22.11.2012 Views

peyami safa kitabi

peyami safa kitabi

peyami safa kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

109<br />

Vefâtının 50. Yılında Peyami Safa Kitabı<br />

Eğer bu cevaplar gazetelerin mahdut sütunlarında görünen kısa ve eksik<br />

tercüme-i hâllerden azıcık fazla malumatı ihtiva edebilmişler ise, bu esercik de<br />

gayesine vasıl olmuş sayılır.<br />

Çocukluğu ve Gençliği<br />

Mini Mini Mustafa – “Bu Küçük Yaman!” - Mektebe Nasıl Başladı? –<br />

İkinci Mektebi – Pederinin Vefâtı – Çiftlikteki Hayatı – Askeri Rüştiyesinde –<br />

“Kemâl” İsmini Nasıl Aldı? – Harbiye’deki Faaliyetleri<br />

Mini mini Mustafa, halis Türk yavrusu, bundan kırk iki sene evvel<br />

Selanik’te yeryüzüne geldi. Pembe beyaz, sarışın mavi gözlü bir afacandı.<br />

Ma’ruf bir Türk taciri olan babası, bu sevimli yavru ile hakiki sermayesine<br />

kavuşmuştu. Mustafa çabucak söz söylemeye başladı, çabucak yürüdü etrafını<br />

çabucak tanıdı. Deha ilk yaşlarında, büyük bir zekânın tohumunu taşıdığını belli<br />

ediyor, bazı pek zeki çocuklarda görüldüğü gibi, yaşından ve başından büyük<br />

işlere akıl erdirmeye uğraşıyordu. Bazı adam sarrafları, daha o zamandan küçük<br />

“Mustafa”nın annesine, babasına dediler ki:<br />

–Bu küçük, yaman!<br />

Küçük yamandı, onu ne yapıp yapıp, yaşına başına bakmadan mektebe<br />

göndermek lazımdı, anası babası hemen hazırlık yaptılar, yeni esvap diktiler,<br />

sırmalı bir cüz çantası aldılar, başına bir tâc koydular, küçük “Mustafa”yı<br />

mutantan bir alayla mahalle mektebine başlattılar.<br />

Fakat bu mektebin sahibi bir kadındı, yavrunun kıvılcımlı zekâsını<br />

tatmin edecek tedris usulünü bilmiyordu, Mustafa mektepte birkaç gün<br />

kalabildi, oradan alınıp (Şemsi Efendi) mektebine verildi. Bu yeni mektep, o<br />

zaman Selanik’in en asrî müesseselerinden sayılıyordu. Mahalle mektebinin<br />

usulsüzlüğüne ve nizamsızlığına karşılık, Şemsi Efendi’nin mektebinde<br />

programlı bir darü’t-tedris hayatı vardı.<br />

Yavru mektebini sevdi, ibtidai tahsilini orada bitirdi. Fakat ne yazık ki<br />

bu saadet uzun sürmedi: Pederi vefat etti. Validesi yetimini yanına aldı,<br />

dayılarının çiftliğine götürdü; ana oğul, orada, bir müddet köy hayatı yaşadılar.<br />

Mustafa, ilk hürriyet ve istiklal terbiyesini bu çiftlikten aldı: Tabiatın hür<br />

kucağında koştu, sıçradı, büyüdü. Vücudu ve zekâsı kuvvetlendi.<br />

Selanik’e tekrar geldi, evvela mülkiye idadisine kabul olundu, sonra<br />

kararını değiştirerek askerî rüştiyesine girdi.<br />

Bu mektepte muallimlerinin ve arkadaşlarının derhal gözüne çarptı:<br />

Sözleri ve fikirleri serbest, muntazam, muhakemesi sağlamdı. Fart-ı hassasiyeti,<br />

iyi düşünmesine mani olmuyordu. Bundan dolayı hem riyaziyede, hem de<br />

edebiyatta istidat gösterdi. Fakat riyaziyesi daha kuvvetli idi, kaideleri süratle<br />

zaptediyor, kavrıyor, meseleleri suhuletle halletmeğe muvaffak oluyordu.<br />

Sınıfta müzakereci oldu. Yalnız sınıfta değil, bütün mektepte “Mustafa” bir tane

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!