Kay bet tik le ri miz - TED Ankara Koleji Mezunları Derneği
Kay bet tik le ri miz - TED Ankara Koleji Mezunları Derneği
Kay bet tik le ri miz - TED Ankara Koleji Mezunları Derneği
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Henüz diğer üniversite<strong>le</strong>rdeki fen fakülte<strong>le</strong><strong>ri</strong>y<strong>le</strong> ortaklaşa<br />
yürüttüğümüz bir proje yok. Ancak, DPT tarafından destek<strong>le</strong>nen<br />
“Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı”na değinmek istiyorum.<br />
Bu program çerçevesinde, yeni kurulmuş ve gelişmekte<br />
olan üniversite<strong>le</strong>r adına gelişmiş üniversite<strong>le</strong>rde genç bilim<br />
insanlarına doktora yaptırılarak, bu yeni üniversite<strong>le</strong>rde görev<br />
yapacak öğretim üye<strong>le</strong><strong>ri</strong>nin yetişti<strong>ri</strong>lmesi amaçlanmaktadır.<br />
Genç<strong>le</strong><strong>ri</strong><strong>miz</strong>in, doktora yapmak üzere yurt dışına gitme<strong>le</strong><strong>ri</strong> ye<strong>ri</strong>ne<br />
bu program içinde yer almaları ülke ekonomisi için de<br />
önemlidir. Biz de bu proje çerçevesinde ülke<strong>miz</strong>deki birçok<br />
üniversitenin fen fakülte<strong>le</strong><strong>ri</strong>y<strong>le</strong> temas halindeyiz. Bölüm<strong>le</strong><strong>ri</strong><strong>miz</strong>de<br />
ha<strong>le</strong>n bu kapsamda doktora yapmakta olan genç<strong>le</strong><strong>ri</strong><strong>miz</strong><br />
mevcut. Bunların sayısını arttırmak için çalışıyoruz.<br />
Okullarda bilimi sevdirmek, genç bilimci<strong>le</strong>r yetiştirmek için<br />
ne<strong>le</strong>r yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?<br />
Bilimi sevmek ai<strong>le</strong>de başlar, okulda devam eder. Ai<strong>le</strong>nin<br />
bilime yaklaşımına bağlı olarak çocuklar teşvik edilip, en azından<br />
destek<strong>le</strong>nirse çocuğun da hevesi artar. Aynı şey okul için<br />
de geçerlidir. Okulun olanakları ölçüsünde öğrenci<strong>le</strong>re bilim<strong>le</strong><br />
ilgi<strong>le</strong>nme ortamı sağlanmalıdır. Burada, TÜBİTAK tarafından<br />
düzen<strong>le</strong>nen “Bilim Olimpiyatlarından” ve “Proje Yarışmalarından”<br />
söz etmek istiyorum. TÜBİTAK uzun yıllardır, biyoloji, fizik,<br />
kimya, matema<strong>tik</strong> ve bilgisayar alanlarında ortaöğretim öğrenci<strong>le</strong><strong>ri</strong>ne<br />
(matema<strong>tik</strong>te ilköğretim de dahil) yönelik bilim olimpiyatları<br />
düzen<strong>le</strong>mektedir. Bu kapsamda yurt içinde hazırlık kursları<br />
düzen<strong>le</strong>nmekte, en başarılı öğrenci<strong>le</strong>rden oluşan ekip<strong>le</strong>r<br />
ülke<strong>miz</strong>i uluslararası yarışmalarda temsil etmektedir. Üzü<strong>le</strong>rek<br />
söy<strong>le</strong>meliyim ki Ko<strong>le</strong>j bu yarışmalara kendisinden bek<strong>le</strong>nen<br />
düzeyde ilgi göstermiyor. TÜBİTAK’ın fen ve sosyal bilim<strong>le</strong>r<br />
alanında yurt genelinde düzen<strong>le</strong>diği proje yarışmaları da bence<br />
çok teşvik edici. Di<strong>le</strong>ğim Ko<strong>le</strong>j’in tüm bu yarışmalara çok<br />
sayıda öğrenci ve projey<strong>le</strong> katılıp bi<strong>ri</strong>ncilik<strong>le</strong>r alması. Burada<br />
idareye ve öğretmen<strong>le</strong>re de görev düşüyor tabii. Aslında birçok<br />
okul kendi içinde de proje yarışmaları düzenliyor. Ko<strong>le</strong>j de<br />
bu tip yarışmalar yapıyor sanıyorum. Hatta bir tanesine beni<br />
de jü<strong>ri</strong> üyesi olarak davet etmiş<strong>le</strong>rdi. Özet<strong>le</strong>yecek olursak,<br />
çocuklarımıza bilimi sevdirmede ebeveyn<strong>le</strong>re, öğretmen<strong>le</strong>re<br />
ve okul idare<strong>le</strong><strong>ri</strong>ne görev düştüğünü söy<strong>le</strong>yebili<strong>ri</strong>m.<br />
Türkiye’de bilim alanındaki gelişme ve yenilik<strong>le</strong><strong>ri</strong>n yeterli<br />
olduğunu düşünüyor musunuz? Bu konuda bilim insanlarımıza<br />
düşen görev<strong>le</strong>r ne<strong>le</strong>rdir?<br />
Bilimde gelişme ve yenilik<strong>le</strong><strong>ri</strong>n bir sonu yoktur. Türkiye’de<br />
bilimin bugün geldiği nokta hiç de yabana atılır gibi değildir.<br />
Yine de daha alınacak çok yol var. Bugün için ülke<strong>miz</strong>de bilimin<br />
en büyük kaynağı üniversite<strong>le</strong><strong>ri</strong><strong>miz</strong> ve araştırma enstitü<strong>le</strong><strong>ri</strong><strong>miz</strong>dir.<br />
Maa<strong>le</strong>sef bilim çok pahalı bir uğraş. Ülke olarak gay<strong>ri</strong><br />
safi yurt içi milli hasıladan bilimsel araştırmalar için ayrılan pay<br />
2002 yılında %0.67 iken, bu oran 2007’de %0.71’e yükselmiştir.<br />
2013 yılı için planlanan ise %2 gibi bir orandır. Bu oran şu<br />
anda Ame<strong>ri</strong>ka Bir<strong>le</strong>şik Dev<strong>le</strong>t<strong>le</strong><strong>ri</strong>’nde %2.6, Japonya’da<br />
%2.8’dir. Bu ülke<strong>le</strong><strong>ri</strong>n toplam bütçe<strong>le</strong><strong>ri</strong> düşünüldüğünde araştırmaya<br />
ayrılan para, Türkiye’nin bugünkü toplam bütçesinin<br />
üze<strong>ri</strong>ndedir. Bilim insanı sayımız ise 2002 yılında 24.000 civarındayken,<br />
2007 yılında 49.668’e ulaşmış olup 2013 yılı için<br />
bek<strong>le</strong>nen araştırmacı sayısı ise 80.000’dir. Ülke<strong>miz</strong>de yapılan<br />
bilimsel yayın sayısı 2008 yılında 22.000’e ulaşmıştır. Bu da bizi<br />
dünya sıralamasında 23.’lüğe getirmiş bulunmaktadır. Bilim<br />
ka<strong>ri</strong>yer<br />
13<br />
insanlarımız kendi<strong>le</strong><strong>ri</strong>ne düşen görevin zaten bilincinde<strong>le</strong>r.<br />
Amaç bir yandan dünyada bilimsel ve teknolojik gelişme<strong>le</strong>r<strong>le</strong><br />
reka<strong>bet</strong> etmek, diğer yandan da Türkiye’ye özgü sorunlara<br />
bilimsel çözüm<strong>le</strong>r üretmek olmalıdır. Biraz daha iddialı düşünecek<br />
olursak, bizi Nobel Ödül<strong>le</strong><strong>ri</strong> almaya götürecek düzeyde<br />
araştırmaların yapıldığı laboratuarlarımızın sayısı arttırılmalı ve<br />
dünyanın en iyi ilk yüz üniversitesi arasına bizden de üniversite<br />
sokmalıyız.<br />
Türkiye’nin önde ge<strong>le</strong>n üniversite<strong>le</strong><strong>ri</strong>nden bi<strong>ri</strong> olan Hacettepe<br />
Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanlığı görevinde olmak<br />
size ne<strong>le</strong>r hissetti<strong>ri</strong>yor?<br />
İnsanın mezun olduğu üniversitede üst düzey bir yöneticilik<br />
görevi yapması değişik ve hoş bir duygu uyandırıyor. Böy<strong>le</strong><br />
bir hizmet yapmak, bir bakıma üniversitemin bana yapmış<br />
olduğu yatırıma karşılık borcumun bir kısmını ödüyormuşum<br />
gibi hissetti<strong>ri</strong>yor.<br />
Öğretim göreviniz dışında ne tür sosyal faaliyet<strong>le</strong>rde bulunuyorsunuz?<br />
Gerek öğretim gerekse şu anda yürütmekte olduğum ida<strong>ri</strong><br />
görevim vaktimin çoğunu işgal ediyor. Yine de arkadaş toplantılarına,<br />
sinema ve tiyatroya vakit ayırmaya çalışıyorum.<br />
Özellik<strong>le</strong> tiyatroyu çok seviyorum. <strong>TED</strong> <strong>Ankara</strong> Ko<strong>le</strong>ji <strong>Mezunları</strong><br />
<strong>Derneği</strong>’nin Tiyatro Kolunda çalışmalarım bi<strong>le</strong> oldu; iki oyunda<br />
sahneye çıkmışlığım var.<br />
<strong>TED</strong> <strong>Ankara</strong> Ko<strong>le</strong>ji mezunu olmanızın sonraki yaşamınıza<br />
etki<strong>le</strong><strong>ri</strong> ne<strong>le</strong>r oldu? Ha<strong>le</strong>n görüştüğünüz Ko<strong>le</strong>j arkadaşlarınız<br />
bulunuyor mu?<br />
Ko<strong>le</strong>jli olmanın ayrıcalıklarını hayatım boyunca yaşadım.<br />
Ko<strong>le</strong>j’de ilkokul bi<strong>ri</strong>nci sınıftan lisede mezun olana kadar geçirdiğim<br />
onbir yıl bende çok güçlü bir aidiyet duygusu oluşturdu.<br />
Ko<strong>le</strong>jli olmaktan her zaman gurur duydum. Ko<strong>le</strong>j bize farklı bir<br />
dünya görüşü kazandırdı. Bunu hayatımın her aşamasında<br />
hissettim. Ha<strong>le</strong>n lise dönemi arkadaşlarımın bir kısmıyla görüşüyorum.<br />
Hatta birkaç yıl öncesine kadar onlarla düzenli olarak<br />
bir araya da geliyorduk. Bir süredir ne yazık ki buluşmalarımız<br />
seyrek<strong>le</strong>şti. Yine de te<strong>le</strong>fonla da olsa birbi<strong>ri</strong><strong>miz</strong>in hatırını<br />
sormayı ihmal etmiyoruz. En kısa zamanda da toplantılarımızı<br />
tekrar canlandırmak istiyoruz.<br />
Prof. Dr. Aşkın TÜMER’69<br />
Prof. Dr. Aşkın Tümer, <strong>TED</strong> <strong>Ankara</strong> Ko<strong>le</strong>ji’nden 1969 yılında<br />
mezun olduktan sonra ODTÜ Fizik Bölümü’ne girdi. Bir yılın<br />
ardından ODTÜ’den ayrılıp Hacettepe Üniversitesi’nin o zamanki<br />
adıyla Fen ve Mühendislik Fakültesi’nin Biyoloji Bölümü’ne<br />
devam etti. Buradan 1973 yılında yüksek lisans derecesiy<strong>le</strong><br />
mezun olup aynı yıl, aynı bölümde asistan olarak göreve başladı.<br />
1978 yılında doktora derecesini aldı. 1982 yılında TÜBİTAK bursuyla<br />
3 ay İngiltere’de araştırmalar yaptı. 1983 yılında doçent<br />
oldu. Aynı yıl Ame<strong>ri</strong>ka Bir<strong>le</strong>şik Dev<strong>le</strong>t<strong>le</strong><strong>ri</strong>’ne gidip bir yıl sürey<strong>le</strong> bir<br />
ilaç firmasında araştırmalar yaptı. 1988 yılında B<strong>ri</strong>tish Council bursunu<br />
kazanarak, kısa süreli araştırmalar yapmak üzere tekrar<br />
İngiltere’ye gitti. Yurda döndükten sonra 1989 yılında Hacettepe<br />
Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’ne profesör kadrosuna<br />
atandı. 2006 yılından bu yana aynı fakültede dekanlık görevini<br />
sürdürmektedir.<br />
MAYIS2009 ko<strong>le</strong>jli<strong>le</strong>r