16.04.2018 Views

MedikalTeknikNisan2018

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İMTİYAZ SAHİBİ<br />

İstmag Magazin Gazetecilik İç ve<br />

Diş Tic. Ltd. Şti. adına<br />

H. FERRUH IŞIK<br />

GENEL MÜDÜR<br />

MEHMET SÖZTUTAN<br />

mehmet.soztutan@img.com.tr<br />

GENEL YAYIN YÖNETMENİ<br />

GÜLÇİN COŞKAN<br />

gulcin.coskan@img.com.tr<br />

GRAFİK TASARIM<br />

SAMİ AKTAŞ<br />

sami.aktas@img.com.tr<br />

EDİTÖRLER<br />

Prof. Dr. İsmail KAYA<br />

ismail.kaya@gmail.com<br />

Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN<br />

ozbudun@gmail.com<br />

Duygu GECÜ<br />

duygu.gecu@img.com.tr<br />

REKLAM KOORDİNATÖRÜ<br />

RECEP ARSLANTAŞ<br />

recep.arslantas@img.com.tr<br />

SORUMLU MÜDÜR<br />

CÜNEYT AKTÜRK<br />

cuneyt.akturk@img.com.tr<br />

FOREIGN RELATIONS<br />

İSMAİL ÇAKIR<br />

ismail.cakir@img.com.tr<br />

MUHASEBE FİNANS<br />

MUSTAFA AKTAŞ<br />

muhasebe@img.com.tr<br />

ABONE<br />

Nurten Demİr<br />

nurten.demir@img.com.tr<br />

ANKARA BÖLGE<br />

MUSTAFA AKÇAY<br />

0505 253 4055<br />

mustafa.akcay@img.com.tr<br />

BURSA BÖLGE<br />

ÖMER FARUK GÖRÜN<br />

fgorun@ihlas.net.tr<br />

Buttim Plaza D Blok Kat: 4 No:1267 BURSA<br />

Tel:+90 224 211 44 50 / Fax: 224 211 4481<br />

Printing<br />

CTP • BASKI<br />

İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />

Merkez Mah. 29 Ekim Cad.<br />

İhlas Plaza<br />

No: 11 A/41<br />

Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL<br />

+212 454 30 00<br />

ADRES<br />

Evren Mah. Bahar Cad.<br />

Polat İş Merkezi B-Blok - No:1 Kat:4<br />

Güneşli - Bağcılar - İstanbul<br />

Tel.:+90.212 604 50 50<br />

Faks:+90.212 604 50 51<br />

www.medikalteknik.com.tr<br />

e-mail: info@medikalteknik.com.tr<br />

İMG - Medikal Teknik dergisinde<br />

yer alan makalelerdeki fikirler<br />

yazarlarına aittir.<br />

Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam<br />

verene aittir. İMG - Medikal Teknik dergisinin<br />

bütün yayın hakları İstmag Magazin<br />

Gazetecilik İç Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir.<br />

Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.


Gülçin Coşkan<br />

gulcin.coskan@img.com.tr<br />

İyi niyetin ölmediği şehir<br />

DİYARBAKIR!<br />

Diyarbakır, a city where<br />

goodwill is still alive!<br />

Güven insan ilişkilerinin temelini oluşturur.<br />

Biz o temeli oluşturmak için çok yol kat<br />

ettik, çok emek verdik.<br />

Köklü bir geçmişe sahip olan İstanbul Magazin<br />

grubunun en kıymetli mecralarından biri Medikal<br />

Teknik dergisi profesyonel kadrosu ve uzun<br />

yıllardır sektöre ışık tutmasıyla yepyeni bir sayıda<br />

tekrar sizlerle…<br />

Bu ay sizler için Diyarbakır’a gittim, orada ki<br />

firmalarımızı ziyaret ettim. Misafirperver ve<br />

sıcakkanlı Diyarbakır insanlarıyla tanıştım.<br />

Hayatımda ilk defa gittiğim bu topraklardaki<br />

insanların samimiyeti ve kalp güzelliği beni<br />

çok etkiledi. Genelde oralarda yaşanan<br />

kötü hadiselerden dolayı, bir çoğumuzda<br />

hep bir tedirginlik oluyor o şehirlerin adını<br />

duyduğumuzda… Ben nedense hiç tedirgin<br />

olmadım oraya giderken… Sanki önceden biliyor<br />

gibiydim yaşanacakları. Güzel düşündüm hep…<br />

Şükür ki, o güzellikler beni buldular…Şimdi size<br />

şunları söylemek istiyorum: O şehirlere gidin..<br />

Bizim şehirlerimiz oralar…Tedirgin olacaksanız,<br />

hiç gitmediğiniz yerlerden olmayın! Çünkü her<br />

gün nefes aldığınız yerler şuan daha tehlikeli…<br />

Nerede, ne zaman, ne yaşayacağınızı, kiminle<br />

karşılaşacağınızı asla kestiremeyeceğiniz<br />

metropol şehirlerden korkun korkacaksınız…<br />

Bunu tecrübe ederek, bu cümleleri kuruyorum.<br />

Orada kendimi evimden daha güvenli hissettiğim<br />

için… Biliyorum ki ufak bir sorun yaşasam, bana<br />

ailem gibi sahip çıkacak, kapısını açacak bir sürü<br />

dostum var… İyi niyetin ölmediği şehirler olduğunu<br />

bilmek, ne mutluluk verici!<br />

Diyarbakır da bizi yalnız bırakmayan, desteklerini<br />

esirgemeyen Nur Medikal’e teşekkür ve<br />

şükranlarımla!<br />

Confidence constitutes basis of human relations.<br />

We travelled much road, exerted much efforts<br />

in order to constitute that basis..<br />

Medikal Teknik magazine - which is one of the most<br />

valuable courses of Istanbul Magazine group with<br />

its rooted history – is together with you again with a<br />

brand new issue alongside its professional staff as<br />

well as shedding light to the sector for long years..<br />

I went to Diyarbakır for you, visited our firms there.<br />

I met with hospitability and sympathetic people of<br />

Diyarbakır. The sincerity and warmhearted manners<br />

impressed me much in this place where I went first<br />

time. Regarding bad events which were experienced<br />

there might urge us that we experience uneasiness<br />

when we hear names of those cities. However, I did<br />

not get any uneasiness at all when I was going there..<br />

As if I might have known earlier what would happen.<br />

I always thought well. Thanks that those beauties<br />

found me.. Now I would like to tell you these: go<br />

those cities.. Those cities are our cities.. If you feel<br />

any uneasiness, don’t be deprive of there you have<br />

not gone at all!<br />

Because, where you have been breathing every day is<br />

more dangerous.. If you afraid of where you go, when<br />

and what you might experience and meet with whom<br />

that you never estimate; fear from metropolitan<br />

cities. I set up these sentences, due to experience of<br />

those..<br />

There I felt myself more safer than my home.. I know<br />

that if I might experience a little bit trouble, there are<br />

lots of my friends that claim me as my family, open<br />

their doors.. How pleasing knowing the cities where<br />

goodwill did not die!<br />

Thanks for Nur Medical for spport


News<br />

Alzheimer’a müzikli tedavi<br />

77 yaşındaki Mahir A, Türkiye’deki 400 bin Alzheimer hastasından biri. 3 yıl boyunca<br />

verdiği mücadelede en büyük destekçisi tüm zorluklara katlanan 70 yaşındaki eşi Hidayet<br />

A oldu. Hidayet Hanım, eşinin en sevdiği resimleri yaparak ve Ud eşliğinde onunla şarkılar<br />

söyleyerek Alzheimer’la savaşıyor.<br />

Dr.Tayyar Vardar<br />

Türkiye’de 65 ve üstü 400 binin<br />

üzerinde yaşlı, Alzheimer<br />

hastalığının pençesinde.<br />

Yaklaşık 800 binin üstünde aile<br />

ise bu hastalıkla mücadele ediyor.<br />

Hastalar kadar hasta yakınları<br />

üzerinde de çeşitli psikolojik izler<br />

ve etkiler bırakan bu hastalığın<br />

kesin bir tedavisi bulunmuyor.<br />

Bıraktığı kalıcı izleri silmekse<br />

hiç kolay değil. Alzheimerı ilk<br />

kez 45 yıllık eşi bu hastalığa<br />

yakaladığında tanıyan 70 yaşındaki<br />

Hidayet A (Hanım) da, 77 yaşındaki<br />

eşi Hidayet A’da hafıza kaybına<br />

neden olan, sosyal hayattan ve<br />

aile hayatından bir anda koparan<br />

hastalıkla 3 yıl önce mücadele<br />

etmeye başladı. Hayatındaki<br />

her şeyden vazgeçti, yaşadığı<br />

çaresizliğe ve tükenmişliğe<br />

rağmen eşini bir hastaneye veya<br />

bakımevine vermeyi hiç düşünmedi.<br />

Profesyonel bir destek aldığı evde<br />

bakım modeli sayesinde evini eşi<br />

için bir bakımevine çevirdi. Bu<br />

sayede normal hayatına da geri<br />

dönen ve aynı zamanda sanatsal<br />

çalışmalar yapan Hidayet Hanım,<br />

en büyük ilacı moral olan hastalıkla<br />

mücadele etmek için eşinin en<br />

sevdiği resimleri yaptı, Ud çalarak<br />

sevdiği şarkıları ona yeniden<br />

hatırlattı. Hastalıkla baş etme<br />

gücünü sanattan aldı. Alzheimer’a<br />

74 yaşında yakalanan ve hastalık<br />

nedeniyle artık eşini tanıyamayan<br />

Mahir A ise eşinin verdiği destek<br />

sayesinde 77 yaşında onu yeniden<br />

hatırlamaya başladı.<br />

Alzheimerlı eşi için yaptığı<br />

resimleri sergi salonunda<br />

sergileyecek<br />

Eşinin hastalığıyla sevgi ve sabırla<br />

mücadele ettiğini belirtken Hidayet<br />

A, yaşadığı süreci şöyle anlattı:<br />

“Eşim çok neşeli, eğlenceli biriydi.<br />

Bu hastalığa yakalandığında<br />

ise biranda değişti. Hafıza kaybı<br />

yaşamaya başladı, beni tanıyamaz<br />

hale geldi. Alışkanlıkları değişti,<br />

dışarıya çıkmıyordu, hijyene önem<br />

veren biri olmasına rağmen suya<br />

dokunmuyor ve yıkanmıyordu. Kısa<br />

süreli bir şok yaşadım. Doktora<br />

gittiğimde eşimin Alzheimer<br />

olduğunu öğrendim. İlaç tedavisini<br />

denedim ancak eşim normal<br />

hayatından, eski neşesinden çok<br />

uzaktaydı. Ardından sosyal hayatın<br />

ve aile hayatının bu hastalığın<br />

yavaşlatılmasında önemli olduğunu<br />

öğrendim. Eşimi kimseye emanet<br />

etmeden evde bakmaya karar<br />

verdim. En büyük ihtiyacım bana<br />

yardım edecek ve destek olacak<br />

12<br />

Nisan 2018


News<br />

birilerinin yanımda olmasıydı.<br />

Bu esnada çevremdekilerin de<br />

önerisiyle evde bakım hizmeti<br />

almaya başladım. Evde bakım<br />

hekimi Dr. Tayyar Vardar ve<br />

ekibindeki hemşirelerin desteğiyle<br />

eşim 2-3 yıllık bir aradan sonra<br />

normal hayatına dönmeye başladı.<br />

Artık yemek yiyor, yıkanıyor hatta<br />

iki yıldır hiç adım atmadığı dışarıya<br />

da çıkabiliyordu. Ben de kendisi<br />

için sevdiği resimleri yaparak<br />

zihinsel ve ruhsal anlamda destek<br />

olup hastalıkla mücadele etmeye<br />

devam etti. Birlikte şarkılar da<br />

söylüyorduk. Bu sayede beni<br />

unutmuyordu. Şimdi ise eşim<br />

için yaptığım tüm resimleri bir<br />

sergi salonunda sergilemeye<br />

hazırlanıyorum.”<br />

Alzheimer hastalığını evde<br />

bakım uygulaması yavaşlatıyor<br />

Alzheimer’ın geniş bir kitleyi<br />

ilgilendiren önemli bir sağlık<br />

sorunu olduğunu belirten Medical<br />

Center Evde Bakım Hekimi<br />

Dr. Tayyar Vardar, Alzheimer<br />

hastalığının ilerleyen dönemleriyle<br />

ailelerin baş edemediğini,<br />

depresyonla beraber tükenmişlik<br />

yaşadıklarını ve bu nedenle<br />

profesyonel desteğe ve gözleme<br />

ihtiyaç duyduğunu ifade etti.<br />

Tayyar Vardar şöyle konuştu:<br />

“Alzheimer hasta yakınlarının<br />

%60’ında tükenme ve depresyon<br />

mevcuttur. Hastalığının ilerleyen<br />

dönemlerinde aile yakınları<br />

hastalıkla mücadele etmekte<br />

zorluklar yaşıyorlar ve bu yüzden<br />

hasta için sürekli olarak bir<br />

bakıma ihtiyaç duyuyorlar. Bu<br />

anlamda evde uygulanan evde<br />

sağlık modeli Alzheimer hasta<br />

yakınlarının umudu haline geldi.<br />

Hasta yakınları hastalarının bir<br />

bakımevine bırakmaktansa kendi<br />

evlerinde profesyonel destek<br />

alıp süreci takip edebiliyor ve<br />

sürece dahil olabiliyorlar.Evde<br />

bakım modeli ile Alzheimerlı<br />

hastanın ihtiyaç duyduğu bakımı<br />

yerine getirilirken aile yakınlarına<br />

hastanın müzik veya resim gibi<br />

eski hobilerini tekrar hatırlatıp,<br />

ilgi ve sevgilerini göstererek moral<br />

ve huzurlu bir ortam sağlamaları<br />

kalıyor.<br />

Bu nedenle evde sağlık hizmeti<br />

Alzheimer hastalarının hastalığı<br />

hem yavaşlatılıyor hem de hastanın<br />

yaşam koşulları iyileştiriliyor.<br />

Hasta yakınlarının ise bu süreçten<br />

en az etkilenmesini sağlanıyor. Biz<br />

de Medical Center Evde Bakım ve<br />

Sağlık Hizmetleri olarak hastanın<br />

gereksinimleri doğrultusunda<br />

hazırladığımız bakım planı<br />

sayesinde hastayı kendi evinde<br />

kontrol altında tutarak hayatına<br />

devam edebilmesini sağlarken,<br />

hastalığın hasta yakınları üzerinde<br />

yarattığı olumsuz etkileri yüzde<br />

20’lere düşürebiliyoruz.”<br />

14<br />

Nisan 2018


News<br />

Musical treatment of Alzheimer<br />

Over four hundred thousand<br />

Seniors who are 65<br />

and older in the grip of<br />

Alzheimer’s disease in Turkey.<br />

There is no definitive treatment of<br />

this disease, which leaves various<br />

psychological traces and effects<br />

on patients’ relatives as well as<br />

patients.<br />

It is not easy to delete permanent<br />

traces that you leave. Alzheimer’s<br />

first encounter with a 45-year-old<br />

wife when she got caught in this<br />

disease, Hidayet began fighting<br />

with her 77 year-old wife Hidayet<br />

A 3 years ago with a disease that<br />

caused memory loss, a social<br />

phobia and a family life.<br />

She gave up everything in his life,<br />

never thought to give his husband<br />

to a hospital or nursing home<br />

despite the helplessness and<br />

exhaustion she had experienced.<br />

Thanks to a model of care at<br />

home, where she received<br />

professional support, she turned<br />

the house into a nursing home for<br />

her husband.<br />

On this count, Mrs. Hidayet , who<br />

also returned to her normal life<br />

and made artistic works at the<br />

same time, made her favorite<br />

paintings to fight the disease,<br />

which is the biggest illness, and<br />

recalled her favorite songs by<br />

playing Ud. She got the power<br />

to cope with the disease from<br />

art. Mahir, who was caught in<br />

Alzheimer’s disease at the age<br />

of 74 and was no longer able to<br />

recognize his wife due to illness,<br />

began to remember her at the age<br />

of 77, thanks to his wife’s support.<br />

Pictures for her Alzheimer’s<br />

husband will be exhibited in the<br />

exhibition hall<br />

Indicating that the husband<br />

struggled with love and patience<br />

with his illness, Hidayet explained<br />

the process he had experienced:<br />

“My husband was very cheerful<br />

and funny . He changed suddenly<br />

when he has got ill. He has<br />

started to loose his memory and<br />

couldn t regognize me anymore.<br />

I was shock at first. When ı went<br />

to doctor I found out that my<br />

husband was Alzheimer.I tried<br />

medicine treatment but my<br />

husband was wasn t as cheerful<br />

as he was before.I realized that<br />

his social and family life became<br />

slower due to his health problem.<br />

I decided to take care of my<br />

husband by myself. I needed<br />

someone who can help and<br />

support me, and my friends and<br />

families suggested me to get<br />

home care for my husband. With<br />

the home care support of Dr.<br />

Tayyar Vardar and his nurses my<br />

husband started his normal life.<br />

Now he is eating, taking shower<br />

and surprisingly he is going out<br />

which he hasn t done for two<br />

years. I continued to support<br />

him mentally and emotionaly by<br />

drawing pictures that he likes.<br />

Now I am getting ready to exhibit<br />

my pictures on an art galery.<br />

Home care slows down home<br />

care Alzheimer’s disease<br />

Medical Center Home Care<br />

Physician Dr. Tayyar Vardar<br />

noted that Alzheimer’s is a major<br />

health problem that concerns a<br />

large population and he stated<br />

that their families can not cope<br />

with the Alzheimer when it is<br />

advanced. They experience<br />

burnout with depression, and that<br />

they need professional support<br />

and observation.<br />

Tayyar Vardar said: “60% of<br />

Alzheimer’s patients have<br />

depletion and depression. In<br />

the later stages of their illness,<br />

relatives of the family have<br />

difficulties in combating the<br />

disease and therefore need<br />

constant care for the patient.<br />

In this sense, the home health<br />

model at home has become the<br />

hope of Alzheimer’s patients<br />

relatives. When relatives of<br />

patients leave their nursing<br />

homes, they can receive<br />

professional support in their own<br />

homes, follow up the process, and<br />

participate in the process<br />

With the home care model,<br />

when Alzheimer’s care is being<br />

performed, family members are<br />

reminded of their old hobbies<br />

such as music or pictures,<br />

showing love and affection, and<br />

maintaining a moral and peaceful<br />

environment. For this reason,<br />

home health care Alzheimer’s<br />

disease is slowing down and the<br />

patient’s living conditions are<br />

being improved. The patients’<br />

relatives are minimally affected by<br />

this process. We can also reduce<br />

the negative effects of illness on<br />

patients’ relatives by 20%, while<br />

Medical Center Home Care and<br />

Healthcare Services allow us to<br />

keep the patient in control by<br />

keeping the patient in control with<br />

the care plan we have prepared<br />

according to the patient’s<br />

requirements. “<br />

16<br />

Nisan 2018


Healt<br />

Kuruyemiş ve kuru meyve ile<br />

Ramazan’da sağlıklı beslenin<br />

Peyman’ın kuruyemiş ve kuru meyve ürünleri, Ramazan ayında vitamin ve<br />

mineral ihtiyacını karşılayarak enerji depolamanızı sağlayacak. İftar, iftar<br />

sonrası veya sahurda tüketebileceğiniz sağlıklı atıştırmalıklarla halsizlik ve<br />

sindirim problemlerinin önüne geçebilirsiniz.<br />

Peyman Pazarlama Müdürü Irmak Emekdaş<br />

Kuruyemiş ve kuru meyve<br />

sektörünün önde gelen<br />

şirketi Peyman, Ramazan<br />

ayında sağlığınızı destekleyecek ve<br />

sindirim sisteminizi rahatlatacak<br />

ideal seçenekler sunuyor.<br />

Gün kurusu, kuru incir, kuru erik,<br />

iç yer fıstığı, fındık, ceviz ve badem<br />

gibi ürünleri tüketerek bir yandan<br />

vitamin ve mineral ihtiyacınızı<br />

karşılayabilir, diğer yandan enerji<br />

depolayabilirsiniz.<br />

Peyman Pazarlama Müdürü Irmak<br />

Emekdaş, Ramazan ayında doğru<br />

beslenmenin her zamankinden<br />

daha çok öne çıktığını belirterek;<br />

“Yaz olması nedeniyle uzun süren<br />

oruç saatleri dengeli beslenme<br />

gerekliliğini de beraberinde<br />

getiriyor. Kuruyemiş ve kuru<br />

meyveler bu dönemde vücuda<br />

ihtiyacı olan enerjiyi sağlıyor.<br />

Ayrıca uygun zamanda ve miktarda<br />

alınan kuruyemiş ve kuru meyve,<br />

tokluk hissini güçlendiriyor, iftar<br />

sonrası oluşabilecek hazımsızlık<br />

sorunlarını ortadan kaldırıyor.<br />

Sağlıklı bir Ramazan ayı geçirmek<br />

için kuruyemiş ve kuru meyve<br />

tüketilmesini öneriyoruz” dedi.<br />

Protein, E ve B vitamini içeren<br />

benzersiz enerji kaynağı Peyman<br />

Fındık, günlük magnezyum<br />

ihtiyacınızı karşılayan, tok<br />

tutmaya yardımcı olan Bahçeden<br />

Badem, lifli bir meyve olduğu<br />

için bağırsakların çalışmasını<br />

sağlayan, vitamin ve minareli bol<br />

Bahçeden Gün kurusu, sindirim<br />

sistemi düzensizliğine yardımcı<br />

olan A, B, C grubu vitaminler,<br />

potasyum, magnezyum, fosfor<br />

ve demir yönünden değerli<br />

Bahçeden Kuru Erik, kolesterol<br />

seviyesinin düşmesini ve bağışıklık<br />

sistemini destekleyen, enerji<br />

deposu Bahçeden Kuru İncir, hem<br />

stres önleyici hem de bağışıklık<br />

sistemini koruyan Omega-3<br />

kaynağı Bahçeden Ceviz’i Ramazan<br />

ayında keyifle tüketebilirsiniz.<br />

Peyman’ın çiğ kuruyemiş ve<br />

kuru meyve ürünlerinin yer<br />

aldığı Bahçeden markasının özel<br />

karışım ürünleri de Ramazan<br />

ayında tüketmek için çok<br />

uygun. Doğal C ve E vitaminiyle<br />

hücrelerin korunmasına destek<br />

olan Bahçeden Antioxidant Mix,<br />

vücudun kas yapısını koruyan<br />

Bahçeden Energy Mix ve uzun süre<br />

tokluk sağlayan Bahçeden Form<br />

Mix’i tercih edebilirsiniz.<br />

18<br />

Nisan 2018


Healt<br />

Ulusal Süt Konseyi vatandaşı uyardı:<br />

Açık sütte tüberküloz riski var<br />

Kamuoyunu sağlıklı ve güvenilir süt tüketimi konusunda<br />

bilinçlendiren Ulusal Süt Konseyi, son zamanlarda artış<br />

gösteren açık süt satıcılarının sağlıksız sütlerine karşı<br />

vatandaşı uyardı. Konsey Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr.<br />

Nevzat Artık, açık sütlerin sağlık için risk teşkil ettiğini<br />

belirterek ekledi: “Sokakta satılan açık sütler zararlı<br />

mikroorganizmalar ve çamaşır sodası, antibiyotik gibi<br />

zararlı kimyasallar içerebilir. Her zaman kaynağı belli olan<br />

sağlıklı ambalajında sütleri tercih edin.<br />

Süt, sağlıklısı tüketildiğinde<br />

faydaları saymakla<br />

bitmeyen mucize bir besin<br />

kaynağı. Fakat aynısını açık süt<br />

için söylemek pek de mümkün<br />

görünmüyor. Çünkü kaynağı ve<br />

saklama koşulları bilinmeyen<br />

açık sütler, Ulusal Süt Konseyi<br />

uzmanlarına göre aslında fayda<br />

sağlamıyor aksine tehlike saçıyor.<br />

20<br />

Nisan 2018


Healt<br />

Son zamanlarda artan merdiven<br />

altı üretimler ve beraberinde<br />

sokak sütçülerinin yaygınlaşması<br />

nedeniyle harekete geçen konsey<br />

yetkilileri, vatandaşı açık süt<br />

tüketmemeleri konusunda uyardı.<br />

“KAYNATMAK ÇÖZÜM DEĞİL,<br />

MİNERALLER DE YOK OLUR”<br />

Türkiye’de süt içme alışkanlığının<br />

artırılması ve çocukların süt<br />

tüketimine özendirilmesi amacıyla<br />

çalışmalar yapan Ulusal Süt<br />

Konseyi’nin Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Nevzat Artık, piyasada<br />

bulunan kaynağı ve saklama<br />

koşulları bilinmeyen açık sütlerin<br />

tehlike saçtığını söyledi. Prof.<br />

Dr.Arık şunları söyledi;<br />

“Sütü çiğ olarak tüketebilmek için<br />

hiçbir hastalık riski taşımadığını<br />

bilmemiz gerek. Kaynatma,<br />

pastörizasyon, UHT gibi ısıl işlem<br />

uygulamasına tabi tutulmayan çiğ<br />

süt tüketmek, sağlığa zararlı birçok<br />

bakterinin de vücuda alınması<br />

demektir. Sağlıklı ineklerin süt<br />

bezlerinden salgılanan sütte ilk<br />

aşamada zararlı bakteri bulunmasa<br />

da sütün salgılanmasından<br />

sonra sütün geçtiği meme<br />

kanalları, meme ucu gibi<br />

yerlerde yaşayan bakteriler süte<br />

karışabilir. Sütün temiz olmayan<br />

koşullarda sağılması ve uygun<br />

olmayan sıcaklık derecelerinde<br />

saklanması gibi çevresel etkenler<br />

de, çiğ sütte insan sağlığına<br />

tehdit oluşturabilecek bakteri<br />

bulunmasına yol açabilir. Bu<br />

sütleri kaynatarak kimi mikropları<br />

yok edebilmemize rağmen yararlı<br />

vitamin ve mineralleri de yok<br />

edebiliriz. Bu nedenle açıkta<br />

satılan sütlerde her zaman sağlık<br />

açısından bir risk bulunur” dedi.<br />

“AÇIK SÜTTE TÜBERKÜLOZ<br />

RİSKİ VAR”<br />

Kaynağını bilmediğimiz sütlerin<br />

zararlı mikroorganizmalar,<br />

çamaşır sodası, antibiyotik gibi<br />

zararlı kimyasallar ve karbonat,<br />

nişasta gibi yabancı maddeler<br />

içerebildiğini ifade eden Nevzat<br />

Artık, şöyle devam etti: “Bu sütler<br />

brusella, tüberküloz gibi hayvan<br />

hastalıklarının insanlara geçişi<br />

konusunda risk taşır. Çünkü sağım<br />

hijyeni ve muhafaza şartlarına<br />

uyulmadan tüketiciye satılır. Fakat<br />

UHT ve pastörize yöntemi ile bu<br />

riskler ortadan kaldırılır. UHT<br />

(Ultra Yüksek Sıcaklık) işlem ya da<br />

pastörize etme, süte uzun raf ömrü<br />

veren süreçlerdir. Isıtma sürecinde<br />

mikroorganizmalar ve patojenler<br />

öldürülerek, katkı maddesi ilave<br />

etmeden içimi güvenli ve uzun<br />

ömürlü bir ürün elde edilir.”<br />

“SAĞLIKLI AMBALAJINDA SÜTÜ<br />

TERCİH EDİN”<br />

UHT işlem, ürünün havada bulunan<br />

mikroorganizmalar tarafından<br />

kirletilmesini önlemek üzere kapalı<br />

bir sistemde gerçekleştirilen<br />

sürekli bir süreç. Sütün tüm vitamin<br />

ve minerallerinin korunmasını<br />

sağlayan pastörize etme süreci<br />

ise sütün 72-75 santigrat dereceye<br />

kadar ısıtılmasını ve soğutmadan<br />

önce 15-20 saniye bu sıcaklıkta<br />

tutulmasını içeriyor. Nevzat Arık,<br />

uygun soğuk dağıtımla pastörize<br />

sütlerin 5-15 günlük bir raf ömrüne<br />

sahip olduklarını belirterek<br />

“Mutlaka kaynağı belli olan sağlıklı<br />

ambalajında sütleri tercih edin,<br />

sağlığınızı riske etmeyin…”<br />

22<br />

Nisan 2018


News<br />

Plank nasıl yapılır?<br />

Plajlarda boy gösterme<br />

zamanı yaklaştıkşça bir telaş<br />

sardı herkesi. Kışın soğuk<br />

dedik; kar, yağmur, çamur dedik<br />

gitmedik, gidemedik spora. Gün<br />

kısa yetişmiyor dedik haftada bire<br />

düştük. Şimdi o günlerden bize<br />

kalan ise sarkmaya başlamış bir<br />

karın ve bel çevresindeki yağlar.<br />

Haydi gelin karınları toparlayıp<br />

yaza hızlı bir giriş yapalım hem de<br />

salona ekipmana ihtiyaç duymadan.<br />

Sadece düz bir zemin ve disiplin ile<br />

plank varyosyanları içeren bu yazı<br />

size yeterli olacaktır.<br />

Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa,<br />

popüler egzersizlerden biri olan<br />

plank hakkında şu bilgileri verdi:<br />

ZOR AMA ÖDÜLÜ MUHTEŞEM<br />

BİR KARIN<br />

“Plank kolay gibi görünen fakat<br />

uzun süre aynı pozisyonda kalmayı<br />

gerektirdiğinden oldukça zor bir<br />

egzersizdir. Plank egzersizlerinin<br />

bütün zorluklarının sonucundaki<br />

ödül ise muhteşem bir karındır.<br />

Bununla birlikte düzgün bir duruş<br />

ile bel, sırt ve boyun ağrılarından<br />

kurtulmanın yolu core bölgesini<br />

tek hareketle güçlendiren<br />

plank egzersizlerinden geçiyor.<br />

İskeletimizin doğru bir duruş<br />

sergilemesine yardımcı olan kas<br />

gruplarını kapsayan diyafram,<br />

pelvik taban kasları, yan karın<br />

kasları ve omurga arasında kalan<br />

core bölgesi stratejik öneme sahip.<br />

Aynı zamanda plank ile;<br />

•Hiç olmadığı kadar<br />

performansınızı geliştireceksiniz.<br />

•Posturünüzde önemli farklar<br />

hissedeceksiniz.<br />

•Daha önce hiç olmadığınız kadar<br />

esnek olacaksınız.<br />

•Genel dengenizin geliştiğini<br />

farkedeceksiniz.<br />

•Metabolizma hızınızın değişimine<br />

tanık olacaksınız.<br />

•Zihninizi daha berrak<br />

hissedersiniz.”<br />

1.FOREARM KLASİK PLANK<br />

Düz bir zeminde şınav çekme<br />

pozisyonuna gelin. Ön kolunuz<br />

ve ayak parmaklarınızın uçları<br />

yere değmeli, bacaklarınız omuz<br />

genişliğinde açık olmalıdır.<br />

Ellerinizi birleştirebilir ya da açık<br />

bırakabilirsiniz. Vücudunuzun düz<br />

bir hat üzerinde olduğundan emin<br />

olmalısınız kalçanızın yukarı ya da<br />

aşağı yer değiştirmediğinden emin<br />

olun.<br />

2.STRAIGHT ARM PLANK<br />

Klasik planktan farklı olarak<br />

straight arm plank hareketinde<br />

dirsekler yerine eller üzerinde<br />

ve yine parmak uçları üzerinde<br />

durarak vücudun düz bir hat<br />

halinde olmasına dikkat edin.<br />

3.PLANK WITH ARM / LEG LIFT<br />

Straigt arm plank pozisyonunda<br />

iken sağ kolunuz/sol bacağınızı düz<br />

bir şekilde uzatarak bu poziyonu<br />

vücudun düzgünlüğünü bozmadan<br />

korumaya çalışın. Aynı hareketi sol<br />

kol/sağ bacak için de tekrarlayın.<br />

4.SIDE PLANK<br />

Klasik plank pozisyonundan<br />

göğsünüzle yavaşça sağa doğru<br />

dönerek yan plank pozisyonunu<br />

alın. Vücudunuzun düz ve dengede<br />

olmasını sağladıktan sonra bu<br />

şekilde kalın. Ardından başlangıç<br />

pozunuza dönerek aynı hareketi<br />

diğer tarafınız için de tekrarlayın.<br />

5.PLANK JACKS<br />

Straight arm plank pozisyonunda<br />

iken aynı anda bacaklarınızı<br />

yana açıp kapatın. Bu sırada kol,<br />

omurga ve kalça düzgünlüğünüzün<br />

bozulmadığından emin olun.<br />

Bütün pozisyonlara 15 saniye ile<br />

başlayıp hergün beşer saniye<br />

süreleri artırmalısınız.<br />

24<br />

Nisan 2018


Events<br />

Göz sağlığında mükemmel miyiz?<br />

Alcon göz sağlığı için yapmış olduğu çalışmalarla bu konudaki mükemmelliyetçiliğini ve<br />

istikrarlı başarısını bir kez daha gösterdi:<br />

Dünyada göz sağlığının her<br />

aşamasında öncülük yaptığı<br />

çalışmalarını hız kesmeden<br />

sürdüren Alcon, insanların daha<br />

iyi görmesine yardımcı olmak ve<br />

yaşam kalitesini artıran yenilikçi<br />

ürünler sunmak misyonuyla 10.<br />

Göz Sağlığında Mükemmeliyetçilik<br />

Akademisi’ni 23-25 Mart tarihleri<br />

arasında Swissôtel Büyük Efes<br />

İzmir’de, alanında uzman ve<br />

asistan göz hekimlerinin katılımı ile<br />

gerçekleştirdi.<br />

Göz sağlığında dünya lideri ve<br />

Novartis Grubu şirketlerinden<br />

Alcon, 2009 yılından bu yana<br />

Türkiye’de aralıksız sürdürdüğü<br />

Göz Sağlığında Mükemmeliyetçilik<br />

Akademisi ile bugüne kadar 1200<br />

uzman ve asistan göz hekimine<br />

ulaşmış oldu. Bu yıl ki bilimsel<br />

program çerçevesinde yumuşak<br />

kontakt lens temel uygulama<br />

prensiplerinin tamamı 28<br />

deneyimli doktor konuşmacının<br />

moderatörlüğündeki eğitimlerde,<br />

150 uzman ve asistan göz hekimine<br />

aktarıldı. Türkiye’de 10 yıldır<br />

düzenlenen ‘Göz Sağlığında<br />

Mükemmeliyetçilik Akademisi’<br />

başlıklı eğitim programı, dünyada<br />

Alcon’un aktif olarak çalışmalarını<br />

sürdürdüğü 78 farklı ülkede de<br />

gerçekleştiriliyor. Zenginleşen<br />

içeriğiyle, iki gün süren akademide<br />

18 farklı oturum ve 2 panel<br />

katılımcıların yoğun ilgisiyle<br />

geçekleştirildi.İlk gün kontakt lens<br />

teknolojisi ve uygulamalarındaki<br />

yeni gelişmeler ile ilgili eğitimlerin<br />

yanı sıra Miyopi, Hipermetropi,<br />

Astigmatizmat, Presbiyopi gibi<br />

kırma kusurları için sferik, torik ve<br />

multifokal kontakt lens uygulama<br />

prensipleriyle ilgili oturumlar ile<br />

doğru lens kullanımı ve kendini<br />

ifade etmenin sağlıklı olduğu kadar<br />

renkli yolu konulu “Bir Oftalmolog,<br />

Bir Psikiyatrist” adlı oturum büyük<br />

ilgi gördü. İkinci gün bilimsel<br />

programda ise Optik Refraksiyon,<br />

Kontakt Lens Bakımı ve Solüsyonlar<br />

adlı oturumlar ile çeşitli olgu<br />

sunumları gerçekleştirildi. Keyifli<br />

bahar havası eşliğinde geçen<br />

akademi, Türkiye’nin her yerinden<br />

İzmir’e konuk olan moderatör<br />

hekimler ve katılımcılara Alcon<br />

tarafından özel olarak düzenlenen<br />

sertifika dağıtım töreni ile sonlandı.<br />

Eğitime katılan göz hekimleri,<br />

akademinin Türkiye’de kontakt<br />

lensin sağlıklı kullanımına yönelik<br />

çalışmalara öncülük ettiğini<br />

vurgulayarak, her yıl gerçekleşen<br />

iki günlük bu eğitimlerin önce<br />

kendileri, sonra hastaları için çok<br />

faydalı olduğunu belirttiler.<br />

26<br />

Nisan 2018


Events<br />

Are we perfect in eye care?<br />

Alcon showed its perfectionism and consistent success again on this subject with the<br />

work it has done on eye care:<br />

Alcon, a company that<br />

continues to work nonstop<br />

on the efforts it has<br />

pioneered in every phase of eye<br />

care in the world with the mission<br />

of helping people see better and<br />

providing innovative products<br />

raise the quality of life, held<br />

the 10th Excellence in Eye Care<br />

Academy on March 23-25 at the<br />

Swissôtel Büyük Efes Izmir with<br />

the participation of specialists<br />

in the field and assistant<br />

ophthalmologists.<br />

Alcon, a world leader in eye<br />

health and a Novartis Group<br />

company, has reached out to<br />

1200 specialists and assistant<br />

ophthalmologists to date with the<br />

Excellence in Eye Care Academy<br />

it has been continuing nonstop<br />

in Turkey since 2009. In the<br />

framework of this year’s scientific<br />

program all principles of basic<br />

soft contact applications were<br />

conveyed to 150 specialists and<br />

assistant ophthalmologists under<br />

the moderation of 28 experienced<br />

physician speakers. The training<br />

program titled “Excellence in Eye<br />

Care Academy” being organized<br />

in Turkey for 10 years, is also<br />

held in the 78 different countries<br />

where Alcon actively operates.<br />

18 different sessions and 2<br />

panels took place in the 2 day<br />

academy with enriched content<br />

under the intense attention of<br />

the participants. On the first<br />

day there were sessions about<br />

spherical, toric and multifocal<br />

lens application principles for<br />

diffraction disorders like Myopia,<br />

Hypermetropia, Astigmatism and<br />

Presbyopia in addition to training<br />

about lens technology and the new<br />

developments in the applications<br />

and the session titled “An<br />

Ophthalmologist a Psychiatrist”<br />

about how to use lenses correctly<br />

and express yourself healthy as<br />

much as colorfully was greeted<br />

with great interest. On the second<br />

day of the scientific program<br />

various case studies were<br />

presented in the session called<br />

“Optic Refraction, Contact Lens<br />

Care and Solutions. The academy,<br />

which continued in a pleasant<br />

spring atmosphere, was concluded<br />

with a certificate distribution<br />

ceremony organized exclusively by<br />

Alcon for the moderator doctors<br />

and participants from all over<br />

Turkey being hosted in Izmir.<br />

Ophthalmologists, who participated<br />

in the training, emphasized that<br />

the academy was pioneering work<br />

to promote healthy lens use and<br />

added that this 2 day training held<br />

every year was beneficial both to<br />

them and their patients.<br />

Nisan 2018 27


Article<br />

Migren yetişkinlerden sonra<br />

çocukların da kabusu !<br />

Central Hospital’dan Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Gamze Eroğlu Arığ, çocuklarda görülen<br />

migren ağrılarına dikkat çekerek hastalığın tanı ve tedavisi hakkında bilinmeyenleri anlattı:<br />

Yetişkin hastalığı olarak<br />

bilinen migren aslında yaş<br />

ayrımı gözetmeden her<br />

bireyin günlük hayatını olumsuz<br />

etkileyebiliyor. Hayat kalitesini<br />

düşüren baş ağrısı hastalıkları<br />

içerisinde yer alan bu rahatsızlığın<br />

sıklığı, alınacak çeşitli tedbirlerle<br />

seyrekleştirilebiliyor. Çocuğu<br />

migrenden muzdarip olan<br />

ailelerin hastalığı iyi tanımaları<br />

ve iyi birer gözlemci olmaları<br />

gerekiyor. Çocuğun baş ağrısı<br />

şikayetleri başladığında gerekli<br />

bilgileri not almaları, ağrı sürecini<br />

gözlemlemeleri ve tedavi sürecinde<br />

çocuğun yanında olmaları büyük<br />

önem taşıyor.<br />

Hastalıkta ışık ve sese karşı<br />

duyarlılık artıyor<br />

Migren, ataklar halinde görülen<br />

ve bulantı, kusma, baş ağrısı, baş<br />

dönmesi, görme bozuklukları, ışık<br />

ve sese karşı duyarlılığın artması<br />

gibi belirtiler ile gelişme gösteren<br />

bir hastalık. Nedeni bilinmeyen<br />

migren ağrıları, beyin damarları ve<br />

sinir iletim sistemindeki kimyasal<br />

değişiklikler ile ortaya çıkıyor.<br />

Migren genetiktir<br />

Migren genetik olarak ebeveynlerden<br />

çocuklarına geçebilen bir hastalık.<br />

Çocuklarda stres ve kaygı bozukluğu<br />

da doğrudan migreni tetikleyebiliyor.<br />

En büyük belirtilerden olan baş<br />

ağrısı küçük yaştaki çocukların<br />

okuldaki performanslarını, ev<br />

ödevlerini, aktivitelerini etkileyerek<br />

yaşam kalitelerini düşürebiliyor.<br />

Görülme sıklığı yüzde 3 ile yüzde<br />

10 arasında değişiyor<br />

Migren ağrılarının, çocukların yüzde<br />

3 ila yüzde 10 oranındaki bir kısmını<br />

etkilediği biliniyor. Okul çağına kadar<br />

kız ve erkek çocuklarında eşit olarak<br />

görülen migren hastalığı, ergenlik<br />

çağı ile birlikte kız çocuklarında<br />

iki kat daha fazla ortaya çıkmaya<br />

başlıyor.<br />

Migren ağrılarının olası<br />

nedenlerinin incelenmesi<br />

gerekiyor<br />

Genellikle 7 yaşın altındaki<br />

çocuklar kendilerini ifade etmekte<br />

zorlandıkları için hastalığın<br />

ebeveynler tarafından fark edilmesi<br />

kaygı verici olabiliyor. Çocuğun<br />

kendini kötü hissetmesi, sevdiği<br />

şeyleri yememesi, başının ağrıdığını<br />

söylemesi durumlarında ailenin<br />

hekime müracaat etmesi gerekiyor.<br />

Ağrının özelliklerinin incelenmesi,<br />

fiziki ve nörolojik muayenenin<br />

yapılması, gerektiği durumlarda<br />

MRI, BBT gibi görüntüleme<br />

yöntemlerine başvurulup ağrının<br />

olası nedenlerinin incelenmesi<br />

gerekiyor.<br />

Beslenme migren atağını<br />

tetikliyor<br />

Beslenme düzeni de diğer faktörler<br />

gibi migren atağını tetikleyebiliyor.<br />

Migrenli hastaların tüketeceği<br />

yiyecekler ve içecekler, ani ataklar<br />

geçirmeye neden olabiliyor. Çocuğu<br />

çikolata ve kola gibi yiyeceklerden<br />

uzak tutmak migrende önem taşıyor.<br />

Migren ilerleyen yaşlarda<br />

kaybolabiliyor<br />

Migren hastalığı çocukların çoğunda<br />

ileriki yaşlarda kaybolabiliyor.<br />

Öncesinde doktorun önerdiği<br />

tedavi türüne uyarak tavsiye ettiği<br />

ilaçları kullanmak hastalığın<br />

etkilerini azaltabiliyor. Migrenin<br />

oluşmasına neden olan faktörlerden<br />

uzak kalmak son derece önemli.<br />

Gürültülü müzik dinlemek,<br />

bilgisayarda uzun süre vakit<br />

geçirmek ağrıları arttıran faktörlerin<br />

başında geliyor. Çocuğun stresten<br />

uzak durması, düzenli olarak<br />

egzersiz yapmaya özen göstermesi<br />

migren ataklarının önüne<br />

geçebiliyor.<br />

28<br />

Nisan 2018


Article<br />

Migraines are just as much a nightmare for<br />

kids as they are for adults!<br />

Neurology Specialist Dr. Gamze Eroğlu Arığ from the Central Hospital drew attention to<br />

migraine pain in children and explained the unknowns about diagnosis and treatment:<br />

Migraines, which are known<br />

to be a condition of adults,<br />

can have a negative impact<br />

on anyone regardless of age. The<br />

frequency of this condition, which<br />

is among headache disorders that<br />

deteriorate quality of life, can be<br />

reduced. Families with children<br />

who suffer from migraines have to<br />

be familiar with the condition and<br />

be good observers. When the child<br />

first starts complaining about head<br />

pain they need to take note of the<br />

necessary information, observe the<br />

pain process and stay with the child<br />

throughout the treatment process.<br />

Light and sound sensitivity<br />

increases during the illness<br />

Migraines are a condition that<br />

occur in episodes with nausea,<br />

vomiting, headache, dizziness,<br />

vision impairment and increased<br />

sensitivity to light and sound.<br />

The pain, for which the reason is<br />

unknown, emerges with chemical<br />

changes in the brain veins and nerve<br />

transmission system.<br />

Migraines are genetic<br />

Migraines are a condition that can be<br />

passed on from parents to children.<br />

Stress and anxiety disorders in<br />

children can also trigger migraines<br />

directly. Headache, the biggest<br />

indicator of a migraine, can affect<br />

the school performance, homework<br />

and activities of young children and<br />

deteriorate their quality of life.<br />

The frequency in which it is seen<br />

varies from 3 to 10 percent<br />

It is a fact that migraines impact 3 to<br />

10 percent of children. The migraine<br />

disorder seen in boys and girls up to<br />

school age is about equal but as they<br />

reach adolescence it occurs twice as<br />

much in girls.<br />

The possible causes of migraines<br />

have to be studied<br />

Since it is generally difficult<br />

for children under 7 to express<br />

themselves it can be concerning for<br />

parents to discover the condition.<br />

When a child does not feel good,<br />

does not eat things they like and say<br />

their head hurts the family should<br />

see a doctor. The characteristics<br />

of the pain needs to be studied,<br />

a physical and neurological<br />

examination and imaging techniques<br />

like MRI and BBT need to be done<br />

when necessary to find the possible<br />

cause of the pain.<br />

Food can trigger a migraine attack<br />

Eating habits and other factors can<br />

trigger a migraine episode. The<br />

foods and beverages consumed by<br />

migraine patients can cause them to<br />

have sudden episodes of migraines.<br />

It is important in terms of migraines<br />

to keep children away from foods<br />

like chocolate and cola.<br />

Migraines can disappear at later<br />

ages<br />

People with migraines as children<br />

can have this condition disappear<br />

at an older age. Following the<br />

treatment and medication<br />

recommended by the doctor can<br />

reduce the effects of the disease.<br />

Staying away from the things that<br />

cause migraines is extremely<br />

important. Listening to loud music<br />

and spending a lot of time in front<br />

of the computer are among factors<br />

that increase pain. Making sure your<br />

child avoids stress and gets regular<br />

exercise can also help prevent<br />

migraine episodes.<br />

Nisan 2018 29


Özel Dosya<br />

Ambulans<br />

AC ARGE’DEN yepyeni bir ambulans tasarımı !<br />

Sektöre kısa süre önce ‘Merhaba’ diyen AC ARGE Endüstriyel Üretim Sanayi ve Ticaret<br />

A.Ş.; ürettiği kapsamlı ambulansla hastaların ve sağlık ekiplerinin işini oldukça<br />

kolaylaştırıyor. Kendilerini diğer üretici firmalardan farklı kılan özelliklerini, firmanın<br />

Genel Müdürü Alptekin Güler’den dinledik;<br />

Kısaca firmanızdan ve kendinizden<br />

bahseder misiniz?<br />

Ben Alptekin Güler, AC ARGE Endüstriyel<br />

Üretim Sanayi ve Ticaret A.Ş. firmasında 7<br />

aydır Genel Müdür olarak görev yapmaktayım.<br />

Firmamız henüz 7 aylık bir maziye sahip. Ankara<br />

Organize Sanayi Bölgesi’nde açık ve kapalı<br />

alanlarıyla oldukça geniş bir üretim alanına<br />

sahibiz. Bu kapsamda ar-ge çalışmalarımız ve<br />

bunun neticesinde de halen üretmiş olduğumuz<br />

ve fuarda sergilemiş olduğumuz bir adet prototip<br />

ambulans ile faaliyetlerimize başladık. Seri üretim<br />

yapmak üzere çalışmalarımızı mühendislerimiz<br />

ve teknik personelimiz ile birlikte yoğun biçimde<br />

devam ettiriyoruz ve buna hazır hale geldiğimizi<br />

söyleyebilirim.<br />

30<br />

Nisan 2018


Özel Dosya<br />

Ambulans<br />

Her detay düşünüldü…<br />

Ambulansın tasarımını yaparken<br />

nelere dikkat ediyorsunuz?<br />

Biz ambulansı tasarlarken gerek<br />

ambulansta bulunacak olan<br />

hastayı, gerekse ambulansta<br />

görev yapan tıbbi personelin<br />

rahatlığını düşünüyoruz. Hastanın<br />

naklini sağlayacak ergonomik<br />

yapıya özen gösteriyoruz. Bu<br />

noktada bazı ince detayları size<br />

örneklerle anlatayım. Ambulansa<br />

binilirken kullanılan basamakların<br />

aydınlatmasından tutun da içeride<br />

hem doktorun hem hemşirenin<br />

veya acil tıp teknisyenin telefonunu<br />

şarj edebileceği USB girişlerine<br />

kadar bütün detayları düşündük.<br />

Ambulans içerisinde bulunan<br />

dolapların çekmeceleri açıldığında<br />

çekmece içlerini aydınlatacak<br />

ışıkları dahi tasarladık. Ambulansın<br />

içindeki yan duvara dijital bir<br />

saat koyduk. Oksijen sistemine<br />

oksijen tüp seçici anahtar koyduk,<br />

buradan tıbbi personel seçici<br />

anahtar vasıtasıyla oksijen tüpünü<br />

seçebilir ve manometre sayesinde<br />

hangi tüpte ne kadar oksijen<br />

kaldığını bilebilir. Ambulans içinde<br />

görev yapan personelin gerek<br />

duyduğunda küçük malzemelerini<br />

ve hatta su şişesini koyabileceği<br />

cepler ve raflar koyduk.<br />

Ambulansa binildiğinde personel<br />

tarafından kapıların tek buton ile<br />

kapatılmasını sağlayan ve yetkisiz<br />

kişilerin ambulansa binmesini<br />

önleyen bir sistem koyduk. Bu<br />

detaylar bize ait ilavelerimizden<br />

bazıları olarak söylenebilir. Bunlar<br />

bizi rakiplerimizden ayıran küçük<br />

ama önemli detaylardır. Bizim<br />

ambulans içerisinde kullandığımız<br />

çizgiler, tasarımlar ve ergonomik<br />

yenilikler gerek estetik gerekse<br />

kullanım kolaylığı sağlayacak bir<br />

yapıya sahiptir.<br />

Farkımızı ortaya koyduk…<br />

Üretici firmalarla mı<br />

çalışıyorsunuz yoksa kendiniz<br />

mi üretim yapıyorsunuz?<br />

Ambulansın üretiminde, ar-ge ve<br />

tasarımdan üretim ve montaja<br />

çok farklı girdiler ve parametreler<br />

mevcuttur. Bu bağlamda,<br />

sergilemiş olduğumuz ambulans,<br />

tasarım ve üretim olarak bize ait<br />

özgün bir üründür. Kullandığımız<br />

cihaz ve ürünlerin bir bölümünü<br />

iş ortaklarımız olan tedarikçi<br />

firmalarımız vasıtasıyla sağlıyoruz.<br />

Bu ülke için çalışıyoruz…<br />

Son olarak neler ilave etmek<br />

istiyorsunuz?<br />

Biz bu ambulansı yaparken<br />

devletimize, ülkemize ve<br />

milletimize artı değer oluşturmak,<br />

yenilikçi ve farklı bir ürün ortaya<br />

koymak düşüncesi ve heyecanı ile<br />

yola çıktık. AC ARGE Endüstriyel<br />

Üretim olarak ar-ge faaliyeti<br />

bizim olmazsa olmazımızdır.<br />

Bu kapsamda, mühendislerimiz<br />

oluşturmuş olduğumuz ar-ge<br />

departmanında sürekli yenilikçi ve<br />

farklı tasarımlar ortaya koymak<br />

için çalışmalarına devam ediyorlar.<br />

İnsan hayatı kutsaldır ve bununla<br />

direkt ilişkili olarak ambulansa<br />

duyulan ihtiyaç hayatın vazgeçilmez<br />

bir gerçeğidir. Bizim insanımız<br />

ise en iyiye layıktır. Biz bu<br />

ambulansı üretirken adeta<br />

kendimiz veya ailemizden biri<br />

buna ihtiyaç duyacakmış gibi bir<br />

anlayışıyla hareket ettik ve bu<br />

kalitede, rahatlıkta, güvenirlikte<br />

bir ambulans yapmayı hedefledik.<br />

Başarı odaklı bir ekibiz ve bu<br />

ülke için çalışmalarımızda hep<br />

daha iyiye gitmek ve mükemmeli<br />

yakalamak için gayret ediyoruz.<br />

Nisan 2018 31


Özel Dosya<br />

Ambulans<br />

Ayan Ambulans’tan Türkiye’de bir ilk:<br />

havalı süspansiyon<br />

İşimizle ilgili baba-kız olarak çok iyi<br />

anlaşıyoruz. Bu da çalışmalarımıza<br />

pozitif olarak yansıyor.<br />

Tuğçe Ayan<br />

Sizi ve firmanızı kısaca<br />

tanıyabilir miyiz?<br />

Ben Tuğçe Ayan. 10 yıldır<br />

babamla ( Erdinç Tevfik Ayan)<br />

beraber bu sektörde çalışıyorum.<br />

Ambulans ve diğer sağlık<br />

araçlarının daha ergonomik<br />

kullanımı için araç üzerine üst<br />

yapılarını tasarlıyoruz.<br />

Babayla çalışmak nasıl?<br />

Babam yaklaşık 45 senedir bu<br />

sektörde olduğu için sektörün<br />

hem iyi hem kötü yanlarını<br />

biliyor. Onunla tecrübesinin<br />

ışığında çalışmak, bir nevi bir<br />

hiç bitmeyecek bir üniversiteyi<br />

okumak, keşfetmek gibi. Bu yüzden<br />

kendimi çok şanslı hissediyorum.<br />

İhracaat yapıyor musunuz?<br />

Üretiminin %80 ini yurt dışına<br />

satış yapan bir firmayız. Bunların<br />

içinde bu sene özellikle Fil Dişi<br />

Sahilleri, Kenya, Kamerun, Şili<br />

bunlar bu sene araçlarımız<br />

yolladığımız yerler. Genel olarak<br />

komşu ülkelerimize çok uzun<br />

süredir ambulanslarımızın ve diğer<br />

araçlarımızın satışını yapıyoruz.<br />

Bunların en başında; Libya, Suriye,<br />

Irak, İran, Lübnan, Azerbaycan,<br />

Kazakistan, Özbekistan, Ukrayna,<br />

Romanya, Bulgaristan, Bosna-<br />

Hersek, Moldova geliyor.<br />

Ambulans dizaynın da nelere<br />

dikkat ediyorsunuz?<br />

Ambulanslar sürekli kullanılan ve<br />

hızlı giden araçlar olduklarından<br />

hastaya zarar vermemek ve hastayı<br />

32<br />

Nisan 2018


Özel Dosya<br />

Ambulans<br />

en hızlı şekilde müdahale ederken<br />

ulaşımına olanak sağlamak için;<br />

maksimum koruma ve maksimum<br />

ergonomik kullanıma olanak<br />

sağlamaya özen gösteriyoruz.<br />

Ambulansın içinde neler var?<br />

Standart ambulansların içinde<br />

bulunması gereken çeşitli tıbbi ve<br />

teknik donanımlar bulunmaktadır.<br />

Tıbbi donanımların içindeki en<br />

önemli ekipmanlar ise acil yardım<br />

sedyeleri ve sedye gruplarıdır.<br />

Sedye gruplarımızın hepsi bizim<br />

kendi üretimimizdir; bunlardan<br />

örnek vermek gerekirse ana<br />

sedye, sedye platformu, sandalye<br />

sedye, faraş sedyeleri, vakum<br />

sedye, vb.<br />

Ambulans çeşitleri nelerdir?<br />

Ana hatları ile 3 çeşit ambulans<br />

bulunmaktadır: Hasta nakil,<br />

Acil yardım ve Yoğun bakım<br />

ambulansları. Bunların dışında<br />

hasta tipi, arazi tipi, kullanım<br />

koşulları gibi farklılıklara göre<br />

ambulanslar kendi içinde de<br />

değişiklik gösterebilir: çocuk,<br />

engelli, sahra, kar, çoklu hasta<br />

taşıma vb. gbi ambulans çeşitleri<br />

de mevcuttur.<br />

Ar-ge ür-ge çalışmalarınız<br />

var mı?<br />

Elbette bizde yeni çağın getirdiği<br />

ve gereksinimlere karşılık<br />

verebilecek ürünleri müşterilimize<br />

sağlayabilmek için çeşitli<br />

çalışmalar yapmaktayız. Örneğin<br />

3 yıllık bir arge çalışmamızın<br />

sonucunda Türkiye’de ilk ve<br />

belgeli havalı süspansiyon<br />

sistemini ürettik.<br />

zedelenme gibi problemlere<br />

karşı mevcut yol durumunda<br />

kaynaklanan vibrasyonu ve<br />

hastanın bulunduğu durum ve<br />

ortamdan oluşabilecek kusma<br />

efektini gibi hastayı negatif<br />

etkileyebilecek tüm etkenleri<br />

minimize etmek amacı ile<br />

araçların altına bu havalı<br />

süspansiyon sistemlerinin<br />

montajının yapıyoruz.<br />

Kaç şubeniz var?<br />

Ankara ve Gebze’de fabrikalarımız<br />

var. Yine Ankara, İstanbul ve<br />

İzmit’te ofislerimiz bulunmaktadır.<br />

Tüm şubelerimizde Ambulans<br />

üretimi dışında; ambulans<br />

revizyonu, kiralık ambulans, sedye<br />

üretimi ve diğer tüm üst yapılı<br />

araçların üretimi ve satışı üzerine<br />

çalışıyoruz. Ayrıca Türkiye’de<br />

hem ambulans üretip, hem de<br />

kiralama yapabilen tek firmayız.<br />

Havalı süspansiyon sistemi<br />

nedir?<br />

Ambulans ve benzeri kritik<br />

durumlarda hasta veya yolcu<br />

taşıyan araçlarda, hastanın<br />

vücudun da bulunan kırık ve<br />

Nisan 2018 33


News<br />

e-Fatura’ya geçiş<br />

SGK’ya gelen<br />

faturalarda yaklaşık<br />

1,4 milyar TL tasarruf<br />

sağlayabilir<br />

Eczane, medikal, optik ve hastane gibi<br />

işletmelerden yaklaşık 70 bin küsur firma, her ay<br />

SGK’ya çok yüksek oranda kâğıt fatura kesiyor.<br />

e-Fatura uygulamasına kayıtlı olan ve SGK’ya fatura<br />

kesen bu işletmelere, 01 Ekim 2017 itibariyle SGK’ya<br />

gönderecekleri faturaları elektronik ortamda e-Fatura<br />

olarak düzenlemeleri gerektiği bildirildi. SGK’nın bu<br />

faturaları karşılaması, ödemeler için işleme alması<br />

ve birer kopyalarını arşivlemesi gibi zorlu süreçleri<br />

hafifletmek adına yapılan bu düzenlemeyle e-Fatura<br />

sistemine geçildi ve sağlık sektöründe dijitalleşme<br />

adına önemli bir adım atıldı.<br />

SGK’nın gündeme getirdiği bu düzenlemenin ilk<br />

etabında, SGK’ya fatura kesen işletmeler sistemi<br />

kullanmaya ve faturalarını SGK’ya dijital ortamda<br />

göndermeye başladı. Fakat SGK tarafında bu<br />

düzenlemenin yapılmasındaki asıl amaç, henüz<br />

zorunlulukla ilgili bir tebliğ çıkmasa da gönüllülük<br />

esasına dayalı olarak sağlık sektöründe yer alan<br />

işletmelerin, SGK tarafındaki işlemlerini elektronik<br />

ortamda yapması ve gelen faturaların ödeme<br />

adımlarının hızlanmasını sağlamaktı.<br />

Şirketlerin e-Faturaya geçişi SGK’nın hem iş hem de<br />

maliyet yükünü hafifletecek<br />

70 bin küsur firmanın SGK’ya aylık ortalama 350<br />

fatura gönderdiğini ve bunun da aylık 24,5 milyon<br />

fatura demek olduğuna dikkat çeken Digital Planet<br />

CEO’su Şerif Beykoz şunları paylaştı:<br />

12 ayda SGK’ya gelen yaklaşık 300 milyon fatura<br />

var. Bir faturanın genel maliyetinin ortalama 5 TL<br />

olduğunu düşünürsek, kâğıt faturaların SGK’ya yıllık<br />

maliyetinin 1,5 milyar TL olduğunu söyleyebiliriz.<br />

Bunun yanında, e-Faturadaki maliyetin ortalama<br />

30 kuruş olduğunu düşünürsek, buradaki maliyet<br />

en fazla 100 milyon TL olacaktır. Yaklaşık bir<br />

hesaplamayla karşımıza SGK için ortalama 1,4 milyar<br />

TL’lik bir tasarruf sonucu ortaya çıkıyor. Üstelik, bu<br />

sadece SGK’ya gelen faturalar üzerinden yapılan bir<br />

hesaplamadır. Bir de SGK’nın kestiği faturalar var ki<br />

bunun da dahil edilmesiyle beraber tasarruf kalemi<br />

çok daha fazla olacaktır. Bu kadar tasarruf edileceği<br />

değerlendirildiğinde, firmaların teşvik edilmesi<br />

gerekir ki bu konuda asıl görev SGK’ya düşüyor.<br />

Firmaları teşvik edici projeler oluşturulabilir. Biz de<br />

bu süreçte Digital Planet olarak hem teknik hem de<br />

eğitim anlamında her türlü desteği vermeye hazırız.”<br />

Sistemin tümü e-Fatura kesecek işletmeler için hazır<br />

Digital Planet, zorunlu geçiş öncesi e-Faturaya<br />

gönüllü geçiş yapmak isteyen işletmeler için tüm<br />

sistemlerini ve NetInvoice adını verdiği portalini<br />

hazır hale getirdi. Hastane, eczane, optik ve<br />

medikal alandaki işletmelerin e-Fatura süreçlerini<br />

tamamıyla uyum hale getiren sistemde Digital Planet,<br />

işletmelere muhasebe programı sağlayan yazılım<br />

firmaları ile görüşerek iş ortaklıkları oluşturuyor<br />

ve sisteme entegre hale getiriyor. Bu sistem,<br />

mükelleflerin alışık olduğu programlar üzerinden<br />

fatura gönderip almalarının yanı sıra, muhasebe<br />

süreçleriyle de entegre olarak çalışmalarını sağlıyor.<br />

34<br />

Nisan 2018


Article<br />

Kanserden korunmak için 9 öneri<br />

Memorial Diyarbakır Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. M. Ali Kaplan, 1-7<br />

Nisan Kanser Haftası öncesinde, kanserden korunmak için 9 öneri hakkında bilgi verdi.<br />

1- Et yerine balık, un yerine<br />

baklagiller tüketin<br />

Kanserden korunmada sağlıklı<br />

beslenmenin önemi büyüktür.<br />

Taze meyve ve sebzeden zengin bir<br />

beslenme alışkanlığı kazanılması,<br />

yeterli miktarda su tüketilmelidir.<br />

Saat başı bir bardak su, vücudun<br />

sıvı ihtiyacını karşılayacak ve<br />

toksinlerin atılmasına yardımcı<br />

olacaktır. Et tüketiminde tercih,<br />

daha çok beyaz et ve balıktan<br />

yana olmalıdır. Balık, özellikle<br />

kış aylarında haftanın 2 günü<br />

menüye eklenmelidir. Kırmızı et<br />

tüketimi kalın bağırsak kanseri<br />

riskini artırdığı için haftada en fazla<br />

kişi başına yarım kilo et yeterli<br />

olacaktır. Etler haşlama veya<br />

buğulama yöntemiyle pişirilmeli,<br />

mangalda ve ateşe yakın pişirme<br />

yöntemlerinden olabildiğince<br />

uzak durulmalıdır. İşlenmiş et<br />

grubunda olan salam, sosis ve<br />

sucuk gibi şarküteri ürünleri<br />

tüketilmemelidir. Tuz, şeker ve<br />

unlu besinler de sınırlandırılmalı,<br />

günde 3-4 gramdan fazla tuz ile<br />

şerbetli, ağır tatlılardan uzak<br />

durulmalıdır. Bakla, kuru fasulye,<br />

nohut, mercimek gibi besinlerden<br />

zengin sofralar hazırlanmalıdır.<br />

Plastik kaplar ve şişeler yerine<br />

cam olanları kullanılmalı,<br />

besinlerin saklanma koşullarına<br />

ve son kullanma tarihlerine dikkat<br />

edilmelidir.<br />

2- Hareket edin ve kilo verin<br />

Çağın önemli hastalıkları arasında<br />

gösterilen obezite, kanser<br />

oluşumunda etkilidir. Meme<br />

kanseri başta olmak üzere; kalın<br />

bağırsak, rahim, yemek borusu,<br />

pankreas, prostat gibi kanser<br />

türlerinin oluşumuna zemin<br />

hazırlar. Bu nedenle kilo vermek<br />

için gerekirse bir beslenme ve diyet<br />

uzmanından yardım alınmalıdır.<br />

Günlük egzersizler de kanseri<br />

önlemeye yardımcıdır. Hareketli<br />

yaşam ve düzenli spor, özellikle<br />

meme, kalın bağırsak, rahim<br />

ve prostat kanserleri üzerinde<br />

etkilidir.<br />

3- Sigara ve alkolden uzak<br />

durun<br />

Tüm kanser vakaları içerisinde<br />

ölümlerin %30’undan, akciğer<br />

kanserinin de %90’ından sigara<br />

sorumludur. Alkol, sigara ile<br />

birlikte kullanıldığında kanser<br />

riskini daha da artırır. Özellikle<br />

ağız, boğaz, gırtlak, yemek borusu,<br />

karaciğer, pankreas, kalın bağırsak<br />

ve meme gibi organlarda kanser<br />

gelişimini tetiklemektedir. Sigara<br />

ve alkolden uzak durmak, kanserle<br />

savaşta çok önemli bir kuraldır.<br />

4- Stres kontrolü sağlayın<br />

Tüm hastalıklara zemin hazırlayan<br />

stres, dolaylı olsa da kanser<br />

oluşumunu tetikleyebilir. Psikolojik<br />

destek almak, spor yapmak,<br />

sosyal aktivitelerde bulunmak veya<br />

doktor kontrolünde bazı ilaçları<br />

kullanmak, stresle mücadelede<br />

etkilidir.<br />

5- Güneş ışınlarından yeterli<br />

oranda yararlanın<br />

Güneş ışınlarına uzun süreli<br />

maruziyet, ultraviyole B ışınlarının<br />

cilde nüfuz etmesine ve kanser<br />

oluşumuna zemin hazırlar. Bu<br />

nedenle güneş ışınlarından 15<br />

dakika süre ile yararlanmak, D<br />

vitamini alımı açısından yeterlidir.<br />

Güneşin zararlı ışınlarına<br />

karşı kışın da gerekli koruma<br />

sağlanmalıdır. Zorunlu olarak<br />

güneş altında vakit geçirenler ya<br />

da yazın tatil beldelerinde uzun<br />

süre bulunanlar, koruyucu güneş<br />

kremleri kullanmalıdır.<br />

6- Tedbir amaçlı tedavileri<br />

önemseyin<br />

Vücudunda lezyonlar bulunan<br />

kişilere ilaç tedavisi başlanabilir.<br />

Çünkü bu lezyonlar meme veya<br />

prostat kanserinin habercisi<br />

olabilir. Genetik açıdan meme ve<br />

yumurtalık kanseri riski taşıyan<br />

kişilere ameliyat önerilebilir.<br />

38<br />

Nisan 2018


Article<br />

Rahim ağzı kanserini düşündüren<br />

öncü lezyonlar saptandığında ise<br />

koruyucu cerrahi müdahaleler<br />

yapılabilir. Bağırsaklarında<br />

yaygın polipler görülen hastaların<br />

bağırsaklarının bir bölümü<br />

alınabilir. Bu tedavi yöntemlerinin<br />

kansere karşı koruyucu önlemler<br />

olduğu unutulmamalıdır.<br />

7- Kanseri haber veren<br />

belirtileri dikkate alın<br />

Kanserin erken belirti ve<br />

bulgularını bilmek, hastalığa karşı<br />

gerekli önlemleri almak açısından<br />

önemlidir. Açıklanmayan kilo<br />

kaybı, ateş, halsizlik, ağrı, bağırsak<br />

alışkanlıklarındaki değişiklikler,<br />

idrarda ve büyük abdestte<br />

kan, beklenmedik ve anormal<br />

kanamalar ile akıntılar, iyileşmeyen<br />

yaralar, vücutta ele gelen kitleler,<br />

şişlikler, yutma güçlükleri,<br />

hazımsızlık ve ses kısıklığı kanserin<br />

belirtileri olabilir. Bu belirtiler<br />

fark edildiğinde en kısa zamanda<br />

doktora başvurulmalıdır.<br />

8- Enfeksiyonlardan korunmak<br />

için aşılanın<br />

Dünyada tüm kanserlerin %20’si<br />

kronik enfeksiyonlar nedeniyledir.<br />

Human Papilloma virüsü (HPV)<br />

rahim ağzı kanserine, Hepatit<br />

B virüsü karaciğer kanserine<br />

neden olabilmektedir. Ayrıca AIDS<br />

hastalığı olanlarda birçok kanser<br />

daha fazla görülmektedir. Güvenli<br />

bir cinsel yaşam ve aşılanma ile<br />

bu enfeksiyonlardan ve kanserden<br />

korunmak mümkündür.<br />

9- Düzenli kontrolleri ihmal<br />

etmeyin<br />

Herhangi bir şikayetleri olmasa<br />

da erkeklerin 35, kadınların ise 40<br />

yaşından sonra checkup veya tarama<br />

programları yaptırmaları kanserde<br />

erken tanı için oldukça önemlidir.<br />

Meme, rahim ağzı, prostat ve kolon<br />

kanserlerine özel yapılan tarama<br />

programları, ilgili branş doktorlarının<br />

önerileri ile gerekli zaman<br />

dilimlerinde yaptırılmalıdır.<br />

9 Suggestions for Protection Against Cancer<br />

Assoc. Prof. Dr. M. Ali Kaplan from the Medical Oncology Department of the Memorial<br />

Diyarbakır Hospital provided information about 9 ways to protect yourself against cancer<br />

in the days before April 1-7 Cancer Week.<br />

1- Consume fish instead of meat<br />

and consume pulses instead of<br />

flour<br />

Healthy nutrition is very important<br />

for protecting yourself from cancer.<br />

Healthy eating habits with plenty<br />

of fresh fruits and vegetables<br />

need to be adopted in addition to<br />

consuming a sufficient amount<br />

of water. A glass of water every<br />

hour will fulfill the body’s need<br />

for fluid and help remove toxins.<br />

Meat consumption should lean<br />

more towards white meat and<br />

fish. Fish should be included on<br />

the menu at least 2 days a week<br />

especially in the winter months.<br />

Since red meat consumption<br />

raises the risk of colon cancer,<br />

half a kilo of red meat per person<br />

per week maximum is sufficient.<br />

Meat should be boiled or steamed<br />

and grilling should be avoided.<br />

Delicatessen products like salami,<br />

hot dog and sausage, which are in<br />

the processed meat group, should<br />

not be consumed. Salt, sugar and<br />

food with flour should be limited,<br />

no more than 3-4 grams of salt<br />

should be consumed a day and<br />

heavy syrup covered desserts<br />

should be avoided. The dinner table<br />

should include foods like broad<br />

beans, haricot beans, chick peas<br />

and lentils. Glass containers and<br />

bottles should be used instead of<br />

plastic and the storage conditions<br />

and use-by dates of products<br />

should be paid attention to.<br />

2- Be active and lose weight<br />

Obesity, one of the important<br />

diseases of the era, is effective<br />

in cancer development. Obesity<br />

prepares the groundwork for many<br />

types of cancer, especially breast<br />

cancer and cancer types like colon,<br />

uterine cancer, esophageal cancer,<br />

pancreas and prostate cancer. This<br />

why a nutrition and diet specialist<br />

should be consulted if weight loss<br />

is necessary. Daily exercising also<br />

helps to prevent cancer. An active<br />

lifestyle and regular exercise is<br />

especially effective against breast<br />

cancer, colon, uterine and prostate<br />

cancer.<br />

3- Stay away from alcohol and<br />

cigarettes<br />

Among all cancer cases 30% and<br />

among all lung cancers 90% is<br />

caused by smoking. When alcohol<br />

and cigarettes are used together<br />

the risk is increased. This triggers<br />

Nisan 2018 39


Article<br />

surgical procedures. Patients<br />

with widespread polyps in their<br />

intestines can have part of their<br />

intestines removed. It should not<br />

be forgotten that these treatment<br />

methods are preventive measures<br />

against cancer.<br />

7- Pay attention to cancer<br />

symptoms<br />

Knowing the early symptoms and<br />

findings of cancer is important<br />

in terms of taking the necessary<br />

precautions against the disease.<br />

Unexplained weight loss, fever,<br />

fatigue, pain, changes in intestinal<br />

habits, blood in the urine and stool,<br />

unexpected and abnormal bleeding<br />

and fluid flow, wounds that do not<br />

heal, masses on the body that can<br />

be felt by hands, swollen areas,<br />

difficulty swallowing, indigestion<br />

and loss of voice can all be<br />

indications of cancer. A doctor<br />

should be consulted when any such<br />

indications are noticed.<br />

the development of cancer in the<br />

mouth, throat, esophagus, liver,<br />

pancreas, colon and breasts.<br />

Staying away from alcohol and<br />

cigarettes is a very important rule<br />

in fighting cancer.<br />

4- Control stress<br />

Stress, which prepares the<br />

groundwork for all diseases, can<br />

trigger cancer development even<br />

indirectly. Obtaining psychological<br />

support, exercising, participating in<br />

social activity or using medication<br />

under doctor control are all<br />

effective against stress.<br />

5- Get enough benefit from the<br />

sun<br />

Long exposure to the sun will<br />

allow ultraviolet B rays to<br />

be absorbed by the skin and<br />

prepare the groundwork for<br />

cancer development. Therefore<br />

it is sufficient in terms of getting<br />

vitamin D to benefit from the<br />

sub for 15 minutes. Necessary<br />

protection from the sun is also<br />

needed in the winter. People who<br />

spent a lot of time in the sun<br />

because they have to or people<br />

who stay in summer resorts for<br />

extended periods should use<br />

sunscreen.<br />

6- Pay attention to preventive<br />

treatment<br />

Medication treatment can be<br />

started on people with lesions<br />

on their body because lesions<br />

can be indications of breast or<br />

prostate cancer. Surgery can<br />

be recommended to people who<br />

are at risk for breast or ovarian<br />

cancer genetically. When the<br />

preliminary lesions that point to<br />

cervical cancer are seen this can<br />

be responded to with protective<br />

8- Get vaccinated against infections<br />

20% of all cancers in the world<br />

are cause by chronic infections.<br />

The Human Papilloma virus (HPV)<br />

causes cervical cancers and<br />

the Hepatitus B virus can cause<br />

liver cancer. Also many types of<br />

cancer are seen more in people<br />

with AIDS. It is possible to protect<br />

yourself against these infections<br />

and cancers with protected sex and<br />

vaccination.<br />

9- Do not neglect regular check<br />

ups<br />

Even if there are no complaints<br />

it is important for men after<br />

35 and women after 40 to<br />

get checkups and screening.<br />

Screening programs especially<br />

for breast, cervical, prostate and<br />

colon cancer should be done<br />

when needed according to doctor<br />

recommendation.<br />

40<br />

Nisan 2018


Article<br />

Kırmızı eti az tüketin<br />

Kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin artarak, 2030 yılında 22,2 milyona ulaşacağı<br />

tahmin ediliyor. Kalp ve damar hastalıklarının ana risk faktörlerini hipertansiyon, şeker<br />

hastalığı, yüksek kolesterol ve sigara kullanımının oluşturuyor!<br />

Anadolu Sağlık Merkezi<br />

Kardiyoloji Uzmanı Dr.<br />

Ayşegül Karahan Zor,<br />

“Sağlıksız beslenme ve hareketsiz<br />

yaşam şekli nedeniyle obezite,<br />

şeker hastalığı ve diyabet hızla<br />

yaygınlaşırken kalp ve damar<br />

hastalıklarının en önemli<br />

risk faktörlerinden biri olan<br />

hipertansiyon ülkemizde ne yazık ki<br />

her 3 yetişkinden birinde görülüyor,<br />

65 yaşından sonra ise bu oran 3’te<br />

2’ye yükseliyor” açıklamasında<br />

bulundu.<br />

Dünya Sağlık Örgütü verilerine<br />

göre 2012 yılında tüm dünyada<br />

bulaşıcı olmayan hastalıklara<br />

bağlı ölümlerin yüzde 46,2’si yani<br />

yaklaşık 17,5 milyonu kalp ve<br />

damar hastalıkları nedeniyledir.<br />

Bu ölümlerin 7,4 milyonunun kalp<br />

krizine, 6,7 milyonun ise inmeye<br />

bağlı olduğunun altını çizen<br />

Anadolu Sağlık Merkezi Kardiyoloji<br />

Uzmanı Dr. Ayşegül Karahan Zor,<br />

“Türkiye İstatistik Kurumu’nun<br />

(TÜİK) istatistiklerine göre Türkiye<br />

genelinde 2016 yılında meydana<br />

gelen yüzde 39.8’inin nedeni kalp<br />

ve damar hastalıkları. 408 bin 782<br />

ölümün 162 bin 876’sı bu sebeple<br />

olurken, bu hastalığı yüzde 19.7 ile<br />

kanser ve yüzde 11.9 ile solunum<br />

sistemi hastalıkları izledi” dedi.<br />

Dolaşım sistemi bacak, beyin,<br />

damar ve kalp hastalıklarının<br />

önemli sebebi<br />

Dolaşım sistemi hastalıkları<br />

nedeniyle gerçekleşen ölümlerin<br />

yüzde 40.5’inin “iskemik kalp”,<br />

yüzde 23.6’sının ise inme nedeniyle<br />

kaynaklandığını belirten Kardiyoloji<br />

Uzmanı Dr. Ayşegül Karahan Zor,<br />

“Plak gelişimi nedeniyle daralma<br />

ya da tıkanmaya bağlı hastalıklar<br />

kalbi besleyen damarlarda koroner<br />

arter hastalığı, beyni besleyen<br />

damarlarda serebrovasküler<br />

hastalığı, bacak damarlarında ise<br />

periferik damar hastalıkları adını<br />

alır ki tüm bu hastalıklar kalp ve<br />

damar hastalıklarını oluşturur”<br />

şeklinde konuştu. Dr. Ayşegül<br />

Karahan Zor sağlıklı kalp ve damar<br />

sağlığı için 5 öneri paylaştı.<br />

Sağlıklı kalp ve damarlar için 5<br />

öneri<br />

1- Sağlıklı beslenme: Sebze<br />

ve meyve çok, kırmızı et az<br />

tüketilmeli. Süt ve süt ürünleri<br />

az yağlı tüketilmeli. Haftada 2<br />

porsiyon somon, sardalya, uskumru<br />

gibi omega 3 ‘ten zengin balık<br />

tüketilmeli.<br />

2- Sigara: Sigara ne kadar erken<br />

yaşta bırakılırsa o kadar kaliteli<br />

yaşam süresi kazandırır.<br />

3- Hareket: Haftada en az 2.5<br />

saat orta tempoda ya da 1.5 saat<br />

tempolu yürüyüş ya da koşu<br />

yapılmalı.<br />

4- Diyabetik yani şeker hastalığı<br />

olan kişilerin kan şekeri<br />

düzeylerinin iyi olması, kontrol<br />

altında olması hayati öneme<br />

sahiptir. Yüksek şeker damar<br />

sisteminin en büyük düşmanıdır.<br />

O nedenle bu hastalar mutlaka<br />

düzenli olarak doktor kontrollerine<br />

gitmeli, ilaçlarını düzenli kullanmalı<br />

ve beslenmelerine çok dikkat<br />

etmeliler.<br />

5- Kan basıncı yüksek olan<br />

hipertansiyon hastalarında da<br />

tansiyonun kontrol altında olması<br />

gerekiyor. Düzenli egzersiz, tuz<br />

alımının kısıtlanması, sebze ve<br />

meyve tüketiminin artması ilaçların<br />

yanı sıra tansiyonu düşürmeye<br />

yarayan yaşam tarzı önlemleridir.<br />

44<br />

Nisan 2018


Article<br />

Consume red meat in small amounts<br />

It is predicted that deaths related to heart and vascular diseases will increase to<br />

reach 22.2 million in 2030. The main risk factors in heart and vascular diseases are<br />

hypertension, diabetes, high cholesterol and smoking!<br />

Anadolu Sağlık Merkezi<br />

Cardiology Specialist Dr.<br />

Ayşegül Karahan Zor said<br />

“While obesity and diabetes is<br />

becoming widely common due<br />

to unhealthy nutrition and a<br />

sedentary lifestyle, hypertension,<br />

one of the most important risks<br />

in heart and vascular diseases,<br />

unfortunately occurs in one out<br />

of three adults in our country and<br />

this figure goes up to 2 out of 3<br />

after 65 years old”.<br />

According to World Health<br />

Organization data in 2012, 46.2 %<br />

of deaths not related to infectious<br />

diseases in the whole world, in<br />

other words about 17.5 million<br />

cases, were caused by heart and<br />

vascular diseases. Emphasizing<br />

that 7.4 million of these deaths<br />

were related to heart attacks<br />

and 6.7 million were related to<br />

strokes, Anadolu Sağlık Merkezi<br />

Cardiology Specialist Dr. Ayşegül<br />

Karahan Zor said, “According to<br />

Turkish Statistics Institute (TÜİK)<br />

statistics, 39% of the causes<br />

for death in Turkey in 2016 was<br />

heart and vascular diseases.<br />

While 162 thousand 876 of 408<br />

thousand 782 deaths were caused<br />

by such diseases, 19.7 percent<br />

was caused by cancer and 11.9<br />

percent was caused by respiratory<br />

illnesses”.<br />

Circulation disorders are an<br />

important cause of leg, brain,<br />

vascular and heart diseases<br />

Cardiology Specialist Dr. Ayşegül<br />

Karahan Zor, who pointed out that<br />

40.5 percent of deaths related to<br />

circulation system disorders are<br />

caused by “ischemic heart” and<br />

23.6 are caused by stroke, added<br />

“Disorders caused by narrowing<br />

and blockage due to plaque<br />

development are called coronary<br />

heart disease when they occur in<br />

the arteries nurturing the heart,<br />

cerebrovascular disorders when<br />

they occur in the brain arteries<br />

and peripheric vascular diseases<br />

when they occur in the veins<br />

inside the legs and all of these<br />

disorders comprise heart and<br />

vascular diseases”. Dr. Ayşegül<br />

Karahan Zor shared 5 suggestions<br />

for heart and vascular health.<br />

5 suggestions for heart and<br />

vascular health<br />

1- Healthy nutrition: You should<br />

consume a lot of vegetables and<br />

fruit and less meat. Low fat milk<br />

and dairy products should be<br />

consumed. 2 portions a week of<br />

omega 3 rich fish like salmon,<br />

sardines and mackerel should be<br />

consumed.<br />

2- Cigarettes: The earlier you quit<br />

smoking the better quality of life<br />

you will have.<br />

3- Activity: At least 2.5 hours of<br />

medium tempo walking or 1.5<br />

hours of fast walking or running<br />

per week should be practiced.<br />

4- Blood sugar levels being kept<br />

under control at suitable levels is<br />

critical for people with Diabetes.<br />

High blood sugar is the worst<br />

enemy for the system. Therefore<br />

patients with this disease should<br />

be monitored by a doctor, use<br />

their medicine regularly and pay<br />

special attention nutrition.<br />

5- People with hypertension<br />

need to keep their blood<br />

pressure under control. Regular<br />

exercise, limited salt, increased<br />

consumption of vegetables and<br />

fruit for a healthy lifestyle in<br />

addition to medication are all<br />

factors that help reduce blood<br />

pressure.<br />

Nisan 2018 45


Technology<br />

MODÜLER UPS’E ENEL DAMGASI!<br />

Teknolojinin durmaksızın<br />

gelişmesinin enerji<br />

kalitesinden beklentilerin<br />

artmasına neden olduğunu<br />

ve bu durumun UPS<br />

teknolojisindeki ilerleme<br />

ile gelecek olan teknolojik<br />

konfor ve güvenlik alanlarında<br />

toplumsal merak uyandırdığını<br />

belirten Ertekin, tüketicilerin<br />

enerji kalitesi ve güvenin yanı<br />

sıra yüksek verimlilik aradığını<br />

belirtti. Ertekin sözlerini şöyle<br />

sürdürdü: “Yüksek verimlilik,<br />

kompakt çözüm ve arıza<br />

anında kesintisiz, hızlı servis<br />

müdahalesi başta olmak<br />

üzere yedeklilik, güç artışı gibi<br />

durumlarda sürdürülebilirlik<br />

ve verimlilik gibi konular UPS<br />

alanında her geçen gün daha da<br />

önem arz eden zaruri bir ihtiyaç<br />

haline geliyor. Yeni nesil UPS’ler<br />

ise MODÜLER UPS cihazlarıdır.”<br />

Sektörel bazlı<br />

değerlendirildiğinde özellikle IT<br />

ve Finans sektörleri tarafından<br />

özellikle tercih edilen Modüler<br />

Günümüz şartlarında<br />

tüketcilerin enerji kalitesi ve<br />

güvenilirlikten sonraki aradıkları<br />

özelliklerin verimlilik, kompakt<br />

çözüm, kesintisizlik ve hızlı<br />

servis olduğunu belirten ENEL<br />

Reklam Tanıtım Koordinatörü<br />

Hülya Ertekin, tüketicilerine en<br />

iyisi sunabilmek adına ENEL<br />

Ar-Ge Merkezi’nde önemli<br />

yeniliklere imza attıklarına<br />

dikkat çekiyor. Tüketicilere<br />

isteklerinin ötesinde yedeklilik,<br />

güç artışı noktasında<br />

sürdürülebilirlik ve verimlilik<br />

gibi konularda önemli avantajlar<br />

sunduklarına değinen Ertekin<br />

Modüler UPS kavramına yapmış<br />

oldukları yatırımlarla inovatif<br />

bir yaklaşım getirdiklerini<br />

söyledi. İnovatif yaklaşımın<br />

detaylarını 3 Seviyeli IGBT<br />

doğrultucu & Evirici Topoloji,<br />

Rejeneratif MOD(Kendi kendini<br />

yükleme), Sonsuz Paralelleme<br />

ve Modüler By-Pass özellikleri<br />

olarak sıralayan Ertekin, tercih<br />

edilme nedenlerini ise sürekli<br />

yenilik için Ar-Ge çalışmalarına<br />

dayandırıyor…<br />

UPS’in, adından anlaşıldığı<br />

gibi esnek çözümler sunabilen<br />

yaklaşıma sahip olduğunu<br />

söyleyen Ertekin, Modüler<br />

UPS’lerin daha farklı güç<br />

seçeneklerinde tüketiciye hizmet<br />

etmesi gereken cihazlar olarak<br />

belirtiyor. Ancak bu beklentilerin<br />

gerçekleştirilebilmesi<br />

için cihazlarda bir takım<br />

geliştirmeler, yenilikler yapılması<br />

gerektiğine de vurgu yapan<br />

Ertekin; ENEL’in “Modüler UPS”<br />

ürünlerine ciddi yatırımlarla<br />

önemli geliştirmeler sunduğunu<br />

söyledi.<br />

Sektörün deneyimli<br />

oyuncularından birisi olan<br />

ENEL’in bugüne kadar temiz<br />

ve güvenilik enerji anlayışı ile<br />

kesintisiz güç kaynağı ihtiyacına<br />

yönelik özel ürünler çıkarttığını<br />

belirten Ertekin “Modüler<br />

UPS” alanındaki gelişmeleri<br />

şöyle anlatıyor: “1988 yılından<br />

günümüze temiz ve güvenilir<br />

enerji anlayışı ile her türlü<br />

kesintisiz güç kaynağı ihtiyacını<br />

48<br />

Nisan 2018


Technology<br />

karşılamak üzere faaliyet<br />

gösteren ENEL, Modüler UPS’te<br />

E4 Serisi ile bu yeni teknolojiyi<br />

kullanıcıları ile buluşturmaktadır.<br />

Modüler UPS küçük güçteki UPS<br />

modüllerinin paralellenerek,<br />

çoklu akü sisteminin bir kabinet<br />

içerisinde bir araya gelmesiyle<br />

oluşan bir teknolojidir. ENEL<br />

teknolojisindeki E4 Modüler<br />

UPS serisi sayesinde yüklerin<br />

beslemesinde herhangi bir<br />

kesinti olmaksızın sisteme<br />

modül eklenip çıkartılabilmekte,<br />

buna bağlı kesintisiz olarak<br />

güç artırıp azaltılabilmektedir.<br />

Sonsuz paralelleme teknolojisi<br />

sayesinde adet fark etmeksizin<br />

paralelleme yapılmaktadır.<br />

Genelde bir çok Modüler UPS<br />

üreticisi cihazlarında merkezi By-<br />

Pass kullanılırken, ENEL E4 UPS<br />

serisinde her modül kendi BY-<br />

Pass’ını içinde barındırmaktadır.<br />

Maliyet tasarrufu sunuyoruz…<br />

ENEL E4 serisi aynı güçteki<br />

modülleri bir araya getirerek<br />

sağladıkları enerji ile çıkışlarında<br />

bağlı olan yükleri sağlıklı<br />

(harmoniksiz) temiz bir enerji<br />

ile beslerken, aynı zamanda<br />

sistem tek bir akü grubuna bağlı<br />

olduğu için her bir modül için<br />

ayrı akü grubuna gerek duyulmaz<br />

böylelikle de maliyetinde<br />

düşmesini sağlar.<br />

Şebeke dostu bir ürün…<br />

ENEL E4 SERİSİ Modüler UPS’ler,<br />

3 seviyeli IGBT Doğrultucu &<br />

Evirici topolojisine sahip verimi<br />

%96’ya kadar çıkartmaktadır.<br />

Günümüz teknolojisine uygun<br />

olarak dokunmatik panel<br />

özelliğine sahip, yüksek giriş<br />

katsayısı (0,99), şebeke dostu<br />

düşük giriş akımı, aynı zamanda<br />

yükü en temiz hale dönüştürür.<br />

Hot swap özelliği sayesinde yükte<br />

herhangi bir kesinti olmadan<br />

modül ekleyip çıkarılabilir. Pek<br />

çok modülden oluşan UPS’ler<br />

için her ne kadar önlem alınsa<br />

da arıza olma ihtimalleri her<br />

zaman mevcuttur. Ek olarak<br />

çeşitli sebeplerle güç modüllerini<br />

kabinden çıkarmak ve yeni<br />

modül eklemek isteyebilirsiniz.<br />

Her modül için ekleme çıkarma<br />

işlemi yaparken elektriği kesmek<br />

zorunda kalmamak için hot-swap<br />

teknolojisi ile üretilmiştir.<br />

En ileri teknoloji ile sunuyoruz…<br />

Modüler UPS’lerin en sık<br />

kullanıldığı yerlerde genellikle<br />

alanı en verimli şekilde<br />

değerlendirmek çok önemlidir.<br />

Bu anlamda tercih ettiğiniz<br />

ürünün kompakt olması, ya da<br />

başka bir deyişle en yüksek<br />

gücü en küçük hacimle ve/veya<br />

taban alanıyla verebilmesi uzun<br />

vadede kullanıcıya büyük katkılar<br />

sağlayacaktır. ENEL E4 Serisi bu<br />

özellikleri en yüksek teknoloji<br />

ile sunmaktadır. Maksimum<br />

kullanabilirlik ve düşük arıza<br />

giderme süresi, rejeneratif mod<br />

(kendi kendini yükleme) özelliği<br />

ile yüksek verimli yükleme<br />

ve arıza sonrası emniyetli<br />

test gerçekleştiren bir yapıya<br />

sahiptir. Ayrıca ENEL kullanıcıya<br />

E4 Modüler UPS’ler cold start<br />

teknolojisi ile çalışmanın yanında,<br />

panelden ve uzaktan acil olarak<br />

cihazı kapama özelliği sunar.<br />

Günümüz yaşam koşullarına karşı<br />

ise kısa devre, aşırı gerilme ve<br />

yıldırım gibi tehlikeli durumlarda<br />

kendini koruma teknolojisi ile<br />

üretilmektedir. Düşük ağırlık ve<br />

kapladığı alan bakımından Enel<br />

E4 Serisi kullanıcı dostudur.<br />

Çoklu dil seçeneği ile geliştirilmiş<br />

cihazlar, olay ve data kaydı<br />

sunarak güvenilir hizmet<br />

sunmaktadır. Seçimlerini ENEL<br />

markasından yana kullanan<br />

birçok hastane, data center<br />

firmaları ve finans sektörü gibi<br />

önemli alanlarda Modüler UPS’e<br />

ihtiyaç duyulmaktadır.<br />

Büyük projelerin oyuncusuyuz…<br />

İstanbul Yeni Havalimanı gibi<br />

büyük projelere imza atan<br />

ENEL, kule kontrol vb. kritik<br />

öneme sahip alanlarda 4200<br />

kVA gücünde Modüler UPS<br />

kullanmaktadır. 20 kVA gücünde<br />

modüller bulunmakta olup, bir<br />

kasa (frame) içerisinde toplam 6<br />

adet modül paralel çalışarak 120<br />

kVA paralellerken birden fazla<br />

kasayı (frame) yan yana koyarak<br />

güç artırımı yapabilmekte. 40<br />

kVA modül gücüne kadar ulaşan<br />

marka ENEL, yeni çalışmaları ile<br />

daha da yüksek güçlere çıkmayı<br />

hedeflemektedir.”<br />

Nisan 2018 49


Events<br />

Kısırlıkta gelinen en son teknoloji<br />

Bu yıl 25. kez kapılarını sektör profesyonellerine açan Expomed Eurasia Fuarı kapsamında<br />

‘Kısırlıkta Yepyeni Teknolojiler Artık Kapımızda’ konulu panele imza attı:<br />

İstanbul Sağlık Endüstrisi<br />

Kümelenmesi İ-SEK ve Tıbbi<br />

Cihaz Üretici ve Tedarikçileri<br />

Derneği MASSİAD destekleri<br />

ile Expomed Eurasia Fuarı’nda<br />

kurulan İnovasyon Alanı’n bu<br />

yılki konuşmacısı Prof. Dr. Utkan<br />

Demirci oldu.<br />

Türkiye ve dünyanın önde gelen<br />

kentlerinden İstanbul’a gelen<br />

sektör profesyonelini bir araya<br />

getiren organizasyonda ‘Kısırlıkta<br />

Yepyeni Teknolojiler Artık<br />

Kapımızda’ konulu bir panele imza<br />

atan Prof. Dr. Demirci, kanser<br />

tanısı çalışmalarından bahsetti.<br />

Çalışma arkadaşlarıyla birlikte<br />

yoğun çalışmalar sonucunda<br />

manyetik kaldıraç sistemini<br />

ortaya çıkardıklarını belirtti. Bu<br />

sayede kan hücreleri arasından<br />

kanser hücrelerinin tanısı rahatça<br />

konabildiğini söyledi. Var olan<br />

Prof. Dr. Utkan Demirci<br />

diğer tanı sistemlerine göre<br />

manyetik kaldıraç sisteminin<br />

büyük oranda daha kesin ve<br />

doğru bilgiye ulaşılmasına olanak<br />

tanıdığını aktaran Demirci, bu<br />

buluşun kanser hastalığının tanı<br />

ve tedavisi adına büyük önem<br />

taşıdığını ve manyetik kaldıraç<br />

sistemi sayesinde hücrelerin kişisel<br />

özeliklerine göre ayırt edebildiğinin<br />

altını çizdi.<br />

Prof. Dr. Demirci: ‘Doğadan<br />

esinlenerek Mikroakiskanli çip<br />

yöntemini geliştirdik<br />

Çağımızın en önemli sağlık<br />

problemlerinden birinin de kısırlık<br />

olduğunu belirtti’<br />

“Hava kirliliği, beslenme,<br />

sigara, alkol ve stresin yanı sıra<br />

çevremizdeki olumsuz olan her<br />

şey bizi etkilediği gibi spermimizin<br />

de genetik boyutta etkiliyor. Bu<br />

etkileşimleri azaltmak için doğadan<br />

esinlenerek Mikroakiskanli çip<br />

yöntemini geliştirdik. Mikro<br />

akışkan teknolojisinin özellikle<br />

tüp bebek yöntemi için sperm<br />

ayıklama düşüncesiyle yola çıktı.<br />

Erkek kısırlığı infertilitede yüzde<br />

30-50 arasında payı bulunuyor.<br />

Bugün sperm ayıklamada santrifüj<br />

teknolojisi kullanılıyor. Ama<br />

santrifüj spermi seçerken adeta<br />

spermin başını donduruyor ve<br />

spermin genetiğine ve yapısına<br />

ciddi ve kalıcı hasarlar veriyor.<br />

Bu farkındalıkla biz bu yöntemi,<br />

‘Daha iyi sperm ne demek, daha iyi<br />

spermi nasıl buluruz?” sorusuna<br />

cevap ararken bulduk. Çok basit<br />

ve doğadan esinlenen bir yöntem<br />

geliştirdik. Milyonlarca yıldır<br />

memeliler normal yollardan<br />

üreme yaparken sperm ana<br />

rahmindeki kanallarda nasıl<br />

seçiliyor? Sorusuna cevap<br />

bulmak için inceledik. Burada<br />

öğrendiğimize biyolojik bilgiyi fizik<br />

ve mühendislikle 7 seneyi asan bir<br />

çalışma sonunda birleştirdik ve<br />

sonuçta bu teknoloji açığa çıktı.<br />

Ana rahminde nasıl sperm yüzerek<br />

yumurtaya doğru gidiyorsa, kendi<br />

fıtratında ve programında varsa<br />

biz doğadaki kanalları alıp bir<br />

teknolojiye transfer etmiş oluyoruz.<br />

Bu transfer, bize daha iyi spermi<br />

bir teknolojinin içinde seçebilme<br />

imkânı sunuyor” dedi.<br />

TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE<br />

MİKRO AKIŞKAN ÇİP<br />

TEKNOLOJİSİ ADETA BİR<br />

DEVRİM YARATIYOR<br />

Prof. Dr. Utkan Demirci anlattı:<br />

Mikroçip yöntemi ile sağlıklı<br />

50<br />

Nisan 2018


Events<br />

spermlerin diğerlerinden ayırt<br />

edildiğini aktardı. Teknolojinin<br />

mikro kanalcıklardan meydana<br />

geldiğini söyledi. Bu kanalların iyi<br />

kalitedeki spermleri anne karnında<br />

olduğu gibi ayırt etmeye yardım<br />

eder: “Bu yöntem ile sağlıklı<br />

olmayan, DNA’sı ufak da olsa<br />

hasar görmüş spermler yolunu<br />

kaybeder ve kaliteli ve hasarsız<br />

olan sağlıklı spermler mikro<br />

kanallardan geçer ve kanalın<br />

sonunda toplanır. Dolayısı ile<br />

sağlıklı spermler kullanılarak<br />

oluşturulan embriyolarla daha<br />

sağlıklı olmaları sağlanır.Mikroçip<br />

teknolojisi, tüp bebek tedavisi<br />

haricinde farklı branşlarda<br />

ve alanlarda da kullanılan bir<br />

yöntemdir. Mikroenjeksiyon<br />

yöntemi ile sperm sayısı yetersiz<br />

olan hastaların da bebek sahibi<br />

olabilmesi mümkündür. Ancak<br />

bütün çabalara ve imkanlara<br />

rağmen gebelik sağlanamamış,<br />

farklı üreme yöntemleri denenmiş<br />

ancak gene de gebe kalamamış<br />

çiftler için her geçen gün yeni<br />

bir teknik, yöntem geliştirilmeye<br />

çalışılıyor. Tüp bebek tedavisinde<br />

mikro akışkan çip teknolojisi adeta<br />

bir devrim yaratıyor. Tüp bebekte<br />

mikroçip uygulamasının en<br />

büyük avantajı erkek kısırlığı söz<br />

konusu ise erkek adayının sperm<br />

sayısının az olması durumunda,<br />

çiftlerdeki başarıya giden yolu<br />

kolaylaştırmasıdır. Bu teknoloji<br />

son 4 senedir Avrupa’da CE<br />

onayıyla insanlara sunuluyordu.<br />

Şimdi Amerika’da FDA’dan da<br />

geçmiş olması bu teknolojinin tüp<br />

bebekte yarattığı devrimin önemli<br />

adımlarından birini teşkil ediyor ve<br />

taçlandırıyor.”<br />

The latest technology in infertility<br />

In the scope of the Expomed Eurasia Fair, which opened its doors to professionals for the<br />

25th time this year, held a panel on ‘Brand New Technologies are Now at Our Door’ in the<br />

scope of the fair:<br />

With the support of İ-SEK<br />

and the Association<br />

of Medical Device<br />

Producers and Suppliers<br />

MASSİAD, a Conglomerate of<br />

the Istanbul Health Industry, the<br />

speaker at the Innovation Area<br />

set up in the Expomed Eurasia<br />

Fair this year was Prof. Dr. Utkan<br />

Demirci.<br />

During the organization that<br />

brought sector professionals<br />

from leading cities in Turkey and<br />

the world together in Istanbul<br />

Prof Dr. Demirci spoke about<br />

his cancer diagnosis work in the<br />

scope of the panel on ‘Brand<br />

New Technologies are Now at<br />

Our Door’. He explained that as<br />

a result of intense work, he and<br />

his colleagues had uncovered<br />

a magnetic lever system. This<br />

enables easy detection of cancer<br />

cells among blood cells. Demirci<br />

explained that this magnetic<br />

lever system is significantly more<br />

precise and correct compared to<br />

existing diagnosis systems, that<br />

this discovery was very important<br />

for the diagnosis and treatment<br />

of cancer and that the magnetic<br />

lever system can distinguish cells<br />

according to their personal traits.<br />

Prof. Dr. Demirci said: ‘We<br />

have developed a micro fluid<br />

chip method with inspiration<br />

from nature. One of the most<br />

important health problems of<br />

our era is infertility. Air pollution<br />

, nutrition, smoking, alcohol<br />

and stress as well as anything<br />

negative around us affect us<br />

as well as our sperm in terms<br />

of genetics. We developed a<br />

micro fluid chip method with<br />

inspiration from nature to reduce<br />

these effects. The micro fluid<br />

technology actually started out<br />

with the concept of sorting our<br />

sperm especially for infertility<br />

treatment. Infertility in men<br />

has a 30-50 percent share in<br />

overall infertility. Centrifuge<br />

technology is being used today<br />

for separating out sperm. But<br />

while the centrifuge is selecting<br />

sperm it is making sperm dizzy<br />

and actually causing permanent<br />

damage to the genetics and<br />

structure of the sperm. With<br />

this awareness we found this<br />

method while we were seeking<br />

the answer to the question What<br />

does better sperm mean, how<br />

do we find better sperm?’. We<br />

developed a very simple and<br />

Nisan 2018 51


Events<br />

natural method. While mammals<br />

have been reproducing by natural<br />

methods for millions of years how<br />

do sperm select the channels<br />

in the uterus? We did a study to<br />

find an answer to this question.<br />

We combined what we learned<br />

here with biological physics and<br />

engineering at the end of 7 years<br />

of work and came up with this<br />

technology. In the same way that<br />

sperm swims toward the egg in<br />

the mother’s uterus, if it is in<br />

its own nature and program we<br />

take the channels in nature and<br />

transfer it to technology. This<br />

transfer enables us to select a<br />

better sperm within technology”.<br />

THE MICRO FLUIDITY CHIP<br />

TECHNOLOGY IS CREATING A<br />

REVOLUTION IN INFERTILITY<br />

TREATMENT<br />

Prof. Dr. Utkan Demirci explained<br />

as follows: Health sperm are<br />

sorted out from the others<br />

using the microchip method.<br />

The technology is made up<br />

of micro channels. These<br />

channels help to sort out<br />

good quality sperm as in the<br />

mother’s womb. “By using this<br />

method unhealthy sperm that<br />

have even the slightest damage<br />

to their DNA lose their way<br />

and the good quality, healthy<br />

sperm go through micro<br />

channels and collect at the end<br />

of the channel. Therefore the<br />

embryo that are created using<br />

healthy sperm are also made<br />

healthier. Microchip technology<br />

is a method used in different<br />

branches and fields other than<br />

infertility treatment. With the<br />

microinjection method patients<br />

with insufficient sperm counts<br />

can also have babies. Every day<br />

new techniques and methods<br />

are trying to be developed<br />

for couples who have been<br />

unable to get pregnant despite<br />

all efforts and resources and<br />

trying different reproduction<br />

methods. The use of micro fluid<br />

chip technology in infertility<br />

treatment is revolutionary. The<br />

greatest advantage of using<br />

the microchip application for<br />

infertility treatment is that if<br />

the man’s sperm count is low<br />

due to male infertility it makes<br />

it easier for couples to succeed.<br />

This technology had been<br />

presented to people in Europe<br />

for 4 years with CE approval.<br />

Now being able to pass the FDA<br />

in the U.S. comprises one of<br />

the most important steps for<br />

this revolutionary technique in<br />

infertility treatment and crowns<br />

its success.”<br />

52<br />

Nisan 2018


Events<br />

Eğitimde fırsat eşitliği için Sosyal<br />

Bağış Günü’nde TOÇEV destek bekliyor<br />

“Okumak her çocuğun hakkıdır” diyerek yola çıkan Tüvana Okuma İstekli Çocuk<br />

Eğitim Vakfı (TOÇEV), tam 24 yıldır maddi durumu yetersiz ailelerin okuma istekli<br />

çocuklarını destekliyor. Çocukların bilgili, kültürlü, üretken olmaları ve toplumsal hayata<br />

kazandırılmaları için hiç durmadan çalışıyor.<br />

Tüvana Okuma İstekli Çocuk<br />

Eğitim Vakfı (TOÇEV),<br />

1994 yılında Ebru Uygun<br />

ve 5 arkadaşının, 5 çocuğun<br />

eğitim hayatını değiştirmek için<br />

yola çıkış hikayesi ile kuruldu.<br />

Aydınlık bir gelecek için hayata<br />

geçirdikleri projelerle 24 yılda, 7<br />

milyonu aşkın çocuğa ulaştı ve<br />

çok daha fazlası için canla başla<br />

çalışmaya devam ediyor. TOÇEV,<br />

okumak isteyen ancak ailesinin<br />

maddi yetersizliği nedeniyle<br />

okuyamayan ya da çalışmak<br />

zorunda kalan çocuklarımıza<br />

tüm eğitim hayatları boyunca<br />

maddi ve manevi destek veriyor.<br />

Her adımında barışçı, birleştirici,<br />

eğitici, şeffaf ve sevgi dolu olmayı<br />

görev ediniyor;kurumları, STK’ları,<br />

devlet birimlerini, medyayı ve halk<br />

desteğini yanına alarak Türkiye<br />

genelinde yürüttüğü 21 proje ile<br />

eğitim ile ilgili sorunlara çözümler<br />

üretiyor.<br />

TOÇEV çocukları, ilköğretim<br />

çağından üniversite döneminin<br />

sonuna kadar eğitim<br />

materyallerinden gıda ve sağlık<br />

desteğine kadar geniş kapsamda<br />

destekleniyor. TOÇEV, ilköğretim ve<br />

lise çağındaki çocuklara doğrudan<br />

para desteği yerine, yılda üç kez,<br />

çocukların isimlerine hazırlanmış<br />

özel paketlerde ihtiyaçlarını evlerine<br />

kadar ulaştırıyor. Düzenli sağlık<br />

desteği veriyor, dengeli ve sağlıklı<br />

beslenmelerine özen gösteriyor,<br />

psikologlar eşliğinde rutin ev<br />

ziyaretleri gerçekleştiriyor. Her ay<br />

yaş gruplarına göre düzenlediği<br />

aktivitelerle, çocukların sosyal<br />

gelişimini destekliyor. Üniversiteli<br />

gençlere ise tatiller dışında, her<br />

ay harçlık desteğinde bulunmanın<br />

yanı sıra her eğitim öğretim<br />

dönemi süresince ihtiyaca göre<br />

harç ve yurt parası sağlıyor.<br />

Sosyal gelişimin önemine<br />

inanan TOÇEV, eğitim desteğinin<br />

yanında tüm öğrencilerine yaş<br />

ve gelişim durumlarına göre,<br />

atölye çalışmaları, meslek ve okul<br />

tanıtımları, psikodrama çalışmaları<br />

ve eğlence aktiviteleri organize<br />

ediyor. Bugüne dek 164 bin çocuğu<br />

tiyatroyla tanıştırdı, 43 bin çocuğa<br />

ise ilkyardım eğitimi verdi. 35 bin<br />

çocuk vakıf tarafından kurulan<br />

kütüphanelerden faydalandı ve 1<br />

milyondan fazla kitap çocuklara<br />

ulaştırıldı. 21 bini aşkın çocuğa gıda<br />

yardımı yapan TOÇEV, Türkiye’nin<br />

dört bir köşesinde 204 okulun bakım<br />

ve onarımını da üstlendi. Tüm bu<br />

çalışmalarını; manevi ailelerinin<br />

sabit bağışları, destekçilerinin<br />

genel bağışları ve firmalar ile<br />

hayata geçirdiği kurumsal sosyal<br />

sorumluluk projeleriyle sürdürüyor.<br />

56<br />

Nisan 2018


Üretim kesinlikle olması gerekiyor!<br />

İç Anadolu ve Karadeniz Bölge Sorumlusu Ramazan Karadeniz<br />

Expomed 2018 Sağlık fuarında dev standı ve profosyonel kadrosuyla karşımıza çıkan<br />

medikal sektörün devi Anesmed, uzun yıllardır çizgisini bozmadığını, başarısına başarı<br />

kattığını bir kez daha göstermiş oldu. Sizler için ziyaret ettiğimiz firmanın, güler yüzlü<br />

ve misafirperver çalışanları bizi stantlarında çok güzel ağırladılar, kendilerine teşekkür<br />

ediyor, hazırladığımız haberi sizlerle paylaşıyoruz:<br />

13 yıllık bir firma olan Anesmed<br />

firmasının İç Anadolu ve<br />

Karadeniz Bölge Sorumlusu<br />

Ramazan Karadeniz: ‘ Başarımızı<br />

devamlılığa borçluyuz’<br />

Kısaca sizi ve firmanızı<br />

tanıyabilir miyiz?<br />

11 yıldır Anesmed bünyesinde,<br />

Ankara temsilciliğinde, İç Anadolu<br />

ve Karadeniz bölgesinde hizmet<br />

veriyorum. Ürünlerin tanıtımı ve<br />

satış sonrası destek hizmetlerini<br />

sağlamaktayım.<br />

Anesmed medikal olarak 2004<br />

yılından beri yoğun bakım<br />

cihazları ithaalatı yapan bir<br />

firmayız. Yeni doğan, çocuk ve<br />

yetişkin yoğun bakım projelerini<br />

gerçekleştirmenin yanı sıra, kadın<br />

doğum, kardiyoloji, ameliyathane ve<br />

acil servis birimlerinde kullanılan<br />

tıbbi cihazlarında tedariğini<br />

sağlamaktayız. Cihaz tedarikçisi<br />

olmamız sebebiyle ciddi bir servis<br />

alt yapımız ve satış sonrası destek<br />

hizmeti sağlayacak kalifiye ekibe<br />

sahibiz.<br />

Çalıştığınız başlıca ülkeler?<br />

Amerika, Arjantin, Macaristan,<br />

Belçika, Almanya, Kore , Çin<br />

ve Hindistan menşeili ürünlerin<br />

ithalatini yapmaktayız.<br />

Kaç tane şubeniz var?<br />

Ankara, Antep, Samsun, İzmir<br />

olmak üzere 4 tane şubemiz var.<br />

Ayrıca 81 ile geniş bayi ağıyla<br />

hizmet vermekteyiz.<br />

Türkiye’de çalıştığınız yerler<br />

nereler?<br />

Türkiye pazarında özel ve kamu<br />

hastanelerine hizmet vermekteyiz.<br />

Ayrıca özel projelerde de orta<br />

doğu pazarına da ürün tedariği<br />

sağlamaktayız.<br />

Medikal sektördeki sorunlar nedir?<br />

Tıbbi cihaz teknolojisinde<br />

yerli üretime yönelmemiz<br />

gerekmektedir. Çünkü şuan<br />

tıbbi cihaz grubunda dışa<br />

bağımlıyız. Üretim anlamında<br />

ve medikal teknoloji olarak<br />

Türkiye’de çok gerideyiz. Kısıtlı<br />

58<br />

Nisan 2018


sayıda ürünler dışında üretim<br />

gerçekleştirilemiyor.<br />

Sektörün kendi içerisinde birlik<br />

beraberlik sağlanamamış<br />

durumdadır. Öncelikle bunu<br />

sağlamak ve sonrasında ülkemizi<br />

kalkındırma adına yerli üretime<br />

ağırlık vermemiz gerekmektedir.<br />

Ürünlerinizden bahseder<br />

misiniz?<br />

Bizim satışını yaptığımız<br />

ürünlerden bahsedecek olursak;<br />

solunum cihazları, anestezi<br />

cihazı, hastabaşı monitörleri,<br />

defibrilatör, infüzyon cihazları, ekg,<br />

fetal monitör sistemleri, kuvöz,<br />

fototerapi, holter sistemleri, efor<br />

sistemleri, fetal ve vasküler dopler,<br />

hasta ısıtma sistemleri<br />

Fetal monitör nedir?<br />

Fetal monitor cihazı: Ceninin belli<br />

bir süreçten başlayarak, doğum<br />

sürecine kadar olan periyottaki<br />

kalp atım ritimlerini takip amaçlı<br />

ve annenin doğum surecindeki<br />

kasılmalarını inceleyen ve<br />

klınisyene bilgi veren bir cihaz.<br />

Kablolu ve kablosuz olmak üzere<br />

iki tipte takip imkanı sağlıyoruz.<br />

Yeni geliştirilen Edan FTS-<br />

6 model fetal monitor alışıla<br />

gelmiş nst sistemlerinden farklı<br />

olarak wireless teknoloji ayni<br />

anda yedi hastayı takip etmek,<br />

ayakta veya oturan hastada nst<br />

çekimini yapabilmek, ayrıca ikiz<br />

ve üçüz gebelik takibi yapabilmek<br />

mümkündür.<br />

Nisan 2018 59


VEFA VE DOSTLUĞUN ŞEHRİ<br />

DİYARBAKIR<br />

Diyarbakır, Anadolu’da binlerce yıldan beri bir çok medeniyetin canlı<br />

izlerini taşıyan bir tarih kültür ve sanat hazinesidir. M.Ö. 7000 yıllarında<br />

Çayönü’nden başlayan ve günümüze kadar gelen sadece bölgede değil<br />

dünya tarihinde de önemli roller oynayan bir çok uygarlık bu yörede değerli<br />

eserler bırakmışlardır. Bu eserlerin başında “Diyarbakır Surları” gelir


On gözlü köprü: On Gözlü Köprü, Dicle Köprüsü, Silvan Köprüsü ve<br />

Mervani Köprüsü olarak dört ayrı isimle bilinen ihtişamlı köprü, Mardin<br />

Kapısının 3.km batısında yer almaktadır. Köprünün tarihçesi hakkında<br />

bazı kaynaklarda 6.yüzyılda I.Anastasias Döneminde yapıldığı bilgisine<br />

ulaşılmaktadır. Köprü zaman içerisinde şehri kuşatan kuvvetler tarafından<br />

yıktırılmış, daha sonradan yeniden onarılmıştır.


Dünyanın En Mutlu Verici Şeyi:<br />

Üretim Yapmak<br />

Özel Dosya<br />

DİYARBAKIR<br />

Masiva Medikal Murat Koç: ‘makinanın sesini duymak, üretimin ortaya koyduğu ürüne<br />

dokunmak, onu seyretmek, onu koklamak dünyanın en mutlu verici şeyi!’ Yani “sabırla<br />

zorlanan, azimle aşılan, cesaretle ulaşılan, her başarı güçlü bir inancın en güçlü<br />

gururuna sahiptir”<br />

kazandırmak, en büyük hayalimiz.<br />

Masiva Medikal 3 yıldır var olan bir<br />

firma; 2015 yılında kuruldu.<br />

Üretimde kıstaslarınız nelerdir?<br />

Şuan hidrofil rulo sargı bezi<br />

üretiyoruz. Her üründe olduğu<br />

gibi bizde de standartlar var.<br />

Piyasanın istediği, ihtiyaç duyduğu<br />

bütün malzemelerin belli bir<br />

standardı var. Bu tabi tse ile iso<br />

ile belgelenmiş –ce ile belgelerine<br />

uyarak Viskon özellikli ürünler<br />

üretmek.Dokumanın 18-20 tel<br />

aralığı dediğimiz bir kıstas var.<br />

Biz üretimimizi 20 tel üzerinden<br />

yapıyoruz. Zamanında hızlı ve<br />

kaliteli üretim öncelikli hedefimiz.<br />

Massar markamızı Türkiye’ye<br />

tanıtmak..<br />

Masiva ne demek?<br />

Tasavvufta Yaradan’dan<br />

başka bütün varlıklara<br />

verilen ad.<br />

Öncelikle sizi ve firmanızı biraz<br />

tanıyabilir miyiz?<br />

Adım Murat Koç. Masiva Medikal<br />

tekstil grubunun işletme<br />

müdürüyüm. Aynı zamanda<br />

satış pazarlama direktörlüğünü<br />

yapıyorum. Firmamız 2015 yılında<br />

kurulmuş. İlk kurulduğumuzda<br />

8 makine ile başladık, şuan<br />

21 makinaya sahibiz. Başta<br />

kurulurken hedeflediğimiz<br />

amacımıza ulaşmış bulunmaktayız.<br />

Bundan sonra planlarımız<br />

daha da büyümek, çeşitlerimizi<br />

genişletmektir. Şuan Diyarbakır’da<br />

tekstil organize sanayinin bitmesini<br />

bekliyoruz. Oraya müracaat<br />

edeceğiz, hem kapasitemizi hem<br />

ürün çeşidimizi arttıracağız.<br />

Sağlık sektöründe hidrofil sargı<br />

bezi yeterli kalite ve standartlarda<br />

üretilip Türkiye genelinde ihtiyaca<br />

karşılık vermediğini düşünüyoruz.<br />

Biz Masiva Medikal Tekstil olarak<br />

gerekli olan tüm donanım ve<br />

teçhizatlar la standart ve kaliteyi<br />

ön planda tutarak Ülkeye katma<br />

değer katmak, yerli üretime katkıda<br />

bulunmak istiyoruz. Ayrıca Bölgeyi<br />

daha fazla bilinçli hale getirmek,<br />

bölgedeki insanlarımıza meslek<br />

62<br />

Nisan 2018


Hedef kitleniz kimler?<br />

Nerelerde çalışıyorsunuz?<br />

Giresun, İzmir, Ankara, Kayseri<br />

,İstanbul, Antalya, Erzurum,<br />

Mardin, Antep gibi toplamda 27<br />

tane ile bayilerimiz aracılığıyla<br />

ürün gönderiyoruz. Yurt dışıyla ilgili<br />

çalışmalarımız var.<br />

Diyarbakır’ la neden<br />

çalışmıyorsunuz?<br />

Belirli bir sebebi yok aslında.<br />

Elbette Diyarbakır’la da<br />

çalışmak istiyoruz. Bununla ilgili<br />

çalışmalarımız temaslarımız<br />

sürüyor. Sizin vesilenizle onlara da<br />

bunu duyurmak isteriz.<br />

Medikal sektördeki başlıca<br />

sorun sizce nedir?<br />

Türkiye genelinde kalifiye<br />

eleman olmaması. Birde mevcut<br />

makinaların çoğu yurt dışından<br />

ihraç edilmiş sonradan Türkiye’de<br />

taklit edilerek üretilmeye<br />

başlanmış. Bu yüzden makine<br />

ustası bulmak yeterli verimi<br />

zamanında almak maalesef çok<br />

zor.<br />

Ham maddemiz iplik ve<br />

Çocuk sahibi olmadan<br />

önceki insanla, çocuk<br />

sahibi olduktan sonraki<br />

insan arasında çok büyük<br />

bir fark vardır; Bakış<br />

açısı, insanlarla ilişkisi,<br />

ekonomi ile ilişkisi bütün<br />

hayatını etkiler. Üretimde<br />

böyledir; bir ressam<br />

resmi yaptığı zaman,<br />

sergilendiğinde resme<br />

uzaktan bakan insanları<br />

gördüğü zaman yaşadığı<br />

mutluluk üretimin bir<br />

sonucudur.<br />

Diyarbakır’da iplik üreten bir<br />

firmamız yok.. Aslında var<br />

ama kapasiteleri sadece kendi<br />

üretimlerine yetecek kadar.<br />

Dolayısıyla ipliği dışardan almak<br />

bize hem zaman hem de maliyet<br />

kaybı yaşatıyor.<br />

Nisan 2018 63


“Diyarbakır’ı çok çook seviyorum”<br />

Diyarbakır ziyaretimiz sırasında ziyaret ettiğimiz Remisyon Group Genel Müdürü<br />

Murat Ertan, Diyarbakır’ı çok sevdiğini söyledi. Firmasının kuruluş amacını sorduğumuz<br />

firma yetkilisi şu sözleri sarf etti: ’Firmamı gerçekten yenilikçi, eski köye yeni adet getiren<br />

bir firma oluşturma niyeti ile kurdum. Çok şükür 3 yıl gibi kısa sürelerde dahi şu anda<br />

Diyarbakır’da rakibim ve iş benzerim yok.’<br />

Remisyon’un kuruluşundan, yatırım kararından<br />

bahseder misiniz?<br />

Merhaba adım Yaşar Ertan. Remisyon’u 3 yıl kadar<br />

önce ilaç sektöründe ki Bölge Müdürlüğü görevimden istifa<br />

ederek kurdum. Remisyon yani hastalıktan tam kurtulma,<br />

%100 iyilik halinin başlaması anlamından dolayı da bilerek<br />

seçtim. İsim tescilini de yaptırdım. Kuruluş amacım; gerçekten<br />

yenilikçi, eski köye yeni adet getiren bir firma oluşturma<br />

niyeti ile kurdum. Çok şükür 3 yıl gibi kısa sürelerde dahi şu<br />

anda(şimdilik) Diyarbakır’da rakibim ve iş benzerim yok. 5<br />

yıllık iş planlamamda uluslar arası ve üretimi de bünyesinde<br />

bulunduran en az 250-500 Milyon dolarlık bir firma olabilmek.<br />

Remisyon ‘un ürün portföyü, üretim kapasitesi, hacmi,<br />

hedef pazarları hakkında bilgi verebilir misiniz?<br />

Ürün Pörtföyü; Dezenfektanlar, Soğuk-Sıcak iklimlendirme<br />

64<br />

Nisan 2018


Kendi açımdan bakacak olursam,<br />

sektör dışı bir-iki faaliyet alanı<br />

ile ve yine ürün portföyümüze<br />

ekleyeceğimiz 2 yeni ürün<br />

sayesinde iyi bir yıl geçireceğimiz<br />

düşüncesindeyim.<br />

kimyasalları, Çevre Sağlığı konulu<br />

Endüstriyel kimyasallar,<br />

Üretim; Kuruluş aşamasında, şu an<br />

Diyarbakır OSB’de hafif mamüller<br />

ile başlandı, yeni yerimiz inşaat<br />

halinde,<br />

Hacim; Yıllık toplu kalemlerde<br />

1.000.000 ton, Hedef Pazarlar,<br />

Resmi Kurumlar, OSB de ki<br />

fabrikalar ve Civar ülkeler (K.Irak,<br />

İran, Türki Cum.)<br />

İhracat yapıyor musunuz?<br />

Çalıştığınız yerler?<br />

K.Irak, İran, Türki Cum.’ler.<br />

Ar-Ge, Ür-Ge ve teknolojiye<br />

yaptığınız yatırımlardan söz<br />

eder misiniz? Ayırdığınız bütçe<br />

nedir?<br />

Yıllık ar-ge 500-800 Bin,<br />

Laboratuvar’da özellikle Sıcak-<br />

Soğuk İklimlendirme kimyasalları<br />

formülleri ile ilgili deneyler ve<br />

marka/ruhsat harcamaları.<br />

Biraz gizliliği olduğundan detay<br />

veremeyeceğiz şu an<br />

Bağlı bulunduğunuz sektörün<br />

son yıllardaki gidişatını nasıl<br />

görüyorsunuz?<br />

Sektörün Diyarbakır ve bölgemizde<br />

döner kapı sendromunu yaşadığını<br />

ve sadece iç rekabet yani lokal<br />

rekabetler ile boğuştuğunu<br />

düşünüyorum. Fuarlara yeterince<br />

katılım ve ilgileri yok.<br />

Kısa bir sektörel değerlendirme<br />

ile 2017 yılına ilişkin tespit ve<br />

önerileriniz neler olabilir?<br />

Tutuk bir yıl oldu gibi, tüm bunların<br />

kaynağında sektör işletmelerin<br />

eğitim, yeterli belgelendirme ve<br />

Ar-Ge yatırımları yapmamalarından<br />

kaynaklandığını düşünüyorum.<br />

2018 yılında sektörü nasıl<br />

yorumlarsınız?<br />

Sektörün, özellikle Ülkemiz<br />

ve coğrafyamızda yaşanan<br />

istikrarsızlıklar sebebi ile fazlaca<br />

karamsar olduğu kanaatindeyim.<br />

Bu yıl için gündeminizde yeni<br />

projeler var mı?<br />

Var, farklı başka faaliyet alanları,<br />

yeni üretim tesisimiz, Türkiye<br />

geneli bir kuruma ürün ve hizmet<br />

satışı önceliklerimiz arasındadır.<br />

Fuarlara katılıyor musunuz?<br />

2019 yılı planlamalarımızda<br />

özellikle Tüyap-CNR gibi İstanbul<br />

ve Ortadoğu fuarları var.<br />

Diyarbakır’da hayat nasıl<br />

gidiyor, sektörel anlamda<br />

bölgenizdeki yoğunluk sizi<br />

nasıl etkiliyor ?<br />

Kendi sosyal hayatım neredeyse<br />

yok, Ofis-kurumlar arası<br />

mekik dokuyup eve zaman dahi<br />

ayıramayacak durumdayım. Genel<br />

olarak ise Diyarbakır’ı çok çook<br />

seviyorum. Medeniyet, düzgün<br />

insanlar, gelişime açık bir pazar<br />

ve Orta doğunun kavşağında<br />

olması ise şehrimizin en büyük<br />

avantajlarındandır.<br />

İnsanlarımız pratik zekalı,<br />

heyecanlı ve eğlenmesini iyi bilen<br />

özellikle genç nüfusu ile oldukça<br />

renklidir.<br />

Hedef kitleniz, müşterilerinizin<br />

tasarladığınız ürünlere<br />

yaklaşımı ve memnuniyet<br />

dereceleri en olmakta?<br />

Alanlarımızda tek olduğumuzdan<br />

davet üzeri çağrılmaktayız, yani<br />

anlayacağınız, biz müşteriye<br />

değil, ihtiyacını açığa çıkardığımız<br />

kurumlar bizlere kendileri<br />

gelmekte.<br />

Nisan 2018 65


Meseka büyüdükçe büyüyor !<br />

Yaklaşık 25 yıldır sağlık<br />

sektöründeki birçok alanda<br />

hizmet veren Özgür Medikal,<br />

altı yıl önce kurduğu kendi markası<br />

Meseka ile adından söz ettiriyor.<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet<br />

Salih Koç’la firmanın vizyonunu,<br />

üretim faaliyetlerini ve Meseka’yı<br />

konuştuk;<br />

sahip bir firma. Kurulduğumuz ilk<br />

günlerde küçük potansiyellerle<br />

çalışmalar yaptık, sağlık kabini, aile<br />

hekimi, tıp merkezinde faaliyetler<br />

gösterdik. 6 ay önce kendi<br />

markamız Meseka’nın tescilini<br />

yaptık. Yurt dışında Uzak Doğu<br />

ülkelerinden enjektör ve servis seti<br />

ithalatını yaptık. Türkiye’deki yerel<br />

firma desteklenmesinden dolayı<br />

ithalat bölümünü durdurduk. İki<br />

aydır Meseka markası adı altında<br />

elastik bandaj, sargı grubu ve kol<br />

bantlarının üretimini Diyarbakır’da<br />

yapıyoruz. Organizede yerimiz var<br />

ve 30 kişilik bir personel ile üretim<br />

yapıyoruz. Sıradaki hedefimiz,<br />

ihracat yapmak ve programlı bir<br />

şekilde büyümek.<br />

Üretimde kıstaslarınız neler? Ürün<br />

gruplarınızdan bahseder misiniz?<br />

Ürün gruplarımız tekstil / iplik<br />

üzerine. Sargı bezlerinin tüm<br />

boylarını; 5-10-15 en ve uzunluk<br />

olarak da müşterilerimizin<br />

isteklerine cevap veriyoruz. Birinci<br />

sınıf kapasiteye sahibiz. Elastik<br />

bandaj grubunda ise sadece<br />

üç grup çalışıyoruz. Şu anda<br />

üretimimiz bu şekilde. Kendi<br />

sermayemizle bu işi çeviriyoruz.<br />

Firmanızı ve faaliyet alanlarını<br />

anlatır mısınız?<br />

Özgür Medikal, 25 yıllık geçmişe<br />

66<br />

Nisan 2018


‘Emeğimizin karşılığını<br />

alamıyoruz’<br />

Sektörünüzün en büyük sorunu<br />

nedir?<br />

En büyük sorunu para sorunudur.<br />

Devletimizin kazanması için en<br />

uygun fiyattan veriyoruz, ama<br />

bunun karşılığını alamıyoruz. Şu<br />

anda 30 elaman çalıştırıyoruz ve bu<br />

kendi sermayemizden veriyoruz.<br />

Devletimiz bizden aldığı malın<br />

parasını zamanında öderse, başka<br />

bir şey istemiyoruz.<br />

Hedef kitlenizden bahsedecek<br />

olursak, kimler ve nereler giriyor<br />

bunun içine?<br />

Bizim hedef kitlemiz sağlık<br />

grubudur. Eczane grubu, hastane<br />

grubu ve hatta her evde olması<br />

gereken bireysel gruptur. Örneğin;<br />

sargı bezi. Nasıl ilaç olması<br />

gerekiyorsa sargı bezi de olması<br />

gerekiyor.<br />

Fuarlara katılım sağlıyor<br />

musunuz?<br />

Evet, 10 senedir fuarlara katılımcı<br />

olarak iştirak ediyoruz. Olumlu<br />

tepkiler aldığımızı, fuarların sahada<br />

olmak açısından faydalı olduğunu<br />

ve bizim de buradan payımızı<br />

aldığımızı söyleyebilirim.<br />

Teknik servis olarak üretime<br />

başladınız, yeni bir üretici<br />

firmasınız. Teknik servis<br />

olarak teknolojiden nasıl<br />

yararlanıyorsunuz?<br />

Teknik servis ve ar-ge grubunu<br />

kendi bünyemizde yapıyoruz.<br />

Dışardan hiçbir şekilde destek<br />

alamadan kendi bilgilerimiz ile<br />

ülkemiz için kendimiz için ne<br />

yapılabiliriz, ne üretebiliriz, yurt<br />

dışından ithalat yapmak yerine<br />

buradaki ithalatçı arkadaşlarımız<br />

ile hali hazırda ne üretebiliriz,<br />

en çok giden ürünler nelerdir,<br />

her iki tarafında kazanması için<br />

spesifikten ziyade sürümden ne<br />

gibi ürünler olabilir gibi bütün<br />

her şeyi düşünerek işlerimizi<br />

planlıyoruz. Bize gelen talebe göre<br />

bunun ar-ge çalışmasını yapıp,<br />

karşı tarafa en doğru ve en uygun<br />

fiyattan mal üretmeyi hedefliyoruz.<br />

Cihazlarımızdaki teknik servis<br />

olarak elastik ve sağlık grubunda<br />

Şükrü Bey iş ortağımızdır.<br />

Servisteki ürünlerin ince ayarlarını<br />

yapan yetkili kişi de Şükrü Bey’dir.<br />

Şükrü Tunç, ‘Hedefimiz çok<br />

büyük’<br />

-Şükrü Bey biraz da sizi<br />

tanıyabilir miyiz? Teknik<br />

serviste neler yapıyorsunuz?<br />

Yaklaşık 15 senedir bu sektörün<br />

içindeyim. Gerek farklı yerlerde<br />

işçi olarak çalıştım sonradan<br />

kendi işimizi kurduk ve 5 yıl müdür<br />

olarak çalıştım. Türkiye’de bu<br />

ürünü tanıttık. Maalesef Salih<br />

Beyin dediği gibi sağlık sektöründe<br />

nakit para sıkıntısı var bu yüzden<br />

çoğu firma batmak zorunda kalıyor.<br />

Biz bu işi şu anda Salih Bey ile<br />

Diyarbakır’da birlikte yapıyoruz.<br />

Hedefimiz büyük.<br />

Makinalarımız otomatik olmadığı<br />

için sıkıntılarımızı kendimiz<br />

çözebiliyoruz. Sıkıntı büyükse<br />

İstanbul’dan teknik servisten<br />

belirli bir ücret karşılığında destek<br />

alıyoruz. Bu şekilde ilerliyoruz.<br />

Nisan 2018 67


Medikalin 20 yıldır parlayan yıldızı<br />

Diyarbakır’ın sevilen, başarılı ve istikrarlı firmalarından olan Yıldız Medikal 20.<br />

Yılda adı gibi parlamaya devam ediyor. Yıldız Medikal’in sahibi Ekrem Güney<br />

Diyarbakır ziyaretimizde bizleri yerinde misafir etti. Mütevazi tavrı ve güler yüzü için<br />

teşekkürlerimizi sunar, sizlere Yıldız Medikalle alakalı kısaca bilgi vermek isteriz:<br />

Kısaca firmanızdan bahseder<br />

misiniz dediğimizde Ekrem<br />

beyin bize anlattıkları :<br />

Yaklaşık 20 senedir bu sektördeyim.<br />

2001 yılında kendi firmamı kurdum.<br />

Şu an itibariyle Beyin Cerrahi ,<br />

Üroloji ve genel sarf malzemeyi<br />

temin etmek üzere ihale bazlı<br />

çalışmaktayız. Hedef kitlemiz<br />

kaliteli yüksek teknolojik ürün<br />

ve cihazları temin edip hasta ve<br />

hastane yararına sunmak ve bu<br />

konuda teknik destek sağlamaktır.<br />

Özellikle fizik tedavi, gastro ve göz<br />

alanında çalışıyoruz.<br />

Beyin tümörlerinde ve karaciğer<br />

nakillerinde kullanılan ultrasonik<br />

cerrahi aspiratör cihazı<br />

Ödemelerde vadeler kısalmalı...<br />

Medikal sektör firmaları son<br />

günlerde zor bir dönemden geçiyor.<br />

Hastanelerde ise işleyiş malzeme<br />

ihtiyaçlarını iki yıl yetecek şekilde<br />

ihale açmak yoluyla işliyor. İhale<br />

sonucunda devam eden iki yıl<br />

boyunca da hastane ihtiyaçları 3’er<br />

aylık periyotlar halinde ihalede öne<br />

çıkan firmalardan karşılanıyor.<br />

Bu süre zarfında firmalara<br />

ödemeler 10 ay ile 24 ay arasında<br />

gerçekleştiriliyor. Hal böyle olunca da<br />

tedarikçi firmalar 2 yıl boyunca Türk<br />

Lirası üzerinden sabitlenmiş ücretler<br />

karşılığında ürün teslimatı yapmak<br />

zorunda kalıyorlar. Ödemelerdeki<br />

uzun vadeler ve döviz kurlarındaki<br />

dalgalanmalar firma ve ithalatçıları<br />

zor durumda bırakıyor. Bu da<br />

negatif etkilenme dolayısıyla bitme<br />

noktasına gelmelerine neden oluyor.<br />

Süreç böyle devam ettiği takdirde de<br />

önümüzdeki dönemde hastanelerin<br />

malzeme tedarik noktasında sıkıntı<br />

yaşamaları kaçınılmaz bir son gibi<br />

görünüyor. Uzun ödeme süreçleri<br />

sonucunda çarkı döndürmek zorunda<br />

olan tedarikçi firmalar banka faizleri<br />

ve faktöring firmaları ile çalışmak<br />

zorunda kalıyorlar. Bizce medikal<br />

sektörünün geleceği bu uzun vadeli<br />

ödeme sisteminin düzelmesi,<br />

bu sebeple banka ve faktöring<br />

firmalarına giden faiz ödemelerinin<br />

sektörün çarkı içinde dönmesi ile<br />

gerçekleşecektir.<br />

68<br />

Nisan 2018


Diyarbakır’ın devlerinden MEDSER!<br />

Genelde medikal sektörde<br />

firmalar arasında rekabetten<br />

kaynaklı nadir dostlukların<br />

olduğunu gözlemlediğimiz bir<br />

süre zarfında, Gökay Medikal’in<br />

kurucu ortaklarından Gökhan ve<br />

Hilal Yeşilyurt’un 20 yıllık dostu<br />

olan Medser firmasının kurucusu<br />

Salih Dert’li Diyarbakır ziyaretimiz<br />

sırasında bizi hiç yalnız bırakmayan<br />

firmalarımızdan bir tanesiydi;<br />

kendilerine teşekkür eder,<br />

başarılarının devamını dileriz.<br />

Gelin Hep birlikte tanıyalım<br />

MEDSER Medikali!<br />

1999 yılında medikal ürünlerin<br />

temini ve satışı için Diyarbakır’da<br />

kurulan firma ve hem Diyarbakır’da<br />

hem de bölgede büyük bir boşluğu<br />

doldurduğunu söyler. Medikal<br />

ürünleri gerek yurt içinden ve<br />

gerekse yurt dışından temin<br />

ederek insanlara hizmet veren<br />

firma, tıp alanında meydana<br />

gelen gelişmeleri yakından<br />

izlemekte, seminerlere katılmakta,<br />

kendini geliştirmekte ve ürün<br />

yelpazesini her geçen gün<br />

zenginleştirmektedir. Öncelikli<br />

ilkesinin insan sağlığı ve müşteri<br />

memnuniyeti olduğundan<br />

bahseder.<br />

Diyarbakır bölgesini iyi tanıyan<br />

Salih Bey anestezi ve acil<br />

ürünlerindeki satış başarısını<br />

yakından takip ettiği fuarlar<br />

sayesinde geliştirmeye devam<br />

ettiğini söylüyor.<br />

Nisan 2018 69


Events<br />

Avrasya ve Türkiye’nin medikal alandaki en<br />

önemli fuarı EXPOMED kapılarını açtı<br />

REED TÜYAP tarafından düzenlenen, Avrasya Bölgesi’nin ve Türkiye’nin medikal alandaki<br />

en önemli buluşma platformu EXPOMED Fuarı, 40 ülkeden 800’ü aşkın katılımcı firma ile<br />

22 Mart Perşembe günü kapılarını açtı. Reed Tüyap Genel Müdürü Ali Muharremoğlu’nun<br />

açılış konuşmasını yaptığı törene katılım gösteren, T.C. Sağlık Bakanlığı Müsteşarı<br />

Prof. Dr. Eyüp Gümüş sağlık sektöründeki gelişmeleri anlattı.<br />

T.C. Sağlık Bakanlığı<br />

Müsteşarı Prof. Dr. Eyüp<br />

Gümüş; ‘Medikal Malzeme<br />

ve tıbbı cihazda yerli üreticimizi<br />

destekliyoruz, 2023’te 200.000<br />

kişilik hekim ordumuz olacak<br />

,60.000 yataklı hastane zincirleri<br />

oluşturuyoruz ‘dedi.<br />

22 Mart 2018-Avrasya Bölgesi’nin<br />

ve Türkiye’nin medikal alandaki<br />

en önemli buluşma platformu<br />

olan EXPOMED Fuarı, 40 ülkeden<br />

800’ün üzerinde marka ve marka<br />

temsilciliğinin katılımıyla 22 Mart<br />

Perşembe günü kapılarını açtı.<br />

Fuarın açılış töreninde ev<br />

sahibi olarak Reed Tüyap Genel<br />

Müdürü Ali Muharremoğlu açılış<br />

70<br />

Nisan 2018


Events<br />

konuşmasını yaptı. Muharremoğlu<br />

konuşmasında şunları söyledi;”<br />

Türkiye ve gelişmekte olan Avrasya<br />

bölgesindeki sağlık sektörünü<br />

tek çatı altında toplayan lider<br />

fuar Expomed’e hoş geldiniz.<br />

Bakanlığımızın “Sağlıklı hayat<br />

tarzının benimsendiği ve herkesin<br />

sağlık hakkına kolayca eriştiği<br />

TÜRKİYE” vizyonu doğrultusunda<br />

sağlığa verilen önemin her geçen<br />

gün artması ve doğru yönetilen<br />

sağlık politikaları ile birlikte<br />

gelişen sektörümüzde; gerek<br />

kamu hastaneleri, gerekse özel<br />

hastanelere yapılan yatırımlar<br />

tüm dünyanın dikkatini üzerimize<br />

çekiyor. Geldiğimiz noktada<br />

Expomed katılımcısı ve ziyaretçisi<br />

ile Avrasya bölgesinin lider<br />

fuarları arasına girdi. 25. yılımızda<br />

yeni bir rekora imza attık. Bir<br />

önceki yıla göre %17’lik artış<br />

ile 30.000 metrekarelik sergi<br />

alanı büyüklüğüne ulaştık. 44<br />

ülkeden 585 firma ve 800 ‘ün<br />

üzerinde marka ile bölgenin en<br />

etkili pazarlama platformu haline<br />

geldik. Bugün itibariyle online<br />

kayıtlarımıza baktığımızda %30<br />

luk ziyaretçi artışını görüyoruz.<br />

90 ülkeden 6.500’ü yabancı olmak<br />

üzere 38.000 sektör profesyonelinin<br />

ziyaretini bekliyoruz. Ekonomi<br />

Bakanlığımız, DEIK ve<br />

TIKA işbirliği ile yıl boyunca<br />

temsilciliklerimiz ve acentalarımız<br />

aracılığıyla Türkiye, Balkanlar,<br />

Kafkasya, Rusya, İran, Kuzey Afrika<br />

ve Orta Doğu’yu kapsayan alım<br />

heyetleri organize edilmiştir.<br />

Bu kapsamda 674’ü yurtdışı<br />

misafirimiz olmak üzere 1000’in<br />

üzerinde profesyoneli, sektör<br />

temsilcileri ile buluşturuyoruz. Bu<br />

yıl fuarımızda bir çok yenilikler var;<br />

Dünyada ve ülkemizde yükselişte<br />

olan OTC (Reçetesiz ürünler) bu<br />

yıl ilk kez 6. ve 7. salonun fuaye<br />

girişinde ziyarete açılıyor Burada<br />

ana başlıklarıyla bahsettiğim<br />

birçok yeniliğin fuarımıza yapacağı<br />

olumlu katkıları hep beraber<br />

hissedeceğimizden eminim.<br />

Expomed 2018’in herkes için hayırlı<br />

ve bereketli bir fuar olmasını<br />

diliyorum.” dedi.<br />

Muharremoğlu ardından kürsüyü<br />

devralan T.C. Sağlık Bakanlığı<br />

Müsteşarı Prof. Dr. Eyüp Gümüş,<br />

sağlık sektöründeki son gelişmelere<br />

ve önem verdikleri üç konuya<br />

değindi. Gümüş; “Sağlık sektöründe<br />

insan kaynağı, fiziki mekanlar ve<br />

sağlık cihazları üzerine çalışmalar<br />

yapıyoruz. Son 5 yılda ülkemizdeki<br />

hastaneleri yenilemeye başladık.<br />

Şehir hastaneleri başta olmak<br />

üzere bütün hastanelerimizi<br />

elden geçirdik. Bu çalışmalarımız<br />

son hız devam ediyor. 3 yıl sonra<br />

yenilenmesi gereken hastane<br />

kalmayacak. Bu çalışmalarımız<br />

doğrultusunda 60 bin yataklı<br />

hastane zincirleri oluşturuyoruz.<br />

İnsan kaynağı konusuna gelirsek,<br />

hekimlerimiz için büyük yatırımlar<br />

yapıyoruz. 2003’te 250 bin olan<br />

insan kaynağımız bugün 650 bini<br />

Sağlık Bakanlığı çalışanları olmak<br />

üzere 1 milyona ulaştı. 2023 yılında<br />

200 bin kişilik bir hekim ordumuz<br />

olacak. Şu an görev yapan 80 bin<br />

pratisyen, 65 bin uzman hekimimiz<br />

var. Uzman hekim sayımızı 2023’te<br />

100 bine çıkarmayı hedefliyoruz.<br />

Diğer önem verdiğimiz bir<br />

başka konu olan sağlık cihazları<br />

konusunda; ülkemizin ciddi bir<br />

cihaz kapasitesi var. Bu anlamda<br />

tüm sektörümüzü yerli alıma ve<br />

yerli üretime yönlendiriyoruz.<br />

2015 yılının sonundan beri sağlık<br />

sektörünün yerelleşmesi için<br />

çalışıyoruz. Medikal malzeme<br />

ve tıbbı cihazda yerli üreticimizi<br />

destekliyoruz. Bunun haricinde<br />

Bakanlığımız ülkemizin sağlık<br />

sektörünün daha iyi gitmesi için hız<br />

kesmeden çalışmaya devam ediyor.<br />

” dedi.<br />

Nisan 2018 71


Article<br />

Baş ağrınızın nedeni sinüzit olabilir!<br />

Sinüs içerisi artmış basıncın baş ağrısına yol açtığını söyleyen Liv Hospital Kulak Burun<br />

Boğaz Uzmanı Yrd. Doç Deniz Kaya sinüs hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı:<br />

ÖNERİLERE UYUN, SİNÜZİTTEN<br />

KORUNUN<br />

- Grip ve nezle gibi üst solunum<br />

yolları enfeksiyonları azaltıldığında<br />

sinüzit gelişim riski azalır. Bu yüzden<br />

gripli insanlarla yakın temastan uzak<br />

durmak, el yıkamaya özen göstermek<br />

dolayısıyla sinüzit gelişim riskini<br />

azaltır. Altta yatan alerjik problemler<br />

varsa tedavi edilmesi gerekir.<br />

- Burun içini tahriş eden sigara gibi<br />

irritan kimyasallardan uzak durmak<br />

enfeksiyon riskini azaltır.<br />

- Oda havasını buhar makinaları<br />

kullanarak nemlendirmek sinüzit<br />

gelişimini engellemede yardımcıdır.<br />

Sinüsler yüz kemikleri<br />

içerisinde bulunan içi hava<br />

dolu hücrelerdir. İçlerinde<br />

burunu nemlendirmeye yönelik<br />

mukus denilen salgılar üretilir.<br />

İnce bir kanalla burun içine açılır<br />

ve bu salgılar burun içine direne<br />

edilir. Nezle gibi burun içinde bir<br />

enfeksiyon oluştuğunda burun<br />

içi ödemlenir ve şişer. Bu durum<br />

mukusun burun içine geçişine<br />

engel olarak sinüs içinde birikime<br />

ve sinüs içerisi basınç artışına yol<br />

açar.<br />

SİNÜZİTE BAĞLI BAŞ<br />

AĞRILARININ ÖZELLİKLERİ<br />

NELERDİR?<br />

- Her baş ağrısı sinüzit değildir.<br />

Bazen migren ve gerilim tipi<br />

nörolojik baş ağrıları sinüzit<br />

ağrılarını taklit ederler.<br />

- Genellikle yüzün ön kısmında<br />

(Yanaklar, alın ve göz arkalarında)<br />

hissedilirler. Sabahları şiddetli olup<br />

gün içi azalma eğilimindedirler.<br />

- Baş hareketleriyle özellikle başı<br />

öne eğmekle artış olur.<br />

- Isı değişiminden (Sıcak ortamdan<br />

soğuk ortama geçildiğinde)<br />

şiddetinde değişiklik olabilir.<br />

- Diğer sinüzit semptomlarıyla<br />

(Burun akıntısı, tıkanıklık, yüzde<br />

basınç hissi...) beraber görülürler.<br />

- Akut sinüzitler tedavi<br />

edilmediğinde daha kötü durumlara<br />

yol açabilir. Astım ataklarını<br />

tetikleyebilir. Uygun tedavi<br />

edilmediğinde kronik sinüzite<br />

yol açabilir. Enfeksiyon beyin<br />

zarlarına ulaştığında menenjite<br />

sebep olabilir. İltihabi durum göze<br />

ulaştığında ise görme problemleri,<br />

göz hareket bozukluklarına neden<br />

olabilir. Özellikle çocuklarda ortaya<br />

çıkan orta kulak iltihaplarının en<br />

önemli etkenlerindendir.<br />

TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?<br />

Tedavideki en önemli noktalardan<br />

birisi burun temizliğidir. Bu maksatla<br />

burun temizleme solüsyonları ve<br />

okyanus suları kullanılması çok<br />

faydalıdır. Tedaviye yardımcı olması<br />

açısından burun açıcı sprey ve hap<br />

şeklinde ilaçlar doktorlar tarafından<br />

önerilir. Her sinüzit enfeksiyonunda<br />

antibiyotik kullanılmaz. Virüs ve<br />

mantarlara bağlı sinüzitlerde<br />

antibiyotikler etkisizdir. Bakterilere<br />

bağlı gelişen sinüzitin büyük kısmı<br />

antibiyotik kullanmadan vücut<br />

direnci ile ortadan kalkar. Enfeksiyon<br />

şiddetli ve uzun süreli ise antibiyotik<br />

kullanımı önerilir. Altta yatan alerjik<br />

problemler varsa tedavi edilmelidir.<br />

Sinüzit enfeksiyonlarının ilaç<br />

tedavisine yanıt vermediği durumda<br />

sinüzit ameliyatları yapılabilir. Bu<br />

ameliyatlarda burun içinden genel<br />

anestezi altında sinüs ağrıları<br />

açılarak hastaların şikayetleri<br />

düzeltilebilir.<br />

72<br />

Nisan 2018


Article<br />

The reason for your headache may<br />

be sinusitis!<br />

Liv Hospital Ear Nose and Throat Specialist Assoc. Prof. Deniz Kaya, who said that<br />

increased pressure in the sinuses can cause headaches, explained what needs to be<br />

known about the sinuses:<br />

Sinuses are air filled<br />

chambers within the facial<br />

bones. Excretions called<br />

mucous are produced inside them<br />

to moisturize the nose. They open<br />

into the nose through a narrow<br />

channel and these excretions and<br />

drained into the nose. When an<br />

infection occurs in the nose like a<br />

cold the inner nose retains fluid<br />

and swells. This causes drainage<br />

of mucous into the nose to be<br />

blocked and therefore accumulate<br />

in the sinuses causing increased<br />

pressure.<br />

WHAT ARE THE<br />

CHARACTERISTICS OF SINUS<br />

RELATED HEADACHES?<br />

- Every headache is not sinusitis.<br />

Sometimes migraines and stress<br />

related neurological headaches<br />

can mimic sinusitis headaches.<br />

- Generally they are felt in the<br />

front of the face (cheeks, forehead<br />

and eye sockets).<br />

- They tend to be more intense in<br />

the morning and subside later in<br />

the day.<br />

- The pain increases with head<br />

movements and bending the head<br />

forward.<br />

- Changes in temperature (moving<br />

from a hot setting to cold) can<br />

cause changes in intensity.<br />

- The headaches may be seen<br />

with other sinusitis symptoms<br />

(runny nose, blockage, feeling of<br />

pressure on face).<br />

- When acute sinusitis is not<br />

treated it can cause worse<br />

problems. It can trigger asthma<br />

attacks. When not treated<br />

properly it can lead to chronic<br />

sinusitis. When an infection<br />

reaches the brain membrane this<br />

can lead to meningitis. When an<br />

infection reached the eyes vision<br />

problems and eye movement<br />

problems may occur. It is one of<br />

the most important factors in the<br />

middle ear infections that occur in<br />

children.<br />

FOLLOW RECOMMENDATIONS<br />

AND BE FREE OF SINUSITIS<br />

- When upper respiratory<br />

diseases like flu and colds are<br />

reduced the risk of developing<br />

sinusitis is reduced. Therefore<br />

keeping a distance from people<br />

with the flu and being careful to<br />

wash hands often reduces the risk<br />

of sinusitis.<br />

- If there are underlying allergy<br />

problems they need to be<br />

addressed.<br />

- Staying away from chemicals<br />

that irritate the nose like<br />

cigarettes will reduce the risk of<br />

infection.<br />

- Using humidifiers in a room for<br />

moisturizing will help prevent<br />

sinusitis.<br />

HOW IS IT TREATED?<br />

One of the most important points<br />

in treatment is keeping your nose<br />

clean. Nose cleaning solutions<br />

and ocean water can be beneficial<br />

for this purpose. Decongestant<br />

sprays and tablets can be<br />

recommended by your doctor for<br />

treatment. Antibiotics are not<br />

used in every kind of sinusitis.<br />

Antibiotics are ineffective against<br />

sinusitis related to viruses<br />

or fungus. A major portion of<br />

sinusitis developed in connection<br />

with bacteria can be overcome<br />

with the body’s resilience without<br />

using antibiotics. If the infection<br />

is serious and lasts long antibiotic<br />

use is recommended. If there<br />

are underlying allergy problems<br />

they need to be treated. When<br />

sinus infections do not respond to<br />

medications sinus surgery can be<br />

done. These surgeries can help<br />

to alleviate patient complaints<br />

by opening up the sinus pain<br />

through the nose under general<br />

anesthesia.<br />

Nisan 2018 73


Article<br />

Kemoterapi alan hastalar için<br />

15 beslenme önerisi<br />

Sağlıklı beslenme kansere karşı<br />

koruyucu etki yaparken kanser<br />

tanısı almış hastalarda da tedavinin<br />

en büyük yardımcılarından biri<br />

olarak öne çıkıyor. Kemoterapi<br />

sürecinde enerjileri en aza<br />

inen ve iştahı azalan hastalar<br />

doğru bir beslenme planlaması<br />

ile zinde kalabiliyor. Memorial<br />

Ankara Hastanesi Beslenme<br />

ve Diyet Bölümü’nden Dyt.<br />

Emine Yüzbaşıoğlu, kemoterapi<br />

hastalarına beslenme ipuçları verdi.<br />

Uygun miktarda tüketilecek<br />

doğru besinler yaşam kalitesini<br />

artırıyor<br />

Kanser tedavisinde kemoterapi<br />

sürecinde, hastalığın seyrine<br />

olumlu etki yapacak bir beslenme<br />

tarzının belirlenmesi çok<br />

önemlidir. Bunun için onkololoji<br />

uzmanının yanı sıra beslenme<br />

ve diyet uzmanından destek<br />

alınmalıdır. Hastanın kan değerleri,<br />

kemoterapi sonrası yaşadığı<br />

süreç ve bağışıklık sisteminin<br />

durumuna göre uygulanacak<br />

beslenme programı hastanın yaşam<br />

kalitesinin artırılmasına olumlu etki<br />

yapacaktır.<br />

Kemoterapi tedavisi sırasında;<br />

1. Kişi iştahsız olduğu dönemlerde<br />

kendini olumlu yönde motive<br />

ederek, sevdiği yemekleri yemeye<br />

çalışmalıdır.Hastanın bulantısı<br />

varken kesinlikle yemek yemeye<br />

zorlanmamalıdır.<br />

2. Az ve sık beslenmeye özen<br />

gösterilmelidir. Yemek için acıkmayı<br />

beklemek doğru değildir.<br />

3. Ana yemeklerde sulu yiyecekler<br />

yerine, katı yiyecekler tercih<br />

edilmelidir. Sulu yiyecekler,<br />

doygunluk hissi vereceğinden az<br />

yemek yenmesine sebep olacaktır.<br />

4. Özellikle hasta bulantısı olduğu<br />

dönemlerde, yağlı, şekerli ve<br />

kızartma türü yiyeceklerden uzak<br />

durmalıdır. Bunların yerine tuzlu<br />

ve kuru besinler ( kraker, az yağlı<br />

peynir, leblebi, yağsız tost, yağsız<br />

makarna gibi) tercih edilebilir.<br />

5. Kişi yemeğini havadar, ışık alan,<br />

kalabalık olmayan bir ortamda ve<br />

sevdiği bir müzik eşliğinde yiyebilir.<br />

6. Hasta günlük ihtiyacı olan<br />

kaloriyi almak için iştahsız olduğu<br />

dönemlerde porsiyonu küçük ancak<br />

kalorisi yüksek yiyecekler tercih<br />

etmelidir. Bunlar sütlü ve meyveli<br />

tatlılar, pekmez, bal, hoşaf, taze<br />

sıkılmış meyve suları, pilav veya<br />

makarna olabilir.<br />

7. Protein gereksinimi için kırmızı<br />

et, tavuk balık veya yumurta<br />

tüketmeye özen gösterilmelidir.<br />

Ana öğünlerin en az birinde bu<br />

yiyeceklerden hangisi daha rahat<br />

tüketiliyorsa kişi kendine uygun<br />

bir pişirme yöntemiyle hazırlanmış<br />

yemeğini yiyebilir.<br />

8. Günde 6-8 bardak su içilmelidir.<br />

Kişi su içmek istemiyorsa; bitki çayı,<br />

meyve suyu, ayran gibi içeceklerle<br />

sıvı ihtiyacını karşılamalıdır.<br />

9. Bitki karışımlarının tedaviye<br />

yardımcı olacağı düşünmesi ile<br />

doktora danışmadan asla bu tür<br />

ürünler kullanılmamalıdır.<br />

10. Yemek saatleri, kişinin<br />

kendisini iyi hissettiği zamana<br />

göre ayarlanmalıdır. Mümkünse<br />

öğünlerden önce temiz havada<br />

yürüyüşler yapılmalıdır.<br />

11. Kokuya duyarlı olunan<br />

dönemlerde yemek kokusundan<br />

uzak bir ortamda, yoğurtla veya<br />

soğuk yenebilen yiyecekler tercih<br />

edilmelidir.<br />

12. Yemeklerin rahatsız edici<br />

kokularını azaltmak ve daha lezzetli<br />

hale getirmek için nane ve kekik<br />

gibi baharatlar kullanılmalı, yemek<br />

sunumunun iştah açıcı olmasına<br />

dikkat edilmelidir.<br />

13. Ağır parfüm, sigara ve yemek<br />

kokuları gibi kişiyi rahatsız<br />

edebilecek kokulardan uzak<br />

durulmalıdır.<br />

14. Bulantı olduğu zaman derin<br />

ve yavaş nefes alma egzersizleri<br />

yapılmalıdır. Sürekli bulantı varsa<br />

kişi televizyon seyretme, müzik<br />

dinleme, örgü örme ya da kitap<br />

okuma gibi kendini oyalayacak<br />

aktivitelere yönelmelidir.<br />

15. Bazı mentollü şekerlemeler<br />

rahatlatıcı olabilmektedir.<br />

74<br />

Nisan 2018


Article<br />

D vitamini eksikliği kilo vermeyi zorlaştırıyor<br />

Sağlıklı Beslenme ve Diyet Uzmanı Taylan Kümeli, D vitamini eksikliğinde kemik gelişimi<br />

ve bağışıklık sisteminin zayıflamasının yanı sıra enerji tüketim dengelerinin de etkilenerek<br />

yağlanmanın kolaylaştığını açıkladı.<br />

Dünya genelindeki insanların<br />

yaklaşık yüzde 50’sini<br />

etkilediği tahmin edilen<br />

D vitamini eksikliği; kemik<br />

gelişimden bağışıklık sistemine,<br />

çocuklarda büyüme gelişmeden<br />

diş çıkarmada gecikmeye kadar<br />

sağlımıza birçok açıdan etki ediyor.<br />

Ancak D vitamininin etkisi tüm<br />

bunlarla sınırlı kalmıyor. Yapılan<br />

son araştırmalar kilo vermeyi<br />

etkileyen unsurların başında D<br />

vitamini eksikliğinin de yer aldığını<br />

gösteriyor. Bahar aylarının gelip<br />

yaz aylarının yaklaşmasıyla kilo<br />

vermek için diyet yapan kişilerin<br />

sayısında da artış yaşandığını<br />

belirten Sağlıklı Beslenme ve<br />

Diyet Uzmanı Taylan Kümeli, “ Kilo<br />

vermek ya da mevcut kilomuzu<br />

korumak sanıldığı kadar zor değil.<br />

Önemli olan vücudumuzun ihtiyacını<br />

iyi bilmek. Ancak maalesef kilo<br />

verirken eksik ya da kulaktan dolma<br />

bilgilerle hareket edebiliyoruz. Kilo<br />

verirken dikkat etmemiz gereken<br />

unsurlardan biri de D vitamini<br />

değerlerimiz. Özellikle kadınlarda<br />

sıklıkla yaşanan D vitamini eksikliği<br />

kilo vermeyi etkileyen unsurların<br />

başında geliyor. D vitamininin<br />

kalp, beyin ve pankreas gibi birçok<br />

organımızda özel reseptörleri var.<br />

D vitamini reseptörlerine sahip<br />

dokulardan biri de kaslarımız. D<br />

vitamininden mahrum kalan kaslar<br />

daha çabuk yoruluyor ve o kasların<br />

metobolizmaları bozuluyor. Bu<br />

durum da enerji tüketim dengelerini<br />

olumsuz etkileyerek, yağlanmayı<br />

kolaylaştırıyor” dedi.<br />

“Kilo veremiyorsanız D vitamini<br />

seviyenizi ölçtürmelisiniz”<br />

Kümeli, kilo programına aldıkları<br />

herkesin yeterli D vitamini stoğu<br />

bulunup bulunmadığına baktıklarını<br />

belirterek, “ Bir kişide D vitamini<br />

değeri 21 mg’ın altındaysa bu<br />

rakamı 50-60 mg’lara yükseltmeye<br />

çalışıyoruz. Gözlemlerimiz bize<br />

gösteriyor ki; D vitamini seviyesi<br />

iyileşen kişilerde açlıklarını kontrol<br />

etme, daha az yeme ve daha<br />

uzun süre tok kalma belirtileri<br />

başlıyor. Kilo programlarındaki<br />

yağ yakma hızları da artıyor.<br />

Ayrıca D vitamini, aynı omega-3<br />

yağları gibi en fazla karın- göbek<br />

bölgesindeki yağların erimesine<br />

etki ediyor. Bunu da muhtemelen<br />

kalsiyumun etkinliğini artırarak<br />

başarıyor. Avrupa Endokrin Derneği<br />

Klinik Uygulama Kılavuzuna göre<br />

D vitamini alımında günlük idame<br />

dozlar; 1 yaşından küçük bebeklere<br />

günde 400 ünite, 1-18 yaş arası<br />

çocuklara günde 600 ünite, 18 yaş<br />

ve üzeri yetişkinlerde günlük 1000<br />

ünitedir. Piyasada farklı formlarda<br />

D Vitaminleri bulunmasına karşın<br />

katkı maddesi ve BHA içermeyen,<br />

sprey formda D vitamini seçenekleri<br />

de bulunmaktadır. Son dönemlerde<br />

sprey formu gibi kullanımı kolay,<br />

saf zeytinyağı içinde sunulan D3<br />

vitaminleri tercih edilmektedir.<br />

“ dedi. Taylan Kümeli, özellikle<br />

kilo veremeyenlerin muhakkak D<br />

vitamini seviyelerini ölçtürmeleri<br />

gerektiğini, aksi halde kilo vermenin<br />

oldukça zorlaşabileceğini sözlerine<br />

ekledi.<br />

76<br />

Nisan 2018


News<br />

Çocukların eklemlerindeki kızarıklık,<br />

şişlik ve ateşe dikkat<br />

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi ve Çocuk Romatoloji<br />

Derneği; çocukluk romatizmasıyla ilgili bir panel düzenleyerek uzmanları ve hasta<br />

yakınlarını bilgilendirdi. Global biyofarma şirketi AbbVie’nin desteği ile gerçekleştirilen<br />

organizasyonda, hasta yakınları hastalık hakkında bilinçlendirildi:<br />

Dr. Fzt. Nilay Arman’ın “Egzersiz<br />

Neden Önemlidir?” konulu<br />

konuşmalarıyla hasta ve aileleri<br />

bilgilendirildi. Hasta yakınlarının<br />

yoğun ilgi gösterdiği panel; hasta<br />

yakınlarının uzmanlara sorduğu<br />

sorularla son buldu.<br />

İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi<br />

Hastanesi Temel Bilimsel Tıp<br />

Bilimleri Ekrem Kadri Unat<br />

Anfisi’nde düzenlenen panel; İ.Ü<br />

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk<br />

Sağlığı ve Hastalıkları Pediatrik<br />

Romatoloji Bölümü Öğretim Üyesi<br />

Prof. Dr. Özgür Kasapçopur’un<br />

açılış ve “Romatizma Nedir?”<br />

konuşmasıyla başladı. İ.Ü<br />

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk<br />

Sağlığı ve Hastalıkları Pediatrik<br />

Romatoloji Bölümü Öğretim<br />

Görevlisi Dr. Sezgin Şahin’in<br />

“İltihaplı Romatizmal Hastalıklar<br />

Nelerdir?” ve Cerrahpaşa Tıp<br />

Fakültesi Çocuk Sağlığı ve<br />

Hastalıkları Pediatrik Romatoloji<br />

Bölümü Öğretim Görevlisi Dr.<br />

Amra Adroviç’in “İltihapsız<br />

Romatizmal Hastalıklar Nelerdir?”<br />

konuşmasıyla devam etti. Panelde<br />

ayrıca; Cerrahpaşa Tıp Fakültesi<br />

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları<br />

Pediatrik Romatoloji Bölümü<br />

Öğretim Görevlisi Uzman Dr.<br />

Kenan Barut “Ailesel Akdeniz Ateşi<br />

Nedir?”, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi<br />

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları<br />

Pediatrik Romatoloji Bölümü<br />

Hemşire Aslı Kaplan “Tedaviye<br />

Uyum Neden Önemlidir?”,<br />

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk<br />

Sağlığı ve Hastalıkları Pediatrik<br />

Romatoloji Bölümü Öğretim<br />

Görevlisi Doç. Dr. Ela Tarakçı ve<br />

ÇOCUKLUK ROMATİZMASI<br />

(JÜVENİL İDYOPATİK ARTRİT)<br />

NEDİR?<br />

Jüvenil İdyopatik Artrit, kısaca<br />

JIA, bağışıklık sisteminde<br />

artmış inflamatuvar yanıtla<br />

belirginleşerek 16 yaşından<br />

önce ortaya çıkan, kronik ve<br />

otoimmün bir hastalıktır.1<br />

Hastalığın dünyada prevalansının<br />

100,000’de 16 ila 150 olduğu<br />

düşünülmektedir.2 JIA,<br />

çocuklarda en sık görülen kronik<br />

romatizmal hastalık olarak kısa<br />

ve uzun dönem sakatlıkların en<br />

önemli sebeplerinden biridir.3<br />

Bu hastalık, tekil bir hastalık<br />

olmaktan çok, çeşitli belirtilerin<br />

bir arada görülebileceği bir<br />

hastalıklar toplamıdır ve sebep<br />

veya sebepleri tam olarak<br />

bilinmemektedir. Hastalığın<br />

temel belirtileri; 16 yaşından<br />

önce başlaması, 6 haftadan uzun<br />

sürmesi, bir veya daha fazla<br />

eklemi tutan artritin (eklemde<br />

şişme, ısı artışı, hareket kısıtlılığı<br />

yada kızarıklık) varlığı ve ağrıdır.1<br />

Nisan 2018 77


Panorama<br />

Bu yılın modası sağlıklı tasarımlar<br />

Türkiye’de ofis mobilyası sektörünün öncü markası Bürotime, çalışma alanları yerine<br />

yaşam alanları oluşturma olgusuyla hareket ederek, İş Sağlığı ve Güvenliği’ni de göz<br />

önünde bulundurarak; sağlıklı, ergonomik ve çalışanların ihtiyaçlarını karşılayacak insan<br />

odaklı tasarımlar geliştiriyor.<br />

Bürotime Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Tosunoğlu<br />

Özgün tasarım alternatiflerinin<br />

ve ofis alışkanlıklarının<br />

her geçen gün daha da<br />

geliştiği günümüzde, değişen iş<br />

kültürü ve çalışan beklentilerine<br />

hitap edebilmek en önemli<br />

farkındalık unsuru olarak göze<br />

çarpıyor. Bu doğrultuda hareket<br />

eden ofis mobilyası sektörünün<br />

öncü markalarından Bürotime,<br />

tasarımlarını çalışanların farklı<br />

ihtiyaç, beklenti ve kullanım<br />

alışkanlıklarını göz önünde tutarak<br />

geliştiriyor. Ofis mobilyaları<br />

konusunda geliştirdiği tasarımlarda<br />

çalışanlara en uygun kişisel<br />

çözümleri sunarken; ofis genelinde<br />

hareket serbestliği, çok işlevli<br />

çalışma alanları, ev sıcaklığı ve<br />

mahremiyetini hissettirebilecek<br />

özel alanlar da oluşturuyor.<br />

Ofisler Yaşam Alanı Haline Geldi<br />

Günümüzde birçok şirketin<br />

ofis mobilyaları tercihlerinde,<br />

çalışanlarının kuruma aidiyet<br />

hissedeceği ve kurum kültürüne<br />

bağlılık gösterebileceği tasarımları<br />

kullandığına dikkat çeken Bürotime<br />

Yönetim Kurulu Başkanı ww<br />

Tosunoğlu; ‘’Çalışanların bireysel<br />

ihtiyaçlarını, iş yerinde ergonomiyi<br />

ve konforu ön planda tutuyoruz.<br />

Çalışma alanları yerine yaşam<br />

alanları oluşturma olgusuyla<br />

hareket ediyor; her zaman samimi,<br />

doğal ve ev rahatlığı sunan<br />

mekanların oluşturulabilmesini<br />

hedefliyoruz. Çalışma kültürünün<br />

masa başından sosyal mekanlara,<br />

insan odaklı tasarım anlayışına<br />

evrildiği günümüzde ofisler artık<br />

hepimiz için birer yaşam alanı<br />

haline dönüştü. Bu ihtiyaçtan<br />

hareketle tasarımlarımızı her<br />

geçen gün geliştiriyoruz’’ diyor.<br />

Sürdürülebilir Yaşam,<br />

Sürdürülebilir Tasarım<br />

Tasarımda her ne kadar işlevsellik,<br />

görünüm ve kullanıcıda uyandırdığı<br />

his temel alınsa da günümüzde<br />

değişen çevresel uygulama<br />

ve farkındalıklar tasarımcı ve<br />

üreticileri yeni bir yaklaşım olan<br />

“sürdürülebilirlik” kavramını<br />

benimsemeleri yönünde zorluyor.<br />

Bürotime bunu çalışmalarına<br />

merkez alan ilk kurum olma<br />

özelliği taşıyor. Hüseyin Tosunoğlu;<br />

’Sürdürülebilir tasarımın ölçüsü<br />

ve kullanım alanı ne olursa olsun<br />

kullanıcıya fiziksel ve psikolojik<br />

yönden fayda sağlamalı ve çözüm<br />

sunmalıdır. Bürotime, tasarım<br />

stratejisini yaşam kalitesini<br />

arttıran ve ekosistemi koruyan<br />

ürün alternatifleri çerçevesinde<br />

kurgulayarak yola çıkmıştır.<br />

Bu gereksinimden hareketle<br />

kullanıcıya iç mekân hava kalitesi<br />

yüksek ortamlar sunabilmek<br />

için, 2014 yılında GREENGUARD<br />

Çevre Enstitüsü’ne başvurarak<br />

sertifika sürecine dâhil olmuş ve<br />

Türkiye’de koltuk ve mobilya ürün<br />

grubunda GREENGUARD Gold<br />

sertifikası almaya hak kazanan<br />

ilk ofis mobilya üreticisi unvanını<br />

elde etmiştir. Bürotime olarak;<br />

değişen ofis kavramının geleceğin<br />

trendleri ve akıllı teknolojileri<br />

ekseninde ne kadar evrilse de<br />

insan hayatının bir köşesinde hep<br />

var olacağına inanıyor; karşılıklı<br />

iletişim ve paylaşım gibi değerlerin<br />

çalışanların bir aradayken daha<br />

etkili hissedilebileceği duygusunu<br />

taşıyoruz. Bizim için asıl önemli<br />

olan, geliştirdiğimiz ürünler ve<br />

sunduğumuz hizmetin insanlığa<br />

ve çevreye bir katma değer olarak<br />

yansımasıdır.’’ açıklamasında<br />

bulundu.<br />

78<br />

Nisan 2018


News<br />

Dikkat! İnflamatuvar bağırsak hastası olabilirsiniz<br />

Prof. Dr. Orhan Sezgin<br />

Günümüzde sıkıntı, stres,<br />

anksiyete, gerginlik<br />

ile birlikte bağırsak<br />

hastalıklarının da yaygınlaştığı<br />

biliniyor. Yapılan çalışmalarla da<br />

kişinin ruh sağlığının bağırsakları<br />

etkileyebildiği görülürken<br />

bağırsaklarda barınan mikropların<br />

cinsi ve sayısı çeşitlilik gösteriyor.<br />

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi<br />

Hastanesi Gastroenteroloji Bilim<br />

Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan<br />

Sezgin, inflamatuvar bağırsak<br />

hastalıkları (İBH) ile irritabl<br />

bağırsak sendromunun (İBS)<br />

farkını anlattığı açıklamalarında<br />

her iki hastalığın da tam olarak<br />

sebeplerinin bilinmediğini<br />

belirtti. Dr. Sezgin “İnflamatuvar<br />

bağırsak hastalıkları ülseratif<br />

kolit ve Crohn hastalığı dediğimiz<br />

iki temel hastalıktan oluşuyor.<br />

İBH’ın belirtileri daha çok ishal,<br />

dışkıda kan, kramp biçiminde<br />

karın ağrısı, hızlı kilo kaybı, ateş<br />

yüksekliği ile sürekli bitkinlik ve<br />

halsizlik şeklindedir. Kroniktir ve<br />

ömür boyu sürmektedir. İrritabl<br />

bağırsak hastalığı ise daha çok<br />

psikolojik kökenli olup; karında<br />

şişkinlik, gaz, gerginlik, ağrı, büyük<br />

tuvalet alışkanlıklarında bazen<br />

kabızlık, bazen ishal şeklinde belirti<br />

gösterir” şeklinde konuştu.<br />

İBH ve İBS hastalıklarının<br />

birbirine karıştırılabildiğini ve tanı<br />

konması açısından da zorlukların<br />

yaşanabildiğini vurgulayan Prof.<br />

Dr. Orhan Sezgin, şöyle devam etti:<br />

“Bunun sebebi, her iki hastalığın da<br />

vücudun aynı bölgesinde meydana<br />

gelmesiyle birlikte genellikle ağrı<br />

ve ishal gibi benzer belirtileri<br />

göstermeleridir. Ancak testler<br />

ve muayene yoluyla İBH ve İBS<br />

arasında ayrım kolayca yapılabilir.<br />

Daha önce de belirttiğimiz<br />

gibi ishal, dışkıda kan, kramp<br />

biçiminde karın ağrısı, hızlı kilo<br />

kaybı, kabızlık, sürekli bitkinlik<br />

ve halsizlik, ateş yüksekliği gibi<br />

belirtiler gösteren hastaların bir<br />

gastroenteroloji uzmanına giderek<br />

gerekli tetkikleri yaptırmaları<br />

ve sonrasında tedavi süreçlerini<br />

aksatmamaları son derece<br />

önemlidir.<br />

Caution! You may have inflammatory intestinal disease<br />

In our present day it is a known<br />

fact that intestinal diseases<br />

have become more common<br />

with distress, stress, anxiety and<br />

tension. While studies show that<br />

a person’s mental state can affect<br />

their intestines, the germs that live<br />

inside intestines can vary in type<br />

and variety.<br />

In the explanations made by<br />

Mersin University Medical Faculty<br />

Hospital Gastroenterology<br />

Specialty Teaching Staff Member<br />

Prof. Dr. Orhan Sezgin, in which<br />

he explained the difference<br />

between inflammatory intestinal<br />

disease (IBH) and irritable bowel<br />

syndrome (IBS), he pointed out<br />

that the reason for both diseases<br />

is not fully known. Dr. Sezgin<br />

said “Inflammatory intestinal<br />

diseases are comprised of the two<br />

basic conditions called ulcerative<br />

colitis and Crohn’s disease.<br />

The symptoms of IBH are more<br />

diarrhea, blood in the stool, cramps<br />

in the abdomen, rapid weight loss,<br />

high fever and constant fatigue and<br />

weakness. It is chronic and lasts a<br />

lifetime. Irritable bowel syndrome<br />

is more psychological and presents<br />

with bloating, gas, tension, pain,<br />

constipation at times and diarrhea<br />

at times”.<br />

Prof. Dr. Orhan Sezgin, who<br />

emphasized that IBH and IBS can<br />

be confused and there are some<br />

difficulties in diagnosis, added: “The<br />

reason for this is that both conditions<br />

occur in the same region of the body<br />

and generally have some of the same<br />

symptoms like pain and diarrhea.<br />

However the distinction between IBH<br />

and IBS can easily be made through<br />

testing and examination. As we have<br />

said before it is extremely important<br />

for patients with complaints of<br />

diarrhea, blood in the stool, cramps<br />

in the abdomen, rapid weight loss,<br />

constipation, constant fatigue<br />

and weakness and fever to go to<br />

a gastroenterology specialist and<br />

get tested and then follow their<br />

treatment process without fail.<br />

80<br />

Nisan 2018


Article<br />

Antidepresanlar değil, yanlış<br />

kullanımı tehlikeli<br />

Antidepresanların bilinçsiz ve yanlış kullanımının çok önemli ve hayati sonuçlar doğurabileceğini<br />

vurgulayan Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu durumun antidepresanlardan<br />

değil yanlış ve bilinçsiz kullanımdan kaynaklandığına dikkat çekiyor:<br />

İlaç kanıt düzeylerini belirleme<br />

çalışmaları yıllarca sürüyor<br />

Antidepresanlar çıkmadan önce<br />

birinci faz çalışmalar yapılır, hatta<br />

faz öncesi çalışmalar yapılır.<br />

Daha sonra hayvan deneyleri<br />

yapılır. Hayvan deneylerinden<br />

sonra sağlıklı gönüllüler üzerinde<br />

denenir. Bu da yeterli değil, hasta<br />

gönüllüler üzerinde denenir. Bunlar<br />

denendikten sonra artık üçüncü<br />

faza geçilir. Bundan sonra piyasada<br />

kullanılırken etkisine bakılır. Bir<br />

ilaçla ilgili tüm bu aşamalar 15-20<br />

sene sürüyor. Bu süreç içerisinde<br />

bazı yayınlar oluyor, bu konuda 95<br />

olumlu yayın var, 5 olumsuz yayın<br />

varsa o 5 bilgiyi alıp 95 bilginin<br />

yerine koymak son derece hatalı bir<br />

bakış açısı.”<br />

Depresyon, ciddi bir<br />

hastalık<br />

Depresyon hastalığı bütün<br />

dünyada artıyor, bu bilinen bir<br />

gerçek. Dünya Sağlık Örgütü,<br />

2020 yılında önlem alınmazsa<br />

dünyanın en önemli sağlık sorunu<br />

olacağı uyarısında bulunuyor.<br />

Depresyonda duyu yitimi yapan<br />

bir durum ortaya çıkıyor. Hastalık<br />

ölüme yol açmıyor ama kişileri<br />

çalışamaz hale getiriyor. Kişinin<br />

işlevselliğini bozuyor, fonksiyonsuz<br />

hale getiriyor. Bu nedenle çok<br />

daha büyük bir risk taşıyor. Son<br />

günlerde yer alan tartışmalarda<br />

bir bilgi çarpıtması söz konusu.<br />

Şöyle bir söz vardır; ‘En tehlikeli<br />

yalan abartılmış doğrulardır’ diye.<br />

Burada antidepresanlar peynir<br />

ekmek gibi kullanılıyor demek<br />

doğru. Benim halamın oğlu<br />

antidepresanlar yüzünden öldü<br />

demek ise kanıtsız konuşmak. Bir<br />

bilim kadınına yakışmayacak bir<br />

durum var ortada. Söylenenlerin<br />

kanıta dayanması gerekiyor. 99<br />

araştırma olumlu sonuç verir bir<br />

araştırma bu sonuca uymazsa o<br />

araştırmayı alıp kesin kanıt diye<br />

sunmak algıları bozar. Tıpkı şeker<br />

şurubu kokain kadar zararlıdır<br />

demek gibi<br />

Antidepresanların kanıt düzeyi<br />

yıllarca süren çalışmalarla<br />

belirleniyor<br />

Birinci alt seviyede kanıt vardır.<br />

Klinik olgular vardır, şu ilacı<br />

kullandım, bu kişiye iyi geldi<br />

der, herkes bunu yayınlar. Daha<br />

sonra bu klinik seri haline gelir<br />

onlarca kişi üzerinde uygulanır,<br />

bu da yeterli değildir. Daha sonra<br />

klinik araştırmalar yapılır: Açık<br />

ölçekli, plasebo kontrollü çift yön<br />

çalışmalar yapılır. Bu çalışmalarla<br />

bu ilacın, maddenin ya da bitkinin<br />

işe yarayıp yaramadığına bakılır.<br />

Eğer oradan da olumlu çıkarsa daha<br />

geniş ölçekli daha büyük çalışmalar<br />

yapılır. Ondan sonra meta analizler<br />

oluşur, 4 bin kişilik. Artık kanıt<br />

düzeyi yükselmiştir denir”<br />

82<br />

Nisan 2018


Article<br />

Genelleme yapmak son derece<br />

sakıncalı<br />

Antidepresanların 30-40 yıl önce<br />

ortaya çıktığını belirten Prof. Dr.<br />

Nevzat Tarhan, Antidepresanlar<br />

boşuna kullanılıyor, işe yaramıyor<br />

demek doğru değil. burada<br />

abartılmış doğru diyebileceğimiz<br />

yalan var. Birkaç örnek vakadan<br />

hareketle genelleme yapmak son<br />

derece sakıncalı” dedi.<br />

Antidepresan kullanımı kişiye<br />

özel olmalı<br />

Depresyon bir beyin hastalığıdır.<br />

Depresyon kişinin beynindeki<br />

kimyasal iletimin bozulmasıyla<br />

ilgili bir hastalık, bu sadece<br />

serotoninle ilgili değil. 10’a yakın<br />

kimyasal sorumlu tutuluyor.<br />

Birisi olmazsa nöroadrenalin<br />

oluyor, dopamin oluyor, endorfin<br />

oluyor. Birçok kimyasalların rolü<br />

var beyindeki. O nedenle şimdi<br />

kişiye özel tıp üzerinde duruluyor.<br />

Precision Medicane olarak<br />

geçiyor. Mükemmel tıp bulunmaya<br />

çalışılıyor. Kişiye özel tedavi, o<br />

kişinin bireysel ihtiyaçlarına göre,<br />

genetik profilini çıkarıyoruz. Genetik<br />

profiline göre en doğru, en uygun,<br />

doğru doz, doğru ilaç, doğru süreyi<br />

tayin etmeye çalışıyoruz.”<br />

Yanlış kullanımın sonuçlarını<br />

antidepresana fatura<br />

edemezsiniz<br />

Üç antidepresanı bir arada alan<br />

kişinin beynindeki serotoninler<br />

aşırı artar, kişi maniye girebilir.<br />

Kişide ölüm düşünceleri oluşmaya<br />

başlayabilir. Kişide intihar<br />

düşünceleri oluşabilir. Bunların<br />

hepsi antidepresanların yanlış<br />

kullanılmasıyla ilgili. Antidepresan<br />

kullanımıyla değil. Yanlış kullanım<br />

sonucu ortaya çıkan durumları<br />

antidepresanlara fatura etmek son<br />

derece zihinsel bir çarpıtmadır.<br />

Son derece yanlış bir davranıştır.<br />

Toplumu yanlış etkileyecek bir<br />

durumdur. Antidepresanlar<br />

kimyasal silah gibi ilaçlardır,<br />

hastalığı yok etmek için üretiliyor.<br />

Bu silah yanlış kullanılırsa rastgele<br />

kullanılırsa tabii ki bir bedeli<br />

olacaktır. Bu nedenle ilaçları<br />

evlerde rastgele kullanım ciddi<br />

risklidir ve tehlikelidir.<br />

Doktor kontrolünde kullanılmalı<br />

Hekimler olarak ilacın türüne göre<br />

ilaç kesmede çapraz yöntemler<br />

vardır. Bunun yerine geçecek<br />

ilaç konulur, biri azaltılırken<br />

diğeri artırılır. Genellikle en<br />

çok kullanılan yöntem budur.<br />

Bu, kişinin bireysel ihtiyacına<br />

göre, vücudun ihtiyacına göre,<br />

yan etkilerine göre verilir. İlacı<br />

alırsa kazanacağı, kaybedeceği<br />

şey, almazsa kazanacağı ve ya<br />

kaybedeceği şey, ona bakılır. Eğer<br />

almazsa kaybedeceği şey daha<br />

fazlaysa, risk yönetim, yapılır.<br />

O riskler takip altına alınır. Bu<br />

nedenle ilaçlar kademeli bir şekilde<br />

bırakılmalıdır. İlaçlar aniden<br />

bırakılırsa ribaund etki dediğimiz,<br />

geri tepme gibi başka yan etkiler<br />

ortaya çıkıyor. Sonuçta bu ilaçlar<br />

bıçak gibidir. İyi kullanılırsa ekmeği<br />

keser, yanlış kullanılırsa adamı<br />

yaralar” diye konuştu.<br />

Nisan 2018 83


Article<br />

antidepressants are being used<br />

pointlessly; that they don’t work.<br />

There is a lie here that we could<br />

say is an exaggerated truth. It is<br />

very wrong to generalize based on<br />

a few case studies”.<br />

Antidepressant use should be<br />

customized<br />

Depression is a brain disorder.<br />

Depression is a disorder related to<br />

the chemical communication in the<br />

person’s brain being compromised;<br />

it is not just about serotonin. There<br />

are nearly 10 chemicals that are<br />

responsible for depression. If it is<br />

not one of them it is noradrenalin,<br />

dopamine or endorphin. Many<br />

chemicals have a role in the brain.<br />

Therefore personalized medicine<br />

is being emphasized now. It is<br />

referred to as Precision Medicine.<br />

The perfect medicine is being<br />

sought. In precision medicine we<br />

map out a genetic profile according<br />

to the person’s individual needs.<br />

We try to determine the most<br />

correct, most suitable dose, the<br />

right medication and the right<br />

period according to their genetic<br />

profile.”<br />

You can’t blame the results<br />

of incorrect use on the<br />

antidepressant<br />

When a person takes three<br />

different antidepressants<br />

together the serotonin in their<br />

brain increases excessively and<br />

may set them off into a mania.<br />

The person may develop suicidal<br />

thoughts. All of these are related<br />

to misuse of antidepressants,<br />

not use of antidepressants.<br />

Blaming the consequences of<br />

misuse on antidepressants is a<br />

very wrong mental distortion. It<br />

is very incorrect behavior. It is a<br />

situation that will have the wrong<br />

effect on society. Antidepressants<br />

are medications like chemical<br />

weapons; they are used to<br />

eliminate disease. If this weapon<br />

is misused or used randomly there<br />

will of course be consequences.<br />

Therefore random use in homes is<br />

seriously risky and dangerous.<br />

They should be used under<br />

doctor monitoring<br />

There are cross methods among<br />

physicians for ceasing medication.<br />

Another medication replaces it and<br />

while decreasing one the other is<br />

increased. Generally this is the<br />

method most commonly used.<br />

This is prescribed according to the<br />

person’s individual need, the needs<br />

of the body and the side effects.<br />

What they will gain and what they<br />

will lose by taking or not taking<br />

the medication is assessed. If their<br />

losses will be great by not taking<br />

the medication risk management is<br />

applied. Those risks are monitored.<br />

This is why the medication should be<br />

dropped gradually. If the medication<br />

is stopped suddenly other side<br />

effects like backlash that we call the<br />

rebound effect could happen. These<br />

medications are like a knife. If used<br />

well they will cut bread, if used wrong<br />

they will injure a person”.<br />

84<br />

Nisan 2018


Article<br />

Antidepressants are not dangerous, using<br />

them incorrectly is<br />

Psychiatrist Prof. Nevzat Tarhan, who emphasized that using antidepressants unknowingly can<br />

lead to important and life threatening results, drew attention to the fact that the cause of this<br />

is not the antidepressants themselves but from using them incorrectly:<br />

these trials are done the third<br />

phase is moved onto. Then the<br />

effects are monitored during use<br />

on the market. All of the phases<br />

concerning a medication last 15-20<br />

years. Some publications come out<br />

during this time. If there are 95<br />

positive publications and 5 negative<br />

publications and you take the 5<br />

publications and put them in place<br />

of the 95 publications this is a very<br />

wrong perspective.”<br />

Depression is a serious<br />

illness<br />

It is a fact that depression<br />

disorders are increasing<br />

throughout the world. The World<br />

Health Organization warns that<br />

if action is not taken depression<br />

will become one of the most<br />

serious problems in 2020. In<br />

depression an anesthesia situation<br />

occurs. The disease does not<br />

cause death but it makes people<br />

dysfunctional. People affected<br />

by depression become unable to<br />

carry out functions. Therefore<br />

the risks are much higher. There<br />

is a distortion of information in<br />

discussions recently. There is<br />

a saying; ‘The most dangerous<br />

lies are exaggerated truths’. It<br />

would be accurate to say that<br />

antidepressants are being used<br />

just like bread and cheese are<br />

consumed here. Saying my cousin<br />

died because of antidepressants<br />

would be saying something without<br />

evidence. There is a situation at<br />

hand here that does not suit a<br />

scientist woman. What is said<br />

should be based on evidence. When<br />

99 studies give positive results<br />

and one study is negative, taking<br />

only this study and presenting it<br />

as definitive evidence misguides<br />

perception. Just like saying that<br />

sugar syrup is as dangerous as<br />

cocaine.<br />

Determining medication<br />

evidence levels takes years<br />

Before antidepressants are<br />

released the first phase studies are<br />

done, in fact pre phase studies are<br />

done. Then animal testing is done.<br />

After animal testing the product<br />

is tested on healthy volunteers.<br />

This is not enough either, so they<br />

are tested on ill volunteers. After<br />

The level of proving<br />

antidepressants is determined<br />

by studies that last for years<br />

There is evidence in the first sub<br />

level. There are clinical cases. I<br />

used this medication it worked<br />

well for that person they say and<br />

everyone publishes it. Later this<br />

clinic becomes a series and is<br />

administered to dozens of people<br />

but this is not enough either. Later<br />

clinical studies are done: Open<br />

scale, placebo controlled two<br />

directional studies are conducted.<br />

These studies are done to see<br />

if this substance or plant works<br />

or not. If this comes out positive<br />

too, larger wide scale studies are<br />

conducted. Then the meta analyses<br />

are created, 4 thousand people.<br />

Then it is said the level of proof has<br />

elevated”<br />

It is very wrong to generalize<br />

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, who<br />

pointed out that antidepressants<br />

came out 30-40 years ago, said<br />

“it is not right to claim that<br />

Nisan 2018 85


Aesthetics<br />

Tourism<br />

86<br />

Nisan 2018


Panorama<br />

Kayı Holding’den sağlık alanında bir yatırım daha<br />

Coşkun Yılmaz tarafından 1991 yılında kurulan Kayı Holding, Erenköy Fizik Tedavi ve<br />

Rehabilitasyon Hastanesi’nin Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hizmeti ihalesini kazanarak,<br />

sağlık alanındaki yatırımlarına bir yenisini daha ekledi.<br />

Ağırlıklı olarak inşaat sektöründe<br />

faaliyet gösteren ve bu alanda<br />

dünyanın en büyük uluslararası<br />

inşaat şirketleri arasında yer alan<br />

Kayı Holding, sağlık sektöründe<br />

yaptığı yatırımlarla büyümeye<br />

devam ediyor.<br />

Türkiye’deki sağlık hizmetlerinin<br />

ve tesislerinin kalitesini ve<br />

verimliliğini artırmak amacıyla<br />

holding bünyesinde 2011 senesinde<br />

kurulan Kayı Medikal, Anadolu<br />

yakasındaki tek kamu fizik tedavi<br />

ve rehabilitasyon hastanesi<br />

konumunda bulunan Erenköy<br />

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon<br />

Hastanesi’nin Fizik Tedavi ve<br />

Rehabilitasyon Hizmeti ihalesini<br />

kazandı.<br />

Hastanede ayaktan fizik tedavi ve<br />

rehabilitasyon hizmeti kapsamında<br />

65 ayaktan tedavi ünitesi ve 4<br />

rehabilitasyon salonu ile günlük<br />

ortalama 1200 hastaya tedavi<br />

sunuluyor. Hastanenin yapımı<br />

devamı eden Ünalan ek binasında<br />

ise yeni açılacak tedavi üniteleri ve<br />

rehabilitasyon salonlarıyla günlük<br />

ortalama 2500 hastaya tedavi<br />

sunulması hedefleniyor.‘<br />

Her sektörde en iyiyi<br />

hedefliyoruz’<br />

Kayı Holding’in faaliyet<br />

gösterdiği her sektörde hep en<br />

iyiyi hedeflediğini belirten Kayı<br />

Holding Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Coşkun Yılmaz, “Holdingimiz<br />

bünyesinde faaliyet gösteren Kayı<br />

Medikal, klinik hizmetler, anahtar<br />

teslim hastane çözümleri ve<br />

kamu özel ortaklığı alanlarında<br />

yaptığı yatırımlarla ve hayata<br />

geçirdiği projelerle fark yaratıyor.<br />

Son olarak İstanbul Anadolu<br />

yakasının tek kamu fizik ve tedavi<br />

ve rehabilitasyon hastanesi<br />

konumunda bulunan Erenköy<br />

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon<br />

Hastanesi’ne yaptığımız yatırımdan<br />

dolayı da büyük mutluluk<br />

duyuyoruz. Kayı Medikal olarak<br />

halk sağlığı alanında yaptığımız<br />

yatırımlar sayesinde daha fazla<br />

hastaya hizmet götürüyor,<br />

bu sayede önemli bir değer<br />

yaratıyoruz,” dedi. ‘Refahın<br />

yükselmesinde sağlık hizmetlerine<br />

erişimin kolaylaşmasının büyük bir<br />

rolü var’<br />

Sağlık alanındaki yatırımların Kayı<br />

Holding için ayrı bir önemi olduğunu<br />

ifade eden Kayı Holding CEO’su<br />

Alpaslan Korkmaz ise, “Kayı Holding<br />

olarak ülkemizin refah seviyesinin<br />

yükselmesinde sağlık hizmetlerine<br />

erişimin kolaylaşmasının büyük<br />

bir rolü olduğuna inanıyoruz. Bu<br />

anlayıştan yola çıkarak yaptığımız<br />

yatırımlar hız kesmeden sürüyor.<br />

Son yaptığımız yatırımla da fizik<br />

tedaviye ve rehabilitasyona ihtiyaç<br />

duyan hastaların tedavi süreçlerine<br />

katkı sağlama fırsatı bulduk.<br />

Kayı Medikal olarak bu alandaki<br />

yatırımlarımıza devam ederek,<br />

sağlık sektörünün gelişimine katkı<br />

sağlamayı sürdüreceğiz,” dedi.<br />

Evde tedavinin yanı sıra özel servis<br />

hizmeti de sunuluyor<br />

Kayı Medikal’in sunduğu hizmet<br />

kapsamında tedavi alanlarına<br />

ulaşmakta güçlük çeken hastalara<br />

gezici fizyoterapist ekipleri ile fizik<br />

tedavi uzman doktorları tarafından<br />

evde tedavi hizmeti veriliyor.<br />

Ayrıca hastaneye taşınmasında<br />

zorluk çekilen hastalar için özel<br />

servis hizmeti sunan hastane,<br />

hastaların kolay bir şekilde tedaviye<br />

getirilmesini sağlıyor.<br />

Kayı Medikal’in hastane bünyesinde<br />

sunduğu hizmetler arasında<br />

Pediatrik Rehabilitasyon, Lenf<br />

Ödem Rehabilitasyonu, ESWT (Şok<br />

Dalga Tedavisi), Lazer Terapi,<br />

Magnetoterapi, Hidroterapi ve<br />

Bilgisayar Destekli Üst Ekstremite<br />

Rehabilitasyonu gibi özellikli<br />

tedaviler bulunuyor.<br />

Nisan 2018 87


Panorama<br />

DİYARBAKIR’DA EN GÜVENİLİR OTEL :<br />

HİLTON İN GARDEN<br />

Diyarbakır ziyaretimiz esnasında bizi misafir eden Diyarbakır Hilton İn<br />

Gardenn ‘in başarılı Genel Müdürü Selda Çiçek Veske ile Diyarbakır’da yaşam<br />

ve turizm üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Güven dolu, huzurlu<br />

misafirperverliği için kendilerine teşekkür ederiz.<br />

Selda Çiçek Veske : ‘Diyarbakır köklü, kutsal, tarihe tanıklık<br />

etmiş kadim bir şehir. Kültür, gastronomi, inanç, sağlık<br />

turizmi alanlarında bir çok materyale sahiptir. Ayrıca<br />

2015 yılında Unesco Kültür Miras Listesi’ne girmiş olan<br />

surlarımız Çin Seddi’nde sonra uzunluk bakımından<br />

2.sırada yine Unesco ültür mirası listesinde yer alan<br />

hevsel bahçeleri eşsiz güzelliktedir.<br />

Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz ?<br />

1989 yılında Diyarbakır’da doğdum.<br />

İlköğretim ve lise eğitimimi Diyarbakır’da<br />

tamamladım. 2012 yılında Başkent<br />

Üniversitesi Endüstri Mühendisliği<br />

bölümünden mezun oldum. Şu<br />

anda Yüksek lisans eğitimime<br />

İşletme bölümünde devam<br />

88<br />

Nisan 2018


Panorama<br />

ediyorum. Evliyim ve bir çocuk<br />

annesiyim. Üniversite okurken ve<br />

mezun olduktan sonra sanayi ve<br />

hizmet sektörü olmak üzere, bir<br />

çok şirkette çeşitli pozisyonlarda<br />

görev aldım. Şu anda büyük<br />

bir marka zinciri olan Hilton<br />

Worldwide firmasının Diyarbakır’da<br />

yer alan, yatırımcılığını bölgede<br />

mermer sektöründe yer alan ARI<br />

Madencilik’in üstlenmiş olduğu<br />

Hilton Garden Inn Diyarbakır<br />

Otelinde Genel Müdür olarak<br />

çalışmaktayım.<br />

Diyarbakır’da turizm hizmeti<br />

vermenin zorlu ve güzel<br />

yanlarını soracak olursak, neler<br />

söylemek istersiniz?(Memnun<br />

olduğunuz ve olmadığınız<br />

durumlar)<br />

Diyarbakır köklü, kutsal, tarihe<br />

tanıklık etmiş kadim bir şehir.<br />

Kültür, gastronomi, inanç,<br />

sağlık turizmi alanlarında bir<br />

çok materyale sahiptir. Ayrıca<br />

2015 yılında Unesco Kültür Miras<br />

Selda Çiçek Veske<br />

Listesi’ne girmiş olan surlarımız<br />

Çin Seddi’nde sonra uzunluk<br />

bakımından 2.sırada yine Unesco<br />

ültür mirası listesinde yer alan<br />

hevsel bahçeleri eşsiz güzelliktedir.<br />

Envai çeşit bitki florasına sahip.<br />

Yine bir çok dine ev sahipliği<br />

yaptığı için tarihi bir çok han,<br />

hamam , cami ve kiliseler mevcut.<br />

Yine ayrıca alışveriş merkezleri,<br />

uluslararası marka hastaneler,<br />

eğlence mekanları da otelimizde<br />

konaklayan misafirlerimizin sosyal<br />

hayatı için bir çok imkana da<br />

sahip. Zorluk demeyelim de, belki<br />

Diyarbakır için malesef güvenli<br />

olmadığına dair bir algı var. Ancak<br />

Diyarbakır’a bir kere geldikten<br />

sonra, bu algının fazlasıyla<br />

kırıldığına şahit oluyoruz.<br />

Nisan 2018 89


Panorama<br />

Bölgedeki otellerden sizin<br />

farkınız nedir? Neden sizi tercih<br />

etmeliler?<br />

Harika bir manzaramız var. Hevsel<br />

Bahçeleri’ne bakan Dicle nehri<br />

kıyısında geniş bir açıya sahip eşsiz<br />

bir manzaramız var. Ayrıca Hilton<br />

markası bölgede, ülkemizde ve<br />

uluslararası anlamda çok köklü,<br />

güvenilir, misafir memnuniyetine<br />

üst düzeyde önem veren bir marka<br />

zinciri. Otelimiz 7/24 kamera<br />

sistemi ile takip edilmektedir.<br />

Çevremizde bir çok kamu kurumu<br />

mevcuttur. Şehre çok yakın<br />

mesafededir. Huzurlu ve konforlu<br />

bir konaklama imkanı susunuyoruz.<br />

Toplantı salonlarımız, Spa, Firnes<br />

Center, misafirlerimizin ücretsiz<br />

faydalanabileceği bir Business<br />

Center ımız mevcut. Alacarte<br />

menümüz zengin ve yöresel<br />

yemekler içerir.<br />

Sağlık turizmi konusunda<br />

yapmış olduğunuz yatırımlardan<br />

bahseder misiniz?<br />

Otelimizde güzel bir Spa mevcut.<br />

İçerisinde Türk hamamı sauna ,<br />

fitness center, Açık havuz ve 3 adet<br />

90<br />

Nisan 2018


Panorama<br />

masaj odası mevcut. Misafirlerimiz<br />

bu hizmetlerimizden faydalanabilir.<br />

Günün yorgunluğunu ve stresini<br />

atabilir. Aynı zamanda da sağlık<br />

sorunları için çözüm bulabilirler.<br />

Kurumunuzun marka bir isim<br />

olması dolayısıyla, bu ismi<br />

doğru taşıyabilmek adına ne gibi<br />

stratejiler uyguluyorsunuz?<br />

Misafir memnuniyetini üst düzeyde<br />

tutuyoruz. Misafir görüşlerini<br />

azami dikkat ediyoruz. Marka<br />

standartlarımıza bağlı hareket<br />

ediyoruz. Yeni gelişen teknolojiyi<br />

takip ediyoruz. Personel eğitimine<br />

önem veriyoruz. Misafirlerimiz için<br />

sürekli yeni projeler geliştiriyoruz.<br />

Otelinizde ne gibi etkinlikler<br />

oluyor? Bize bunlardan<br />

bahseder misiniz?<br />

Otelimizde şirket toplantıarı, kültür<br />

turları gibi organizasyonlarımız<br />

var. Ayrıca havuzbaşında grup<br />

yemekleri, açılış kokteylleri,<br />

düğünler, iftar yemekleri gibi zevkli<br />

organiasyonlarımız da oluyor.<br />

Yöresel gecelere ev sahipliği<br />

yapıyoruz.<br />

Nisan 2018 91


Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü;<br />

Çocuklar sağlıklı beslenmenin yanında<br />

vitaminlerle de desteklenmeli<br />

Çocukların bedensel ve zihinsel gelişiminde önemli bir yere sahip olan beslenme,<br />

çocuklarda yaşam boyu sürecek beslenme alışkanlığının kazandırılmasına katkı sağlıyor.<br />

Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü, vitamin takviyesinin düzenli ve sağlıklı beslenmeye<br />

verdiği desteğin önemine dikkat çekiyor.<br />

Abdi İbrahim Medikal Direktörü<br />

Dr. Murat Yaycı<br />

Yaşam boyu sağlıklı<br />

kalabilmenin altın<br />

anahtarlarından biri yeterli<br />

ve dengeli beslenmekten geçiyor.<br />

Sağlıklı beslenme alışkanlığı,<br />

çocukluk yaşlarında kazandırılması<br />

gereken bir alışkanlık ve bireylerin<br />

hayat boyu yaşam kalitesini<br />

etkiliyor. Peki, çocuklarımız<br />

gerçekten “yeterli ve dengeli”<br />

beslenebiliyor mu? Yetersiz<br />

beslenme sağlıksız ve kalitesiz bir<br />

hayatı da beraberinde getiriyor mu?<br />

Abdi İbrahim Medikal Direktörü Dr.<br />

Murat Yaycı çocukluk dönemindeki<br />

beslenmenin önemini vurguluyor.<br />

Genetik ve çevresel etkenlerin<br />

yanında beslenmenin de çocukların<br />

bilişsel ve fiziksel gelişimi<br />

açısından son derece önemli<br />

olduğuna dikkat çeken Yaycı,<br />

sağlıksız beslenme alışkanlığı<br />

olan çocuklarda besinlerden<br />

alınan enerji, pro¬tein, vitamin ve<br />

minerallerin yetersiz olduğuna<br />

dikkat çekiyor. Yapılan birçok<br />

çalışma vitamin ve mineral<br />

takviyelerinin çocukların<br />

büyümesinde ve gelişmesinde<br />

katkı sağladığını gösteriyor. The<br />

Healthy Foundation’ın Mart 2002’de<br />

yayınlamış olduğu araştırma<br />

raporuna göre, multivitamin<br />

şurup kullanan çocuklarda %42<br />

iştahta düzelme, %29 fiziksel<br />

olarak daha iyi hissetme, %32<br />

hastalıklarda azalma ve %23<br />

zihinsel performansta yükselme<br />

olduğu tespit edildi. Çocukların<br />

karnını doyurmanın beslenme<br />

anlamına gelmediğini anlatan<br />

Yaycı, çocukların gün içinde<br />

beslenme piramidinde belirtilen<br />

tüm besin gruplarından dengeli<br />

bir şekilde beslenmesi gerektiğini<br />

belirtiyor. Annelere çocuklarının<br />

gelişimini takip etmelerini ve<br />

yetersiz beslenme durumunda<br />

ise mutlaka doktora danışarak<br />

besin takviyesinde bulunmalarını<br />

öneriyor. Türkiye’nin beslenme<br />

karnesinin zayıf olduğunu belirten<br />

Dr. Yaycı, “Ürünlerimizi geliştirirken<br />

coğrafyamızın ihtiyaçlarını<br />

göz önünde bulunduruyoruz”<br />

dedi. Sektöründe lider olan<br />

Abdi İbrahim’in kaliteye verdiği<br />

önemden de bahsederken,<br />

ürünlerin geliştirilme aşamasından<br />

hammadde tedarikine, üretimden<br />

tüketiciye ulaşana kadar ki tüm<br />

süreçlerin titizlikle ve üstün<br />

kalite standartları ile yönetildiğini<br />

belirtiyor. Çocukların enerjilerini<br />

karşılamak, sağlıklı büyüme ve<br />

gelişimlerini sürdürebilmeleri<br />

için YouPlus Kids Multivitamin<br />

ve Mineral, YouPlus Omega 3<br />

Balık Yağı annelerin yardımına<br />

yetişiyor. Multivitamin ve mineral<br />

içeriği ile gün içinde yeterli ve<br />

dengeli beslenmeyen çocukların<br />

ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı<br />

olurken bağışıklık sisteminin de<br />

güçlenmesine yardımcı oluyor.<br />

Çocukları yeterli ve dengeli<br />

96<br />

Nisan 2018


eslenemeyen annelerin çok<br />

endişeli olduğu belirten Murat<br />

Yaycı sözlerini şöyle sürdürdü:<br />

“Bizler de annelerin bu endişelerini<br />

anlıyoruz ve çocuklarının<br />

büyümesine yardımcı olacak besin<br />

takviyeleri ile onların yanında<br />

oluyoruz. Multivitamin ve mineral<br />

içeriğimizi doğal besin ekstreleri<br />

ile zenginleştirdik, içerdiği havuç<br />

kökü ekstresi, muz ekstresi,<br />

kuşburnu ekstresi ve buğday<br />

tohumu ekstresi ile bağışıklık<br />

sisteminin güçlenmesine yardımcı<br />

oluyoruz. Gün içerisinde yeterli ve<br />

dengeli beslenmeyen çocukların<br />

ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı<br />

olmak için ideal içerikler ile<br />

geliştirdiğimiz besin takviyelerimiz<br />

annelerin en büyük yardımcısı.”<br />

Vitamin ve minerallerin vücutta<br />

üretilemediğini belirten Dr. Yaycı<br />

“Vitamin ve mineral ihtiyacımızı<br />

besinlerden karşılıyoruz, uzun süreli<br />

karşılayamadığımız durumlarda<br />

ise beslenmeye bağlı birçok kronik<br />

hastalığa zemin hazırlıyoruz” dedi.<br />

The Abdi İbrahim Medikal Director Informs;<br />

In addition to eating nutritious food children should<br />

also be supported with vitamins<br />

Nutrition, which has an important place in the physical and mental development of<br />

children, contributes to providing children with the eating habits they will continue<br />

throughout their life. The Abdi İbrahim Medikal Directorship draws attention to the<br />

significance of the support that vitamin supplements provide to a regular and healthy diet.<br />

One of the golden keys to<br />

staying healthy throughout<br />

life is sufficient and balanced<br />

nutrition. Healthy eating habits<br />

need to be adopted by children<br />

at a young age and affect quality<br />

of life for adults throughout their<br />

lifetime. Do our children really get<br />

“sufficient and balanced” nutrition?<br />

Does insufficient nutrition bring<br />

with it an unhealthy and bad<br />

quality of life? Abdi İbrahim<br />

Medikal Director Dr. Murat Yaycı<br />

emphasized the importance of<br />

nutrition in childhood.<br />

Nisan 2018 97


Yaycı, who underlined the<br />

importance of nutrition, in addition<br />

to genetic and environmental<br />

factors, in the physical and<br />

mental development of children,<br />

emphasized that children who have<br />

bad eating habits lack the energy,<br />

protein, vitamins and minerals<br />

obtained from food. Many studies<br />

show that vitamin and mineral<br />

supplements in growing children<br />

contribute to their growth and<br />

development. According to the<br />

research report published by the<br />

Healthy Foundation in March 2002,<br />

when given multivitamin syrup 42%<br />

of children had a better appetite,<br />

29% felt better physically, 32% less<br />

illness and 23% increased mental<br />

performance. Yaycı, who explained<br />

that just satiating children did not<br />

mean proper nutrition, pointed out<br />

that children must eat a balanced<br />

diet including all the nutritional<br />

groups in the food pyramid. He<br />

recommended that mothers monitor<br />

their child’s development and if they<br />

are getting insufficient nutrition<br />

they should refer to a doctor for<br />

nutritional supplements.<br />

Pointing out that Turkey has a weak<br />

report card in terms of nutrition Dr.<br />

Yaycı said, “While we produce our<br />

products we take into consideration<br />

the needs of our geography”. While<br />

talking about the importance<br />

that Abdi İbrahim, a leader in the<br />

sector, places on quality, he said<br />

all of the production processes<br />

from supplying raw materials in<br />

the product development stage<br />

to providing the products to the<br />

end consumer, are managed<br />

meticulously and under superior<br />

quality standards. YouPlus Kids<br />

Multivitamin and Mineral, YouPlus<br />

Omega 3 Fish Oil comes to the<br />

aid of mothers to provide kids<br />

with energy, healthy growth and<br />

continuous development. While<br />

helping children, who do not get<br />

sufficient and balanced nutrition<br />

in the day, with multivitamin and<br />

mineral content this product also<br />

strengthens the immune system.<br />

Pointing out that mothers of children<br />

who do not eat a sufficient and<br />

healthy diet are very worried, Murat<br />

Yaycı said: “We understand how<br />

mothers worry and we come to their<br />

aid with the supplements that help<br />

children grow. We have enriched our<br />

multivitamin and mineral content<br />

with natural nutrition extracts like<br />

carrot root extract, banana extract,<br />

rose hip extract and wheat seed<br />

extract to help reinforce the immune<br />

system. Our nutritional supplements<br />

are which are developed with the<br />

ideal content to meet the needs<br />

of children lacking balanced<br />

nutrition throughout the day, are<br />

the greatest help to moms.” Dr.<br />

Yaycı, who pointed out that vitamins<br />

and minerals are not produced in<br />

the body said “We fulfill our need<br />

for vitamins and minerals from<br />

food and when we cannot fulfill this<br />

need in the long term we prepare<br />

the groundwork for many chronic<br />

diseases related to nourishment.”<br />

Sanofi Türkiye’nin medikal<br />

direktörlüğüne deneyimli isim<br />

Dr. Turgay Aydınlar getirildi<br />

Yaşamlara güç katma<br />

misyonu ile faaliyetlerini<br />

sürdüren Sanofi, sunduğu<br />

sağlık çözümleri ile insanların<br />

sağlık yolculuğunda yol arkadaşı<br />

olarak yanlarında yer alıyor. İnsan<br />

sağlığının her alanında faaliyet<br />

gösteren ve ilaç sektörünün<br />

öncülerinden olan Sanofi<br />

Türkiye’nin medikal direktörlüğüne<br />

Dr. Turgay Aydınlar getirildi.<br />

Sanofi Türkiye’nin tüm medikal<br />

çalışmalarının başına getirilen<br />

Dr. Aydınlar, 26 Şubat 2018’den<br />

itibaren çalışmalarını yürütüyor.<br />

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa<br />

Tıp Fakültesi’nden mezuniyetinin<br />

ardından bir dönem klinik<br />

hekimlik yapan Dr. Turgay<br />

Aydınlar, 2002 yılından bu yana<br />

ilaç endüstrisinde Pfizer ve Amgen<br />

gibi uluslararası şirketlerde<br />

medikal departmanlarda çeşitli<br />

görevlerde bulunmuş, pazarlama<br />

direktörlüğü, ve Ar-Ge direktörlüğü<br />

gibi sorumluluklar da üstlenmiş<br />

deneyimli liderlerden biri.<br />

Dr. Turgay Aydınlar, Sanofi’deki<br />

yeni görevinde doğrudan Sanofi’nin<br />

Avrasya ve Ortadoğu Bölge Medikal<br />

Direktörü ’ne bağlı çalışacaktır.<br />

98<br />

Nisan 2018


Nobel İlaç ana sponsorluğunda TMOK fair play<br />

üniversiteler kervanı hazırlıklarını tamamladı<br />

2014 yılından bu yana Türkiye’yi<br />

şehir şehir dolaşarak,<br />

düzenlediği panellerle,<br />

üniversitelerin BESYO (Beden<br />

Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu)<br />

öğrencilerine FairPlay’i anlatan<br />

TMOK Fair Play Üniversiteler<br />

Kervanı’nın 2018 yılı haritasının ana<br />

sponsorluğunu Nobel İlaç üstlendi.<br />

Fair Play Üniversiteler Kervanı<br />

2018 haritası, İstanbul’da bulunan<br />

Olimpiyat Evi’nde düzenlenen<br />

basın toplantısıyla duyuruldu.<br />

Toplantıya, Fair Play Komisyonu<br />

Başkanı, Avrupa Fair Play Birliği<br />

Başkan Yardımcısı ve Dünya Fair<br />

Play Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi<br />

Erdoğan Arıpınar, TMOK yönetim<br />

kurulu üyeleri, bu yılki kervanın<br />

ana sponsoru olan Nobel İlaç Genel<br />

Müdürü Hakan Şahin ve diğer<br />

sponsor firma temsilcileri ile basın<br />

mensupları katıldı.<br />

Bu yıl diğer yıllardan farklı<br />

olarak Fair Play Kervanı’na<br />

tıp, eczacılık ve fen bilimleri<br />

fakülteleri öğrencileri de<br />

davetli”<br />

Fair Play Komisyonu Başkanı<br />

Erdoğan Arıpınar, “Fair Play bir<br />

yaşam tarzı. Türkiye’de geleceğin<br />

spor adamları, antrenörlere<br />

ve spor organizatörlerine Fair<br />

Play’i anlatmaya karar verdik.<br />

Bu amaçla bir kervan kurarak<br />

bütün üniversitelere sırayla<br />

ziyaret etmek istedik. 4’üncü sene<br />

sonunda çok şükür 40 üniversiteyi<br />

tamamladık. 4 yılda Edirne’den<br />

Kars’a, Sinop’tan Antalya’ya 40<br />

üniversiteyi ziyaret eden Kervan, 75<br />

bin üniversite öğrencisine ulaştı.<br />

2018 yılı programında 14 yeni kent<br />

ve üniversite bulunuyor. Bu yıl<br />

Iğdır’dan başlıyoruz, Tekirdağ’a<br />

kadar her tarafı tarayacağız.<br />

Yaz ve kış dönemi olmak üzere<br />

2 dönem yapıyoruz. Nobel İlaç<br />

firması ana sponsorumuz oldu.<br />

Araştırma yaptık A’dan Z’ye kadar<br />

Türk malı. Nobel İlaç firmasının<br />

Türki Cumhuriyetler’de de kendi<br />

organizasyonları var. Eğer organize<br />

edebilirsek oradaki üniversitelere<br />

de gideceğiz. Bizimle çalışan<br />

arkadaşlar bilgi olarak, spor<br />

olarak ve tanınmış olarak üst<br />

seviyede. Spor fakültelerinin veya<br />

BESYO’ların bulunduğu şehirlere<br />

gidiyoruz. Bu seneki özelliğimiz<br />

şu; Nobel İlaç bize ana sponsor<br />

olduğu için büyük toplantılarımıza<br />

kimya, eczacılık, tıp fakülteleri<br />

öğrencilerini de davet edeceğiz.’’<br />

ifadelerini kullandı.<br />

‘TMOK Fair Play Üniversiteler<br />

Kervanı’ projesi ana sponsoru<br />

olan Nobel İlaç’ın Genel Müdürü<br />

Hakan Şahin, toplantıda yaptığı<br />

konuşmasında: ‘’Yüzde 100<br />

milli sermayeli bir şirketiz.<br />

Milli bir ilaç şirketinin, Milli<br />

Olimpiyat Komitesi’nin değerli<br />

organizasyonunda katkıda<br />

bulunması bizim için çok büyük<br />

bir keyif ve gurur vesilesidir. Biz<br />

Fair Play’i sadece sporun içinde<br />

değil, yaşamın her anında çok<br />

büyük bir değer olarak görüyoruz.<br />

Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi<br />

Fair Play’i şöyle açıklıyor: dürüst<br />

oyun, dürüst, etik davranış… Aynı<br />

etik anlayışla yıllardır toplum<br />

sağlığına hizmet veren ve her bir<br />

çalışanının “Sağlık için değer”<br />

mottosu ile güne başladığı Nobel<br />

İlaç olarak, Fair Play Kervanı’nın<br />

ana sponsorluğunu üstlenmekten<br />

gurur duyuyoruz. Bu anlayışın<br />

toplumun her alanında bir yaşam<br />

şekli olarak aktarılması yolunda<br />

harcanan emeğe destek olduğumuz<br />

için mutluyuz”dedi.<br />

İLK DURAK IĞDIR<br />

Gençlik ve Spor Bakanlığı, Spor<br />

İstanbul, Nobel İlaç, Hacıbekir<br />

ve OPET sponsorluğunda<br />

gerçekleştirilecek TMOK Fair<br />

Play Üniversiteler Kervanı’nın<br />

ilki, 4 Nisan Çarşamba günü Iğdır<br />

Üniversitesi Beden Eğitimi ve<br />

Spor Yüksekokulu’nda (BESYO)<br />

yapılacak.<br />

KERVAN’DA ÜNLÜ İSİMLER<br />

Bugüne kadar ziyaret ettiği 40<br />

üniversitede yaklaşık 25 bin<br />

öğrenciye FairPlay’i anlatan<br />

Kervan’da, halit kıvanç’tan<br />

kahraman bapçum’a, olimpiyat<br />

şampiyonu ahmet ayık’tan, ünlü<br />

maratoncu ismail akçay’a birçok<br />

ünlü isim bulunmakta.<br />

100<br />

Nisan 2018


The preparations for the TMOK Fair Play Universities<br />

Caravan under the main sponsorship of Nobel İlaç have<br />

been completed<br />

Nobel İlaç has undertaken<br />

the main sponsorship in<br />

2018 of the TMOK Fair<br />

Play Universities Caravan, which<br />

has been traveling throughout<br />

Turkey from city to city since 2014<br />

organizing panels to teach BESYO<br />

(Physical Education and Sports<br />

Graduate School) students about<br />

Fair Play.<br />

The Fair Play Universities Caravan<br />

2018 map was announced at<br />

the press meeting organized<br />

in the Olympics house located<br />

in Istanbul. The meeting was<br />

attended by Fair Play Commission<br />

Chairman, Assistant Chairman of<br />

the European Fair Play Association<br />

and Member of the World Fair Play<br />

Council Board of Directors Erdoğan<br />

Arıpınar, TMOK board of directors<br />

members, Hakan Şahin, the<br />

General Manager of Nobel İlaç, the<br />

main sponsor of the caravan, other<br />

sponsor company representatives<br />

and members of the press.<br />

“Students from medical,<br />

pharmaceutical and science<br />

faculties are also invited this year,<br />

different from previous years”<br />

The Fair Play Commission<br />

Chairman Erdoğan Arıpınar said<br />

“Fair Play is a lifestyle. We decided<br />

to explain Fair Play to Turkey’s<br />

future athletes, trainers and sports<br />

organizers. We established a<br />

caravan for this purpose and want<br />

to visit every university. At the end<br />

of the 4th year we are grateful to<br />

have completed 40 universities.<br />

The Caravan, which has visited 40<br />

universities from Edirne to Kars<br />

and from Sinop to Antalya in 4<br />

years, has been able to reach 75<br />

thousand university students. There<br />

are 14 new cities and universities<br />

on the schedule for 2018. This year<br />

we are starting from Iğdır and we<br />

will be scanning every place all<br />

the way to Tekirdağ. We are doing<br />

2 periods, one summer and one<br />

winter. Nobel İlaç became our<br />

main sponsor. We investigated<br />

and this is a Turkish company<br />

through and through. The Nobel<br />

İlaç Company also has its own<br />

organization in the Turkic Republic.<br />

If we can organize it we will also<br />

visit the universities there. The<br />

colleagues who work with us are<br />

well recognized and at a superior<br />

level both in terms knowledge and<br />

in terms of sports. We go to cities<br />

where there are sports faculties or<br />

BESYOs. Our new feature this year<br />

is that since Nobel İlaç became<br />

our main sponsor we will also<br />

invite chemistry, pharmaceutical<br />

and medical faculty students to<br />

our big meetings as well.’’ In the<br />

speech made at the meeting by<br />

Hakan Şahin, General Manager of<br />

Nobel İlaç, the main sponsor of<br />

the ‘TMOK Fair Play Universities<br />

Caravan’ project, he said: ‘’We<br />

are a 100 percent national capital<br />

company. Being able to contribute<br />

to the valuable organization of the<br />

National Olympic Committee as a<br />

national pharmaceutical company<br />

is a great source of pride and joy for<br />

us. We see Fair Play as a precious<br />

value that needs to be in every<br />

aspect of life, not just in sports.<br />

The Turkish National Olympic<br />

Committee explains Fair Play as<br />

follows: honest play, honesty and<br />

ethical behavior. As Nobel İlaç, a<br />

company that has been serving<br />

public health for years with the<br />

same ethical approach, where<br />

each employee start out their day<br />

with the motto “Value for health”,<br />

we are proud to be undertaking<br />

the main sponsorship of the Fair<br />

Play Caravan. We are pleased to be<br />

supporting such an effort to make<br />

this concept a lifestyle in every<br />

aspect of society”.<br />

THE FIRST STOP IS IĞDIR<br />

The first of the TMOK Fair Play<br />

Universities Caravan events being<br />

organized under the sponsorship<br />

of the Ministry of Youth and<br />

Sports, Spor İstanbul, Nobel İlaç,<br />

Hacıbekir and OPET, will be held<br />

on Wednesday April 4 at the Iğdır<br />

University Physical Education and<br />

Sports Graduate School (BESYO).<br />

FAMOUS NAMES ARE WITH THE<br />

CARAVAN<br />

There are many famous names<br />

from Halit Kıvanç to Kahraman<br />

Bapçum, Olympic Champion<br />

Ahmet Ayık and famous marathon<br />

runner Ismail Akçay with the<br />

Caravan, which has travelled to 40<br />

universities and explained Fair Play<br />

to nearly 25 thousand students.<br />

Nisan 2018 101


Nüve Expomed Eurasia Fuarı’na katıldı<br />

Nüve, 22 - 25 Mart 2018<br />

tarihlerinde Tüyap Fuar<br />

ve Kongre Merkezi’nde<br />

yapılan Avrasya’nın uluslararası<br />

standartlara sahip medikal fuarı<br />

Expomed Eurasia’ya katıldı.<br />

Türkiye’nin en büyük ve en<br />

köklü Tıp Fuarı olarak bilinen<br />

Expomed Eurasia Fuarı’nda<br />

Nüve, Elektro Medikal Ekipman<br />

ve Medikal Teknolojilerinin yer<br />

aldığı 3. Salon’da yer aldı. B08B<br />

numaralı standında tanıtım yapan<br />

Nüve, gerek bayileri gerek Nüve<br />

kullanıcıları gerekse sektör<br />

firmalarının yoğun ziyaretleri<br />

ile karşılandı. Nüve, standında<br />

geniş ürün grubundan örneklere<br />

yer verdi. İnkübatörler, Kuru<br />

Havalı Sterilizatörler, Buharlı<br />

Sterilizatörler, Santrifüjler, Su<br />

Banyoları, Class II Mikrobiyolojik<br />

Güvenlik Kabini, Kan Saklama<br />

Dolabı, CO2 İnkübatör, Derin<br />

Dondurucu cihazları Nüve<br />

markasının geniş ürün çeşidini ve<br />

yüksek kalitesini yansıttı.<br />

Nüve, Expomed 2018’de,<br />

standında, Sağlık Bakanlığı ve<br />

sağlık sektörünün sivil toplum<br />

kuruluşlarının yöneticilerini de<br />

ağırladı. Sağlık Bakanlığı, Sağlık<br />

Yatırımları Genel Müdürlüğü<br />

Yatırım Modelleri Daire Başkanı<br />

Sn. Züfer Arslan fuarın birinci<br />

günü Nüve’yi ziyaret ederek<br />

görüşmelerde bulundu. Fuarın<br />

ilk günü Sağlık Bakanlığı’nın<br />

yoğun ziyaretleri devam etti.<br />

Nüve, standında Sağlık Bakanlığı,<br />

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu<br />

Başkanı Hakkı Gürsöz, Tıbbi Cihaz<br />

ve Kozmetik Ürünler Başkan Yrd.<br />

Sn. Recep Uslu, Klinik Araştırmalar<br />

Daire Başkanı Sn. Asım Hocaoğlu<br />

ve beraberinde sektörün sivil<br />

toplum kuruluşları Sader, Tümdef,<br />

Seis yöneticilerinden oluşan<br />

kalabalık bir misafir grubunu<br />

ağırladı.<br />

Nüve Genel Müdürü Beril İzgin,<br />

Nüve Genel Müdür Yrd. Mizyal<br />

İzgin Hergül ile beraberinde Yurtiçi<br />

Satış Müdürü Miyase Ülker ve<br />

İhracat Müdürü Sertan İnce Sağlık<br />

Bakanlığı yetkilileri ile görüşmede<br />

bulundu.Nüve, sektörün köklü<br />

üreticilerinden birisi olarak<br />

Expomed Fuarı’nın sektöre<br />

kazandırılmasında fuara yıllarca<br />

katılarak destek vermiş, sektörün<br />

gelişmesinde ihtisas fuarlarının<br />

önemine dikkat çekmiştir.<br />

102<br />

Nisan 2018


Events<br />

Girişimsel radyolojide güncel durum<br />

Girişimsel Radyoloji;<br />

hastalıklara teşhis<br />

koymak veya tedavi etmek<br />

için görüntüleme cihazları<br />

eşliğinde icra edilen minimal<br />

invazif işlemlerdir. Bir diğer<br />

ifade ile görüntüleme cihazları<br />

eşliğinde gerçekleştirilen kapalı<br />

ameliyatlardır. Bu işlemler<br />

sırasında en sık kullanılan<br />

görüntüleme cihazları,<br />

Tanısal Radyoloji’de kullanılan<br />

cihazlardan, ultrasonografi,<br />

anjiyografi ve bilgisayarlı<br />

tomografidir. Ancak daha nadir<br />

de olsa mamografi ve emar<br />

cihazları da bu operasyonlarda<br />

kullanılabilmektedir.<br />

ULTRASON KULLANIMI<br />

BAŞARIYI ARTIRIYOR<br />

Görüldüğü üzere, Girişimsel<br />

Radyoloji hem damarların, hem de<br />

damar dışı yapıların hastalıkları ile<br />

ilgilenmektedir. Bu toplantıda, bu<br />

geniş yelpaze içinde bahsedecek<br />

olduğumuz klinik durumlar<br />

şunlardır:<br />

• Organ nakli işlemlerinde<br />

girişimsel radyoloji<br />

• İnmenin önlenmesinde ve<br />

tedavisinde girişimsel radyoloji<br />

•Obezitede ve hemoroid<br />

tedavisinde girişimsel radyoloji<br />

Organ nakli işlemlerinde,<br />

Girişimsel Radyoloji çok geniş<br />

bir müdahale alanına sahiptir.<br />

Hem damar dışı (nonvasküler)<br />

işlemler, hem de damar ile<br />

ilgili (vasküler) işlemler bu<br />

operasyonlarda kullanılmaktadır.<br />

Girişimsel Radyoloji’nin yaptığı<br />

müdahaleler ile, organ nakli<br />

işlemlerinden sonra gelişebilecek<br />

bir çok sorun çözülmekte ve<br />

takılan organın dolayısıyla hastanın<br />

hayatı kurtarılabilmektedir.<br />

Eskiden inme geçiren hastalara<br />

yapılabilecek müdahaleler çok<br />

sınırlı idi ve hastaların çoğu inme<br />

sonrası ya ölmekte ya da hayatına<br />

engelli olarak devam etmek<br />

zorunda kalmakta idi. Ancak,<br />

tıptaki ve Girişimsel Radyoloji’deki<br />

gelişmeler sayesinde, zamanında<br />

yapılan müdahale sayesinde,<br />

bunları önlemek mümkün<br />

olabilmektedir. Beyne giden<br />

pıhtı, Girişimsel Radyoloji<br />

operasyonu ile eritilebilmekte<br />

veya çıkarılabilmektedir.<br />

Gelişmiş ülkelerde, yapılan<br />

istatistiklere göre, inmeye<br />

damar içi (endovasküler) tedavi<br />

yapan hekimler %60 civarında<br />

girişimsel radyologlar olup, en<br />

başarılı tedaviler yine girişimsel<br />

radyologlarca uygulanmaktadır.<br />

Dolayısıyla, inme hastalarına<br />

müdahale ekibin içinde girişimsel<br />

radyologlar mutlaka bulunmalıdır.<br />

Prof. Dr. M. Halil Öztürk<br />

Türk Girişimsel Radyoloji Derneği<br />

Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp<br />

Fakültesi, Radyoloji AD Öğretim<br />

Üyesi<br />

İnme nedir? Ne kadar sıklıkta görülür?<br />

İnme, beyni besleyen damarlardaki<br />

ani tıkanma ile oluşan felç halidir.<br />

Erken fark edilen, uygun zamanda<br />

ve doğru olarak müdahale edilen<br />

hastalarda bulguların tamamı ya da<br />

bir kısmı geriye dönebilir.<br />

İNME ZAMANA KARŞI BİR<br />

YARIŞTIR.<br />

İnmenin belirtileri nelerdir?<br />

• Konuşmada bozulma,<br />

konuşamama<br />

• Konuşulanları anlayamama,<br />

anlamsız konuşma<br />

• Vücudun bir yarısında(Kol, bacak)<br />

ani his ve kuvvet, uyuşukluk<br />

• Yüzün simetrisinin ani olarak<br />

bozulması<br />

• Tek tarafta ani görme kaybı ya<br />

da görme alanının bir kısmını<br />

görememe<br />

• Gelip geçici görme bozuklukları<br />

• Çift görme<br />

• Baş dönmesi ve dengesizlik<br />

• Bulantı-kusma<br />

• Yutma güçlüğü<br />

Bu bulgular hastaların bazılarında<br />

kısa süren bir atak halinde başlayıp<br />

kendiliğinden düzelebiliyor. Biz<br />

bunlara geçici iskemik atak<br />

diyoruz; beyin beslenmesinin<br />

geçici olarak kesintiye uğradığı ve<br />

104<br />

Nisan 2018


Events<br />

daha şiddetli bir inmenin habercisi<br />

olabileceği anlamına geliyor.<br />

Bu aşamada iskemik atakların<br />

nedenini bulup tedavi ederek<br />

hastaların inme geçirmelerini<br />

önleyebiliyoruz.<br />

İnme tedavisinde girişimsel<br />

radyolojinin önemi nedir?<br />

Avrupa inme organizasyonu (ESO),<br />

büyük damarları tıkayan pıhtı<br />

olması halinde ve damardan pıhtı<br />

eritici ilaçları kullanmaya uygun<br />

olmayan hastalarda ilk sıra tedavisi<br />

olarak mekanik trombektomiyi<br />

(anjiyografik girişim yolu ile pıhtı<br />

çıkarma işlemi) işaret etmektedir.<br />

Son birkaç yılda kullanılan pıhtı<br />

çıkarıcı cihazların teknolojisinin<br />

de ilerlemesiyle yapılan büyük<br />

çalışmaların sonuçları da uygun<br />

hastalara uygulandığı taktirde<br />

sonuçların çok başarılı olduğu<br />

yönündedir. Mekanik trombektomi;<br />

ülkemizde 90’lı yıllardan itibaren,<br />

özelleşmiş belli başlı merkezlerde<br />

ve bu konuda tecrübeli, eğitimini<br />

almış Girişimsel Radyoloji<br />

ekipleri tarafından başarı ile<br />

yapılmaktadır. İnme hastasında,<br />

radyolojik görüntüleme yöntemleri<br />

ile damar tıkanıklığının kesin<br />

tanısını koyan, mekanik<br />

trombektominin endikasyonunu<br />

ve zamanlamasını belirleyen ve<br />

endikasyon halinde pıhtı çıkarma<br />

işlemini gerçekleştiren bölüm<br />

olarak girişimsel radyoloji inme<br />

tedavisinin vazgeçilmez bir<br />

parçasıdır.<br />

Mekanik trombektomi nasıl<br />

yapılır?<br />

Tercihen genel anestezi altında<br />

çoğunlukla kasıktan, ince iğne<br />

ile girip ince boru sistemleri<br />

(kateter) ile tıkalı olan damara<br />

verilen boyar (kontrast madde)<br />

maddeler verilerek ulaşılır. Damarı<br />

tıkayan pıhtının yeri tam olarak<br />

belirlendikten sonra bu işlem<br />

için geliştirilmiş oldukça beyin<br />

damarları için özel olarak üretilmiş<br />

stentler uygun teknikle pıhtı içine<br />

yerleştirilip pıhtının stent içine<br />

oturması beklenir. Bekleme süresi<br />

dolduktan sonra pıhtıyı içine almış<br />

stent çekilerek damarın kısmen<br />

ya da tamemen açılması sağlanır.<br />

Bu işlem ilk seferde başarılı olmaz<br />

ise bir kaç kez tekrar edilerek<br />

damardaki pıhtı çıkarılması<br />

sağlanır. Bu yöntemle tam açıklık<br />

sağlanamadığı ve/veya tıkanıklığın<br />

altta yatan bir darlığa bağlı olduğu<br />

durumlarda stentin kalıcı olarak<br />

yerleştirilerek tam açıklığın<br />

sağlanması gerekebilir.<br />

ORGAN NAKLİ İŞLEMLERİNDE<br />

GİRİŞİMSEL RADYOLOJİ<br />

Organ nakilleri uzun süredir<br />

hasta olup makinelere ya da<br />

sürekli olarak pek çok sayıda ilaç<br />

alarak yaşamını sürdüren, tıbben<br />

tedavisi olası olmayan hastalıklar<br />

yüzünden çalışmayan organları<br />

olan veya yaşamını kaybetmek<br />

üzere olan hastalara yeni bir<br />

yaşam kazandırması açısından<br />

önemlidir.<br />

ORGAN NAKLİNDE GİRİŞİMSEL<br />

RADYOLOGLARIN ROLÜ BÜYÜK<br />

Organ nakli sadece ameliyatla<br />

ilgili bir işlem olmayıp bir ekip<br />

işidir ve radyologlar nakillerin<br />

planlanmasında vericilerin<br />

ve alıcıların ameliyat öncesi<br />

değerlendirilip uygunluğunun<br />

belirlenmesinde, ameliyat<br />

esnasında yapılan damar, safra<br />

yolu gibi bağlantıların ve organın<br />

değerlendirilmesinde ve nakil<br />

sonrasında hastanın takibinde<br />

oluşabilecek kanama, tıkanıklık,<br />

darlık, kaçak, enfeksiyon gibi<br />

komplikasyon ve problemlerin tanı<br />

ve tedavisinde çok önemli bir rol<br />

oynarlar.<br />

Prof. Dr. Ramazan Kutlu<br />

Kongre Bilimsel Kurul Başkanı<br />

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi,<br />

Radyoloji AD Öğretim Üyesi<br />

OBEZİTEDE VE HEMOROİD<br />

TEDAVİSİNDE GİRİŞİMSEL<br />

RADYOLOJİ<br />

Obezite ve hemoroid toplumda<br />

oldukça sık görülen hastalıklar<br />

olup çözüm için gittikçe artan<br />

bir şekilde güncel ve yeni tedavi<br />

yöntemleri ortaya çıkmaktadır..<br />

Prof. Dr. Fahrettin Küçükay<br />

Kongre Bilimsel Kurul Üyesi<br />

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi,<br />

Tıp Fakültesi, Radyoloji AD<br />

Girişimsel Radyoloji BD Başkanı<br />

Nisan 2018 105


Events<br />

Prostat kanserindeki tedavi yöntemleri nelerdir?<br />

Prostat kanserindeki yenilikler, modern tanı ve tedavi yöntemleri<br />

uzmanlarca masaya yatırıldı<br />

Türkiye Nükleer Tıp Derneği<br />

ve Üroonkoloji Derneği’nin<br />

ortaklaşa düzenlediği<br />

toplantıda bir araya gelen çok<br />

sayıda Nükleer Tıp Uzmanı,<br />

Üroonkolog, Tıbbi Onkolog ve<br />

Radyasyon Onkoloğu Prostat<br />

Kanserindeki güncel gelişmeleri<br />

masaya yatırdı. Farklı disiplinlerden<br />

gelen uzmanlar konuya ilişkin<br />

yenilikleri, bilimsel görüş ve<br />

deneyimlerini paylaşma olanağı<br />

buldular.<br />

Türkiye Nükleer Tıp Derneği<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr.<br />

Zehra Özcan, Prostat kanserindeki<br />

güncel gelişmeleri değerlendirmek<br />

üzere yapılan toplantının güncel<br />

gelişmelerin paylaşılması ve farklı<br />

disiplinleri bir araya getirmesi<br />

açısından bir ilk olduğunu ve bunun<br />

çok önemli olduğunu vurguladı.<br />

Dr. Özcan, Üroonkoloji Derneği<br />

ile işbirliği içinde Prof. Dr. Sinan<br />

Sözen ile birlikte düzenlenen bu<br />

multidisipliner toplantıda; Nükleer<br />

Tıp yöntemleri yanı sıra güncel<br />

cerrahi teknikler, multiparametrik<br />

MR, füzyon biyopsisi, radyoterapi<br />

ve diğer tıbbı tedavi seçeneklerinin<br />

ele alındığını belirtti. Toplantıda<br />

özellikle prostat kanserinde<br />

radyoaktif işaretli tanı ve tedavi<br />

edici akıllı moleküllerin PET<br />

görüntülemede ve hedefe yönelik<br />

sistemik radyoaktif tedavideki<br />

öneminden bahsedildi. Nükleer<br />

Tıp uzmanlarının PET/BT ve PET/<br />

MR deneyimleri, son yıllarda<br />

giderek yaygınlaşan radyoaktif<br />

işaretli PSMA ile tanı ve tedavi<br />

uygulamalarının teorik ve pratik<br />

esasları anlatıldı. Toplantıda<br />

ayrıca ileri evre metastatik prostat<br />

kanserinde tedavi etkinliği ve<br />

yaşam süresine katkı sağlayan<br />

Radyum-223 tedavisi ayrıntılı<br />

olarak ele alındı. Dr. Özcan,<br />

Avrupa ve ABD de 2013 den beri<br />

kullanılmakta olan Radyum-223<br />

tedavisinin Sosyal Güvenlik Kurumu<br />

kapsamına alınmasının ileri evre<br />

metastatik prostat kanserli pek çok<br />

hasta tarafından beklendiğini ifade<br />

etti.<br />

PROSTAT KANSER TANI<br />

VE TEDAVİSİNDE AKILLI<br />

MOLEKÜLLER DÖNEMİ<br />

Toplantının Bilimsel Koordinatörü<br />

Prof. Dr. Levent Kabasakal ise<br />

prostat kanserinde prostata özgü<br />

moleküllerin (prostat spesifik<br />

membran antijen, PSMA) radyo<br />

aktif Galyum- 68 ile işaretlenerek<br />

tümör sahasını, metastazlarını ya<br />

da çevre dokudaki yayılımı PET<br />

görüntüleme ile erken dönemde<br />

saptandığını söyledi. Aynı molekülün<br />

Lutesyum -177 işaretlenmesiyle<br />

bu akıllı molekül tümör dokusu<br />

tarafından yakalandığında<br />

tedavi edici radyasyon etkisi<br />

oluşturmaktadır. Dr. Kabasakal,<br />

onkolojide kullanılan diğer<br />

tedavilere göre yan etkisi daha<br />

az, sağlam dokularda hasar<br />

oluşturmayan hedefe yönelik bu<br />

tedaviler ile oldukça yüz güldürücü<br />

sonuçlar alındığını vurguladı.<br />

Tümör hücrelerini hedefleyen<br />

“Akıllı moleküller” ile Nükleer Tıp<br />

alanındaki gelişmelerin hastalığın<br />

ilerlediği ve hormon tedavilerine<br />

direnç gelişen olgularda umut<br />

olduğunun altını çizdi. Son<br />

olarak, Prof. Dr. Zehra Özcan, son<br />

yeniliklerle başta prostat kanseri<br />

olmak üzere pek çok kanserin<br />

tanı ve tedavisinde Nükleer<br />

Tıpta yeni seçeneklerin mümkün<br />

olduğunu belirtti. Ülkemizdeki<br />

bilimsel üretimin artması, mevcut<br />

sağlık hizmetlerinin daha da<br />

gelişmesi için disiplinler arası<br />

işbirliğinin çok önemli olduğunu<br />

vurguladı. Etkinliği kanıtlanmış<br />

ve tüm dünyada kullanılan yeni<br />

radyoizotopların, ülkemizde<br />

de kullanılır hale gelmesi için<br />

Dernek olarak azami gayret içinde<br />

olduklarını, Sağlık Bakanlığı, SGK<br />

ve TAEK nezdinde bu gelişmelerin<br />

desteklenmesinin temenni<br />

edildiğini söyledi.<br />

106<br />

Nisan 2018


Article<br />

Bağırsaklarını Akdeniz diyetiyle mutlu tut,<br />

kanserden korun<br />

Kolon kanseri hem ülkemizde hem de dünyada sık görülen kanser türleri arasında yer<br />

alıyor. Yüksek miktarda sebze, meyve, balık, zeytinyağı, fındık ceviz gibi kuruyemişleri<br />

içeren Akdeniz diyetinin kanser ve damar tıkanıklığına bağlı ölümleri ciddi oranda azalttığı<br />

çeşitli bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir. Liv Hospital Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr.<br />

Hakan Yanar kolon kanseri korunma, tarama ve tedavi yöntemlerini, beslenmenin önemini<br />

anlattı.<br />

Kolon kanseri sebepleri<br />

nelerdir? Kimler risk<br />

altında?<br />

Kalınbağırsak kanserlerinin yüzde<br />

90’dan fazlası daha önceden<br />

gelişmiş poliplerden kaynaklanır.<br />

50 yaş öncesi polipler nadir<br />

görülmekte iken 50 yaşından sonra<br />

polip görülme oranı dolayısı ile<br />

kanser oranı artar. Yağdan zengin,<br />

posadan fakir beslenme alışkanlığı,<br />

ailede birinci derece akrabalarda<br />

kolon kanseri bulunması, ülseratif<br />

kolit, Crohn hastalığı gibi iltihabi<br />

bağırsak hastalıkları kolon kanseri<br />

riskini artırır.<br />

Kolon kanseri tehlikeli mi?<br />

Erken teşhisin çok önemli olduğu<br />

kolon kanseri, belirti vermeyen<br />

ve yavaş ilerleyen bir kanser türü.<br />

Özellikle 50 yaş ve üzerindeki<br />

kişilerde görülen bu kanser erken<br />

teşhisle tedavi edilebiliyor. Kolon<br />

kanseri dünyada 2. ya da 3. sıklıkta<br />

görülen kanserler arasında yer<br />

alıyor.<br />

Kolon kanserinin belirtileri<br />

nelerdir?<br />

• Kansızlık<br />

• Kabızlık<br />

• Ele gelen kitle<br />

• Makattan kanama Rektal kanama<br />

• Dışkıda kan<br />

• Büyük abdest çapında incelme<br />

• Büyük abdest düzenin değişmesi<br />

• Tuvalete gidip rahatlayamama<br />

• 15 günden uzun süren karın ağrısı<br />

• Düzenli tarama testlerini yaptırın.<br />

• İdeal kilonuzu koruyun.<br />

• Yüksek miktarda sebze, meyve,<br />

balık, zeytinyağı, fındık ceviz gibi<br />

kuruyemişleri içeren Akdeniz<br />

diyetinin kanser ve damar<br />

tıkanıklığına bağlı ölümleri ciddi<br />

oranda azalttığı çeşitli bilimsel<br />

çalışmalarda gösterilmiştir.<br />

Erken tanı nasıl konulabilir?<br />

Kolorektal kanser taramasında<br />

dışkıda gizli kan ve<br />

immunohistokimyasal testler<br />

kullanılmakla birlikte en yararlı<br />

yöntem kolonoskopik incelemedir.<br />

Hedef henüz polip aşamasında iken<br />

ameliyata gerek kalmadan kanser<br />

gelişebilecek polipleri kolonoskopi<br />

esnasında çıkartmak olmalıdır. Bu<br />

nedenle ailesinde kalınbağırsak<br />

kanseri olmayanlarda 50 yaşında<br />

ilk kolonoskopi ile tarama yapılmalı<br />

normal saptanması durumunda<br />

onar yıllık aralıklarla kolonoskopi<br />

tekrarlanmalıdır. Ailesinde kolon<br />

kanseri bulunan bireylerde ise<br />

kanserin ortaya çıktığı yaşın<br />

10 yıl öncesi ilk kolonoskopi<br />

uygulanmalıdır.<br />

108<br />

Nisan 2018


Article<br />

Kolon kanseri tedavisi nasıl<br />

yapılır?<br />

Standart tedavi yöntemi cerrahidir.<br />

Ancak ameliyat esnasında tümör<br />

ile birlikte bir miktar sağlam<br />

kolon dokusu ve etraf lenf<br />

bezlerinin çıkarılması hayati önem<br />

içermektedir. Uzun dönem sağ<br />

kalım, tümörün tekrar etmesi ya<br />

da uzak bölgelere yayılmasına<br />

etki eden cerrahi işlemi bu<br />

konuda deneyimli cerrahlarca<br />

uygulanmalıdır. Günümüzde<br />

laparoskopi ve robotik cerrahi<br />

yöntemi ile karında kesi yapmadan<br />

bu ameliyatlar yüksek başarı<br />

oranı ile gerçekleştirilmektedir.<br />

Laparoskopik ve robotik<br />

ameliyatların üstünlükleri arasında<br />

ameliyat sonrası ağrının çok<br />

daha az olması, hastanede yatış<br />

süresinin daha kısa sürmesi ve<br />

ameliyat yerinde çok az ya da<br />

hemen hiç iz bulunmaması yer<br />

almaktadır. Makata çok yakın<br />

tümörlerde ise ameliyat öncesi<br />

yapılan kemoterapi ve radyoterapi<br />

yöntemleri ile kalın bağırsağın<br />

dışarı alınmasının önüne<br />

geçilebilmektedir.<br />

Keep your intestines happy with<br />

the Mediterranean diet and<br />

protect yourself from cancer<br />

Colon cancer is a type of cancer that is common in<br />

both our country and in the world. It has been shown<br />

by a number of different scientific studies that the<br />

Mediterranean diet, which is high in vegetables, fruit,<br />

fish, olive oil, hazelnuts, and walnuts, significantly<br />

reduces deaths related to cancer and embolisms. Liv<br />

Hospital General Surgery Specialist Prof. Dr. Hakan<br />

Yanar talked about how to protect against colon cancer,<br />

screening and treatments and the importance of<br />

nutrition.<br />

ÖNERİLERİ İHMAL ETMEYİN<br />

- Düzenli tarama testlerini yaptırın.<br />

- İdeal kilonuzu koruyun.<br />

- Yüksek miktarda sebze, meyve,<br />

balık, zeytinyağı, fındık ceviz<br />

gibi kuruyemişleri içeren - - -<br />

Akdeniz diyetinin kanser ve damar<br />

tıkanıklığına bağlı ölümleri ciddi<br />

oranda azalttığı çeşitli bilimsel<br />

çalışmalarda gösterilmiştir.<br />

- Uzun süren kabızlık ve makattan<br />

kanama şikayetinde zaman<br />

kaybetmeden doktorunuza<br />

başvurun<br />

- Hareketsiz yaşam yerine, haftada<br />

4-5 gün orta şiddete egzersiz yapın.<br />

- Posadan zengin, yağdan fakir,<br />

protein ağırlıklı olmayan bir<br />

beslenme düzeni uygulayın.<br />

Sigara ile alkolden uzak durun.<br />

What are the reasons for<br />

colon cancer? Who is<br />

at risk?<br />

More than 90 percent of large<br />

intestine cancers result from<br />

polyps that were developed before.<br />

While polyps are rare before 50<br />

years of age, the rate of cancer<br />

increases after 50 because that is<br />

when polyps are more commonly<br />

seen. The habit of eating more fat<br />

and less fiber, having a history<br />

of colon cancer in the family and<br />

infectious colon disorders such<br />

as ulcerative colitis and Crohn’s<br />

disease increase the risk of<br />

cancer.<br />

Is colon cancer dangerous?<br />

Colon cancer, for which early<br />

detection is vital, is an insidious<br />

and slow progressing type of<br />

cancer. This cancer, which is<br />

especially seen in people 50 years<br />

old and over, can be treated with<br />

early detection. Colon cancer<br />

is among the 2nd or 3rd most<br />

common cancers in the world.<br />

Nisan 2018 109


Article<br />

What are the symptoms of colon<br />

cancer?<br />

What are the symptoms of colon<br />

cancer?<br />

• Anemia<br />

• Constipation<br />

• Masses that can be felt by hand<br />

• Rectal bleeding<br />

• Blood in stool<br />

• Thinning of stool diameter<br />

• Change in bowel movements<br />

• No relief with going to the<br />

bathroom<br />

• Stomach aches for more than<br />

15 days<br />

• Get screened regularly.<br />

• Maintain your ideal weight.<br />

• It has been shown by a number<br />

of different scientific studies<br />

that the Mediterranean diet,<br />

high in vegetables, fruit, fish,<br />

olive oil, hazelnuts, and walnuts,<br />

significantly reduces deaths related<br />

to cancer and embolisms.<br />

How can it be diagnosed early?<br />

While hidden blood in stool and<br />

immunohistochemical tests are<br />

used, the most efficient method<br />

is a colonoscopy. The objective<br />

should be to identify the polyps<br />

that might develop cancer during a<br />

colonoscopy while they are still in<br />

the polyp stage and do not require<br />

surgery. This is why the first<br />

colonoscopy on people who have<br />

no history of colon cancer in their<br />

family should be done at the age<br />

of 50 and if the scan is normal it<br />

should be repeated every ten years<br />

after that. People with colon cancer<br />

in their family should undergo a<br />

colonoscopy 10 years before the<br />

age that cancer was detected in<br />

their relative.<br />

How is colon cancer treated?<br />

The standard treatment method<br />

is surgery. However, during the<br />

surgery, it is vital that a certain<br />

amount of healthy colon tissue and<br />

surrounding lymph nodes need to<br />

be taken out with the tumor. The<br />

surgical procedure that impacts<br />

long-term survival, recurrence of<br />

the tumor and spread to distant<br />

areas must be done by experienced<br />

surgeons. In our present day,<br />

these operations are being done<br />

by laparoscopy and robotic surgery<br />

to achieve successful results<br />

without having to make large<br />

incisions in the abdomen. Some<br />

of the advantages of laparoscopic<br />

and robotic surgery are less pain<br />

after the procedure, less time<br />

spent in the hospital and hardly any<br />

scarring in the incision area. When<br />

the tumor is very close to the rectal<br />

exit, pre-surgery chemotherapy<br />

and radiotherapy can eliminate the<br />

need to take the colon out.<br />

DO NOT NEGLECT THE<br />

RECOMMENDATIONS<br />

DO NOT NEGLECT THE<br />

RECOMMENDATIONS<br />

- Get screened regularly.<br />

- Maintain your ideal body weight.<br />

- It has been shown by a number<br />

of different scientific studies<br />

that the Mediterranean diet,<br />

high in vegetables, fruit, fish,<br />

olive oil, hazelnuts, and walnuts,<br />

significantly reduces deaths related<br />

to cancer and embolisms.<br />

- If you have constipation for a long<br />

time and rectal bleeding see your<br />

doctor immediately.<br />

- Do mid impact exercises 4-5 days<br />

a week instead of being sedentary.<br />

- Eat foods rich in fiber and low in<br />

fat and protein. Stay away from<br />

cigarettes and alcohol.<br />

110<br />

Nisan 2018

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!