Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
HAYAT<br />
Güngörmüş yaşlı bir usta, çırağının sürekli her şeyden<br />
şikayet etmesinden bıkmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi.<br />
Hayatındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde,<br />
yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini<br />
söyledi. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez<br />
ağzındakileri tükürmeye başladı. ʺTadı nasıl?ʺ diye soran yaşlı<br />
adama öfkeyle ʺacıʺ diye cevap verdi. Usta tebessüm ederek,<br />
çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Az ilerdeki gölün<br />
kıyısına götürdü ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp,<br />
gölden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çırak, ağzının<br />
kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu:<br />
‐ Tadı nasıl?<br />
‐ Ferahlatıcı diye cevap verdi genç çırak.<br />
‐ Tuzun tadını aldın mı?ʺ diye sordu yaşlı adam,<br />
‐ Hayırʺ diye cevapladı çırağı.<br />
Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş<br />
olan çırağının yanına oturdu ve söyle dedi:<br />
‐ Yaşamdaki ıstıraplar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Istırabın<br />
miktarı hep aynıdır. Ancak bu ıstırabın acılığı, neyin<br />
içine konulduğuna bağlıdır. Istırabın olduğunda yapman<br />
gereken tek şey, ıstırap veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir.<br />
Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya<br />
çalış.<br />
DENEYİM<br />
60ʹlık ünlü ressam, bir lokantaya girer. Gerçi cebinde<br />
parası yoktur ama aldırmaz. Lokantacıya yapacağı portresine<br />
karşılık yemek yemek istedigini söyler.<br />
Güzelce karnını doyurur. Sonra bir çırpıda lokantacının<br />
portresini çizerek masaya bırakır. Kalkarken adam gelir, resme<br />
bakar, beğenir.ʺGüzel amaʺ der lokantacı ʺBir dakikada yaptınız<br />
bunu, oysa bir saattir yiyorsunuzʺ. Ressam ʺBir dakika<br />
değil, 60 yıl ve bir dakikaʺ diye karşılık verir.<br />
HEP KENDİ ELİMİZDEN<br />
(Başınıza gelen herhangi bir kötülük, kendi ellerinizin<br />
yaptığıkları yüzündendir)<br />
Portekizʹde 27 yaşındaki Sophie Lagoa ismindeki bir kadın<br />
sürücü, sarhoş bir vaziyette araba kullandığı gerekçesiyle<br />
trafik polisleri tarafından yakalanarak mahkemeye sevk edilir.<br />
Kadın, oldukça ağır olan bu trafik cezasından kurtulabilmek<br />
için sahasında çok iyi bir avukat olan Eduardo Borja ile<br />
anlaşır. Avukat, bütün meslekî marifetlerini kullanarak bayan<br />
Sophieʹyı ceza almaktan kurtarır.<br />
Başına gelen musibetten ders alıp uslanmayan Sophie<br />
Lagoa, beraatini kutlamak için bir bara gidip sarhoş oluncaya<br />
kadar içer. Daha sonra da yine sarhoş vaziyette direksiyonun<br />
başına geçer.<br />
Ve o sarhoş kafayla yolda giderken bir vatandaşa çarparak<br />
onu yirmi metre kadar arabasıyla sürükler. Perişan vaziyette<br />
hastaneye kaldırılan adam bütün müdahalelere rağmen<br />
kurtarılamayarak ölür.<br />
147<br />
148