Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Celal Bayar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü<br />
özellikle belirtir. Yakup Kadri’de ise “Hayatın en mühim hadiseleriyle<br />
boğuşmuş bu köylü yavrusunun karşısında ben artık hiçbir şey bilmeyen, hiçbir<br />
şey anlamayan ve sanki korkunç bir masal diniyormuş da tüyleri<br />
ürpermişçesine bir köşeye sinmiş, otuz dört yaşında toy, ürkek bir küçücük<br />
çocuktum.” şeklindeki yaş tezatları ile çocuğa duyulan yüksek saygı verilmiştir.<br />
Her iki hikâyenin sonuna doğrudan Anadolu veya Anadolu insanı<br />
yüceltilmektedir.<br />
Peyami Safa’nın “Anadolu’da Bir Gece” adlı hikâyesi ile Tülin<br />
Karaca’nın tespit ettiği Peyami Safa’nın hikâye tenkitleri arasında birkaç aykırı<br />
unsur bulunduğunu söyleyebiliriz. Örneğin; “Cumhuriyet Devri’nde hikâye<br />
türünde eser veren yazarların, geniş halk yığınlarını temsil eden tip<br />
niteliğindeki kahramanları seçmeleri. Peyami Safa Maupassant tarzında bir<br />
olaya dayanan ve küçük bir roman gibi kurulmuş hikâyeleri şiddetle tenkit<br />
eder.” (Karaca 2010: 154 -157) şeklindeki Peyami Safa’da tenkit ettiği bu iki<br />
özelliğin de kendi hikâyesinde mevcut olduğunu görmekteyiz.<br />
Peyami Safa’nın hikâyesinde sunduğu sonuç bölümünün bir benzerine<br />
Yakup Kadri’nin “Hüseyin Çavuş” adlı hikâyesinde rastlamaktayız. “Hüseyin<br />
Çavuş bizim nazarımızda artık deminki abus ve haşin hancı değildi. O, kim bilir<br />
nice yıllar hasretini çekeceğimiz koca bir İmparatorluğun son kalan taşı<br />
üstünde bize ‘milli iman’dan daha kuvvetli bir şey öğreten ve ‘Millî<br />
mefkûre’den daha yüksek bir din telkin eden bir Resul gibi idi.”<br />
(Karaosmanoğlu 1981: 70) cümleleri, Anadolu hakkında milli duygu ve<br />
düşünceleri canlandıran bir anlatım tarzıyla “Anadolu’da bir Gece” hikâyesine<br />
benzer özellik göstermektedir.<br />
“Anadolu’da Bir Gece” ve “Himmet Çocuk”ta çocuk, on üç; “On Dört<br />
Yaşında Bir Adam”da ise isminden de anlaşıldığı gibi on dört yaşındadır. On üç,<br />
on dört yaşlarındaki bir çocuk üzerine yüklenen savaş ve maişet gibi unsurlar<br />
okuyucuya bir dram tablosunu çizmektedir. Yakup Kadri’nin “On Dört Yaşında<br />
Bir Adam” adlı hikâyesi, gerçek bir olaya dayanmaktadır. Yakup Kadri Millî<br />
Savaş Hikâyeleri adlı hikâye kitabını “Anadolu hatıraları” ser-levhası ile<br />
bastırılabileceğini bile söylemektedir (Öztürk 2007: 68). Ayrıca Cevdet Kudret,<br />
Yakup Kadri’nin hikâyelerinden bahsederken onun hep gözlemlerden<br />
yararlandığını da söylemektedir ( Kudret 1987: 115).<br />
Yazar millî duyguları eserlerinde yansıtsa; hatta eserleri Millî mücadele<br />
döneminden bahsetse bile esere, savaşı anlatan hikâye diyemeyiz. Bu şekilde bir<br />
ifade romanları için kullanılmıştır. Mehmet H. Doğan’ın: “Savaşı enine boyuna<br />
tartışmadıktan savaşın toplumsal düzeyde yarattığı geçici ya da kesin<br />
değişimleri sergilemedikten sonra, savaşı yalnızca bir zaman göstergesi olarak<br />
almakla “savaş romanı” ya da savaşı anlatan bir roman yazılmış olmayacağı<br />
açıktır.” ifadelerinin hikâye için de geçerli olduğunu düşünmekteyiz. Bu yüzden<br />
Peyami Safa’nın “Sözde Kızlar” ve “Biz İnsanlar” adlı romanları gibi<br />
84