25.12.2014 Views

MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM! - Yürüyüş

MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM! - Yürüyüş

MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM! - Yürüyüş

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

kronik hasta olduğu açıklandı. Diğer<br />

bir deyişle, 30 milyon düzenli "müşteri"...<br />

Ölümlerin %60'ı da kronik<br />

hastalıklardan kaynaklanıyormuş.<br />

TÜSİAD Sağlık Çalışma Grubu<br />

tarafından hazırlanan bu rapor, tekellerin<br />

yaptırdığı ön hazırlık raporudur<br />

aslında. Sağlığın paralı hale getirilmesiyle<br />

birlikte bu alanı ele geçirmek<br />

isteyen tekeller, yatırımlarını<br />

bu raporun sonucuna göre yapacaklar.<br />

En çok görülen hastalıklara göre<br />

şekillenecek sağlık ticareti... Hangi<br />

hastalık, hangi "alan" daha sürekli<br />

müşteri sağlıyorsa, oraya yatırım yapılacak.<br />

TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner,<br />

kronik hastaları "yük" olarak tanımlıyor.<br />

Diyor ki, "Ülkemizde 2002<br />

yılında yüzde 66 olan kronik hastalık<br />

yükünün 2020'de yüzde 80'e çıkması<br />

bekleniyor. Bu oran başlı başına,<br />

sağlık sektöründeki hizmet<br />

programlarının geleceğe yönelik<br />

planlanmasında dikkate alınması<br />

gereken bir uyarı niteliğinde."<br />

Tekellerin çıkarını gözeten sağlık<br />

sistemi, halkın hastalıklarının iyileşmesini<br />

de istemez. Sağlık sistemi<br />

asla sorun çözücü, tedavi edici olamaz…<br />

Tekellerin karı ve halkın çıkarı<br />

birbiriyle uzlaşmayan iki unsurdur.<br />

Tekeller ister ki halk daha fazla hasta<br />

olsun, daha fazla ilaç kullansın…<br />

Kesin tedavi şekillerini değil de yan<br />

tedavi şekillerini kullanarak hastanın<br />

hastalığının devamını sağlamak isterler.<br />

Tekellerin müşteri olarak gördüğü<br />

halkımız, sağlığın paralı hale getirilmesine<br />

izin vermemelidir. Hastane kapılarını<br />

bize kapatmak isteyen bu<br />

düzene karşı hakkımızı aramak için<br />

örgütlenmekten başka yolumuz yoktur.<br />

Bizi örgütlenmeye zorunlu kılan<br />

bu düzendir. Parasız sağlık hakkımıza<br />

sahip çıkalım…<br />

Direnmek Meşrudur,<br />

Katliamcılardan<br />

Hesap Soracağız!<br />

19-22 Aralık 2000’de “Hayata Dönüş” adı altında 20<br />

hapishaneye birden yapılan katliam operasyonunda 28 devrimci<br />

tutsak katledilmişti. Bu hapishanelerden biri de Ümraniye<br />

Hapishanesi’ydi. Katliamın sorumluları cezalandırılmadığı<br />

gibi devrimci tutsaklar direndiği için yargılanıyordu<br />

bu davada.<br />

Davanın 6 Temmuz’da görülen duruşmasına devrimci<br />

tutsaklar “19-22 Aralık Katliamı’nın Hesabını Sorduk<br />

Soracağız”, “Erdal Dalgıç Ölümsüzdür”, “Bedel Ödedik<br />

Bedel Ödeteceğiz” sloganları eşliğinde getirildi. Adliye<br />

önünde bekleyen TAYAD’lılar da sloganlara eşlik ederek<br />

evlatlarını sahiplendi.<br />

Duruşma öncesinde, TAYAD’lılar Üsküdar Adliyesi<br />

önünde bir eylem yaparak, katliamcıların cezalandırılmasını<br />

istediler. “19-22 Aralık Katliamı’nın Sorumluları<br />

Cezalandırılsın. Adalet İstiyoruz-TAYAD’lı Aileler” pankartının<br />

açıldığı eylemde TAYAD adına açıklamayı yapan<br />

Mehmet Güvel, devrimci tutsakların direnişinin<br />

yargılanamayacağını belirterek, katliamın sorumlularının<br />

cezalandırılmasını istedi.<br />

Açıklama “Katiller, bu dava ile katliamlarına meşruluk<br />

yaratmaya çalışıyor. Oysa tarih hükmünü çoktan vermiştir.<br />

Evlatlarımız zalime direnmiş olmanın gururuyla<br />

hücrelere karşı direnmeye devam ediyorlar. Katiller ise<br />

o gün yaptıkları katliamı savunamaz hale geldiler. F Tiplerini<br />

savunabilen kimse kalmadı. Tecrit herkesi etkiliyor.<br />

Tecriti kabul etmeyeceğiz. Tecritin evlatlarımızı diri<br />

diri tabutluklara gömmesine izin vermeyeceğiz. Evlatlarımıza<br />

açılan bu davalar düşürülmeli, asıl katiller cezalandırılmalıdır.<br />

Devrimci tutsaklar onurumuzdur!”<br />

sözleri ile sona erdi.<br />

25 kişinin katıldığı eylemden sonra duruşmaya katılmak<br />

için Adliye’ye geçildi.<br />

Yapılan savunmalarda Fikret Kara; “Yargılanması gereken<br />

katliamı planlayanlardır. Saldırıya karşı direnmek<br />

meşrudur. Burada saldırıya uğrayan devrimci tutsaklar yargılanmaktadır.<br />

Devrimci tutsaklar yargılanamaz. Katliamcılar<br />

er ya da geç hesap verecek.” dedi.<br />

Ümit İlter, savunmasını yazılı olarak verdi. Ayrıca bir<br />

konuşma yaptı. Konuşmasında, Pir Sultanlar’dan Mahirler’e<br />

direnmenin meşru bir hak olduğunu, hiçbir katliamcının<br />

bugün adının geçmediğini, direnenlere ise halkın sahip<br />

çıktığını ve katliamcılardan hesap sorulduğunu, bundan<br />

sonra da yeni şehitler verilerek hesap sorulmaya devam<br />

edileceğini, Erdal Dalgıç’ın hesap sorarken şehit düştüğünü<br />

anlattı.<br />

Sonrasında söz alan devrimci tutsaklar da direnmenin<br />

meşruluğunu anlatarak, Ahmet İbili’nin saldırıyı durdurmak<br />

için feda eylemi yaptığını, bu eylemi askerlere duyurmasına<br />

rağmen askerlerce kurşunlandığını belirterek<br />

yapılan katliamı anlattılar.<br />

Devrimci tutsaklar konuşmalarını “Katil Devlet Hesap<br />

Verecek”, “Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz” sloganlarıyla<br />

bitirdi. Mahkeme bir sonraki duruşmayı 19 Kasım’a<br />

erteledi. Devrimci tutsaklar salondan sloganlarla ayrıldı.<br />

<strong>MÜCADELEYİ</strong> <strong>BÜYÜTELİM</strong>!<br />

Sayı: 22 / 15 Temmuz 2012 49

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!