25.12.2014 Views

MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM! - Yürüyüş

MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM! - Yürüyüş

MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM! - Yürüyüş

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Kürt Sorununda Amerikan Operasyonu Sürüyor!<br />

Kimse Boş Hayallere Kapılmasın! Halkı Boş Hayallerle Oyalamasın!<br />

Bu Düzende Kürt Sorununun Çözümü Yoktur!<br />

Bağımsız Milletvekili Leyla Zana<br />

14 Haziran 2012’de Hürriyet gazetisiyle<br />

yaptığı röportajda “Ben Erdoğan’ın<br />

bu işi çözeceğine inanıyorum.<br />

Buna dair umudumu, inancımı<br />

asla yitirmedim” sözlerinden<br />

sonraki gelişmeleri 24 Haziran tarihli<br />

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı<br />

<strong>Yürüyüş</strong> dergisinde yazmıştık.<br />

Zana bu açıklaması ile burjuvazi<br />

tarafından el üstünde tutulurken Kürt<br />

milliyetçi hareket tarafından yoğun<br />

bir şekilde eleştirildi. Eleştirilerin<br />

temeli Zana’nın bu görüşmesinin bir<br />

AKP operasyonu olduğu, Kürt hareketini<br />

bölüp, parçalamayı hedeflediği<br />

yönündeydi.<br />

BDP Eş Başkanı Selehattin Demirtaş;<br />

“Her kim Başbakan’dan<br />

umutluysa bu saflıktır. AKP gibi<br />

düşünmektedir. Cumhuriyet tarihinin<br />

en sinsi asimilasyon politikalarını<br />

yürüten parti AKP olmuştur”<br />

diyerek Zana’yı AKP ile aynı dili<br />

konuşmakla suçlamıştı.<br />

KCK Yürütme Konseyi ise yaptığı<br />

açıklamada “Yurtsever çevre ve kişilerin<br />

Kürt halkının geliştirmekte<br />

olduğu direnişi zayıflatan, AKP’nin<br />

faşizan amaçlarına ümit veren açıklamalardan<br />

uzak durması, buna<br />

özen göstermesi sorumlulukları gereğidir”<br />

diyerek uyarmıştı. (Yeni<br />

Özgür Politika, 16 Haziran 2012)<br />

Mustafa Karasu ise Özgür Politika<br />

gazetesindeki yazısında Zana’yı açıktan<br />

hedef aldı: “Leyla Zana'nın konuşmaları<br />

çözümle de, barışla da<br />

ilgili olmayan konuşmalardır. Türkiye'nin<br />

Güney Kürdistan'daki siyasi<br />

ilişkilerinin başka bir tezahürüdür.<br />

Leyla Zana bunları söylemeden çok<br />

kısa bir süre önce Güney Kürdistan'daydı.<br />

Zaten güneyli siyasetçiler<br />

AKP'lilerle ilişkileri gereği her zaman<br />

'AKP iyidir' demişlerdir. Dolayısıyla,<br />

Leyla Zana'nın söyledikleri<br />

de çözüm ve barış için bir değer<br />

ifade etmiyor. Sadece Kürdistan'da<br />

etkisizleşen AKP'ye bir nefes verme<br />

anlamına geliyor.”<br />

Zana, Kürt milliyetçi hareket tarafından<br />

doğrudan eleştirilince, Kürt<br />

milliyetçi harekete angaje olmuş reformizim<br />

ve oportünizm tarafından<br />

da eleştirildi.<br />

Ancak Leyla Zana tüm eleştirilere<br />

rağmen Erdoğan hakkında söylediği<br />

sözlerin arkasında durdu ve Başbakan<br />

Erdoğan’dan görüşme talebinde bulundu.<br />

30 Haziran’da Başbakan Yardımcısı<br />

Beşir Atalay’ın da katıldığı<br />

1 saat 40 dakika süren Erdoğan<br />

Zana görüşmesi yapıldı.<br />

Zana-Erdoğan görüşmesinden bir<br />

gün önce KCK Yürütme Konseyi<br />

Başkanlığı tarafından “teslim ol”<br />

çağrıları yapılarak savaşın durdurulamayacağı<br />

belirtilen 29 Haziran tarihli<br />

açıklamada şöyle denildi: “Bu<br />

yönlü çaba sahibi olduğunu iddia<br />

edenler, önce tüm Kürt beyin güçlerine<br />

ve örgütlü yapılarına karşı KCK<br />

adı altında sürdürülen bu faşizanırkçı<br />

sürek avını durdurarak işe başlamalıdır.<br />

Bunu yapmadan direnen<br />

güçlere teslim ol çağrısını yapmak,<br />

sadece ve sadece AKP devletinin<br />

geliştirdiği psikolojik savaşa hizmet<br />

etmiş olacaktır. (...) Özellikle ‘KCK<br />

operasyonları’ adı altında Kürt halkını<br />

güçsüzleştirmeye dönük yeni bir<br />

konsept geliştiren AKP-Gülen Koalisyonu’nun<br />

en temel amacının Kürt<br />

siyasetini parçalamak, bölmek ve<br />

bazılarını teslim almak olduğunu<br />

unutmadan bütünlüklü bir duruş sağlamak<br />

her yurtseverin ve demokratın<br />

temel görevi durumundadır.<br />

(...) Yoğun bir psikolojik harp<br />

propagandası ve Kürt halkının direncini<br />

kırmaya dönük çeşitli taktikler<br />

eşliğinde sahte çözüm umutları yaratılırken<br />

Kürt toplumunu güçsüz<br />

kılma, kolunu kanadını kırma saldırılarına<br />

hız verilmektedir. Bu ortamda<br />

şiddet ve devlet terörüyle direnen<br />

özgürlük dinamiklerini tasfiye<br />

etme ve Kürt halkını teslim almada<br />

karar kılmış bulunan özel savaş koordünatörlüğünden<br />

merhamet dilenmek,<br />

kendini avutmak ve toplumu<br />

boş beklentilere sokmaktan başka<br />

bir anlama gelmemektedir.<br />

(...) Bugün Türkiye emekçi sınıfının<br />

ezilen tüm kesimlerle dayanışma içinde<br />

mücadeleyi yükseltme koşulları<br />

daha fazla gelişmiş bulunmaktadır.<br />

İşçi ve emkçi kesimlerin, demokratların,<br />

sol çevrelerin, Alevilerin, Kürtler’in<br />

samimi müslümanların ve ezilen<br />

diğer tüm kesimlerin AKP faşizmine<br />

karşı ortak cephede birleşerek mücadele<br />

etmesi zamanı gelmiştir” diyor<br />

ve bu temelde ortak mücadeleye çağırıyor.<br />

KCK Yürütme Konseyi’nin 29<br />

Haziran tarihli açıklamasında söyledikleri<br />

bu sözlerine katılıyoruz. Ancak<br />

KCK Yürütme Konseyi bu eleştirileri<br />

yaparken önce dönüp kendine bakmalıdır.<br />

Biz onyıllardır Kürt milliyetçi hareketini<br />

bu temelde eleştiriyoruz.<br />

Birincisi; Devletin Cumhuriyetin<br />

kuruluşundan bugüne, Kürt halkına<br />

yönelik imha, ilhak ve asimilasyon<br />

politikaları biçimsel olarak farklı şekillere<br />

bürünse de öz olarak hiç değişmemiştir.<br />

Bu AKP’nin 10 yıllık<br />

iktidarı boyunca da değişmedi.<br />

İkincisi; durum böyle iken ‘90’ların<br />

başından beri Kürt milliyetçi hareket,<br />

“barış” politikalarıyla, “ateş<br />

kese” ilanlarıyla, emperyalistler başta<br />

olmak üzere oligarşinin şu ya da bu<br />

kesimlerini çözüm umudu olarak<br />

göstererek halkı hep; “çözüldü-çözülecek”<br />

beklentisi içine sokmuştur.<br />

Kürt milliyetçi hareket AKP’nin<br />

10 yıllık iktidarının büyük bölümünde<br />

AKP politikalarını açıktan ya da<br />

zımmen desteklemiştir. Oligarşi içi<br />

çatışmada AKP politikalarının aracı<br />

olmuştur.<br />

Üçüncüsü, KCK Başkanlık Konseyi’nin<br />

belirttiği gibi AKP-Gülen<br />

40 15 Temmuz 2012 / Sayı: 22 KENTSEL DÖNÜŞÜM YIKIMINA, YAĞMA VE TALANA KARŞI

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!