Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
71<br />
Vefâtının 50. Yılında Peyami Safa Kitabı<br />
MATMAZEL NORALİYA’NIN KOLTUĞU: MODERN BİLİNÇ<br />
VE KORKUNUN ŞUURU<br />
Yrd. Doç. Dr. İmran GÜR<br />
Nâmık Kemâl Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi,<br />
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü<br />
Sözlü anlatımın yazılı anlatıma dönüşmesinden başlayarak masal ve<br />
destandan romana geçişte türün kendi içindeki değişikliklerle birlikte değişen ve<br />
gelişen anlatım meselesi, roman sanatını oluşturan temel unsurlarından birisidir.<br />
Anlatma, tarihi gelişim çizgisi içinde masal, destan ve roman türlerinin belirgin<br />
vasfı olarak onları anlatmaya bağlı metinler biçiminde ifadeyi gerektiren ilk ve<br />
en önemli kavramlardan biridir. Anlatımın biri gösterme diğeri anlatma olarak<br />
ortaya çıkan iki belirgin tutum etrafında ortaya konulduğunu görmekteyiz.<br />
Temel olarak bu iki yöntemden göstermeyi, başlangıçtan realist romanın ortaya<br />
çıkışına kadar tiyatronun; anlatmayı da masal ve destan devrinden başlayarak<br />
romantik romanı da içine alacak biçimde roman türünün ana anlatım malzemesi<br />
olarak kullandıklarını görmekteyiz. Realist romanın göstermeyi anlatmanın<br />
yerine kullanmaya başlamasıyla anlatma yöntemi yerini romanın günümüze<br />
kadarki gelişimi içinde çok değişik anlatım tekniklerine bırakmış ve romanın<br />
gelişiminin önemli bir parçası olarak onunla birlikte yeni anlamlar kazanmıştır.<br />
Bunlar arasında bizi en çok ilgilendiren pek çok açıdan modern romanın<br />
başlangıcı olarak kabul edebileceğimiz realist romanın gösterme yöntemini<br />
anlatma tekniği olarak kullanmasıdır. (Kantarcıoğlu, 2004: 56 -75) Böylece<br />
anlatım yerini göstermeye bırakırken roman kişisi de olabildiğince materyalist<br />
ilkelerle toplumsalın karşısına konumlanır. Modern roman ise realist romanın<br />
hemen yanı başında doğar ve birey denilen ve realizmde kendisini toplumsal<br />
koşulların karşısında sosyal bir varlık olarak tanımlayan sosyal varlığı öznel<br />
bilinçle tanımlayan bir tutum içine girer.<br />
Modernist romanın belirgin özelliği toplumsalın karşısında konumlanan<br />
realist roman kişisinin kendi bilinci karşısında konumlanan ve kendisini sahip<br />
olduğu ve olmaya çalıştığı bilinçle tanımlayan roman kişisine dönüşmesidir. W.<br />
Wolf, James Joyce gibi modernist yazarların öncülüğünü yaptıkları bilinç ve<br />
bilinçaltının romana girişinde şüphesiz Freud psikanalizi ve Bergson’un<br />
(Akarsu, 2010: 194- 205) yaratıcı tekâmül kavramının, durağan değil, akan<br />
bilinç tanımının etkisi yadırganamaz. Bireyin tarihsel zamanını değil de içsel<br />
zamanını bilinç ve bilinçaltının kaygan, parçalı, değişken yapısını anlatma<br />
isteğindeki modernistlerin en çok üstünde durdukları konu da şüphesiz bilinç ve