Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Halk İçin Yapılan Her Şey Bizimdir<br />
Burjuvazi, sanatı üstün, özel yetenekleri<br />
olan, erişilmez insanların<br />
yapabileceği bir şey olarak tanıtıyor.<br />
Oysa sanat, bin yıllardır halkların<br />
dili olmuştur. Sanatın ortaya çıkışına<br />
baktığımızda, üretim faaliyetinin<br />
içindeki insanın acılarını, sevinçlerini,<br />
kendini hayatın içerisinde nasıl var<br />
ettiğini anlatma çabasından doğduğunu<br />
görürüz.<br />
Sanatın en önemli dallarından<br />
biri olan müzik de, halkımızın kendini<br />
anlatmakta kullandığı etkili bir<br />
araçtır. Türkülerimiz halkı anlatır.<br />
Halkın duygularını, düşünce tarzını<br />
tüm çıplaklığıyla gözler önüne serer.<br />
Halk için halkla birlikte savaşıyoruz.<br />
Sanatımız da halk içindir.<br />
Halkın özünü oluşturan halk sanatını<br />
daha da ilerletmek, yeniyle harmanlayarak<br />
halka kendi gücünü göstermektir<br />
amacımız. Bunu başarmanın<br />
ilk adımı da halkı tanımaktır. "Halk<br />
türküleri halkı anlama klavuzudur"<br />
diyemeyiz elbette. Çünkü halk, tek<br />
başına türkülerle anlatılamayacak<br />
kadar büyük bir deryadır. Ama yine<br />
de türküler halkın yaşamını görmemiz<br />
için bize ışık tutar.<br />
Halkımız kendi yaptığı türkülerde<br />
yeri gelir ekinini, buğdayını, hayvanını;<br />
yeri gelir sevdasını, hasretini,<br />
isyanını anlatır. Yani halk, kendi yaşamında<br />
belirleyici olan neyse, onu<br />
anlatır aslında. Tarlasındaki ürüne<br />
yağmur vurur, onun acısıyla türkü<br />
yakar; sevdalanır, dağlara taşlara<br />
anlatır sevdasını. Halk türkülerindeki<br />
benzetmelerin çoğunlukla bitkilerden<br />
ve hayvanlardan oluşması, halkın<br />
temel geçim kaynağının tarım ve<br />
hayvancılık olmasından kaynaklıdır.<br />
Alay edilsin diye yazılmamıştır<br />
o türküler. Halkımız o sözlerle ağlar,<br />
coşar, sevinir. Eğer o türküler bugünlere<br />
kadar gelebilmişse, halkın<br />
yüreğinde bir yeri olduğu içindir.<br />
Halk türküleriyle alay etmek,<br />
halkla alay etmektir. Halktan kopuk<br />
olanlar, kendini halktan üstün görenler<br />
ancak böyle yaparlar. Onlar,<br />
burjuvazinin "modernizm" adı altında<br />
dayattığı yozluğa teslim olanlar, halkına<br />
yabancılaşanlardır.<br />
Halkı aşağılayanlar, halktan korkanlardır.<br />
Bu derin korkunun nedeni,<br />
düzenlerini yıkacak olanın halk olmasıdır.<br />
Yenilik adı altında<br />
halkı inkâr<br />
edenler kaybedeceklerdir.<br />
Burjuvazi yozluk demektir.<br />
Halk kültürünü eğlence aracı olmaktan<br />
öte görmezler.<br />
Yaratan, mücadele ve halktır, biz<br />
yalnızca onu düzenleriz. Hiç bir müzik<br />
türünü küçümsememeliyiz. Halkın<br />
yarattıkları olmasaydı, yaratılanları<br />
anlatan türküler de olmazdı.<br />
Bundan 600 yıl önce Şeyh Bedrettin<br />
önderliğindeki halk "eşitlik, kardeşlik,<br />
hakça düzen" şiarıyla ayaklanmamış<br />
olsaydı, bugün Şeyh Bedrettin<br />
Destanı diye bir şey de olmazdı.<br />
Halk; gelenekler değerler yaratmış<br />
ve yarattıklarını da söze, besteye<br />
dökmüştür.<br />
Halk kültürümüzün hazinelerini<br />
burjuva sanatının zavallı paçavralarıyla<br />
karşılaştırmak ve değiştirmek<br />
boş bir çabadır.<br />
Devrimcilere düşen görev; halkın<br />
türkülerini yaşatmak ve geliştirmektir.<br />
Halk türkülerini yepyeni düzenlemelerle<br />
de söyleyebiliriz ama özünü<br />
inkar etmeyiz, unutmayız. Temel<br />
sorun "kimin için?" sorusunun cevabıdır.<br />
Halk için yapılan her şey<br />
bizimdir. Reddeden, küçümseyen,<br />
dalga geçen burjuvazidir.<br />
Sayı: 309<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
25 Mart<br />
2012<br />
linin tutuklanmasının ardından, Armutlu’da<br />
kurulan direniş çadırı, "Yıkımlara<br />
ve Tutuklamalara Karşı Açlık<br />
Grevindeyiz" duyurusuyla devam ediyor.<br />
17 Şubat’ta mahallenin girişine kurulan<br />
çadır bir ayını geride bırakırken,<br />
mahalle halkının ziyaretleri eksik olmuyor.<br />
Eylemin 27. gününde yıkımlara<br />
karşı bildiri dağıtılarak, 17 Mart’ta İstanbul<br />
Büyükşehir Belediyesi önünde<br />
yapılacak eyleme çağrı yapıldı.<br />
Duyuru, evler kapı kapı gezilerek<br />
de yapıldı. Direnişin 28.<br />
gününde mahalleden bir kişi<br />
satın aldığı odun sobası ile semaveri<br />
direniş çadırına getirdi.<br />
Çadır, Armutlu halkını birleştirme<br />
ve yıkımlara karşı bilinçli<br />
hale getirme işlevini görmeye<br />
devam ediyor.<br />
Evimiz Barkımız Her<br />
Şeyimizdir Yıkanın<br />
Ocağını Söndürürüz<br />
Gazi Halk Cephesi, yıkımlara karşı<br />
mahallede çalışmalar yürütmeye devam<br />
ediyor. Sekizevler ve Mezarlık bölgesindeki<br />
gecekonduların bulunduğu yerlerde<br />
“Evimizi Yıkanın Villasını Yıkarız-Halk<br />
Cephesi” yazılamaları yapıldı.<br />
18 Mart günü Pazar Caddesi sonunda<br />
bulunan parka, yıkımlara karşı<br />
çadır kuruldu. Çadırın kurulduğu akşam<br />
türküler söyleyen Halk Cepheliler’i<br />
halktan ziyaret edenler oldu. Geç saatlere<br />
kadar mahallenin yaşlı insanlarıyla<br />
çadırda oturulup sohbetler edildi.<br />
Ertesi sabah mahallelilerin getirdiği<br />
kahvaltılıklarla hep birlikte kahvaltı<br />
yapılıp, paylaşımın bir örneği gösterildi.<br />
Çadırda imza toplandığını duyan gecekondu<br />
halkı imza atmak için çadıra<br />
gelmeye başladı ve kısa sürede onlarca<br />
imza toplandı.<br />
Halk Cephesi’nin yıkım karşıtı kampanyası<br />
dahilinde 10 gün kurulu kalacak<br />
çadırda yapılacak program ile halka<br />
AKP’nin yalanları teşhir edilecek ve<br />
barınmanın hak olduğu anlatılacak.<br />
30 MART’TA <strong>KIZILDERE</strong>’YE GİDİYORUZ 15