13.07.2015 Views

ÖĞRETTİKLERİNLE KAVGAYI BÜYÜTÜYORUZ! - Yürüyüş

ÖĞRETTİKLERİNLE KAVGAYI BÜYÜTÜYORUZ! - Yürüyüş

ÖĞRETTİKLERİNLE KAVGAYI BÜYÜTÜYORUZ! - Yürüyüş

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Oğlu Hapishanede Katledilen Bir Baba Haykırıyor:“BU NASIL BİR ADALET?”TAYAD’lı AilelerSayı: 324<strong>Yürüyüş</strong>5 Ağustos2012Yıllardır hapishanelerdeki işkenceyianlatıyoruz. Kimileri abarttığımızıdüşünerek, devlet bu kadar dayapmaz diyor. Ama hayat, işkencecidevlet gerçeğini her seferinde birkez daha gösteriyor.İşte, 27 Temmuz’da Sivas Hapishanesi’ndeişkence ile katledilen adlitutuklu Ali Cem Gündoğan’ın yaşadığıölüm bu işkence gerçeğinin enyakın örneği olmuştur.Hatırlanacağı gibi Engin Çeber,gözaltına alındığı polis karakolundabaşlayan işkencenin Metris Hapishanesi’ndedevam etmesiyle, sistemliişkenceler sonucu katledilmişti. Bukatliamla beraber, geniş bir kesim işkenceyive hapishanelerdeki uygulamalarıtartışır oldu. Devlet, göstermelikbir özür ile geçiştirmek istedi.Son zamanlarda “özür” artık üstündensorumluluk atmanın bir aracı halinegetirilmişti. Biz, bu oyunun bir parçasıolmadık ve “'Özür' değil, Adaletİstiyoruz” dedik. Adalet isteğimizsadece yargılananların ceza alması değildi.Adalet isteğimiz, bir yandankatillerin cezalandırılması ve asılolarak işkencenin siyasi sorumlularınıncezalandırılması iken diğeryandan bu işkenceye neden olan koşullarınortadan kaldırılması isteğimizdi.Çünkü, bu koşullar değişmedikçebaşka evlatlarımız işkence görmeye,katledilmeye devam edecekti. Bunuevlatlarımızın hapishanelerde, karakollardayaşadıklarından biliyorduk.Ve bu bilinçle adalet istemeye devamettik.Bir evladımız daha bu koşullariçinde işkence ile katledildi. Adli birdavadan Sivas Hapishanesi’nde hükümlübulunan Ali Cem Gündoğan,27 Temmuz günü yaşamını yitirdi. Fakat,bu ölüm sıradan bir ölüm değildi.Aile, cesedin üzerinde darp ve yaraizleri görmüştü. Yani, işkence görmüştüAli Cem.Bu yaşananlar üzerine Adalet Bakanlığımalum açıklamalarından birinidaha yaptı: “Hükümlü, alkol veuyuşturucu bağımlısıdır, kullanmadığındakrizler geçirmektedir,kendini yerden yere atmıştır…”Yani, işkence yoktur, hükümlü kendikendine zarar vermiştir, zaten bağımlıbirisidir, müstehaktır vs…Adalet Bakanlığı ve devlet yetkilileribu tür açıklamaları hapishanelerde,karakollarda yaşanan her ölümünardından yapmaktadır. Bunlarakimse artık inanmıyor. Ve haklı olarakaile soruyor: “BU NASIL BİRADALET?”Baba Ali Kaya Gündoğan, yaşananlarışöyle anlatıyordu: “Oğlumunkonulduğu Sivas Açık Ceza İnfaz Kurumuyönetimini aradık. Oğlumunmadde ve alkol bağımlısı olduğunu vealkol alamadığı zaman hırçınlaştığınısöyledik. Ayrıca emniyet yetkilileride cezaevi yönetimine bu konuda bilgivermişler. Benim oğlum birkaç sakinleştiriciyidoktor raporu ile kullanıyordu.Krize girdiği anda bu ilaçlarıkullandığı anda tamamen sakinleşiyordu.Oğlum 23 Temmuz günü SivasAçık Ceza İnfaz Kurumu'na teslimedildi. 24 Temmuz günü dövüldüktensonra hastaneye kaldırılmış. 2 gün hastanedekalıyor, durumu ağır olmasınarağmen bize hiçbir şekilde haber verilmiyor.Bizi arayıp 'Gelin cenazenizialın' diyorlar. Bu nasıl bir adalet?Oğlumu çok feci bir şekilde dövmüşler,hırpalamışlar. Oğlumu cezaevinegönderdiler. 4 gün sonra cenazesini aldık…Savcı bana 'Oğlun kendi kendisinezarar vermiş' dedi. Bu nasılolur? 'Vücudunda pek bir şey yok' dedilerama biz cenazeyi yıkadığımız zamanbaktık, kolu, omuz kısmından kırıktı,bacaklarında morluklar vardı.Ayak parmakları tamamen morarmıştı,vücudunun her yerinde darp izivardı. Burnu tam anlamıyla kırılmış veiçe gömülmüştü. Kafasının birçok yerindedarp izi ve kırık vardı, boynu kırılmıştı.Bize diyorlar 'Beyin kanamasındanölmüş.' Peki soruyorum; Birçocuk kapalı bir alanda kendisine budenli zarar verebilir mi? Nasıl yapabilirbütün bunları? Oysa biz ilaçlarıyla,haplarıyla oğlumuzu cezaevineteslim ettik. İlaçlarını kullandığı andasakinleşiyordu madem krize girmiş nedenilaçları verilmedi?”Kız kardeşi Tülay Gündoğan da“Ben cenazeyi gördükten sonra kardeşimindövülerek öldürüldüğündeneminim. Bir insan kendisine o derecezarar veremez. Kardeşim tek başınaydısavunmasızdı. Adım gibi eminimki kardeşim dövülerek öldürüldü.Herkes bize yardım etmeli, bu olayaçığa çıkmalı. Biz hakkımızı kesinliklearayacağız, o gencecik biriydi, onakesinlikle kıydılar” diyerek kardeşi AliCem’in işkence ile öldürüldüğünü anlatıyordu.Ali Cem adli bir davadan Dersim’detutuklanmıştı. Daha 24 yaşındaydı.23 Temmuz günü SivasHapishanesi’ne sevkedildi. Ve gittiğininertesi günü yediği dayaklar, gördüğüişkenceler nedeniyle hastaneyekaldırıldı. 27 Temmuz’da işkence ilekatledilmiş cesedi ailesine teslimedildi.İşkence, bir devlet politikasıdır.Bunun hapishanelerde, karakollardaolması sadece bir ayrıntıdır. Bakın ülkemizinkarakollarına, hapishanelerine;Son 10 yılda binlerce evladımızkatledilmiştir. Karakolda dayak, işkence,insanlık dışı uygulamalar…Hapishanelerde daha girişten başlayanonursuz aramalar, dayak, işkence,tecrit, cezalar… Tüm bu tablonuniçinde evlatlarımızın insanca koşullardayaşaması beklenebilir mi? Dahasıbu uygulamaları yapanların insanlığıne kadar kalmıştır? Ve sonuçolarak katledilen, işkence gören hepbizim evlatlarımız, halkın çocuklarıolmuştur. Ölüm hep bizim payımızadüşmüştür.İşkenceciler Cezalandırılsın!Katiller Halka Hesap Verecek!İşkence Yapmak Şerefsizliktir!28ÖĞRETMENİMİZ, ÖNDERİMİZ, KOMUTANIMIZ

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!