You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Ve eklemiş: “Buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz.”<br />
“Ama ben gitmek istemiyorum” diye haykırmış kardeşi.<br />
“Hep burada kalmak istiyorum.”<br />
“Elimizden gelen bir şey yok. Hem, belki doğumdan<br />
sonra hayat vardır.”<br />
“Bize hayat veren o kordon kesildikten sonra bu nasıl<br />
mümkün olabilir ki?” diye cevaplamış öteki. “Bize hayat veren<br />
kordon kesilirse nasıl hayatta kalabiliriz, söyler misin bana?<br />
Hem, bak bizden önce başkaları da buraya gelmiş ve sonra da<br />
gitmişler. Hiçbirisi geri gelmemiş ki bize doğumdan sonra<br />
hayat olduğunu söylesin. Hayır, bu her şeyin sonu olacak.”<br />
Bütün bunları söyledikten sonra eklemiş:<br />
“Hem, belki de anne diye bir şey de yok!”<br />
“Olmak zorunda” diye itiraz etmiş kardeşi. “Buraya başka<br />
türlü nasıl gelmiş olabiliriz, nasıl hayatta kalabiliriz ki?”<br />
“Sen hiç anneni gördün mü?” diye üstelemiş öteki. “O<br />
belki de sadece zihinlerimizde var. Bir annemiz olduğu düşüncesi<br />
bizi rahatlattığı için onu belki de biz uydurduk.”<br />
Böylece, anne rahmindeki son günleri derin sorgulamalar<br />
ve tartışmalarla geçmiş.<br />
Sonunda doğum anı gelmiş çatmış. İkizler dün‐yalarını<br />
terk ettiklerinde gözlerini başka bir dünyaya açmışlar ve sevinçten<br />
ağlamaya başlamışlar. Çünkü gördükleri manzara<br />
hayallerinin bile ötesindeymiş.<br />
BAY ÖKÜZʹLE BAY ÖZGÜR<br />
(Acaba Suçlu Kim?)<br />
Bir zamanlar, ülkenin birinde bir Özgür Bey varmış.<br />
Arpa, mısır, saman alışverişi yaparmış. Çok zenginmiş. Zenginmiş<br />
ama har vurup harman savurmayı da sevmezmiş.<br />
Tutumlu bir kişiymiş. Karısı, bugün Özgür Beyʹe,<br />
Çocuğun ayakkabısı eskidi. Yeni ayakkabı almak gerek...<br />
Demiş.<br />
Özgür Bey, karısına kızmış:<br />
Bu nasıl iştir? Annem bana iki üç yılda bir ayakkabı alırdı<br />
da babam yine kızardı. «Bizim zamanımızda bir ayakkabı beş<br />
on yıl giderdi.» diye söylenirdi. «İnsanlarda namus kalmamış,<br />
her şeyi çürük çarık yapıyorlar.» derdi. Şimdi bizim oğlumuz<br />
iki ayda bir ayakkabı paralıyor. Sende hiç mi insaf kalmadı?...<br />
Kadın, Suç benim değil, demiş, ayakkabıyı eskiten ben<br />
değilim. Kadın bu kızgınlıkla oğluna çıkışmış:<br />
Sen ne biçim çocuksun... Baban da, ben de bir ayakkabıyı<br />
iki yıl giyerdik. Şimdiki zamanın çocuklarında hiç insaf kalmamış.<br />
İki ayda bir ayakkabı eskitilir mi?<br />
Oğlan,<br />
Suç benim değil, demiş, siz de biliyorsunuz, ben eskiden<br />
bir ayakkabıyı bir yıl giyerdim. Sonra ancak altı ay giyebildim.<br />
Şimdi her şey bozuldu yeryüzünde... Bir ayakkabı iki ayda<br />
paramparça oluyorsa ben ne yapayım? Satıcılarda ahlak<br />
kalmamış. Çürük ayakkabı satıyorlar.<br />
Anne ile oğul, her zaman ayakkabı aldıkları satıcıya<br />
gitmişler. Neden çürük ayakkabı yaptığını sormuşlar. Satıcı,<br />
Bunun suçu benim değil, demiş. Ayakkabıların çürüklüğünden<br />
şikâyetçi olan bir siz değilsiniz. Herkes de sizin gibi.<br />
159<br />
160