26.02.2019 Views

André Gide - Pastoral Senfoni

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

diş çıkardığını biliyorum (daha doğrusu her ağlamaya başladığında annesi<br />

neden olarak bunu gösteriyor). Ama annesinin ya da Sarah’nın her<br />

mızmızlanmasında aceleyle koşup geleceğini bilmek, Claude’u daha çok<br />

bağırıp ağlamaya itmez mi, onu naza alıştırmaz mı? Birkaç defa bıraksalar da<br />

(özellikle de benim olmadığım zamanlarda) bıkana kadar ağlasa, daha az<br />

ağlamaya alışırdı diye düşünüyorum. Ama şunu da iyi biliyorum ki onu<br />

susturmak için asıl benim orada olmadığım zamanlarda daha bir acele<br />

ediyorlar. Sarah annesine benziyor, işte tam da bu yüzden onu yatılı okula<br />

vermek isterdim. Annesinin o yaştaki haline, nişanlı olduğumuz<br />

zamanlardaki Amélie’ye benzese neyse, ne yazık ki onun bugünkü, hayat<br />

şartlarıyla değişmiş endişeli haline benziyor; hayatın zor yanlarını bulup<br />

onları daha da büyüten haline demek daha doğru olur (çünkü Amélie onları<br />

bulup büyütmek için uğraşır durur). Oysa ben bugün, bir zamanlar kalbimin<br />

her asil hareketine gülümseyen, hayatımı birleştirmeyi hayal ettiğim, ışığa<br />

doğru giderken bana yol gösterdiğine inandığım o meleği tanımakta güçlük<br />

çekiyorum artık... Ya da aşk gözlerimi mi kapatmıştı o zamanlar acaba?<br />

Çünkü Sarah’nın çok sıradan şeylerle ilgilendiğini fark ediyorum bugünlerde,<br />

aynı annesi gibi yalnızca basit ve bayağı şeylerle uğraşmaya veriyor kendini,<br />

içinden gelen hiçbir arzu ve heyecan olmadığından yüz hatları bile aynı<br />

annesininki gibi donuk, kasvetli ve sert. Şiire, daha genel anlamda okumaya<br />

karşı, hiçbir ilgisi eğilimi yok. Annesiyle konuştukları konular arasında<br />

benim de katılmayı arzu edeceğim bir konuya rastlamadım. Onlarla olduğum<br />

zamanlarda, çalışma odamda yapayalnız olduğum zamanlardan daha yalnız<br />

hissediyorum kendimi, bu da bana acı veriyor ve daha sık kapanıyorum<br />

odama.<br />

Sonbahardan beri edindiğim başka bir alışkanlık da havanın erken<br />

kararmasının verdiği cesaretle ziyaretlerimi çabuk bitirip eve erken dönme<br />

fırsatı bulduğumda Melle de la M.’ye uğrayıp orada çay içmek. Louise de la<br />

M.’nin geçen Kasım ayından beri Gertrude’den başka Martins’in emanet<br />

ettiği üç kör kızı daha evinde barındırdığından bahsetmemiştim. Şimdi bu<br />

kızlara ufak tefek işlerle uğraşmayı ve okumayı öğretme sırası Gertrude’da,<br />

kızcağızlar buna şimdiden alıştılar bile.<br />

“Tahıl ambarı”nın bu sıcak çatısının altında olduğum zamanlarda<br />

kendimi öyle huzurlu, öyle güçlü hissediyorum ki birkaç gün gidemesem<br />

içimde büyük bir eksiklik duyuyorum. Melle de la Louise, Gertrude ve öteki<br />

üç misafirine bakmak konusunda sıkıntı çekmeyecek, bundan rahatsız<br />

olmayacak biri, ayrıca üç hizmetçisi ona büyük bir bağlılıkla yardım ederek

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!