

hemen yardımına koşup:<br />

‐ Geçmiş olsun dede ,dediler. O serseri ne istediki senden?<br />

Adamcağız bir şey olmamış gibi toparlanmaya çalışırken:<br />

‐ Eski bir borcum vardı, onu istedi, dedi. Yapması gerekeni<br />

yaptı sadece...<br />

Çevresindekiler, ihtiyar adamı yerden kaldırdıktan sonra<br />

eline bastonunu tutuşturup aceleyle işlerine koşuştular. Herkes<br />

ayrıldığında, hadiseyi başından beri görmüş olan bir delikanlı<br />

onun koluna girerek:<br />

‐ Fazla hırpalandınız, dedi. Ağacın gölgesinde biraz oturalım<br />

mı?<br />

Yaşlı adam yorgun bakışlarını yukarıya yöneltip :<br />

‐ Benim bu ağacın altında dinlenmeye hakkım yok yavrum<br />

dedi. Ölünceye kadar da olmayacak.<br />

Delikanlı, söylenenden bir şey anlamamıştı. Meraklı gözlerle<br />

kendisine bakarken, onun tekrar hıçkırıklara boğulduğunu<br />

farketti.<br />

Yaşlı adam, iniltiye benzeyen bir sesle:<br />

‐ Elli yıl kadar önceydi, diye devam etti. Rahmetli babamı,<br />

sigara parası almak için bu ağacın altında azarlamıştım. Yani<br />

biraz önce evladımın beni dövdüğü yerde.<br />

Delikanlı ne diyeceğini bilemedi ve şimdi biraz daha bitkin<br />

görünen ihtiyarın sakinleşmesini bekledikten sonra, onu<br />

arabayla evine bırakmayı teklif etti.<br />

129<br />

130

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!