28.03.2017 Views

Hikayeler_Designed

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sınava yetişememe endişesi sarmıştı onu. Sınava ancak taksiyle<br />

yetişebileceğine karar vermişti. Bu arada merdiven inip çıkmaktan<br />

hem yorulmuş hem de terlemişti. Ama acele etmezse<br />

bir yılı boşa gidecekti. Onu tekrar karşısında gören annesi<br />

neredeyse fenalık geçirecek duruma gelmişti... Parayı alıp<br />

caddeye indi. Çok geçmeden taksi geldi. Durdurup bindi.<br />

– Nereye kardeş? dedi şoför. Sınava gireceği okulun adını<br />

söyledikten sonra:<br />

– Sınav neredeyse başlayacak; kestirmeden, ara sokaklardan<br />

gitmeliyiz. dedi. Ancak taksici:<br />

– Kardeş, ben bu şehre yeni geldim; ara sokakları çok iyi<br />

bilmiyorum. Deyince içinden:<br />

– Bu kadarına da pes yani! Nedense bütün aksilikler beni<br />

buluyor. Üstüne üstlük, sınava da dakikalar kalmışken! diye<br />

söylendi. Çaresiz duruma katlanacaktı...<br />

Okula geldiklerinde sınav başlamıştı. Hemen sınav sorumlusunu<br />

buldu ve sınava girmek istediğini söyledi. Sınav sorumlusu:<br />

– Nerede kaldın evlâdım? Sınav başlayalı beş dakika oldu<br />

... Ama ilk yarım saat içinde gelenleri alıyoruz. Haydi bakalım,<br />

bana sınav giriş belgeni ver de seni sınava gireceğin salona<br />

götüreyim ...” Dedi.<br />

Sınav sorumlusuna şok olmuş bir şekilde bakarken,<br />

– Giriş kartını nasıl olur da evde unuturum, nasıl bu kadar<br />

aptal olabilirim? Düşüncelerini aklından geçiriyor;<br />

– Yeter artık, bu kadarını hak edecek ne yaptım ben? Diye<br />

haykırmak, bağırmak geliyordu içinden; ama çaresizlik içinde<br />

sorumluya belgenin evde kaldığını söyledi. Sorumlu, belge<br />

olmadan onu sınava alamayacağını, eğer evi yakınsa telefon<br />

edip babasının taksiyle kısa zamanda getirmesini isteyebileceğini<br />

söyledi. Müdür odasından eve telefon edip belgeyi istedi‐<br />

9<br />

ler. Babası hemen yola çıktı. Bu arada o da babasının yarım<br />

saat geçmeden belgeyi kendisine ulaştırması için bildiği bütün<br />

duaları okuyordu. Sınava alınmasına son bir dakika kala babası<br />

belgeyi getirdi ve o da derin bir nefes alarak sınava girdi.<br />

Kendisine en güvendiği ders Türkçe olduğundan bu testi<br />

açıp sorularını çözmeye başladı. Sorular ona kolay geliyordu;<br />

ama iyi gitmeyen bir şeyler vardı ve hep bir yere kadar gelip<br />

takılıyordu. Oysa bu soruların çok benzerlerini öğretmeni<br />

derste işlemişti; ancak o bu sırada ya uyuyor ya da başkalarıyla<br />

konuşuyor, gülüyor, eğleniyordu...<br />

– Keşke dersleri dinleyip öğretmenlerimin uyarılarına kulak<br />

verseydim... Dedi; ama iş işten geçmişti artık. Bütün bu<br />

dertler yetmiyormuş gibi bir de karnı ağrımaya başlamıştı.<br />

– Keşke akşam abur cubur yemeseydim de midemi bozmasaydım.<br />

Diyordu. Bu düşünceler içindeyken aklına yine sorular<br />

geldi. En iyisi mi İngilizceden çözebileceğim sorulara<br />

bakayım, dedi; ama nafile... Hiç bu kadar pişman olabileceğini<br />

düşünmemişti.<br />

– Elime bir daha böyle fırsat geçse, bana yine imkân verseler,<br />

çok değil sadece bir fırsat verseler hiçbir şeyi boş vermem!<br />

Çok çalışırım, öğretmenlerimin sözlerini, öğütlerini ve<br />

anlattıklarını dinlerim... Diyordu; ama son pişmanlığın faydası<br />

yoktu. Ne olurdu bir defa, yalnız bir kez daha bu imkân ona<br />

verilseydi.... Bu düşünceler içindeyken bir ses duydu... Tanıdık<br />

bir ses:<br />

– Hey! Sen, arkadaki... Uyuyan!... Kendine gel!<br />

Mahmur gözlerle şaşkın şaşkın etrafına bakındı. Öğretmenini<br />

tepesinde görünce garip bir sevinçle:<br />

– Özür dilerim hocam... Bir daha uyumayacağım derste. Artık<br />

ders kaynatmaya ve her türlü yaramazlığa da son... Dedi.<br />

Öğretmen unun bu garip davranışına bir anlam veremedi ve<br />

“pişmanlık” konusunu işlemeye devam etti....<br />

10

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!