HAZAR WORLD - SAYI 43 Haziran 2016

www.hazarworld.com
İpek Yolu 2030 yılının ajandası için çok yüksek seviyede düzenlenen sempozyum hakkında ne düşünüyorsunuz?
METIN ATAÇ:
Birleşmiş Milletler çatısı altında böyle bir sempozyuma katıldığım için son derece mutluyum. Benim için büyük onurdu. İpek
Yolu’nun tarihsel önemi malum, sempozyumda da kapsamlı olarak konuşuldu. Ama özellikle yeni İpek Yolu ve bu yol üzerindeki
tehditler konuşulurken bu yolun devamlılığı konusunda da önemli mesajlar verildi. Ben de bu yol üzerindeki tehditler
neler olabilir, genel anlamda bu tehditlerle nasıl mücadele edilebilir, üst seviyede ve alt seviyede nasıl koordinasyon
kurulabilir gibi konularda açıklamalar yaptım. Yeni İpek Yolu’nun eskisinden daha önemli bir hale geleceğini düşünüyorum.
İpek Yolu 2030 ajandası için Birleşmiş Milletler’in bünyesinde TWESCO’nun organize ettiği ve birçok organizatörün de
dâhil olduğu bu sempozyumdaki panellerden birini yönettiniz. Görüşleriniz nelerdir?
HALIL AKINCI:
Bu toplantının Birleşmiş Milletler’de yapılması ilginç. Daha doğrusu sembolik bir anlamı var. Toplantının özeti: Birleşmiş
Milletler’in 2030 hedefleri ve İpek Yolu. İlginç bir şekilde ana İpek Yolu Çin’den başlar, Akdeniz’de biter ve bütün Türk
topraklarından geçer. Bugün de kesintisiz bir şekilde tüm Türk cumhuriyetlerinin topraklarından geçen tek yol. Kuzeye
ve güneye giden yolları da var fakat bunlar tali dallardır. Tam anlamıyla İpek Yolu’ndan bahsetmek gerekirse, Doğu-Batı,
Batı-Doğu eksenindedir. O da Türk topraklarından geçer. Hazar Strateji Enstitüsü olarak üzerinde çalıştığımız konulardan
en önemlisi İpek Yolu’nun canlandırılmasıdır. Ayrıca ben Türk Konseyi’ni kuran genel sekreterdim. Orada da önem
verdiğimiz ve Türkiye’nin de önem vermesi gereken konu şu: Çin ve Asya’nın gerisiyle olan ticaretimizde yol bütün Türk
topraklarından geçerse bu bizim için güvenli demektir. O bakımdan bu sempozyumda bu konunun vurgulanması önemliydi.
Birçok mesaj verildi ve sizin de dediğiniz gibi mesajlar İpek Yolu’nun yeniden hayata geçmesi ve modernizasyonu
yönündeydi.
HALIL AKINCI:
Evet şimdi modernizasyon zamanı. O zamanlar deve vardı, katır vardı; şimdi elimizde her türlü ulaştırma imkânı var.
Üzerinde durmamız gereken husus; multi-modal transportation (çok modlu taşımacılık) dedikleri Hazar geçişi. Mallar
trenle gelir, arkasından konteyner teknolojisi sayesinde onları gemiye almak mümkündür. Malı boşaltmadan sadece konteynerleri
kullanarak, tren, kamyon, gemi gibi çeşitli vasıtalarla da nakletmek mümkün. Teknik olarak HASEN’de bu konular
üzerinde çalışıyoruz. Yayınlarımıza baktığınızda da genellikle bu konular üzerinde yoğunlaştığımızı görebilirsiniz.
HAZAR WORLD
17