10.03.2016 Views

Gündem Güncel

Bulten120

Bulten120

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

MAKALE<br />

50<br />

gördükten sonra bizi gemiyle Çanakkale’ye<br />

getirdiler. Savaşın şiddetini ben ilk defa orada<br />

gördüm, öyle ki denize düşen gülleler suları<br />

metrelerce yukarı fışkırtıyor, gökyüzünde havai<br />

fişekler geceyi gündüze çeviriyordu. Her taarruzda<br />

bizden de Türklerden de yüzlerce insan<br />

can veriyordu. Hepimiz Türklerdeki gayret ve<br />

cesareti gördükçe şaşırıyorduk, teknolojik yönden<br />

çok üstün olduğumuz gibi sayı bakımından<br />

da fazlaydık. Anlayamadığımız bu cesareti<br />

ve kuvveti onlara veren güç neydi? Bunu zaman<br />

içinde anladım, İngilizlerin bize anlattığı gibi<br />

Türkler barbarlıktan değil kalplerindeki vatan<br />

sevgisinden bize böyle saldırıyorlarmış. Bunu<br />

nasıl anladığımı söyleyeyim: Biz karaya çıktık;<br />

taarruz edemiyoruz, anında püskürtüyorlar,<br />

tekrar taarruz ediyoruz, bizi tekrar püskürtüyorlar.<br />

Derken böyle bir taarruz anında başımdan<br />

yediğim dipçikle kendimden geçmişim”.<br />

İhtiyar adamı meraktan ağzım açık şekilde dinliyorum,<br />

savaşın dehşetli anılarını anlatırken<br />

halsiz ve bitkinliğine rağmen tir tir titremeye<br />

başladı.<br />

Adamcağız devam ediyor: “Gözlerimi açtığımda<br />

kendimi yabancı insanların arasında buldum;<br />

nasıl korktuğumu anlatamam. Çünkü<br />

İngilizler Türkleri bize vahşi, barbar olarak tanıttılardı<br />

ya. Kendime baktım yaralarımı sarmışlar,<br />

bana da hiç öfkeli bakmıyorlar, bir de çantalarındaki<br />

yiyeceklerinden ikram ettiler, hâlbuki<br />

iyi biliyordum onların yiyecekleri çok azdı ve<br />

bu haldeyken bile kendileri yemeyip yiyeceklerini<br />

bana ikram ediyorlardı. Bunu görünce şoke<br />

oldum. Kendi kendime dedim ki ‘Bu adamlar<br />

isteseler şu anda beni öldürürler ama öldürmüyorlar<br />

veyahut önceden de öldürebilirlerdi<br />

hâlbuki beni cephenin gerisine götürüp bir de<br />

tedavi etmişler. Biz esirlere misafir gibi davranıyorlar’.<br />

Bu duygularla ‘Yazıklar olsun bana! Böyle<br />

asil insanlarla niye savaşıyorum ben? Neden<br />

savaşmaya gelmişim? Bu İngiliz milleti ne kadar<br />

yalancıymış, ne kadar da Türk düşmanıymış’<br />

diyerek çok pişman oldum fakat bu pişmanlığım<br />

o durumumda fayda etmiyordu. Bu iyiliğe<br />

karşılık ne yapsam diye günlerce düşündüm.<br />

Nihayet bizi serbest bıraktılar, memleketime<br />

döndüm. İşte memlekete döndüğümde Türk<br />

milletini ömür boyu unutmamak için koluma<br />

dövmeden bu Türk bayrağını yaptırdım.”<br />

Gözlerim doldu, ihtiyara bakıyorum fakat söyleyecek<br />

bir şey bulamıyordum.<br />

“Talihin cilvesine bakın ki o zaman ölmek üzereyken<br />

yaralarımı iyileştirerek sıhhate kavuşmama<br />

çaba sarf eden Türklerdi şimdi de Amerika<br />

gibi bir yerde yıllar sonra beni iyileştirmeye<br />

çaba sarf eden yine bir Türk. Ne garip değil mi?<br />

Avustralya’dan Amerika’ya gelirken bir Türkle<br />

karşılaşacağımı hiç ummazdım. Size minnettarım,<br />

siz Türkler gerçekten çok merhametli insanlarsınız.<br />

Bizi tarih boyunca hep kandırmışlar,<br />

buna bütün kalbimle inanıyorum”.<br />

Artık o da ağlıyordu, “Bana adınızı söyler misiniz?”<br />

dedi. “Ömer”. Bu defa amca bana merakla<br />

sordu: “Peki niçin Ömer ismini vermişler sana?”<br />

“Babam Müslümanların ikinci halifesi isminden<br />

ilham alarak bana Ömer adını koymuş”.<br />

“Yahu senin adın Müslüman adı mı?” “Evet,<br />

Müslüman adı”.<br />

Yüzüme baktı baktı sonra birden doğrulmak istedi,<br />

ben mani olmak istedim fakat o ısrar etti.<br />

İhtiyarın ısrarına dayanamayıp yatakta oturmasına<br />

yardım ettim, gözleri dolu doluydu, yüzü-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!