22.11.2012 Views

peyami safa kitabi

peyami safa kitabi

peyami safa kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Celal Bayar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü<br />

idi. Fakat mualliminin ismi de “Mustafa” olduğu için ona “Mustafa Kemâl”<br />

dediler, şehid-i hürriyet Nâmık Kemâl’in adıyla karâbeti de bu kararın<br />

sebeplerinden biri idi. İşte bugün kürre-i arzın her tarafına yayılan “Kemâl”<br />

ismini askeri rüştiyesinde aldı.<br />

Mektepte Fransızcası geri kaldığından hususi çalışıyor, bu mühim garp<br />

lisanını mutlaka öğrenmek istiyordu. İlk zamanlarda bazı şiirler de yazmak<br />

istemişti, kitabet mualliminin ihtarı üzerine bu hevesinden vazgeçti, fakat güzel<br />

yazı yazmak iştiyakına hayatının her anında mağlup oldu.<br />

Mekteb-i harbiyeye girdiği zaman, atık memleketinin bulunduğu<br />

vaziyeti etraflı düşünebilecek halde idi. Korkunç istibdadın tazyiki onun kalbini<br />

de sıkıyordu. Memleketin hürriyet ihtiyacını hemen takdir etti, arkadaşlarını da<br />

bu fikre alıştırmak, siyasî mücadelelerinde yalnız kalmamak için mektepte el<br />

yazısıyla bir gazete çıkardı. Bu gazete, Mustafa Kemâl Efendi’nin ilk cesaret<br />

eseridir. Zaten hassas, mütefekkir ve cesurdu. Hassasiyetine şiir merakı,<br />

muhakemesine riyaziye muhabbeti, cesaret ve soğukkanlılığına da Harbiye’de<br />

başlayan siyasi faaliyetleri delildir.<br />

Mektebin zabitleri bu ateşîn gence tehditkâr bakıyorlardı, ehemmiyet<br />

vermedi, gazetesini çıkardı; bazı arkadaşları ona meçhul tehlikelerden<br />

bahsettiler, ehemmiyet vermedi, gazetesini çıkardı; nihayet mektep müdürü<br />

sınıfı bastı, gazete nüshalarını ele geçirdi, şiddetli ihtarlarda bulundu, fakat<br />

Mustafa Kemâl Efendi yine ehemmiyet vermedi, yine gazetesini çıkardı.<br />

Mektebi bitirinceye kadar fikirlerini serbestçe söylemekten, bir tek<br />

nüshalı gazetesine yazmaktan, hürriyet lehinde mücadele etmekten vazgeçmedi.<br />

Daha bu ilk gençliğinde bile hem hassas, hem soğukkanlı idi. Şiddetli<br />

teheyyüçlere düşüyor, fakat bu teheyyüçlere hâkim olmasını biliyordu.<br />

Mızmızlardan, korkaklardan, müteredditlerden, ne korkar ne bulaşırlardan çok<br />

nefret ederdi. Döneklikten hiç hoşlanmazdı. Verdiği sözü tutmayanlara, yalan<br />

söyleyenlere kızardı. Maamafih sırası gelmedikçe hissiyatını izhar etmezdi.<br />

Başladığı işi bitirmeden rahat edemezdi. Mâniler onun için nâziyâne-i teşvik<br />

olurdu.<br />

Büyük zaferimizden sonra Ankara’da irad ettiği meşhur Nutuk’taki şu<br />

cümle hatırlardadır: “Bazı kimseler, bizim bu mühim işi başaramayacağımızı<br />

zannetmişlerdi. Onlara teşekkür edelim, zira şevkimizi arttırdılar.” Filhakika,<br />

Mustafa Kemâl Efendi, gençliğinde de mânilerden ürkmek şöyle dursun, çelik<br />

azmine ayrıca kuvvet vereceğini bildiği için müşkilatı bekler, hatta arardı.<br />

Kuvvetli seciyyelerin en bariz alameti de müşkilata ve mânilere karşı<br />

hissedilen bu mukavemet zevki değil de nedir?<br />

Hülasa, büyük serdarımızı bugün muvaffakiyete ulaştıran kabiliyetlerin,<br />

cümlesi, ilk gençliğinde iyice tezahür etmiştir.<br />

110

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!