Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
GENEL SAĞLIK<br />
SAĞLIKSIZ BESLENME KOLON<br />
KANSERİ İÇİN RİSK FAKTÖRÜ MÜ?<br />
Prof. Dr. Abdullah İğci – <strong>Memorial</strong> Şişli <strong>Hastanesi</strong> Genel Cerrahi Bölüm Başkanı<br />
Kolon kanseri görülme sıklığı<br />
yaşla birlikte artmaktadır.<br />
Vakaların yaklaşık %95’i 40<br />
yaşın üzerindedir.<br />
40 yaş grubunda risk 100 binde<br />
14 iken, 60 yaşın üzerinde bu<br />
rakam 10 kat artış göstermektedir.<br />
Bir insanın yaşam boyu kolorektal<br />
kansere yakalanma riski % 4’tür.<br />
Ailesinde kanser<br />
olmayanlar da risk altında<br />
Kolon kanserinin % 15’i ailesel veya genetiktir. Bu tip kanserler daha<br />
genç yaşta görülmektedir. % 85 oranında ise ailesinde olmayanlarda<br />
ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle ailesinde kolorektal kanser olmayanlar<br />
da 50 yaşından sonra 5-10 yılda bir kolonoskopi ile takip altında<br />
olmalıdır. Aile bireylerinde kolorektal kanser öyküsü bulunan kişilerin ise<br />
40 yaşından sonra 5-10 yılda bir düzenli olarak kolonoskopi yaptırması<br />
çok önemlidir.<br />
Kolon kanserinde en önemli neden polipler<br />
Kolorektal kanserlerin % 85’i kolonda oluşan poliplerden gelişmektedir.<br />
Ancak poliplerin bazı tipleri dışında hepsinin kansere neden olduğu<br />
söylenemez. Bu nedenle tarama kolonoskopileri ile kolonda polip<br />
görüldüğünde, polipektomi yapılarak kanserleşmeden polip aşamasında tanı<br />
konulması mümkün olmaktadır.<br />
Kolorektal kanserlerin oluşumunda; aşırı yağlı diyetle beslenme, şişmanlık,<br />
sigara ve alkol tüketimi hafif risk faktörleri olarak sıralanmaktadır. Fazla<br />
miktarda kırmızı et tüketimi, daha önce kalın bağırsakta polip tespit edilerek<br />
bu bölgeye müdahale edilmesi ve pelvis bölgesine radyoterapi yapılması da<br />
orta risk grubunda değerlendirilmektedir. İleri yaş, doğum yeri ve coğrafi<br />
bölge, bununla ilişkili beslenme alışkanlıkları kolon kanseri ile ilgili risk<br />
faktörleridir. Kalın bağırsaklarda genetik yaygın poliplerin (familyal polipozis)<br />
olması ve uzun yıllar ülseratif koliti olanlarda da kanser riski yüksektir.<br />
Beslenme alışkanlıklarına dikkat edilmeli<br />
Kolon kanserinin oluşumunda diyetin de çok büyük etkisi vardır. Lifsiz,<br />
posa bırakmayan gıdalar özellikle fast food türü beslenme şekilleri,<br />
kalsiyumdan fakir gıdalar ve hayvansal proteinlerden özellikle kırmızı etle<br />
beslenme, kolon kanserinin oluşmasında önemli nedenlerdir. Kolonda safra<br />
asitlerinin miktarındaki artış da kolon kanseri için risklidir. Bunu nötralize<br />
eden gıda ise kalsiyum ihtiva eden sütlü besinlerdir. Bazı vitaminler kolon<br />
kanserinde koruyucu rol oynamaktadır. Bunlar; A, C, D ve E vitaminleridir.<br />
Kolon kanserinden korunmak ya da hastalığın vücuda verdiği zararı en aza<br />
indirmek için öncelikle bol posalı, kalsiyumlu gıdalarla beslenmek, düzenli<br />
tuvalet alışkanlığı kazanmak, yürüyüş gibi egzersizler yapmak önemlidir.<br />
Riskin arttığı yaşlardan itibaren 5-10 yılda bir kolonoskopi yaptırmak ve<br />
yılda bir kez gaitada gizli kan bakılması gerekmektedir.<br />
Erken tanı için düzenli kontrol önemli<br />
Kolorektal kanserin erken tanısı için bazı belirtileri takip etmek çok<br />
önemlidir. Dışkılama alışkanlığındaki değişiklikler, kabızlık ve ishal, gaitada<br />
incelme kolon kanserinin önemli göstergeleridir. Zaman zaman gaita ile<br />
birlikte kan gelmesi ile kansızlık da mutlaka incelenmesi ve ileri tetkik<br />
yapılması gereken durumlardır. Kolon kanseri ileri evrede bağırsakta<br />
tıkanmalara yol açar. İlerlemiş kolon kanserlerinde; karında ağrı, şişlik,<br />
ele kitle gelmesi, karında sıvı toplanması veya diğer organlara yapışarak<br />
aralarında fistül oluşması görülebilir. Kolon kanserlerinin en çok yayıldığı<br />
organ ise karaciğerdir. Bu nedenle karaciğerin de düzenli takip altında<br />
olması önemlidir.<br />
Öncelikli tedavi cerrahi<br />
Kolon kanserinin tek ve en etkili tedavisi cerrahidir. Cerrahi başarılı bir<br />
şekilde yapılıp, kanserli bölge tam olarak etrafındaki lenflerle ile birlikte<br />
çıkarıldığında, hastanın yaşam süresi ve kalitesi de yükselir. Ameliyatta<br />
kalın bağırsağın kanserli bölgesi çıkarılır ve kalan bağırsak uçları tekrar<br />
birbirlerine dikilerek bağırsağın devamlılığı sağlanır. Son yıllarda bu<br />
ameliyatlar laparoskopik olarak yapılmakta, karın duvarından açılan<br />
deliklerden girilerek, kalın bağırsağın kanserli kısmı çıkarılmakta ve<br />
bağırsak uçları tekrar birbirine dikilmektedir. Ameliyat sonrası bazı hastalar<br />
kemoterapi tedavisi de görmektedir.<br />
28<br />
Memory Mart - Nisan - Mayıs 2013