31.08.2013 Views

Begmyrat Gerey - Turuz.info

Begmyrat Gerey - Turuz.info

Begmyrat Gerey - Turuz.info

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Tarihçi Nissen Sümerlerin başka yerden gelmesini şöyle açıklıyor. "Mezopotamya'da M. Ö.<br />

3200 yıllarında çok sınırlı bir dönem süresinde beklenilmedik bir durumda medeniyetin çeşitli yönleri<br />

kesin olarak değişmiştir. Bu değişmenin sadece eski kavmin yerini daha gelişmiş bir ülkeden gelen<br />

yeni bir kavimin alması ile gerçekleşmesi mümkündür." Bundan başka da nüfus sayısında yedi kat bir<br />

artışın olduğunu zikrederek bu olayı Sümerlerin Mezopotamya'ya gelip yerleşmesi ile<br />

ilişkilendiriyor. [19]<br />

Gene bir İranlı tarihçi Meşkur da bu konuda şöyle yazıyor: "Babil'in ilk yerli kavimlerinin<br />

Sümerler ya da Samîler olduğu konusunda çeşitli görüşler var. Günümüzde alimlerin çoğunluğu<br />

Sümerlerin Babil'de yerleşmiş olduğunu savunuyorlar. Sümer yurdu Tevrat'ta Şenar adıyla geçiyor.<br />

Onların kendileri kendi yurtlarına Şumer demişlerdir. Sümer'de bulunan pirinç eşyalardan<br />

anlaşıldığına göre onlar Fırat etrafına birden bire beklenilmedik durumda gelip, medeniyetlerini ise<br />

Hazar Denizi'nin güney doğusundan kendileriyle getirmişlerdir. Ancak bazı bilim adamları ise<br />

bunların deniz tarafından geldiklerini öne sürmektedirler." [20]<br />

Alman bilim adamı Oberhuber Die Kultur des Altesorientes adlı kitabında dünya uygarlığında<br />

yazının bulunması konusunda şöyle bir fikir öne sürüyor: "Sümerlere ait bulunmuş yazıların ve<br />

yazının sonraki olgunlaşma süreci ile ilgili belgelerdeki metinlerin çoğunluğu ticaret ve yönetim<br />

işlerine ait olduğu için bilim adamları yazının meydana gelmesinde ticarî ilişkilerin temel rolünün<br />

olduğunu vurguluyorlar. Bu düşüncenin savunucusu Heishelheim’in fikrine göre şehir medeniyeti<br />

sadece coğrafî şartların ya da kent uygarlığının ortaya çıkması sonunda teşekkül etmeyip belki ticarî<br />

ilişkilerin ekonomide temel rol oynamasından kaynaklanmaktadır. Bu teorinin doğruluğunu ispat eden<br />

en inandırıcı delil ise Yakın-Doğu ve Orta Asya'nın ticarî ilişkilerinin kesişim merkezinde yerleşen<br />

Hazar ötesindeki (Türkmenistan'da) doğunun en eski kenti Anû'dur.” [21]<br />

XI. yüzyılda yaşamış olan Kaşgarlı Mahmut dünya çapında tanınmış eseri Divan-ı Lügati't<br />

Türk'te ve bunun gibi XIII. yüzyılda yaşayan ünlü tarihçi Hamedanlı Hoca Reşideddin<br />

Fazlullah'ın Câmîu't Tevarih adlı eserinde Türklerin şeceresini Hz. Nuh'dan başlatıyorlar. Nuh ise<br />

bilim adamlarının açıklamasına göre Ziusudra adıyla Sümerler arasında yaşamış bilgin, belki de<br />

marangoz olmuştur. Nuh Tufanı Destanı ise tarihçilerin fikrine göre herhâlde dünyayı su basanda<br />

(bazılarına göre Sümerlerin yurdunu) kendi yaptığı gemi ile bir grup insanı ölümden kurtarışını konu<br />

alan bir folklorik destandır. Bu destan zamanla dinî bir nitelik kazanarak Tevrat ve sonraki kutsal<br />

kitaplara girmiştir diye düşünülebilir. [22]<br />

Belki yukarıda belirtilen ünlü tarihçilerin Türklerin aslını Nuh'tan getirmeleri ile ilgili<br />

görüşleri bir hayale dayalı olmayıp çok eski kaynaklara ve halk arasında uzun zamandan beri yaşaya<br />

gelen yaygın rivayetlere dayanmaktadır.<br />

Nuh sözüne gelince, bu sözcük Sümer dilindeki NU sözü ile bir olup sonraki Sâmî Kavimler<br />

tarafından NUH şeklinde yazılmış olabilir. NU sözcüğünün Sümer dilindeki anlamları; insan, türetmek<br />

ve tohum demektir. [23] Bu söze anlam bakımından denk, yansıma bakımından da çok yakın kelimeler<br />

Altay dillerinde de vardır. Örneğin: Gold dilinde NAİ, Kore dilinde NEI, Mongol dilinde ise<br />

NİALMA, hepsi insan anlamındadır. [24] Türkmenlerde de bir kimseyi övmek istediklerinde NAY BAŞI<br />

ibaresi kullanılmaktadır. Bu sözün de anlamı insanların en seçkini olsa gerek.<br />

Türkmenistan ile Mezopotamya arasındaki tarihî ilişki konusunda Türkmen bilim adamlarının<br />

yazdığı son makaleler daha açık bilgiler vermektedir. Ödek Ödekof şöyle yazıyor: "... Yazarın<br />

Türkmen Boyu "Teke" ve "Göktürk" sözcüklerini açıklamaya sistematik yaklaşması, Türkmenlerin<br />

etnogenetik kökünü M.Ö. 3000. yıla götürmeye imkan verdi. Bunu çeşitli uzmanlar, tarihçiler,<br />

arkeologlar, dil bilimciler ve yazarlar teyit etmişlerdir. Bunun gibi yaklaşmanın esasında Şumerler<br />

(Sümerler) adının ve uygarlığının temel unsurunu izah etmeye Sümer yurdunda ve Altıntepe'de<br />

(Güney Türkmenistan) yaşayan halkların birbirleriyle akraba olduklarını ispat etmeye imkân<br />

buluyoruz. Böylece, Sümer yurdunda yaşayan SAKGİK halkı Altıntepe uygarlığını türeten halkların<br />

doğrudan nesilleridir diyen tarihî sonuca varmak mümkündür.” [25]<br />

Gulla da "Türkmenlerin ataları sayılan ve Mezopotamya'ya göç eden Sümerler sonra Akkatlar,<br />

Elamlılar konusundaki bilimsel kaynaklar oraya göçmeyi M.Ö. 4000 yılına tarihlendirmektedir. Ancak<br />

bu dönem Anû medeniyetinin gelişmiş bir dönemine rastlamaktadır. Bu nedenle onların kendi<br />

vatanlarını ekonomik düzey ve uygarlık seviyesinin yüksek olduğu bir dönemde terk etmelerini<br />

anlamak zordur. Ancak M.Ö. 4000 yıllarının sonları ve 3000 yıllarının başlarında o döneme göre<br />

ekonomi ve uygarlık bakımından gelişmiş GÖKSÜYRÜ´nün (Türkmenistan'da) dokuz obasının hepsi<br />

boşalmıştır. Bu göçün sebebi ise o dönemde OKS diye adlandırılan şimdiki Tecen ırmağının suyunun

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!