Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
BİREYSEL EMEKLİLİK<br />
Alınteriyle çalışan halkımızın en büyük hayallerinden<br />
birisi, ilerleyen yaşlarda emekli olup rahat bir hayat sürmektir.<br />
Yıllarca alınteri döküp, patronların ceplerini doldurması<br />
için çalıştırılan her emekçinin, bu emeğinin<br />
karşılığında rahat bir hayata kavuşma özlemi gayet normal<br />
ve meşrudur. Fakat içinde yaşadığımız sömürü sistemi,<br />
yıllarca çalışanların emeği ve iş gücünü sömürmekle<br />
kalmıyor, gelecekte yaşayacağı rahat yaşam hayallerini<br />
de çalıyor ve bunun karşılığında kazanç sağlıyor.<br />
Ülkemizde emekli olmanın ve o emekliliği rahat ve<br />
huzur içinde geçirmenin hayal olduğu-imkansız olduğu<br />
dönemde, ortaya "bireysel emeklilik" diye bir şey<br />
atıldı. Aylarca-yıllarca, reklamları-tanıtımları yapılan<br />
"bireysel emeklilik"le, emekli olma hayalini kaybedenlere<br />
tekrar çeşitli vaatler sunulup bu sözde fırsattan yararlanmaları<br />
gerektiği anlatıldı. Halbuki görünen güler<br />
yüzlü reklamların arkasında tamamen farklı bir amaç<br />
yatmaktaydı. En başta zaten "bireysel emeklilik" denen<br />
aldatmacanın gerçek adının "bireysel yatırım danışmanlığı<br />
hizmeti" olmasıdır. Bu danışmanlık hizmetinin<br />
emeklilikle uzaktan yakından alakası yoktur.<br />
Bir tefeci misali işleri yürüten bu sistem, başvuranların<br />
paralarıyla kendini ayakta tutmaktadır.<br />
Örneğin, çalışma hayatınız boyunca bu bireysel<br />
yatırım danışmanlığı hizmetine sürekli para yatırıyorsunuz,<br />
bu hizmet size 55-56 yaş arası emeklilik sunacağını<br />
vaad ediyor, ama "emeklilik" dedikleri şey<br />
sizin paranızı taksitlere bölerek size geri vermeleri.<br />
Üstelik tamamını bile vermiyor. Çünkü bu taksitlerin<br />
vadelerini, sizin 90-100 yaşınıza kadar yaşayacağınızı<br />
düşünerek ayarlıyorlar. Böylelikle ölüm yaşı<br />
ortalamasının 67 olduğu bir ülkede, geri kalan yıllara<br />
ödenecek vadeler şirketlere hibe edilmiş oluyor.<br />
Ayrıca bu işin bir de "fakirden alıp zengine verme"<br />
yönü de var. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye<br />
Bakanı Mehmet Şimşek, bireysel emekliliğe devletin<br />
%25 katkı payı vereceğini açıkladılar. Bireysel emeklilikten;<br />
niteliği gereği, genelde maddi durumu iyi, yüksek<br />
gelirli kişiler yararlanmaktadır. Halkın ödediği vergilerden<br />
alınan paralar katkı payı olarak bu sisteme aktarılacak<br />
ve sigorta tekelleri daha da zenginleştirilecektir.<br />
Hem halkın gelecek hayalleriyle oynayıp yalnızca<br />
hayal olarak kalmasını sağlıyorlar, hem de hayal ticaretiyle<br />
kazandıkları paralarla, zaten zengin olanların son<br />
yıllarını daha da zengin yaşamalarını sağlıyorlar.<br />
Zaten ömür boyu zenginlerin rahatı için alınteri<br />
döküp çalışan halkın; "bireysel emeklilik" gibi sahte<br />
hayallere ihtiyacı yoktur. Bu tür sahte hayallerle halkın<br />
hem duygularını hem de parasını sömürenler, artık ellerini<br />
halkın üzerinden çekmelidirler. Onların elleri<br />
halkın üzerinden çekilmediği sürece, açlık ve yoksullukla<br />
yıllarca mücadele edip, yaşlandığında huzur bulmak<br />
isteyenler, o huzuru bulmaya fırsat kalmadan<br />
hayattan emekli olacaklardır.<br />
Yaşlılalarımız emeklilik yerine üretimin içinde<br />
olmaya devam etmelidir. Ve emekli olmak bir kurtuluş<br />
olarak görülmemelidir. Bunun yerine yapabilecekleri<br />
kadar ama mutlaka halkın içinde, hayatın içinde<br />
olmalıdırlar. Bunu bu düzende gerçekleştirmek<br />
mümkün değildir. Çünkü halklar, posaları çıkartılana<br />
kadar sömürülmektedir. “Bireysel emeklilik” dedikleri<br />
şeyin bir aldatmaca olduğunu görmeliyiz.<br />
ülke sınırları içerisinde işçileri, tüm<br />
emekçileri örgütlemek, kendi burjuvazisi<br />
ile savaşarak, devrimi gerçekleştirmek<br />
ve iktidarı kurmaktır. Dolayısıyla<br />
stratejisini, taktiklerini de<br />
buna göre belirlemek durumundadır.<br />
Çünkü üzerinde yaşadığı vatanın ekonomik,<br />
siyasal ve sosyal şartlarını ve<br />
yine o vatanda yaşayan halkların<br />
tarihi, gelenekleri, değerleri, inançları,<br />
piskolojik durumu vs. dikkate almadan,<br />
tahlil etmeden, çözümlemeden doğru<br />
bir strateji belirlemesi de mümkün<br />
olmaz. Belirlenen strateji ve taktikler<br />
doğrultusunda başlatılacak devrimci<br />
mücadele, enternasyonalist görevlerin<br />
yerine getirilmesininde olmazsa olmaz<br />
şartıdır. M-L’ler yaşadıkları vatanda<br />
mücadeleyi geliştirmedikleri sürece,<br />
enternasyonalistlik iddiasında bulunamazlar.<br />
Evet, kendi halklarının bağımsızlığı<br />
ve o topraklarda yaşayan<br />
halkların özgürlüğü için savaşmayıp<br />
“dünya devrimi” peşinde koşanlar<br />
ne enternasyonalist olabilir, ne de<br />
Marksist-Leninist olabilirler...<br />
Vatanseverlik ve<br />
Enternasyonalizm<br />
Birbirine Karşıt Değil,<br />
Birbirini Tanımlayan<br />
Olgulardır!<br />
Millilik ve enternasyonalizm kavramlarını<br />
tam olarak tanımlayabilmek<br />
için, vatan kavramının mücadelemizde<br />
ne anlam taşıdığını, hiçbir<br />
muğlaklığa yer bırakmayacak şekilde<br />
tanımlamak gerekiyor.<br />
Kapitalizmin tekelci aşamasıyla<br />
birlikte burjuvazi ilerici misyonunu<br />
yitirmiş, siyasi olarak da gericileşmiştir.<br />
Emperyalizm çağının en ilerici<br />
sınıfı olan proletarya, burjuva devrimini<br />
gerçekleştirememiş ülkelerde<br />
bu misyonu da üstlenmiştir. Devrim<br />
demokratik nitelik kazanmıştır. Ve<br />
burada durmayarak kesintisiz bir şekilde<br />
sosyalizme ilerleyen devrim<br />
çizgisi bir zorunluluk olmuştur. Marksist<br />
litaratürde “Leninist Kesintisiz<br />
Devrim” olarak formüle edilen devrim<br />
anlayışı böylece tüm sömürge ve<br />
yarı-sömürge ülkelerin devrim çizgisi<br />
haline gelmiştir.<br />
<strong>MÜCADELEYİ</strong> <strong>BÜYÜTELİM</strong>!<br />
Sayı: 22 / 15 Temmuz 2012 25