30.04.2013 Views

DİRENEN BÜTÜN İŞÇİLER - Yürüyüş

DİRENEN BÜTÜN İŞÇİLER - Yürüyüş

DİRENEN BÜTÜN İŞÇİLER - Yürüyüş

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Sayı: 337<br />

<strong>Yürüyüş</strong><br />

4 Kasım<br />

2012<br />

36<br />

cağız” derken, Federal Haberalma<br />

Teşkilatı (BND) elemanlarının Bağdat’ta<br />

ABD ile ortak çalıştığı ortaya<br />

çıktı. BND’nin işgal sırasında ABD<br />

ordusuna bilgi aktararak bombalanacak<br />

hedefleri bildirdiği kesinleşti.<br />

Çok değil, bundan 90 yıl önce,<br />

yaklaşık 10 milyon Kongolu insan<br />

katledildi. Belçika sömürgesi olan<br />

Kongo’da büyük bir soykırım yaşandı.<br />

Avrupa’da otomotiv sektöründe<br />

lastik imalatı için gerekli hammadde<br />

olan kauçuk plantasyonlarında çalıştırılan<br />

zenciler katledildiler. Bütün<br />

Avrupa emperyalistlerinin yaptığı<br />

gibi Belçika’da katliamlarını örtbas<br />

etmek için, Asya ve Afrika insanlarını<br />

barbar olarak nitelediler. Onları kana<br />

susamış vahşiler olarak yansıttılar.<br />

Amerikan yerli halklarına, Afrika<br />

zencilerine ve Avustralya’da aborjin<br />

halklara yaptıkları soykırımın, Tazmanya<br />

halkının katliamının kanları<br />

var ellerinde.<br />

Bütün emperyalist AB ülkeleri<br />

katliamcıdır. Suçludur. İki tane dünya<br />

savaşı çıkartmışlardır. AB emperyalistlerinin<br />

katliamları, işkenceleri<br />

geçmişle sınırlı değildir. Katliamcılıkları<br />

bugün de devam etmektedir.<br />

İşte Avrupa Demokrasisi...<br />

Baskı, Terör, Irkçılık!..<br />

Avrupa emperyalistleri bir çok<br />

konuda olduğu gibi, terör yasalarında<br />

da Amerika’yı takip ve taklit<br />

ettiler.ABD’deki 11 Eylül eylemlerini<br />

gerekçe gösteren Avrupa emperyalistleri,<br />

“anti-terör yasaları”yla yeni<br />

bir baskı politikasını devreye soktular.<br />

“Terörizm” demagojisiyle saldırganlık<br />

daha da tırmandırıldı. Toplumsal yaşam<br />

“terör yasaları”yla daha büyük<br />

ölçüde baskı ve denetim altına alındı.<br />

“Terör yasaları”, tüm halkı hedef almakla<br />

birlikte, öncelikle hedeflenen<br />

kesim, göçmenler (yabancılar) oldu.<br />

Terör yasaları, ayrımcı, ırkçı maddelerle<br />

dolduruldu. Çıkarılan yasalarla,<br />

ırkçılık körüklendi, yabancılara karşı<br />

ırkçılık resmileştirildi. Yabancıların<br />

doğrudan takip ve denetim altına<br />

alınmasına, onlara yönelik farklı ve<br />

keyfi gözaltı, tutuklama uygulanmasına<br />

izin veren yasalar çıkarıldı. Göçmenlere<br />

saldırının bir yanı da göç-<br />

menler içinde örgütlü, devrimci, ilerici<br />

örgütlere saldırılardır.<br />

Bombalarıyla, vahşi sömürü ve<br />

talanlarıyla harabeye çevirdikleri ülkelerden<br />

gelen göçmenlerin ülkelerine<br />

girmemesi için en aşağılık önlemlere<br />

başvurdular. Yüzlerce insanın içinde<br />

olduğu tekneleri, gemileri batırdılar.<br />

Kamplar oluşturup tecrit ettiler.<br />

Bu uygulamaların başını çeken<br />

Fransa, şimdi de çingeneleri zorla<br />

sınırdışı etmeye çalışıyor. Çingenelerin<br />

yaşadığı 300 kampı yıkıyor.<br />

İnsanlara işkence yapan, öldüren,<br />

süren, aşağılayan böyle ırkçı ve faşist<br />

bir AB nasıl insan hakları savunucusu<br />

olabilir? Nasıl barış ve demokrasiye<br />

katkı sunabilir? Sunamaz. Bütün emperyalistler<br />

gibi Avrupa Emperyalistlerinin<br />

de en iyi bildikleri şey sömürü,<br />

baskı, zulüm ve katliamdır.<br />

Nobel Barış Ödülü de bu politikalarına<br />

verilmiştir. Emperyalizmin dünya<br />

halkları yararına tek bir uygulamasından<br />

söz edilemez. Her şey daha<br />

fazla kar, daha fazla sömürü içindir.<br />

Tecrit,<br />

Emperyalizmin Politikasıdır<br />

F Tipi Hapishanelerin<br />

Mimarı Avrupa<br />

Emperyalizmidir!<br />

Tecrit uygulaması, yani yalnızlaştırma<br />

politikası, emperyalistler<br />

için fiziki bir uygulama olmanın ötesinde<br />

amaç taşımaktadır. Tecrit politikası<br />

salt hapishanelerle sınırlı bir<br />

politika değildir. Emperyalist dünya<br />

düzeni önünde engel olarak görülen<br />

ülkelerin, örgütlerin tecrit edilmesi,<br />

bu amaçla hazırlanan “terör listeleri”,<br />

düzene muhalif devrimci kurumların<br />

tecrit edilmesi gibi geniş bir alanda<br />

uygulanır. Emperyalizme ve işbirlikçi<br />

oligarşilere karşı mücadelede tutsak<br />

düşenlerin tecrit esasına göre düzenlenmiş<br />

hapishanelerde direnme dinamiklerinin<br />

yok edilmesi, teslim<br />

alınması tecrit politikasının özünü<br />

oluşturmaktadır.<br />

Türkiye’de 122 insanımızın katledilmesine<br />

yol açan F tipi hücrelerin<br />

mimarı Avrupa emperyalizmidir. Emperyalist<br />

Avrupa’nın anti-emperyalistleri,<br />

devrimcileri sindirme, devrimci<br />

<strong>DİRENEN</strong> <strong>BÜTÜN</strong> <strong>İŞÇİLER</strong><br />

mücadeleyi yok etme politikası ile<br />

Türkiye oligarşinin amaçları çakıştı.<br />

Avrupa emperyalizmi önüne koydu,<br />

Türkiye oligarşisi katliamlarla tecriti<br />

uygulamaya soktu. Karşısında ise<br />

inançlarından vazgeçmektense ölmeyi<br />

seçen devrimci tutsakların 7 yıl süren<br />

şanlı, destansı direnişini gördü.<br />

Emperyalist Avrupa Birliği<br />

İnsan Hakları<br />

Savunucusu Değil<br />

İşkencecidir!<br />

“İnsan haklarına, demokrasiye<br />

ve barışa olan katkıları nedeniyle”<br />

Nobel Barış ödülü verilen Avrupa’da<br />

insana yapılan uygulama onun faşist<br />

karakterinin tanımıdır.<br />

F Tipi tecrit uygulamasında örnek<br />

alınan ülkelerden biri olan Almanya’da,<br />

özellikle RAF’lılara yönelik;<br />

hücrede, tecrit koşullarında düşünemez,<br />

beş duyusunu yitirmiş hale getirerek,<br />

onu teslim alma politikası<br />

yaygın şekilde uygulandı.<br />

İngiltere’de H Blokları’nda somutlaşan<br />

tecrit ise, dünyanın gündemine<br />

Kuzey İrlandalı yurtsever<br />

devrimcilerin direnişleriyle geldi.<br />

Tutsakların ‘Cehennem delikleri’<br />

adını verdiği tecrit hücreleri, “uygar<br />

ve demokratik Avrupa’nın” aynasıydı.<br />

Kimliksizleştirmeye karşı direnen<br />

Bobby Sands ve yoldaşları, bu politikayı<br />

yaşamlarını ortaya koyarak<br />

gerilettiler.<br />

Bir başka Avrupa ülkesinin, İtalya’nın<br />

gelişen devrimci mücadeleye<br />

karşı başvurduğu ilk yöntemlerden<br />

biri de yine tecrit hücreleri oldu.<br />

Kızıl Tugaylar, Savaşan Komünistler<br />

Örgütü gibi devrimci örgütlere mensup<br />

militanlar, hücrelerde düşünce<br />

değişikliğine, teslimiyete zorlandı.<br />

Pişmanlığın dayatıldığı Asinara tabutluğu,<br />

tecritin ve işkencenin en<br />

yoğun uygulandığı yer oldu. 1979<br />

Ekim ayında bu politikalar katliama<br />

dönüştü.<br />

Nobel ödülü katil Avrupa Birliği’nin<br />

insanı insana yabancılaştıran,<br />

insanı kendine yabancılaştıran işte<br />

bu tecrit ve hücre uygulamalarına<br />

verilmiştir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!