Sayı: 324<strong>Yürüyüş</strong>5 Ağustos2012HalkDüşmanıAKP6 Bin Engelli Çocuk AKPİktidarının Umurunda Değildir!MilliE ğ itimBakanlığıÖzel EğitimKurumları yönetmeliği 21 Mayıs'tayürürlüğe girdi. Bu yönetmeliğe göreengelli çocuklar özel eğitim ve rehabilitasyonhizmetinden mahrum bırakılmışolacak. Buna neden olarak gösterilenise; uygun şartların sağlanamamasıve özel eğitimden yararlanabilmeleriiçin eğitime devam şartınınkoyulması. Yönetmeliğin bir diğer kuralıise ders devam takibi için getirilenkimlik doğrulama sistemi. Her seansbaşında ve sonunda eğitime giren engellilerve eğitimcisi avuç içi damar taramayöntemiyle kimliğini doğrulatarak,kimlik doğrulanmadığı takdirde seansagiremeyecek.Bu uygulamanın yanısıra "ders devamtakibi" için yapılacak olan kimliktarama sisteminde kimlik doğrulanmadığındao seansın telafisi mümkündeğil. Engelli çocukları dahi denetimialtına alması, AKP iktidarının nasıl birkorku içerisinde, güvensizlik içinde yaşadığınınbir göstergesidir. Öyle ki, engelliçocuklardan korkusu değildir buelbette. Nasıl bir sömürgen olduğunungayet farkında olan AKP, gölgesindendahi korkar olmuştur.Zorunlu eğitim döneminde olanengellilerin özel eğitim alabilmesi içinörgün eğitime devam ettiğinin belgelenmesişartı koşulmuş durumda. Fakatengelli çocukların örgün eğitim almalarıda mümkün değildir. Öyle ki; örgüneğitim okullarında engelli çocuklariçin uygun fiziksel koşullar yok. Servishizmeti, tekerlekli arabalar, asansör,engellilere uygun tuvalet vb. gibi gerekenkoşullar yok. Okulların engellileriçin kaynaştırma sınıfları, özel alt sınıflaraçmaları gerektiği halde açmamayıtercih ediyorlar. Açılan sınıflardaise gerekli tedbirler alınmıyor. Bukoşullarda da çocuklar örgün eğitimedevam edemiyor. Ve bununla birlikteözel eğitim ve rehabilitasyon eğitimi örgüneğitime devam ettiğinin belgelenmesişartına bağlanmış durumdadır.Yani sözde hizmet veriyor görüntüsüyleaksine tüm hakları ellerindenalınıyor engelli çocukların.AKP iktidarı engelli çocuklarıneğitim hakkını çalıyor.Engelli çocukların eğitimi büyük birsabır, emek, özveri istemektedir. Tümbunlarla birlikte fiziksel donanımı tamolarak sağlanmış rehabilitasyon merkezleriözel eğitim sistemi gerektirmektedir.Şimdi bu yönetmelikle 6 binengelli çocuk sürekli olarak tedavigerektiren bu hastalıklarıyla yaşamayazorlanacaktır. Resmi anlamda hizmetveren rehabilitasyon kurumları1958 yılından beri engelli çocuklarıneğitimiyle görevlendirilmiştir.Bu kurumlarda, yeterli eğitiminverilmemesi, ödenek ayrılmaması, fizikselkoşulların maddi manevi koşullarınsağlanmaması gibi çeşitli sorunlaryaşanmıştır. Bu da engelli çocuklarınruh ve beden sağlığına yansımıştır.AKP hükümetinin buna 'çözümü'ise, bu eğitim hizmetini köktenortadan kaldırmaya hizmet etmiştir. Engelliçocuklar AKP iktidarının gündemindeancak bu şekilde olabilir.AKP iktidarının eğitime yönelikgündeminde, eğitimi paralı hale getirilenokulların kapısını halk çocuklarınakapatan, güvenlik adı altında öğrencileriÖzel Güvenlik Birimleri ve polisterörü altında tutan, parasız eğitim isteyenöğrencilere onlarca yıllık cezalaryağdıran politikalar vardır. Kaldı ki,6 bin engelli çocuğun eğitimi için harcanacaködenek miktarı nedir ki? Bu rakam,milyonlarca dolarla sömürülenülke için hiç de önemli bir miktar değildir.Fakat AKP o kadar kan emici kiengelli çocukların eğitimini bile çalmaktadır…6 bin engelli çocuk AKP iktidarınınumurunda değildir.6 bin engelli çocuğun sosyal faaliyetlereaçlığı, 6 bin çocuğun sabır veözveriyle bir eğitim ihtiyacı, 6 bin engelliçocuğun özel eğitim ve rehabilitasyonhizmetlerine olan ihtiyacı, buradaoldukları sürece yüzlerinde oluşanmutluluk, 6 bin engelli çocuğun evlerindehapsolması, çevresine, insanlarakorkuyla bakması, AKP iktidarınınumurunda değildir.AKP iktidarı 6 bin engelli çocuğuneğitim hakkını gaspedecek, çalacak kadarhalka düşmandır.Biz Halkız!Bu Vatan Bizim!Halk DüşmanlarınınYasaları Halkın GücüÖnünde Anlamsızdır!27 Temmuz günü, ÖrnektepeHalk Kitaplığı önündeki, Neşe AltenParkı’nda “Yıkımlara Karşı BirleşelimDirenelim İktidara Halkın YenilmezGücünü Gösterelim” başlıklıpanel yapıldı.Panele konuşmacı olarak DevrimciMücadelede Mimar-Mühendisler’denMühendis Mehmet Göçebe,Halkın Hukuk Bürosu’ndan Av.Günay Dağ, Alibeyköy Halk Komitesi’ndenŞevket Avcı katıldı. Bir buçuksaat boyunca Örnektepe halkıylaAKP’nin Kentsel Dönüşümyalanına karşı neler yapabileceğitartışıldı. Panele 90 kişi katıldı.Mahalle halkından bazıları, “Azkişiyiz, ne yapabiliriz” dedi. Bunakarşı Şevket Avcı “Biz de on kişiylebaşladık, sonra 70 kişi olduk.Şimdi binlerce kişiyle miting yapıyoruz.Bizi evlerimizden atmak istiyorlar.Kapımıza panzerler, gaz bombalarıdayanmadan biz yüz bin kişiyleBüyükşehir Belediyesi önüne gitmeliyiz.Yıkımları durdurabiliriz.Biz halkız!” dedi...Örnektepe Mahallesi'nde yıkımlarakarşı ilk defa panel yapılmasınarağmen, izleyiciler umutla ayrıldı...Komite kurmanın önemi, örgütlenmeninönemi anlaşıldı...20ÖĞRETMENİMİZ, ÖNDERİMİZ, KOMUTANIMIZ
Ders: Örgüt İçindeBirey OlmakSevgili Devrimci Okulun öğrencileri,Merhaba! Bu haftaki dersimizde,Örgüt İçinde "Birey Olma"yıele alacağız. Sözünü ettiğimiz elbetteki"bireyci" anlayış, "bireyci"çalışma tarzıdır.Bireyci çalışma tarzına sahip devrimci;kolektif kültür ve komitelerleçalışma yerine rekabet içinde, kendikişisel hırslarını yerine getiren, tek başınaçalışan, işlerini de tek tek kişilerleyerine getiren kişidir. Kısaca, "biz"kavramının yerine, "ben, ben, ben"diyen kişidir.Bireyciliğin temeli, burjuva toplumuntemelini oluşturan kutsal özelmülkiyettir. Toplum tarafından insanüstünde yapılan baskıdan doğmuştur.Bir savunma psikolojisidir.Örgütlü mücadele içinde bu durumbir çelişkiyi barındırır.Her şeyden önce uğrunda savaştığımızsosyalist düzende herşeyin ortaküretilmesi ve paylaşılması esastır.Sosyalizm, kolektivizm demektir.Doğal olarak da örgütlülüklerimizde,kurumlarımızda; kısacası örgütlü mücadeleiçinde yer aldığımız her yerdebu değerleri oluşturmak ve çalışmalarımızıkolektif bir tarzda örgütlemekzorundayız.İktidar mücadelesi her şeydenönce örgütlü bir mücadele demektir.İktidar tek tek kişilerin mücadelesi iledeğil, halkın örgütlü gücü ile alınır.Hepimiz Tek BaşımızaBir Hiçiz, AncakBirleşince Güç Oluruz!İki Birden Büyüktür!Her şey bu kadar açık ve nettir.Kolektivizm örgütlülüktür. Örgütlülükise bireyin sonudur. Eğer biralanda kolektif bir çalışma tarzı geliştirilmiyorsaarada örgütlülük yoktur.Orada bireylerüzerinden yapılanişler vardır. Bu daörgütlülüğün sonunugetirecek çalışmatarzıdır. Kolektivizminişletilmediğiyerdevar olan örgütlülüklerdüşmanınbir saldırısında yok olur gider.Kolektivizm en ileri örgütlülük biçimidir.Kolektivizm sayısal bir çoğunluğunda ötesinde örgütlülüğün gelişimidemektir.Bireyciliği yıkıp yerine devrimciÖRGÜTİÇİNDE BİREYOLMAK,MİLYONLARINİÇİNDE TEKBAŞINAKALMAKTIR!kültürü koymak devrimciliğin birgereğidir."Kendisi devrimci olmayanlardevrimci yetiştiremez, kitleleri örgütleyemez"(Kongre Belgeleri) Devrimcilikbir yaşam biçimidir; duyguve düşüncede, çalışma ve yaşam tarzında,"birey" olmaya karşı çıkılarakyapılabilir.Bireycilik Burjuvaİdeolojisinin Sonucudur!Örgütlülük bir deniz gibidir. "Tek birdamla nedir ki" sözünü duymuşuzdur.Denizi meydana getiren damlalarınbirleşmesidir. Bu damlalar birbirindenayrı durabilir mi? "Örgütlülük, içindebirey olmak"da, bu örgütlülük denizindebir damla olmayı becerememekanlamına gelir. Olsa olsa "denizin üzerinedüşen bir kibrit çöpüdür" Bundandolayı yalnızdır, tektir. Denizdeki damlalardan,yani örgütlülük içindeki kitlelerdenkopmuştur. Hareketle, halklabir bütün olamaz.Birey olarak kendi başına iş görmek,tek başına iş yapmak aslında birtercihtir.Devrimciliğin doğasında olan örgütlüçalışma tarzının karşısına bireyciçalışma tarzı konulursa bir tercih yapılmışolur. Özünde ideolojik bir tercihtir.Bireycilik burjuvazinin kültürüdür."Yalnız çalışmayı seviyorum","yalnızçalıştığım zaman dahaverimli olduğumu düşünüyorum","tamam, o işi yaparım ama yanımakimseyi vermeyin, ben yaparım!"Örgütlü mücadele içinde böylesöylenebilir mi, böyle düşünülebilirmi? Düşünülemez elbette.Ancak bu tarzı hakim kılan burjuvazidir.Düzenden devrimci saflarataşınan "BEN" sevgisidir.Ancak bencil insan yalnız çalışmayısever. Bildiğini hemen yanıbaşındakineöğretmez. Yanıbaşındakindende öğrenmez. Örgüt vekendisi ayrı yerlerdedir. Kendisine ait"doğruları" vardır. Sonuç olarak bireyciinsanın BEYNİ ÖRGÜTSÜZ-DÜR.Burjuvazi paylaşmamayı ve hiçkimseye güvenmemeyi öğretir."Yalnızlığı seviyorum" diyen amaaynı zamanda mücadele içinde olaninsanlarla bile karşılaşabiliriz. Yalnızlıksevilebilir mi? Hele bir devrimci,iktidarı alma mücadelesi içindeolan, sürekli kitleler içinde çalışmayürütmesi gereken biri bunu söyleyebilirmi?Aksi burjuva bireyci kültürün içimizdeyer bulması demektir.Kapitalizm, "İnsan, insanın kurdudur"der. Bencilliğin, bireyciliğin doğalolduğunu savunur. Oysa insan insanınkurdu değil, dostudur, yoldaşıdır.Kapitalizm karşısında birey yalnızve silahsızdır. Onu kurtaracak olanbirlik ve mücadeledir. "Bireycilik"deinsanın doğasında değil, bu sömürüsisteminin doğasında vardır. Ayrıcalıklıolmak, tek olmak, kendisi için çalışmak,başkalarından üstün olmak...bu düşüncelerin kökleri kapitalistdüzendir, burjuvazinin kültürüdür.Sayı: 324<strong>Yürüyüş</strong>5 Ağustos2012<strong>ÖĞRETTİKLERİNLE</strong> <strong>KAVGAYI</strong> <strong>BÜYÜTÜYORUZ</strong>!21