31.08.2013 Views

Begmyrat Gerey - Turuz.info

Begmyrat Gerey - Turuz.info

Begmyrat Gerey - Turuz.info

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

etmeye başlamıştır. Kuraklıktan, çölleşmeden ve aşırı sıcaklıktan bunalmaya başlayan bu insanlar için<br />

M. Ö. 4000 ve 5000’li yıllarda artık üçüncü yerleşim merkezlerine doğru ikinci büyük göçlerini<br />

yapmaları kaçınılmaz olmuştur.<br />

Turan Ovası insanları üçüncü yerleşim yerleri olarak güneydeki ve doğudaki yüksek dağların<br />

eteklerinde, havası serin ve yağışlı, suları bol ve berrak, toprakları verimli ve çölleşme tehlikesinden<br />

uzak, kenarlarında otlakları bol, yaz-kış suları kesilmeyen nehir yataklarının kenarlarında<br />

kurmuşlardır. Birinci yerleşim yerleri olan göl kenarında ve ikinci yerleşim yerleri olan deltalarda<br />

edinmiş oldukları deneyimlerden de yararlanarak buralardaki üçüncü yerleşim yerlerini bir büyük köy<br />

veya küçük kasaba şeklinde daha toplu ve daha büyük ölçekte yapmışlardır. Tarımsal faaliyetlerinde<br />

sığırın ve eşeğin gücünden büyük ölçüde yararlanmaktadırlar.<br />

Dünyada atı ilk defa ehlileştiren insanlar olarak böyük bir taşıma ve ulaştırma imkanına<br />

kavuşmuşlardır. Bu dönemde, insanların toplumsal faaliyetleri oldukça gelişmiş, komşu şehir ve<br />

ülkelerle ticari ilişkiler kurulmaya başlanmış olması gerekir. At sırtındaki bu insanlar için dünyaları<br />

küçük gelmeye başlamış, onlar sayesinde dağlar fethedilmeye, dağlar ötesi ülkelere ulaşılmaya<br />

başlamıştır. Havalar ısındıkça havası serin, suyu bol ve berrak olan, bol otlu ve verimli yaylalara doğru<br />

at sırtında göç ederek, oralarda yeni yerlesim merkezleri kurmuş olabilirler. Örneğin, Hindikuş<br />

dağlarının kuzeyindeki tarih öncesine ait kalıntıların sahipleri bu insanların hemşehrileri veya<br />

akrabaları olmalıdır. Bu son yerleşim yerlerinde insanlar daha güvenli, daha huzurlu ve daha mutlu<br />

olmuşlardır. Bu nedenle bu kasabalardan başlayarak büyüye büyüye günümüze kadar gelinmiştir.<br />

Günümüzdeki başşehirler ile diğer büyük şehirler bu üçüncü yerleşim yerlerinin yakınında veya<br />

üstünde kurulmuşlardır. Bunlardan bazıları olarak, Aşkabat, Merv (Marı), Buhara, Semerkand,<br />

Duşanbe, Taşkent, Andican, Namangan, Çimkent, Türkistan, Cambul (Taraz), Bişkek ve Almatı<br />

sayılabilir...<br />

3. Anav (Anau) Türkmenistan Medeniyeti<br />

Raphael Pumpelly isimli Amerikalı bir jeolog 19. yüzyılın ikinci yarısında, Çin ve Moğolistan<br />

dahil, Orta Asya’da 70 yıl kadar gezmiş, bu kıtanın jeolojik ve jeomorfolojik haritalarını çıkartmış,<br />

yerbilimleriyle ilgili pek çok gözlemlerde bulunmuştur. Bütün bu çalışmalarını iki ciltlik bir kitap<br />

halinde 1908 yılında yayımlayan Pumpelly, insanoğlunun ilk tarımsal faaliyetleriyle ilgili Tatlıgöl<br />

Teorisi (Oasis Theory = Vaha Teorisi)diye bir teoriyi ortaya atmıştır (Pumpelly, 1908; Ryan ve Pitman<br />

1998’de). Pumpelly insanoğlunun ilk tarımsal faaliyetlrinin oasis veya vaha diye anılan, (tarafımızdan<br />

Tatlıgöl diye Türkçeleştirilmiş olan) büyük tatlı su birikintileri etrafında gelişmiş olabileceğini öne<br />

sürmüştür. Son buzul çağının sonlarına doğru, Orta Asya’da oldukça kurak bir iklim hüküm<br />

sürmekteydi. Ona göre, taş devri insanların bu kurak iklim bölgesinde yaşamlarını sürdürebilmek için,<br />

vahşı hayvanlar ve bitkilerle birlikte, büyük tatlısu gölleri etrafında toplanmış olmaları gerekirdi...<br />

Pumpelly, son olarak 1904 yılında Türkmenistan’ın bugünki başkenti Aşkaabat yakınındaki<br />

bazı harabelerde, buradaki insanların tahıl üretmiş olduklarının işaretlerini bulmuştu. O zamanlarda<br />

muhtemelen Hazar-Aral tatlısu gölünün güneydoğu sahilleri Aşkaabat’a kadar uzanmaktaydı...<br />

Gordon Childe’ye göre tahıl çiftçiliği ve hayvancılık ilk defa Orta Asya’da gerçekleştirilmiş<br />

ve daha sonra Karadeniz sahillerinden Avrupa’ya geçmiştir. Ona göre, Avrupa’daki ilk evcil koyun<br />

türü (Ovis vignei) Türkistan (Türkmenistan) ve Afganistan’dan gelmiştir (Ryan ve Pitman<br />

1998’den)” [2]<br />

Konumuzla ilgili bölümünü kısaltarak aldığımız ve tekrar baş vuracağımız bu makalenin<br />

Sonuç ve Öneriler başlıklı son bölümü aşağıdaki satırlarla noktalanmıştır:<br />

“Gerek uzaktan algılama yöntemi ile yeni bulunabilecek, gerekse bilindiği halde henüz<br />

yeterince incelenmemiş kalıntıların ön incelemesi, kalıntıların bulunduğu ülkenin arkeologları<br />

tarafından yapılmalı, bu ön inceleme sonucunda önemli görünenlerin daha ayrıntılı olarak incelenmesi<br />

için Türk Dünyası’nın ve uluslararası kuruluşların maddi, teknolojik ve bilimsel desteği aranmalıdır.<br />

Bu ve benzeri çalışmalar yapıldığı takdirde, Sümerlerin kökenlerine ait izlerin, Orta Asya’da özellikle<br />

Turan Ovası’ndakı kalıntılarda bulunabileceğine inanıyorum.” [3]<br />

Bu çalışmamızın amacı, Sümerlerin Orta Asya’dan ve büyük bir ihtimalle Türkmenistan’dan<br />

Mezopotamya’ya göç ettikleri ve onların bizim eski ata-babalarımızın akrabaları oldukları meselesini,<br />

çeşitli yönlerden ele alarak izah etmeye çaba göstermektir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!